Spor yazarları Galatasaray - Beşiktaş maçını değerlendirdi! "Korktular"
Trendyol Süper Lig'in 8. haftasında Galatasaray ile Beşiktaş kozlarını paylaştı. İki ezeli rakibin zorlu randevusu karşılıklı gollerle 1-1 sona erdi. Mücadelenin ardından spor yazarları iki takımı değerlendirdi. İşte o yorumlar...
Galatasaray ile Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'in 8. haftasında 1-1 berabere kaldı. Tammy Abraham ile öne geçen Kartal'a Aslan, İlkay Gündoğan yanıt verdi. İki takım da sahadan birer puanla ayrıldı.
Milli ara sonrası birbirinden zorlu maçlara çıkacak olan iki takımdan ev sahibi ekibin serisi bir kez daha rakibi tarafından bitirilirken konuk takım ise zirve ile arasındaki puan farkını kapatmayı başaramadı.
Spor yazarları da derbiyi değerlendirdi. İşte o yorumlar...
ONUR ÖZKAN: KAZANAN YOK KAYBEDEN VAR!
Dakika 34… Beşiktaş 1-0 önde ve Davinson Sanchez atılmış… Maç sonu tabelada yazan skor ise 1-1...
Kağıt üzerinde bu derbinin kazananı ve kaybedeni yok.
Peki gerçekten öyle mi?
Futbolda teknik, taktik, yetenek, fizik güç tartışmasız çok önemli… Ancak bu 4 unsura konsantrasyonu ekleyemediğiniz zaman yapbozun kaybolan parçası gibi bir şeyler eksik kalıyor. Kenarda, "Her maçın senaryosu başkadır" gerçeğini unutan Okan Buruk, sahada da hala Liverpool zaferini yaşayan futbolcular olunca Galatasaray hiç ummadığı bir hikaye ile karşılaştı.
Galatasaray'ın bedenen çimlerde, kafa olarak başka yerde olduğu bir derbiye Beşiktaş tam tersine çok iyi hazırlanmıştı. Önce skoru 1-0'a getiren gol, ardından Davinson'un kırmızısıyla 3 puan artık altın tepside Beşiktaş'ın önündeydi. Peki, tamamen kroki pozisyonundaki rakibine bir darbe daha vurup nakavt etme şansı eline geçen Beşiktaş ne yaptı? İkinci yarı geriye çekilip rakibine cesaret verdi. Ardından Torreira'nın golü ve 1-1 biten bir derbi.
Maç öncesi beraberlik Galatasaray için kötü, Beşiktaş için iyi skordu. Ancak yaşananlara baktığımızda 90 dakikanın sonunda Galatasaray tartışmasız daha mutlu olan taraftı. Bu kadar kötü bir senaryodan yenilmeden çıkmak… İkinci yarıda verilen reaksiyon ve mücadelenin bunda payı çok büyüktü.
Sonuç olarak derbiden kazanan çıkmadı. Ama gecenin bir kaybedeni var. O da Beşiktaş!
EVREN TURHAN: KÖTÜ GÜNE RAĞMEN 1 PUAN
Galatasaray Liverpool zaferinin ardından yüksek moralle Beşiktaş derbisine çıktı.
Teknik direktör Okan Buruk, zorlu fikstüre rağmen kadroda rotasyona gitmedi. Ancak Sarı- Kırmızılılar maça istedikleri gibi başlayamadı. Özellikle savunmadan oyun kurulumunda ciddi problemler yaşandı. Gereksiz yan ve geri paslar, oyunun akıcılığını bozdu. Beşiktaş ise sahaya iyi yayıldı ve takım savunmasını doğru yaptı. Singo'nun sakatlanması Galatasaray adına büyük bir darbe oldu. Ardından Sanchez'in kırmızı kartla oyun dışı kalması, takımı 10 kişi bıraktı ve oyun planı ciddi anlamda aksadı. Bu noktada Barış Alper, sık sık top kayıpları yaptı ve takımın hücumda etkili olmasını engelledi.
