Beşiktaş'a FC Lausanne-Sport maçı sonrası flaş sözler! "Bunun adı rezalet"
Avrupa Ligi'nde Shakhtar Donetsk'e elendikten sonra Konferans Ligi'nde St. Patrick's engelini geçen Beşiktaş, play-off turunda FC Lausanne-Sport ile eşleşti. Kara Kartal, 1-1 biten ilk maçın ardından İstanbul'da rakibini ağırladı ve sahadan 1-0 mağlup ayrılarak Avrupa defterini kapattı. Karşılaşma sonrasında Ole Gunnar Solskjaer'in görevine son verilirken taraftarlar yönetime de istifa çağrısında bulundu. Spor yazarları, siyah beyazlıların erken vedasını eleştiri sözlerle köşelerine taşıdı. İşte o yorumlar...
Beşiktaş, birbirinden iddialı transferlerle başladığı sezonda ilk olarak Avrupa Ligi'ne katılmış ve Shakhtar'a iki maçta da yenilerek turnuvanın dışında kalmıştı.
ST. PATRICK'S SONRASI FC LAUSANNE-SPORT
Konferans Ligi'nden yoluna devam eden Kartal, ilk olarak İrlanda temsilcisi St. Patrick's ile eşleşmiş ve rakibini Dolmabahçe'de zorlanmasına rağmen saf dışı bırakıp play-off turuna yükselmişti.
Lig aşamasına kalabilmek adına önünde sadece FC Lausanne-Sport engeli kalan Kartal, Rashica'nın golüyle İsviçre'den dönmüş ve çok büyük bir avantajı eline almıştı. Dünyaca ünlü taraftarı önünde de galibiyet hedefleyen Ole Gunnar Solskjaer ve öğrencileri, büyük bir hayal kırıklığı yaşattı.
EVİNDE YENİLDİ
Dolmabahçe'de rakibini yenmek için sahaya çıkan Beşktaş, bu sezon çıktığı tüm maçlarda elde ettiği gol yeme alışkanlığını bu randevuda da sürdürdü 45+1'de Arsenal alt yapısından yetişen Nathan Butler-Oyedeji, Mert ile karşı karşıya kalıp takımını 1-0 öne geçirdi.
İkinci devrede Felix Ududokhai'nin düdük sonrası 12. saniyede atılmasıyla 10 kişi kalan Kartal, rakibine istediği hakimiyeti kuramadı ve skoru da değiştiremedi. Karşılaşma 1-0 İsviçre temsilcisinin üstünlüğü ile sona erdi.
SOLSKJAER GÖNDERİLDİ
Geçen sezon büyük umutlarla takımın başına getirilen Ole Gunnar Solskjaer ile karşılaşmanın ardından yapılan görüşmeyle birlikte sözleşmesi feshedildi. Beşiktaş'ta şimdi yeni bir dönem başlıyor.
Spor yazarları da maçı değerlendirerek çok önemli ifadeler kullandı. İşte o yorumlar...
TURGAY DEMİR: İNÖNÜ, BAYAR!
Beşiktaş'ın transfere ihtiyacı var!.. Hocaya zaman vermek lazım… Önce iyi bir kadro yapalım hoca hakkında sonra karar veririz… Göremediler… Tıpkı Önder Karaveli'yi, İsmael'i, Bronckhorst'u, Santos'u göremedikleri gibi… Çözemediler… Tıpkı Tigana'yı, Schutser'i çözemedikleri gibi… Biz 40 yıldır yaptığımız gibi dilimiz döndüğünce anlattık, dinlemediler. Tıpkı daha önceki yönetimlerin yaptığı gibi kulaklarının üzerine yattılar… İşte sabredelim dedikleri Solskjaer ve işte eseri; geçen sezon üçüncü yapamadığı takım ZTK'dan da elenmişti, yetmedi UEFA'dan elendi Beşiktaş, yetmedi köy takımı Lozan karşısında Konferans'a da veda etti! Sakın bana falanca şöyle oynadı, filanca böyle oynadı, iki kanat yoktu masalı anlatmasın kimse.
Değil Beşiktaş forması giymiş her hangi on bir kişi, Lozan Konferansı'na giden delege heyetiyle çıksaydık yine kazanmalıydık bu maçı… Teşbihte hata olmaz; İsmet Paşa kesinlikle Abraham'ın atamadığı golü atardı, Celal Bayar en az Svensson kadar oynardı!... Şimdi herkes eseriyle övünsün Beşiktaş hedeflerinden birini kaybetti, birkaç haftaya kalmaz şampiyonluk yarışından kopar ardından da ZTK'dan elenir. Sonra yine sıradan bir teknik adam getirirler biz de "Bundan bir cacık olmaz" deriz ama kimse dinlemez... Bu devran böyle gelmiş, böyle gider. Beşiktaş'ta gerçekleri görmek kolay ama anlatmak zor.
