Satrancın Mozart’ı Magnus Carlsen! Dünyanın en iyi oyuncusu ünvanına sahip...

Magnus Carlsen, daha 5 yaşında satrancı öğrendi. Kendisine dahi yakıştırması yapılan Norveçli, satrancın Mozart’ı kabul edildi. Carlsen halen ELO listesinden şimdiye kadar ulaşılamayan 2882 puanla dünyanın en iyi oyuncusu ünvanına sahip.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Haziran 2020 Güncelleme 05 Haziran 2020, 06:59
Satrancın Mozart’ı Magnus Carlsen! Dünyanın en iyi oyuncusu ünvanına sahip...

İÇİNDEKİLER




Satrancın Mozart olarak anılan Magnus Carlsen, 30 Kasım 1990'da Norveç'in Vestfold şehrinde doğdu. Anne ve babası mühendis olan Carlsen'in bir ablası ve iki de kız kardeşi vardır. Satrançta zirveye çıkan oyuncuların zeka seviyeleri hep ilgi çekmiştir. Carlsen de daha iki yaşındayken sökme-takma oyunlarındaki başarısıyla üstün zekalı olduğuna dair emareler sergiliyordu. Satrancı, bir satranç oyuncusu olan babasından öğrendiğinde 5 yaşındaydı. O yaşında dünyanın bütün ülkelerinin nüfuslarını, başkentlerini sayıyor ve bayraklarını biliyordu. 8 Yaşına kadar satrançtan çok futbol oynamayı seviyordu. 8 Yaşındayken önce ablasına sonra da babasına karşı ilk galibiyetini aldı ve satranca ilgisi artmaya başladı. Babasının anlatımıyla zeki olduğunu anlamışlardı ama bir dahi olduğunu o zaman hiç düşünmemişlerdi.
HAFIZASI SÜPER
Daha o yaştayken satrancın teorisini de ilgi duyup, satranç üzerine kitaplar okumaya başladı. Kitaplarda gördüğü maçları ezberleyip her bir hamleyi tekrar oynayacak kadar hafızası kuvvetliydi. Bir yandan babasının gösterdiği oyunları oynuyor, diğer yandan da satranç tahtası üzerine kendi kendine problemler yaratıp çözüyordu. Her fırsatta başarısını borçlu olduğunu söylediği babası, Carlsen'i ilk kez sekiz yaşındayken turnuvalarda oynatmaya başladı. 10 Yaşındayken, büyük usta unvanı taşıyan ve Norveç'in en iyi satranç oyuncusu sayılan Simen Agdestein tarafından, günde dört saatlik derslerle bir yıl süren özel eğitime tabi tutuldu. Bu süre zarfında büyük gelişme gösterdi. Dünya Satranç Federasyonu'nun 2002'de düzenlediği organizasyonda, 12 yaş altı kategorisinde birinci olduğunda dört yıl içinde 300'den fazla maç yapmıştı. 2003 Yılında turnuvalara katılmak için eğitimine bir yıl ara verdi. Babası da mühendisliği bırakarak oğlunun hem menajeri hem de hocası olarak, onunla beraber dünyayı dolaşmaya başladı.


DÜNYANIN EN İYİSİ
2004'te ünlü Tata Çelik Satranç turnuvasını kazanınca büyük usta Lubomir Kavalek onun için "Satrancın Mozartı" dedi ve artık böyle anılmaya başladı. Aynı yıl bir turnuvada eski Dünya şampiyonu Anatoli Karpov'u yendi, ama Dünya Şampiyonu Kasporov'a yenildi. Nisan

2004'te yani 14 yaşındayken Dubai'de kazandığı turnuva sonrası Büyük Usta unvanı aldı. Tarihte bu unvana sahip olan en genç üçüncü oyuncu oldu.


2006'da Dünya Hızlı Satranç Şampiyonu Anand'ı da yenerek ilk kez bu kategoride dünya şampiyonu oldu. Aynı yıl Dünya Satranç Federasyonu tarafından ELO diye adlandırılan satranç oyuncularının güçlerine göre oluşturulan listeye girdiğinde bu başarıya sahip en genç oyuncu olarak da tarihe geçti.

2010'da Dünya Satranç Federasyonu Carlsen'i dünyanın en iyi oyuncusu ilan etti. Böylece bu unvanı kazanan tarihteki en genç satranç ustası da o olmuştu. Bir satranç dergisi tarafından her yıl yapılan satranç oscarı ödülü 2009-2013 arası 5 yıl aralıksız olarak Carlsen'e verildi.


2013 Yılında Hindistan'da Dünya Şampiyonu 43 yaşındaki Hintli Wiswanathan Anand'ın karşısına çıktı. Ses geçirmeyen özel camlı bir bölmede yapılan maçı kazanarak Dünya Şampiyonu olduğunda 23 yaşındaydı. Bir yıl sonra ikilinin yaptığı maçı bir kez daha Carlsen kazandı ve böylece unvanını korudu. 2016'da Unvanına göz koyan Karyakin'i, 2018'de de Caruana'yı yenerek zirveyi kimseye vermedi. Carlsen halen ELO listesinden şimdiye kadar ulaşılamayan 2882 puanla dünyanın en iyi oyuncusu ünvanına sahip. Carlsen sadece bir efsane, bir şampiyon değil aynı zamanda şimdiden de bir marka oldu. Adının verildiği bir akıllı telefon telefon uygulaması dahi var. Bunu indiren kullanıcılar Carlsen'in 5 yaşından itibaren her yaştaki satranç seviyesiyle maç yapma imkânı buluyor.

TAYFUN ER YAZIYOR - PORTRELER / 46