Osimhen ön alanda çok mücadele etti ama yalnız kaldı. Takım fiziksel olarak da yorgun bir görüntü çizdi. Ancak ikinci yarıda, eksik kalmış bir Galatasaray izledik ama bu kez başka bir ruhla... Topa hükmeden ve daha fazla pozisyona giren bir Galatasaray vardı. Bu bölümde İlkay Gündoğan liderliğini gösterdi.
Oyunu yönlendirdi, pres yaptı ve skora da katkı verdi. Maçın son bölümünde oyuna giren Icardi ve Leroy Sane, Galatasaray'ın hücum gücünü artırdı. İki yıldızın sahaya adım atmasıyla birlikte maçın beraberlikle sonuçlanacağı adeta belli oldu. Galatasaray adına futbol anlamında kötü bir gündü. Bu kötü günde çok önemli bir derbide 1 puan alındı.
KARTAL YİĞİT: BÖYLE BULMUŞKEN!
Şunu baştan söylemekte fayda var. Beşiktaş için Galatasaray'ın sahasından 1 puan almak kötü değil. Ancak ilk golü bulmanın verdiği avantaj üstelik rakibinin 60 dakika 10 kişi oynamasını lehine çevirememek kötü. Sergen Yalçın maça oyunu kendi sahasında kabul edip Galatasaray'ın gol yollarını alan savunmasıyla tıkayıp ani bir golle de rakibini demoralize ederek başlamak istedi. Bunda da ilk yarı boyunca başarılı oldu. Liverpool zaferinin vermiş olduğu yorgunluk her halinden belliydi. Galatasaray ilk yarı sahada ne yaptığını bilmez haldeydi. Oyunun ikinci başlama düdüğüyle Galatasaray arkasına aldığı destekle bu kez Beşiktaş'ın üzerinde mutlak baskı kurdu.
Bunda aslında Siyah-Beyazlılar'ın gereksiz geriye yaslanması büyük etkendi. Halbuki Sergen hoca takımını daha çok öne çıkarabilse yorulmuş Galatasaray karşısında ikinci golü bulabilirdi. Kenardan Cengiz hamlesi gelince Beşiktaş rakip kaleyi bu kez yoklamaya başladı ve Rafa ile de net gol kaçırdı. Ancak hücum zenginliğini artıramayan Beşiktaş öne geçtiği derbi de galibiyeti koruma gücünü gösteremedi. Galatasaray ise evinde bu sezonun ilk puanın vermiş oldu.
Beşiktaş'ın toparlanması, seriyi sürdürmesi geleceğe umutla bakması adına önemli bir fırsat kaçtığını düşünüyorum. Beşiktaş belki de böylesine bir Galatasaray'ı bir daha bulamaz. O yüzden kazanması lazımdı. Yine de kadro kalitesini de göz önüne alırsak mücadele iyidi.
Ndidi ve Emirhan en çok göze giren isimlerdi.
NOT: Herhalde bu sonuça en çok Fenerbahçe sevinmiştir.
SİNAN VARDAR: YAZIK OLDU!
Beşiktaş, Galatasaray derbisine öyle bir başladı ki, Rams Park adeta buz kesti! Galatasaray'ın ilk dakikalardan itibaren oyunu domine edeceğini düşünenlerin hepsi yanıldı. Sergen Yalçın ve öğrencileri belli ki rakibi en ince ayrıntısına kadar çalışmış. Beşiktaş, ilk yarıda adeta ders gibi bir futbol oynadı. Eğer kalede Uğurcan o iki inanılmaz kurtarışı yapmasa, eğer Davinson Sanchez kırmızı kartla Rafa Silva'yı durdurmasa, devreye Beşiktaş belki de 4 farkla girebilirdi. İkinci yarıya gelince... Beşiktaş'tan beklenmedik bir geri çekilme geldi! 10 kişilik rakibini sahasına davet eden siyah-beyazlılar, kendi ceza sahasında yapılan anlamsız paslaşmaların bedelini ağır ödedi. Bu golde Mert Günok'un büyük hatası var.