Kartallar yerine kargaları kılavuz alanların yıllardır yaşadıkları hüsran filmi her sezon başka bir başlıkla vizyona giriyor. Beşiktaş cephesinde yeni bir şey yok özetle... Kırk yıldır yaşadığımız durumları tekrar tekrar yaşıyoruz. Ne diyelim Beşiktaş'a ve bize bunları yaşatanlara helal olsun...
KARTAL YİĞİT: ALLAH SABIR VERSİN!
Beşiktaş bunu da yaşattı ya bizlere valla bravo…. Ne diyelim… St. Patricks'ten bile gol yiyip pozisyonlar veren bu takım İsviçre Alpleri'nde sürekli tatil havasında olan Lausanne gibi bir ekip karşısında aciz duruma düşüp, Konferans Ligi'ne bile katılamaması inanılır gibi değil. Tek kelime ile yazıklar olsun.
Ortaya yürek koyarsın, iyi oynarsın elenirsin o zaman anlarız. Ancak böylesine bir takıma karşı ne oyun var ne de skor. Adamların kalitesi ortada zaten. Peki ne yaptılar? Sadece iyi olan fizik güçlerini kullanıp oyunun başından beri ilerde iyi basarak Beşiktaş'ı çıkartmamaya çalıştılar.
Uzun toplarla da aksayan savunma arasına da hızlı daldılar. Golü de böyle buldular. Sen ne yaptın? Sanki kenar beklerin çok muazzam da üçlü oynadın. Abraham'ın kafasına doğru dürüst orta yapamadın. Olanları da Abraham acemice harcadı, o da ayrı mesele. Sağ kanatta Rashica sakat.
Bonservisinin yarısına 5.5 milyon dolar verilen Arroyo disiplinsizlikten kadro dışı. Böyle bir rakip önünde görmeyeceksek hemen geri gönderin!
Bir çift söz de Udokhai'ye… Zaten hem sen hem de takımın kötü.
Gidiyorsun taç çizgisi kenarında kırmızı kart görüyorsun. Böyle ciddiyetsizlik olmaz. Bu takımın işi çok zor. Hadi bir iki kişi olmuyor dersin herkes mi kötü olur? Ne Orkun var ne Silva ne de Ndidi. Daha erken belki ama maliyeti dudak uçuklatan Orkun da bu sistem içerisinde varlık gösteremez. Hala güçsüz, inanılmaz top kayıplarıyla oynadı. Soljskaer'in kenardan katkısı olmadı. Bu da hocanın sonunu hazırladı ve beklenen ayrılık gerçekleşti. Orkun'un yerine bir sol kenar alınması daha acil olmalıydı.
Ne diyelim Allah bu sezon da Beşiktaşlılara sabır versin! Umarım bundan sonra yeni hocayla Kartal yeniden ayağa kalkar.
ALİ GÜLTİKEN: BU VEFASIZLIĞI CAMİA HAK ETMİYOR
Arkadaşlarla toplansak bu yaşımızda biz bile bundan kötüsünü yapamazdık. Bu kimliksizliği ve reaksiyonsuzluğu anlamak mümkün değil. Bir anlam verip bir yere konumlandırmak da mümkün görünmüyor. 10 kişi kaldıktan sonraki bölümü ve hakem kararlarını bir kenara koysak da ilk yarıyı nasıl tarif edeceğiz onu da bilemiyorum. Bu kadar beş benzemezi bir araya getirmek beceri işi. Bu kadar savunmacıyla oyuna başlamak, oyunu bu kadar yavaş ve isteksiz oynamak hangi büyük takım felsefesinde var bunu da araştırmak gerekiyor. Bu takım Solskjaer geldiği günden beri 4'lü oynuyor veya oynamaya çalışıyor. Daha henüz bunu başaramamışken, takımı bir yere getirememişken bu maça 3'lü savunmayla başlamak neyin kafası. İki tane hücum yönü çok güçlü olmayan oyuncuyla 5'linin kanatlarını oynamak ne demek. Beşiktaş'ın şu an en büyük rakibi kendi görünüyor.
Kadroyu bir yere oturtamayan, sistemini bulmayan, ne oynayacağı konusunda arayış içerisinde olan, yan yana olması mümkün olmayan oyuncuları bir araya getiren bir zihniyetle Beşiktaş karşı karşıya. Bunun altında da Solskjaer'in imzası var. Bu kadar vasıfsızlığı ve başarısızlığı bu camia hiç mi hiç hak etmiyor. Süper Ligi geçtim, profesyonel takım seviyelerini de geçtim, BAL Ligi'nden bir takım bile çıkarsanız eminim bu görüntülerden çok daha farklı bir görüntü olurdu.
