Spor yazarları Fenerbahçe - Nice maçını değerlendirdi! "Sipeşyılın mirası"
UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele eden Fenerbahçe, ikinci hafta maçında Nice ile Kadıköy!de karşı karşıya geldi. Sarı lacivertliler, rakibini Kerem Aktürkoğlu'nun golleriyle 2-1 yenerken ilk galibinieyini aldı ve 3 puanın sahibi oldu. Spor yazoarları, Domenico Tedesco ve öğrencilerini değerlendirdi. İşte o yorumlar...
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde Nice le kozlarını paylaştı. Mücadelenin henüz 3. dakikasında Kerem Aktürkoğlu, savunmanın arkasına sarkarak skoru 1-0'a getirdi.
Mili yıldız, İsmail Yüksek'in pası sonrasında ceza sahasına topla buluşup rakibini geçtikten sonra farkı ikiye çıkaran vuruşu yaptı.
Konuk takım, 37'de Kevin Carlos penaltıdan isabet sağladı ve skoru 2-1'e getirdi. Maç da bu skorla bitti.
Karşılaşmanın ardından spor yazarları, Fenerbaçe'yi değerlendirdi. İşte o yorumlar...
İLKER YAĞCIOĞLU: SKORU KORUMAK ÇOK ÖNEMLİ
Fenerbahçe, Nice karşılaşmasına olabilecek en iyi senaryoyla başladı. Rakibin atağa çıkarken kaptırdığı topta Talisca'nın şık servisiyle topla buluşan Kerem, Sarı-Lacivertli forma altındaki ilk golünü kaydetti. Milli oyuncunun golü hem kendisi hem de takım adına moral oldu. İlk 45 dakikada topa daha fazla sahip olan taraf Fenerbahçe'ydi.
Oyunun temposu yüksek olmasa da, topu ayağımızda tutarak rakibin kalemize fazla tehlike oluşturmasına izin vermedik. Hücumda çok fazla pozisyon üretemedik belki ama Kerem'in ikinci golüyle oyunun kontrolünü iyice elimize aldık. Avrupa maçlarında skor çok değerlidir. 2-0'dan sonra Fenerbahçe, doğal olarak skoru korumayı ve kontra ataklarla tehdit yaratmayı tercih etti. Bu dakikalardan sonra sahada başka bir senaryo yazılmaya başladı.
Nice, oyunun kontrolünü ele aldı ve orta sahada özellikle İsmail Yüksek yalnız kaldı. Bu durum, hem savunma hem de topa sahip olma açısından takım dengesini bozdu. Talisca'nın savunma zaafı bu süreçte daha çok göze çarptı.
Aynı şekilde Asensio da oynadığı bölgede savunmaya katkı veremedi.
Bu da orta alanda direnç kaybına neden oldu. Neyse ki oyunun son bölümünde Alvarez ve Szymanski'nin oyuna girmesiyle birlikte orta sahada yeniden direnç kazandık. Topu rakibe vermiş olsak da skoru vermedik ve sahadan 3 puanla ayrılmayı başardık.
Maçtan çıkarılacak not ise Avrupa'da skoru korumak çok önemlidir.
ÖMER ÜRÜNDÜL: İSMAİL ÇOK AĞIR YÜKÜ BAŞARIYLA TAŞIDI
Fenerbahçe için mutlak üç puan gerektiren bir karşılaşmaydı. 90 dakikanın geneline baktığımızda kolay kazanılabilecek bir maç zora girdi. İlk devrede erken gol takıma moral de getirdi. Sonra fark ikiye çıktı. Rakip orta sahayı rahat geçiyor ama üçüncü bölgede üretkenlik sağlayamıyordu. Bu arada Skriniar deneyimine yakışmayan gereksiz bir penaltıya neden oldu, fark bire indi. 2. devrenin ilk 10 dakikasından sonra gelgitli bir maç olmaya başladı. Tedesco biraz geç kalsa da Talisca ve Asensio'yu çıkarıp iki takviye yaptı, ardından yorulan ve sinirlenen Kerem'i çıkarmakta geç kaldı. Onun yerine giren Oğuz da sıkıntılı son bölümü rahatlatan isim oldu. Sonunda maç önemli üç puanla noktalandı. Gelelim genel gözlemlerime; Bana göre günümüz futbolunda yüksek kalitede de olsalar devamlılıkları ve pres özellikleri olmayan iki oyuncu birlikte orta sahada oynamaz (Talisca, Asensio).