Savunmaya gelen her topu sektirmede üstün başarı sağlayan (!) Djalo ise tam bir ayaklı bomba! Hediye edilen gol maçın kaderini de belirledi. Sergen hoca, 67. dakikada Cengiz Ünder'i oyuna alarak Beşiktaş'a yeniden ivme kazandırdı. Ancak Okan Buruk'un, sahanın en iyisi İlkay'ı -eğer sakatlık yoksaoyundan alması anlaşılır gibi değildi. Beşiktaş'ın son bölümdeki baskısı da kısa sürdü ve iki takım da beraberliğe razı oldu. Beşiktaş, fırsat ayağına kadar gelmişken galibiyeti elinin tersiyle itti. Deplasmanda alınan 1 puan kötü değil ama böylesine hazır yakalanmış bir Galatasaray karşısında galibiyet kaçtıysa, buna sadece bir kelimeyle yanıt veririm: Yazık oldu! Son olarak bir parantez de hakem Yasin Kol'a açmak lazım. Başarılı bir yönetim gösterdi. Demek ki TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun ona olan güveni boşuna değilmiş.
ALİ GÜLTİKEN: ANLAŞILAMAZ BİR DURUM
Başlangıç için doğru bir oyun stratejisi, sakin, dengeli, akıllı bir şekilde kontrolü rakibe vermeden devam eden bir süreç. Doğru bir çıkışla atılan 1 gol. Rakibi eksik bırakmak, sayısal üstünlüğü yakalamak tüm bunlar Beşiktaş'ın maç öncesi olmasını isteyeceği ve yakaladığı avantajlardı. İlk yarının bitimine kadar bu durum anlayışla karşılanabilirdi. İkinci yarı başlangıcıyla bambaşka bir durum ortaya çıktı. Sanki ilk yarıda elde ettiği avantajlar çokmuş ve rakip eksik değilmiş gibi kendi alanında bekleyen, baskı yapmayan bir Beşiktaş, anlaşılamaz hale geldi. Bu kadar önemli avantaja sahipken, ikinci devrede baskıyı senin yapman gerekirken, bunu gerçekleştirdiğinde rakibini zorlayabilecek birçok silahın varken bunların tam tersini yapmak anlaşılır bir durum değil. Beşiktaş'ın eline geçirdiği bu kadar önemli avantajı kullanamamış olmasının anlaşılır yanı yok. Bu maçta elde edilecek 3 puan yalnızca Beşiktaş'ı zirve yarışına sokmakla kalmayacak, ligin de zirvesini yeniden dizayn edecekti. Bunlar her zaman ele geçmez. Burada kaybedilen sadece 2 puan değil çok daha fazlası.
BÜLENT TİMURLENK: 10 KİŞİYLE KAYBETMEMEK DE ÖNEMLİ
erbilerde favori dediğin, hakemin ilk düdüğüne kadar... Okan Buruk'un Liverpool maçı sonrası 11'ini değiştirmemesi doğru karardı. Kulübeden rotasyona girecek adamların form grafikleri salı gecesi oynayanlardan formayı almaya yetmezdi. Liverpool maçının Galatasaray'ı bu derbide Beşiktaş oldu. Sergen Yalçın'ın takımının geçiş hücumlarıyla gol arayacağı ortadaydı. Ev sahibi hücumda oyun tutturamazken Uğurcan'ın, Emirhan'ın kafasını çıkardığı ilk top büyük uyarıydı. Abraham'ın golü de Davinson'un atıldığı pozisyon da Galatasaray'ın rakip sahada kaptırdığı toplar ve eksik yakalanması sonucu geldi. Beşiktaş doğru alan savunmasıyla ev sahibine pozisyon vermezken Singo'yu kaybetmiş, iki kanadı Yunus ve Barış kötü oynayan Galatasaray için 46-60 arası çok önemliydi.
Enerji çok da tükenmeden ev sahibinin ön alan baskısına devam edeceğini düşünen Sergen Yalçın'ın 'geriden pasla çıkın' direktifi verip vermediği bilinmez ama Galatasaray o baskının ödülünü İlkay'ın golüyle aldı. Okan Buruk ikinci yarıya vasat oynayan Yunus'un yerine Leroy Sane ile başlayabilirdi. Hiç düşünmedi. İlkay çıkana kadar takımı ayakta tutan isimdi. Beşiktaş 1-1 sonrası set hücumlarında atak bitirememenin ve yakalanmanın tedirginliğiyle çok garantici oynadı. Dikine pası denemediler. Liverpool maçının yoğun temposundan sonra 63 dakika ezeli rakibine karşı 10 kişi oynayıp kaybetmemek de mühimdir.
