TARİHTE BUGÜN

13/18 29 Haziran 1939
HATAY DEVLET MECLİSİ TÜRKİYE'YE KATILMA KARARI ALDI
Hatay Devleti, İskenderun Sancağı'nın 2 Eylül 1938'de[1] bağımsızlığını ilan etmesi ile kurulmuş olan Türk devleti. 29 Haziran 1939 günü devletin yasama organı olan 22 üyesi Türk olan 40 üyeli Hatay Devleti Millet Meclisi'nin aldığı karar gereği Türkiye'ye katılmış ve Hatay ili olmuştur.
14 / 18 29 Haziran 1938
GENÇLİK VE SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURULDU

Devlet Bakanlığı'na bağlı olarak faaliyet gösteren, katma bütçeli ve tüzel kişiliği olan bir kuruluştur. Bu kuruluşun temeli, 14 Temmuz 1922'de 16 kulübün birleşerek, sporu disipline etmek amacıyla "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı"nı (TİCİ) kurmalarıyla atıldı. İlk başkanlığını Ali Sami Yen, başkanlıklarını da Burhan Felek ve Ali Seyfi'nin yaptığı Türkiye'nin ilk "çok sporlu spor örgütü" TİCİ, sporda demokrasi yolunda önemli adımlar attı. Devletin spor yönetimine ağırlığını koyması, spor konseyinin önerisi üzerine, 1936 yılında Türk Spor Kurumu'nun kurulmasıyla başladı ve bunu, 29 Haziran 1938 tarihinde 3530 sayılı yasayla bugünkü Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün kurulması izledi. Müdürlüğün başına da eski bir asker olan General Cemal Tahir Taner getirildi.

15/18 29 Haziran 1934
BİTLİS'TE YAŞAYAN ZARO AĞA 157 YAŞINDA YAŞAMINI YİTİRDİ

Zaro Ağa, bilimsel olarak kanıtlanmamış kaynaklara göre 157 ya da 160 yıl yaşamış, sözde Türkiye'nin en uzun yaşayan insanı ve bazı yabancı kaynaklara göre ise dünyanın en uzun yaşayan birkaç kişisinden biridir. Zaro Ağa, 10 Osmanlı padişahı, 28 sadrazam, 1 cumhurbaşkanı, 5 başbakan görmüş, 6 savaşa katılmış ve bazı kaynaklara göre yedi, bazı kaynaklara göre 13, başka bir kaynağa göre ise 29 kez evlenmiştir. Beşi kız, sekizi erkek 13 çocuğu ile 29 torunu olmuştur.

16/18 29 Haziran 1925
ŞEYH SAİD VE ADAMLARI İDAM EDİLDİ
Şeyh Said, Diyarbakır, Seyyid bir aileye mensup,Zazaların içinde ikamet eden Nakşibendi şeyhi. Müderris, mutasavvıf, müfessir ve muhaddis olan Şeyh Said, kendi adıyla anılan isyanın lideriydi. 29 Haziran 1925'te Şark İstiklal Mahkemesi tarafından Diyarbakır Dağkapı Meydanında idam edilen Şeyh Said, idam sehpasında iken son isteği sorulduğunda, kâğıt kalem ister ve kâğıda Arapça olarak, "Benim bu değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve dini içindir." yazar ve kelime-i şehadet getirerek idam edilir.