FATİH DOĞAN: GEÇ KALDILAR
Taraftar şaşkın, kırgın ve haklı olarak kızgın. İsviçre temsilcisi hak ederek kazandı. Öyle bir sevindiler ki başardıklarının kendileri için ne kadar büyük ve tarihi bir adım olduğunun resmi gibiydi. O an bile Beşiktaş'ın düştüğü durumu gösterir. Gecenin özeti; İsviçre Ligi'nin 8. sıradaki takımı, bütçesi, oyuncu maaş bütçesi, Beşiktaş'ın KDV'si etmeyecek takım Dolmabahçe'ye geliyor, mücadelesiyle kazanıp gidiyor. Soru şu; Beşiktaş niye oynamıyor? Sol açık, sağ açık alınmadı. Bu yüzden Beşiktaş önce Avrupa Ligi'nden sonra Konferans Ligi'nden elendi! Bu eleştiri yanlış değil! Ama eksik. Beşiktaş'ta üç yeni transfer tribünde oturuyor. Beşiktaş'ın kaybetmesi bu nedenle diyebilirsiniz. Bu da kısmen doğru. Ama büyük fotoğrafı görmek için sadece Serdal Adalı ve yönetiminin zamanında gerçekleştiremediği transferle açıklamakta mümkün değildir.
Beşiktaş'ın kendi evinde kendinden daha zayıf bir takıma beşli savunma ile oynayıp hücum anlayışından ve baskısından uzak bir futbol aklı ortaya koymak bir teknik direktör sorunudur. Solskjaer'e destek olalım diyenler Ole'nin küçük hayallerinin altında ezmeye ittiler ve Beşiktaş, Avrupa'ya veda etmek zorunda kaldı. Ben geçen sene Rize ve Konya maçlarında inancımı kaybetmiştim. Beşiktaş, Ole'yi göndermekte geç kaldı. Ancak bu takımın kurtuluşu futbolcuları sürekli eleştirenler, takıma güçsüz deyip görevi kabul etmeyenler değildir. Beşiktaş, tartışılmayacak güçlü bir yabancı teknik adamla anlaşmalıdır.
SİNAN VARDAR: BUNUN ADI REZALET!
Dünkü maçın anlatılacak hiçbir yanı yok... Maalesef Beşiktaşlılar kahır çekiyor. Yapılan onca transfere rağmen takım olma özelliğinden çok uzak bir Beşiktaş, maça giden taraftarları ve televizyon başındaki milyonlarca Beşiktaşlıyı üzüntüye boğdu. Beşiktaş dün sapır sapır döküldü. Solskjaer'in 3-5-2 saçmalığı sonrası savunmada o kadar açıklar verildi ki rakip istediği gibi pozisyon buldu. Bir takım düşünün; sezon başından bu yana çıktığı her maçta kalesinde gol görüyor. Dakikalar ilerledikçe Beşiktaş'ın oyun kurmasını bekledik. Ama sahada organize tek bir atak bile izleyemedik. Doldur boşalt toplarda Abraham'ın son vuruşlardaki beceriksizliği, Beşiktaş'ı daha da çaresiz hale getirdi. Paulista müzmin sakat, Uduokhai'nin gördüğü kırmızı kart saçma sapandı.
İdari yönden iyi yönetilmeyen bir Beşiktaş var. Bunun yanı sıra Solskjaer, Beşiktaş'ın büyüklüğünü kavrayabilmiş değil. Avrupa defteri Ağustos'ta kapandı. Bu tablo gösteriyor ki Solskjaer kaldığı sürece Beşiktaş Kasım'ı bile göremeden lige havlu atar. Soruyorum: Biz Gedson Fernandes'i neden gönderdik? Gitmemesi gereken oyuncuyu neden gönderdik, biri bunu açıklayabilir mi? Önemli olan Beşiktaş ruhunu sahada görebilmekti ama maalesef o ruhtan çok uzak bir takım izliyoruz. Bu yüzden Norveçli Hoca'yla yollar bir an önce ayrılmalı. Yönetim artık şapkayı önüne koymalı. Pahalı transferler yapmakla gemi yürümüyor. Dünkü maçta Lozan genç ve dinamik futboluyla taraftarın alkışını aldı. Mütevazı ama kazanmayı çok isteyen İsviçre ekibinin oyunu aslında çok şey anlatıyor. Umarım Beşiktaş yönetimi ve teknik heyet, taraftarın İsviçre ekibine yaptığı bu alkıştan gerekli dersleri çıkarır.