TURGAY DEMİR: SERGEN KORKTU
Galatasaray hala zafer sarhoşu, yürüyecek hali yok!.. İlk golü sen buluyorsun ve rakip daha 34. dakikada 10 kişi kalıyor... Bu şartlarda farka gideceğine geri yaslanıyorsun… Olmaz!.. Böyle korkarak olmaz bu işler..." Eğer Sergen Yalçın dün yorumcu olarak Candaş Tolga'yla yayına çıksaydı muhtemelen yukarıdakine benzer bir yorum yapardı… Yorumcu olarak ne söylediyse dün tam tersini yaptı, korktu!... Yıllar sonra anlatırken, "7'de 7 yapan Galatasaray'ı biz durdurduk" der herkes de haklı olduğunu düşünür ama acı gerçek şu ki, Beşiktaş bir puan almadı iki puan kaybetti… Solda El Bilal Toure önünde yayla gibi boş alan varken gidemiyor çünkü muhtemelen hocası gitme demiş. Sağda Cerny gerilere kadar gelip adam kovalamaktan öndeki işini yapamaz halde… Abraham gol dışında yok... Kenarda geçen hafta gol atmış Jato Silva var ama Sergen Yalçın kurtarıcı olarak yıllardır hiçbir varlık gösteremeyen Rashica'yı oyuna alıyor.
Emirhan, Osimhen'e adım attırmadı. Tartıştıkları pozisyonda Osimhen kırmızı görse kimse itiraz edemezdi. Beşiktaş'a yakıştıramadım bu beraberliği… Hele hele rakip eksikken zamana oynamak hiç hoş değildi... Beşiktaş çıkar takır takır topunu oynar, oynamayanı da hocası kenara alır. Normali böyledir ama Beşiktaş'ta olan bu değil maalesef… Uzun lafın kestirmesi, cesur bir teknik adamla Beşiktaş bu maçı çok rahat kazanırdı. Rafa-Cerny boşluk bulduklarında neler yaptılar gördük, çok daha fazlasını yaparlardı eğer Sergen Yalçın izin-insiyatif verseydi!
ZEKİ UZUNDURUKAN: KAYBETMEKTEN KORKTULAR
Liverpool karşısında tarihi bir zafere imza atan Galatasaray'dan eser yoktu dünkü derbide! İster yorgunluk deyin, ister motivasyon eksikliği... İster 'Beşiktaş'ı nasıl olsa yeneriz' diye baktılar deyin... İsterseniz de 'ayakların yere basmama durumu vardı' deyin... Dün Rams Park'ta öyle kötü bir ilk yarı oynadı ki Galatasaray! Aman Allahım! Beşiktaş kalesine isabetli bir şutu bile yoktu Galatasaray'ın! İngiliz devi Liverpool'a gününü gösteren Galatasaray'dan bahsediyoruz hem de! Aynı 11... Aynı takım! Salıdan cumartesiye kadar bu kadar mı değişir Galatasaray!
Beşiktaş ise ilk yarıda son derece akıllı bir futbol oynadı. Tıpkı Galatasaray'ın Liverpool karşısında oynadığı gibi. Sergen Yalçın, bir anlamda Galatasaray'dan çok zekice kopya çekmiş diyebiliriz. Cerny öyle etkili paslar attı ki... Birinde Beşiktaş'ın Abraham ile golü geldi. Diğer Cerny pasında ise Rafa Silva gole giderken, Davinson Sanchez tarafından yere indirildi. 34'te Galatasaray 10 kişi kaldı. İki muazzam Cerny pası, maçı nereden nereye getirdi! İlk yarıda Beşiktaş'ta Orkun da çok etkiliydi. Galatasaray'da ise ilk 45'te sahada iyi oyuncu ara ki bulasın! Uğurcan Çakır hariç (iki süper kurtarışı vardı) ilk yarıda Galatasaray sahada çok etkisizdi.