Bu yüzden İsmail çok ağır yükü başarıyla taşıdı ama canı çıktı. Takımın genel yapısı En-Nesyri'ye ters geliyor. Kerem Aktürk, sıfıra inip, orta yapan yapıda bir kanat forveti değil. Nene de çalışkan, istekli ama dağınık ve son hareketler yetersiz. Eğer rakipler bekleri de keserlerse En-Nesyri beslenemiyor. Konsantrasyonu bozulunca da o son pozisyonu harcadı. Tedesco, Oğuz'u sağ kanat için göz ardı etmemeli. Mutlaka iyi bir ön libero olan Alvarez'i güçlendirip, İsmail'le birlikte oynatmalı. Tedesco'nun bana göre yaptığı en doğru işlerden bir tanesi 1.5 senedir oynarmış gibi yapan, hiçbir katkı veremeyen medyanın olmazsa olmazı Fred'i ilk 11'den almasıydı.
GÜRCAN BİLGİÇ: SİPEŞYILIN MİRASI
Garip bir ikilem var Tedesco'nun takımında. Sahadaki hesaba baktığınız zaman "Ofansif beşli" oynamak çok mantıklı. Topla yüzde 65 oynuyorsanız, yetenekli oyuncu sayısının fazla olması, baskıdan daha çok pozisyon üretmenizi sağlamalı. Maça döndüğümüzde, yüzde 30'larda oynamış rakibin aksiyon sayısı veya ceza alanınıza girme imkanı daha fazla olmuş. Rakibi tehdit edeyim, pasları daha doğru kullanayım derken, stoperlerin forvetleri burunlarının dibinde görmüş.
Kazanılan maçın analizinden bu "kısırlığı" çıkarmak zorunda Tedesco. Taktik veya set hücumu çalışma imkanlarının sınırlı olduğunu bilerek, aslında bu antrenmanı maçta yaptığının altını da çizmek lazım.
Kadroda beklenen ile üretilen arasında büyük fark var. Üçüncü bölgede topu ayağına alanının eveleyip-gevelemesi de bunun nedeni. Çünkü atak hamlelerinde kimsenin bir fikri yok. Kerem'in iki golünün de bireysel aksiyonlarla gelmesi de bu yüzden.
Takımın pozitif vücut dili, beklemek yerine topa gitmeyi, pas bağlantılarını kesmeyi hedefleyen agresif tavır çok iyi. Zaten ilk dakikadan itibaren "maçı kazanacağız" mesajını da verip, tribünleri de arkalarına aldılar.
Yine de kandaki "sipeyşıl" (Special One) virüsü, ikinci yarının hakimiydi. Topu rakibe verip, savunmaya geçmek. Geçişin peşine düşmek. Bu arada seyredenlerin yüreği pırpır ediyor. Geçmişte biliyorlar çünkü böyle yapıp, alakasız pozisyonlardan yedikleri golleri, sarsak defansın yaptığı hataları. Sonucun peşindeyseniz, bu bölümleri kazanarak geçip, kimliği bulmanın hedefindeyseniz, yukarda yazılanları ikinci plana atın. Çözüm için zamana, havanızı korumak için de galibiyete ihtiyacınız var.
