
Yaşar Erkan, Türkiye Cumhuriyeti'nin olimpiyatlarda aldığı ilk altın madalyayı kazanan sporcu, güreşçi. Yaşar Erkan, 1936 Yaz Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan sonra "Şampiyonluk kürsüsünde şanlı bayrağımız şeref direğine çekilirken kendimi tutamadım, gözlerimden yaşlar sel gibi aktı. Yüz yirmi bin kişinin ve Hitler'in önünde bayrağımızı şeref direğine çektirmek ve ayakta güzel marşımızı dinletmek zevklerin en güzeli ve en büyüğüdür." diyerek büyük bir coşkuyu yaşadığı saatlerde Türkiye'de bir memur da Mors alfabesi ile tıkır tıkır bir telgraf çekmektedir Berlin'e... "Kendin küçüksün; ama memleket için önemli bir iş yaptın. Artık adın Türk spor tarihine geçti. Çok yaşa Yaşar!". Telgraf Mustafa Kemal Atatürk'ten gelmektedir. Daha sonra Erkan'a Atatürk tarafından bir ev armağan edildi, aynı zamanda sporcunun soyadı olan ve çaresiz anlamına gelen Naçar Atatürk tarafından bir topluluğun ileri gelenlerinden anlamındaki Erkan olarak değiştirilmiştir. Yaşar Erkan aynı zamanda bir terziydi.

İzmir Suikastı, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'ya 14 Haziran 1926 tarihinde, İzmir'de yapılması planlanan suikast girişimidir. Aralarında eski bakanlar, milletvekilleri ve valiler de bulunan bir grup kesim tarafından planlanmış ancak hayata geçirilmeden engellenmiştir. İnfazlar,13 Temmuz'u 14 Temmuz'a bağlayan gece İzmir'in çeşitli yerlerinde gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen idamların sonrasında cenazeler önce Merkez Hastanesi'ne götürüldü, üzerindeki eşyaların alınmasının ardından da Kadifekale yakınlarındaki Kokluca Mezarlığı'na defnedildi.


Fransız Devrimi veya Fransız İhtilâli (1789-1799), Fransa'daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulması ve Roma Katolik Kilisesi'nin ciddi reformlara gitmeye zorlanmasıdır. Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır. Sosyal bir akımı başlatan en büyük etkendir.Fransız halkı önceki döneme göre büyük bir evrim geçirmektedir. Halk bilinçlenmektedir ve sarayın, kralın, seçkinlerin denetiminden çıkmaya başlamıştır. Şehirlerde yaşayan pek çok burjuva, büyük bir atılım içindedir. Kitaplar yaygınlaşmakta, aileler çocuklarını üniversitelere göndererek sağlam bir gelecek kurma yolunu tutarak kültürel seviyeyi yükseltmektedir. Bağımsız yayıncıların çıkardıkları gazete, bildiri ve broşürler, kitlesel bilinçlenmeye yol açmaktadır. Bu koşullar da toplumsal değişim taleplerinin olgunlaşmasına yol açmıştır.