Okan Buruk, devre arasında gerekli uyarıları yapmış olacak ki, ilk yarıda sahada dökülen Aslan, ikinci yarıya adeta kükreyerek başladı. İlk yarıda 11 kişi ile ön alan baskısı yapamayan Cimbom, ikinci 45'e 10 kişiyle muazzam bir ön alan baskısı ile başladı. Bu baskı ve karşı pres Galatasaray'a beraberlik golünü getirdi. 55'te Torreira, Ndidi'den topu kapıp, İlkay'a servis yaptı. İlkay da topu ağlara gönderdi. Golle moral bulan Galatasaray, tribünlerin de coşması ile Beşiktaş üzerinde baskı kurdu. Okan Buruk, İcardi'yi çok geç oyuna aldı. Liverpool maçında dinlenen Sane de ikinci yarıya başlarken maça dahil olabilirdi.
Bu arada Beşiktaş savunması, Osimhen'i çok iyi durdurdu. Sonuç olarak maçın hakkı beraberlikti. Ama Beşiktaş, uzun süre 10 kişi oynayan Galatasaray'ı yenip, zirve ile puan farkını eritme fırsatını kaçırdı. Sergen Yalçın biraz daha cesur olup rakibin üzerine giderek kazanmak yerine skoru korumayı tercih etti. Bu durum da zaten yorgun olan Galatasaray'ın işine geldi. İlk yarıda Beşiktaş, ikinci yarıda da Galatasaray daha iyi oynadı. Liverpool yorgunu Galatasaray, uzun süre 10 kişi oynadığı derbiyi kaybetmedi ve liderliğini sürdürdü. Hakem Yasin Kol, zaman zaman gerilen maçı eyyam yapmadan cesurca yönetti. VAR odasındaki Ali Şansalan'a ise hiç iş düşmedi!
AHMET ÇAKAR: OKYANUSU GEÇİP DEREDE BOĞULDU
Öncelikle Sergen Yalçın'ın müthiş stratejik planıyla iftihar edebiliriz. Ama herhalde Sergen Yalçın da Ndidi'nin hatasını öngörmemiştir. İlk yarıda G.Saray tüm rakiplerini ezdiği RAMS Park'ta iki pas yapamadı. Torreira, İlkay ve Lemina nefes alamadılar. Beşiktaş bire biri çok iyi uyguladı. Onlar etkisiz olunca da ne Barış ne Yunus ne de Osimhen istediği topları alamadı tabii ki. Sergen Yalçın'ın kapanıp orta sahayı kilitleyip, kapılan uzun toplarla pozisyona girme planı ilk yarıda sonuç verdi. Orkun kaptı, Cerny'ye verdi, Cerny asistini yaptı, kaleciden dönen topla da Beşiktaş öne geçti . Yine ilk yarıda Beşiktaş kazandığı topla çok çabuk çıktı. Rafa Silva, kaleci Uğurcan ile karşı karşıyayken ceza alanı dışında Sanchez tarafından durduruldu ve kırmızı kartı görüverdi. İkinci yarı işler G.Saray için kötü, Beşiktaş için olağan şekilde giderken sahneye Beşiktaşlı Ndidi çıktı.
Ceza alanı ön çizgisi üzerinde topla debelendi, Torreira tıklayıverdi, İlkay da golü yaptı. Beşiktaş kazanabileceği maçı Ndidi'nin işgüzarlığı yüzünden kazanamadı. Ama G.Saray'ı ilk defa bir derbide bu kadar kötü gördük. Gelelim hakem Yasin Kol'a... Kardeşim okyanusu geçip derede boğuluyorsun. Aslında maçı çok iyi yönetti ama iki hata yaptı ki amatör kümedeki hakemler yapmaz. Oyun başlamış, 'Oyuncu değiştiriyoruz' diyorsun, oyunu durduruyorsun. Kural hatası değil ama saçmalık! Yardımcı hakem ofsayt kaldırıyor, 'Tamam, oyna avantaj' diyorsun, Sallai çok önemli pozisyonda ilerliyor, avantajı kesip düdüğü çalıyorsun. Bu işte çok önemli bir hata.
LEVENT TÜZEMEN: ASLANTEPE'DE DEJAVU!