MURAT ÖZBOSTAN: OYUNLA DEĞİL MUTLU SKORLARLA DÜZELECEK
Galatasaray, Liverpool'u devirdikten sonra yaşanan futboldaki bayramın devam etmesi için bir galibiyette de F.Bahçe'den bekleniyordu.. Bir de buna yeni başkan ve yönetim, eklenince sarı lacivertli futbolcular bu motisyonla sahaya çıktı ve golleri de erken buldu.. Günlerdir sözleşmesi didik didik edilen Kerem Aktürkoğlu, parladı gitti. Hücumda sürekli tehdit, topu alınca rakibi zorlayan bir dinamizmdi.. Golleri sadece sonuç odaklı değil, aynı zamanda estetikti; tekniği ve zamanlaması mükemmeldi. Büyük coşku yaşadı. Bu duygusal bir patlamaydı.. Goller sonrası yaşanan bir sevinçlerdeki bir detay da dikkat çekiciydi! F.Bahçe komple takım halinde sevinirken Kerem'e gösterilen ilgi, "İşte Fenerbahçe'nin de aradığı ruh, birlik" dedirtiyordu. Talisca eskiden bu kadar koşmazdı.. Tedesco ondan vazgeçmiyor.. Brezilyalı futbolcu da oyundan çıkana kadar büyük efor harcadı.
İsmail'in enerji patlaması da başka bir detaydı.. Koştu, mücadele etti ama yoruldu.. Tabi ikinci yarının tablosu biraz farklı oldu. Skor 2-1 olunca stres başladı.. İlk yarıdaki o coşkulu ve baskın oyun, ikinci devrede yerini daha kontrollü ama biraz ağır bir tempoya bıraktı. Hücumda ilk yarıdaki gibi fazla pozisyon üretemediler, savunmada ise daha temkinli oynadılar ama bu biraz oyunun hızını kesti.. Takım genel olarak skoru korumaya odaklanmıştı. Tedesco'nun bilinçli bir tercihi ama riskli bir stratejiydi. Genç teknik adam ikinci yarıdaki düşüşe karşı proaktif bir hamle yapmaktan ziyade skoru tutmaya odaklandı. Son dakikalar stresli geçse de bunu da başardı.. Şu an Fenerbahçe'ye iyi oyun değil iyi skor lazım.. Skorlarla moral bulacak, skorlarla kendine gelecek.. Gerçek bu…
AHMET ÇAKAR: TEDESCO İLE UYUM TUTUYOR
Fenerbahçe; oldukça iyi oynadı, bazı oyuncuları büyük sıçrama yaptı… Belki bunu söylemek için çok erken ama Tedesco ile takım ve taraftar arasında ten uyumu tutmuş gibi… Maça fevkalade iyi başlayan bir Fenerbahçe ve matkap gibi oynayan bir Kerem Aktürkoğlu vardı. Talisca'nın harika pasını, Kerem çok iyi değerlendirdi. Belki de Talisca çıkana kadar Fenerbahçe'deki en iyi maçını oynadı. Pek tabii ki İsmail de öyle… Fenerbahçe, Nice'i boğduğu dakikalarda yine Kerem'le ikinci golü buldu. Fenerbahçe yine çok iyi oynuyor, yine pozisyonlar yakalıyordu, Nice asla hücumda çoğalamayan, rakip sahada top tutamayan bir takımken birden penaltı geldi…
Skriniar'ın istemsiz de olsa elle topu oynaması sonucu, gelen penaltı golü Nice'in belli oranda direncini artırdı ama daha önemlisi Fenerbahçe bozulmadı, oyun disiplinini bozmadı, paniklemedi. Aslında ikinci yarıda En-Nesyri'nin kaçırdığı pozisyonlardan biri gol olsa maç çok daha erken kopardı. Sonuçta; Fenerbahçe kağıt üzerinde bir maçı çok iyi oynayarak rahat kazandı. Ama yukarıda da belirttiğim gibi sanki Tedesco, takımla uyum sağladı. Nice'e çok şaşırdım, bu takım nasıl Fransa 1. Ligi'nde oynuyor inanılır gibi değil. Bu arada maçın Sırp hakemi Srdjan Jovanovic'i de kutlamak gerek. Fevkalade iyi yönetti ve gelecek yıllarda onu daha iyi yerlerde göreceğiz diye düşünüyorum.
