Kaftan, ramazanın birkaç yıldır yaz mevsimine denk geldiğini ve bu yıl oruç süresinin genelde 16 saat civarında olduğunu hatırlattı.
Kontrolsüz yüksek tansiyonu olan, hipertansiyon hastalarının, ciddi kalp yetmezliği bulunan ya da son 6 ay içinde kalp krizi geçirenlerin, hastaneden yeni taburcu olanların, idrar söktürücü veya çok fazla ilaç kullananların oruç tutmasını önermediklerini ifade eden Kaftan, oruç tutan bazı kalp hastalarının ise ramazan sonunda beklemedikleri şekilde daha sağlıklı halde karşılarına çıkabildiğini de söyledi.
İFTAR SOFRALARINI SADELEŞTİRİN
Kaftan, oruç süresinin uzun olmasının etkisi ve gelenekler gereği sofraların çok çeşitle hazırlandığını ifade ederek, yenilen ve içilenlere çok dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi.
İftar sofralarını sadeleştirerek oruç açmanın daha sağlıklı olduğunu kaydeden Kaftan, "Hurma çok güzel kalori veriyor, gün boyu kaybettiklerimizi karşılayabiliyor, bağırsak hareketlerini düzenleyebiliyor. Çorba ve suyla açılan oruçtan sonra hafif yiyecekler sebze sonrasında az bir egzersiz ve aralıkla yemek yenmelidir. Çok ağır yiyecekler, zengin, yağlı ve donatılmış sofraların hepsini bitirmekten kaçınmak lazım" diye konuştu.
İFTARDAN SONRA SPOR YAPILMASINI ASLA ÖNERMİYORUZ
Sporun günlük yaşamın olmazsa olmazlarından olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Asuman Kaftan, şunları söyledi:
"Kalp hastası olsun olmasın, oruç tutanların ağır sporlardan kaçınmaları gerekiyor. Salon sporları ise her zaman açık havada yapılan yürüyüşten daha ağırdır ve kalori kaybı fazladır. İftardan sonra spor yapılmasını asla önermiyoruz. Biraz dinlenip, hafif yürüyüş yapılabilir. Ramazan boyunca ağır sporlar asla önermiyoruz. Kalp hastalarımız için yüzme ve yürüyüş en sağlıklısıdır."