G. Saraylı futbolcular, adeta dejavu yaşadı. İlk yarıda Beşiktaş, G.Saray'ı Liverpool'a karşı oynadığı taktikle etkisiz hale getirdi. Beşiktaşlı oyuncular, kompakt futbol anlayışı içinde mükemmel alan savunması yaptılar, hücumu hızlı ataklarla planladılar ve çoğunluğunda da başarılı oldular. Abraham'ın attığı gol öncesi hata Barış'tan başladı, çünkü Orkun Kökçü'yü kovalamadı. G.Saray'da Liverpool maçının çok ciddi bir yorgunluğu vardı. Abdülkerim'in savunmadan hücuma attığı tüm uzun toplar hep auta gitti. Rafa Silva'yı Sanchez'in düşürmesi ve kırmızı kart görmesi hataydı. Oysa Sanchez, çelme takacağına Silva'nın vuruşuna izin vermeli ve takımını 10 kişi bırakmamalıydı. Silva'nın vuruşunu belki de Uğurcan engelleyebilirdi. Okan hoca, bir ödül vermeyi düşünerek Liverpool'u yenen takımı sahaya sürdü. Ama oyuncularının hangisinin yorgun, hangisinin güçsüz olduğunu hesaplayamamış. Bunu bariz şekilde Barış'ta gözlemledik. Galatasaray'ın cengaveri Barış, Liverpool maçında çok çalışmıştı, o kadar çok yorulmuş ki, çok fazla top kaybı yaptı. Pas vermesi gereken yerlerde kaleye etkisiz ve cılız şutlar attı. İkinci yarıda taraftarının desteğini arkasına alan Galatasaraylı oyuncular, 10 kişi olmalarına rağmen dişlerini tırnaklarına takarak mücadele ettiler ve Beşiktaş kalesine baskına gittiler. Torreira'nın Ndidi'den çaldığı topu İlkay gole çevirerek hem skoru eşitledi hem de arkadaşlarına moral verdi. Gol sonrası Liverpool taktiğine geri dönen Galatasaray, ikinci gol için umutlarını kontrataklara bağladı. Derbiden Galatasaray'a kalan yenilmezlik oldu.
ÖMER ÜRÜNDÜL: ALTIN GİBİ 1 PUAN!
G. Saray yorgunluğuna rağmen alışılmış iç saha başlangıcını dün gece de yaptı. Önde baskı ile sürekli hücum varyasyonları denemek istediler. Beşiktaş, alanı iyi daralttı. Bire bir markajlarda başarıydılar. Oyunu geride kabul ettiler. Ama 3 kere de karşı kaleyi tehdit etmeyi göz ardı etmediler. Kritik bir anda skor avantajı yakaladılar. Ardından da saha içi ortamını tamamen Beşiktaş lehine çeviren kırmızı kart gerçekleşti. Organize bir atak sonucu bulduğu boşluğa geriden iyi hareketlenen Rafa Silva'yı, Sanhchez düşürünce oyundan ihraç edildi.
Bu durumda ikinci yarının ilk başları çok önemliydi. Fakat Beşiktaş bu yarıda her yönüyle çok kötü bir 10 dakika sergiledi. Tamamen geriye mahkum oldular. Hiç pas yapamadılar, hiç öne çıkamadılar. Bir de üstelik 1 gol hediye ettiler. Galatasaray için bu şartlarda maçı berabere bitirmek çok önemliydi. Doğal olarak son yarım saatte topu Beşiktaş'a bırakıp geriyi kapattılar. Beşiktaş'ın set oyunu zayıf, o yüzden üretemediler. Çok net gol pozisyonu gündeme geldi. Onu da Rafa gibi kaliteli bir isim boş kale varken havaya dikti. Sonuçta puanlar paylaşıldı.
Torreira mucizesini hakikaten ayrı incelemek lazım. Sakatlanıyor, adalesi çekiyor, devam ediyor. Hafta içi yorgunluğuna rağmen yine her yere bastı. Bir de üstelik hücum presle kaptığı topla beraberlik golünü yarattı. Lemina da çok iyi stoper görevi yaptı.
G.Saray'ın, Liverpool maçı yorgunluğunun üstüne yenik durumdayken 10 kişi kalmasına rağmen aldığı bu puan altındır. Cerny iyi futbolcu ama fizik gücü yetersiz. Toure, varlık gösteremedi. Sergen Yalçın'ın çok zamana ihtiyacı var.