MUSTAFA ÇULCU: ÇOK DEĞERLİ GALİBİYET
Fenerbahçe hücum ağırlıklı kadro ile çıktığı maça önde, iştahlı ve baskılı başladı. Genellikle 3'lü savunmayla oynayan Nice bu maça 4'lü savunmayla başladı ama sürekli hata yaptılar. Savunmanın arkasına atılan her topta Fenerbahçe pozisyon buldu. Fenerbahçe savunması öne çıktığında ikinci topları hep kazandı ve baskıyı arttırdı. İsmail çıkana kadar çok çalıştı. Talisca ve Asensio rakip atakların şiddetini önde kırmakta zorlandı. Gecenin yıldızı Kerem'in hırsı, isteği ve enerjisi müthişti. Onu haksız yere eleştirenlere oyunu ve golleri ile tokat gibi cevap verdi. Nice özellikle ikinci yarıda elini kolunu sallaya sallaya pozisyon bulmaya başladı. Bu galibiyet ülke futbolu ve Fenerbahçe için çok değerli oldu.
Sırp hakem Srdan Jovanovic, 39 yaşında ve UEFA'nın elit kategorisinde. Ancak performansı diğer elit hakemler kadar iyi değil. Soğukkanlı hatta buz gibi. Belki de UEFA bu özelliği nedeniyle onu elit kategoriye almıştır! Carlos, Bard ve Clauss'a çıkmayan sarı kartlar kabul edielmez. Louchet, İsmail ve Kerem'e gösterdiği kartlar doğruydu. 16'da faulün yönünü ters gösterdi 4. hakem düzeltti. Bu seviyedeki hakeme yakışmadı. 28'de Talisca'nın şutunda Oppong'un sol kolu kapalı penaltı olmaz. Devam kararı doğru.
34'te yan ortada Skriniar önce Gouveia'ya sarıldı indirdi ancak henüz top oyuna girmemişti penaltı olmaz. İlginç olan hakem oralı olmadı! Devamındaki karambolde Carlos'un vurduğu top, Skriniar'ın vücudundan ayrılmış sol kolun eline gelince hakem tereddütsüz penaltı verdi. Karar doğru. İlk pozisyonda oyunu durdurmuş, ikaz etmiş veya kart kullanmış olsa belki bu pozisyon olmayacaktı. Ancak Skriniar da dikkat edecek! 40'ta Fenerbahçe'nin penaltısından önce Nene ofsayt olduğu için penaltı iptali doğru.
EMRE BOL: SANCILI GEÇİŞ
Tedesco Fenerbahçe'yi olması gerektiği gibi cesur bir kadroyla sahaya çıkardı. Orta sahaya tek ön libero İsmail Yüksek'i koyarak Asensio ile oyunu kurmayı planlamıştı. Ancak soğuk algınlığı nedeniyle son antrenmana çıkamayan ve iğneyle oynayan Asensio oyun kurulumunda faydalı olamadı. Nice takımı sarı- lacivertlilerin hızlı çıkışlarına neredeyse hiç karşılık veremedi. Dönen bütün topları alan Fenerbahçe ilk yarı boyunca rakip yarı sahada oynadı. Solda Kerem sağda Nene etkili oldular. Tedesco'nun taktik olarak yaptığı en önemli değişiklik bir anda oyunun yönünü değiştirmek oldu. Talisca'nın sürekli denediği bu taktik rakibin boşluk vermesini sağladı. Lakin Talisca hala yetersiz.
İlk golde verdiği müthiş pasa karşın bu şekilde faydalı olamayacağını söylemek lazım. İsmail form durumunu her hafta arttırıyor. Orta alanda hem enerjisi hem de oyun aklıyla takımı yönlendiren isim oldu. Tedesco'nun neden Fred'i değil onu tercih ettiği anlaşılıyor. Şu artık çok net arkadaşlar; Fenerbahçe'nin sırtı dönük oynayabilecek bir santrfora ihtiyacı var. Bu isim kesinlikle En- Nesyri değil. İstediği kadar gol atsa da bunu söylemeye devam edeceğim. Bence Duran dönene kadar Cenk Tosun tercih edilebilir. Nice Fenerbahçe ayarında bir takım değil. Daha farklı bir skor bekliyordum. Tedesco hala bir oyun oturtmaya çalışıyor. Ne yazık vakti çok az. Dönüşüm sürecini kaybetmeden geçirmesi gerekiyor.