İngiliz The Economist de çark etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye karşıtı yayınlarıyla bilinen The Guardian'ın ardından The Economist de çark etti. İngiliz dergi Türkiye'nin mülteci konusundaki başarısına değinirken bu konunun Erdoğan'ı "vazgeçilmez bir ortak yaptığını" yazdı.

Giriş Tarihi 09 Ekim 2015, 00:00 Güncelleme 09 Ekim 2015, 15:48
İngiliz The Economist de çark etti

İÇİNDEKİLER

İngiltere'de yayımlanan haftalık The Economist dergisi, Erdoğan'ın Brüksel ziyaretini değerlendirdi. Dergi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hafta başındaki Brüksel gezisini değerlendirerek göçmen krizinin Erdoğan'ı AB nezdinde "vazgeçilmez bir ortak yaptığı" analizini yaptı.

"ROLLER DEĞİŞTİ"
Recep Tayyip Erdoğanın gezisine geniş yer veren dergi, Erdoğanın gezisinde ana gündemin Türkiye'nin AB adaylığı olmadığını, Türk bakanların AB'nin Türkiye'ye, Türkiye'nin AB'ye olduğundan daha fazla ihtiyacı olduğunu söylediğini ve artık rollerin değiştiğini yazdı.

"AVRUPA'NIN MÜLTECİ BECERİKSİZLİĞİ"
AK Parti'nin 1 Kasım'daki seçimde, mecliste çoğunluğu sağlamak için mücadele ettiğini vurgulayan Economist, Türk liderlerin uzun yıllardır Avrupayı rica eden taraf olarak ziyaret ettiklerini ve insan hakları konusunda olumsuz bir tutumla karşılaştıklarını ancak bugün Avrupa'nın mülteci krizini beceriksizce yönetmesi nedeniyle Erdoğan'ın fazlasıyla öne çıktığını vurguladı.

ERDOĞAN'IN GÖRÜŞMELERİYLE AB MÜZAKERELERİ BAŞARIYA ULAŞABİLİR"
Erdoğan'ın Brükselde AB'den Türk vatandaşları için vize muafiyetinin yanı sıra ekonomik yardım ve enerji alanında işbirliği de istediğini belirten dergi, AB liderleri ve Erdoğan'ın bu görüşmelerin ardından, Türkiye'nin üyelik müzakerelerinde son on yılda başarılandan daha fazlasını elde edebileceklerinin mümkün olduğu yorumunu yaptı.

Anlaşmanın koşullarının mültecilerin yerleştirilmelerine yönelik kapsamlı bir anlaşma ile Türkiye'nin sınırlarını daha sıkı kontrol etmesi karşılığında Avrupa'dan maddi destek alması olabileceğini olduğunu vurgulayan dergi, ancak bu durumun AB'nin Türkiye'ye NATO gibi yaklaşması riskini taşıdığı bunun da ortak çıkarlara dayalı stratejik bir müttefik ilişkisi anlamına geldiğini oysa AB'nin, potansiyel bir üyesinin içindeki gelişmelere de uyum sağlamasının önemine dikkat çekti.