FATİH DOĞAN: KARTAL TARİHİ FIRSATI TEPTİ
Maç başlamadan önce skoru 1-1'e bağlasan deplasmanda Beşiktaş için iyi sonuç diyebilirdik. Ancak maçın hikâyesi öyle bir gelişti ki üzülmesi gereken taraf Beşiktaş oldu. Liverpool zaferinin mutluluğu ve yorgunluğu etkisindeki Galatasaray'da Okan Buruk, aynı 11'le başlayarak 'Ben yorgun değilim' meydan okuması yaptı. Ancak Beşiktaş'ın dinamik başlangıcı ve Abraham'la erken golü, oyunu Beşiktaş lehine çevirdi. Sanchez'in kırmızı kartla atılıp Galatasaray'ın 10 kişi kalması, Beşiktaş'a tarihi fırsat kapısını açtı. Ancak Sergen Yalçın eksik ve yorgun Aslan'ın üzerine gitmek yerine kontrollü oyunu tercih etti. Aradığı kontratak fırsatını Rafa ile bulsa da 2-0'ı yakalayamadı.
Özellikle ikinci yarı, siyah-beyazlı takımın orta sahası beklenen direnci gösteremedi. Orkun girdiği ikili mücadeleleri kazanamasa da çok fazla topla buluştu. 60'ta Ndidi'nin oyundan düşüşü kendini hissettirdi ancak Sergen hoca bence 20 dakika geç çıkardı. Demir Ege'nin sakatlığı nedeniyle eldeki Kartal'ı 85'te alması geciken hamleydi. Okan Buruk'un 10 kişilik takımına galibiyet için taktikler vermesi gözlerden kaçmadı. Sergen Yalçın yönetimindeki Beşiktaş tarihi bir fırsatı değerlendiremedi. Beşiktaş, galibiyetle son şampiyonun karizmasını çizebilirdi. Gecenin bir sorusu da şu olmalı: 30 dakikada Beşiktaş'ın kondisyonu, Liverpool maçını niye Beşiktaş oynamış gibi duruyordu?
MUSTAFA ÇULCU: ARDA KARDEŞLER'DEN FARKI YOK!
Beşiktaş gole kadar Galatasaray'ın savunmadan çıkmasına, 2. bölgeye kadar gelmesine izin verdi, hiç pres yapmadı ancak boş alanda bırakmadı. Galatasaray'ın tempoyu artırıp baskı kurmasına izin vermediler. Galatasaray'da 15. dakikadan sonra Liverpool maçı yorgunluğu çok belirgin ortaya çıktı. Beşiktaş bu yorgunluk üzerine planladığı oyunda stoperler ile kaleci Uğurcan'ın arasını uzun açmalarına fırsat verdi, o bölgeye atılan ara toplardan sonuç aldı: Bir gol, bir kırmızı kart. Sergen hocanın rakip 10 kişi kalınca nasıl oynamalıyız planında eksiklikler var. Hakem Yasin Kol'a gelirsek… Beşiktaş'ın golü öncesi Orkun-Torreira mücadelesinde faul yok, gol temiz. 32'de Jakobs'a yaptığı faulde Orkun'a sarı çıkmalıydı.
34'te bariz gol şansı ile ilerleyen Rafa Silva'yı arkadan faul ile durduran Sanchez'e gösterdiği kırmızı kart doğru. 39'da Osimhen'in Emirhan ile karşılıklı itiş kakış, kafa kafaya çatışması oldu. 'Bu bir derbi, futbol savaşı' dedi, alt sınırdan her iki oyuncuya sarı kart gösterdi. 69'da Toure'ye ofsayt bayrağı kalktı, top kaleciye gitti. Hemen oyuna soktu. Galatasaray önemli atağa kalktı, hakem önce avantaja bıraktı, 'Gördüm oyna' dedi. Sonra önemli atağı kesip ofsayta dönmesi zihinsel karmaşıklıktı. Arda Kardeşler'in yaptığı hatadan bir farkı yoktu. Karara tepki veren Sallai, topu havaya dikti, Yasin Kol sarı çıkaramadı, ezildi. Başarılı kararlarını da zedeledi.