VEDA EDERKEN GÖZYAŞLARINI TUTAMADI!
Ekonomi Bakanlığı görevinden istifa eden Zafer Çağlayan, devir teslim töreninde çok sert mesajlar verdi. Çağlayan 'ailemi çok ihmal ettim' derken gözyaşlarını tutamadı.
Çağlayan'ın açıklamaları şöyle:
"Ustalıkla düzenlenen bir komplo ile karşı karşıyayız. Basında bu komplonun başladığı ilk gün saat 07.00'de operasyon başladı. Saat 07:30'da Başbakan'a "görevden affımı istiyorum" dedim. O anda görevimden ruhen ayrılmıştım.
"BANA DÜŞMANLIK YAPANLARA HAYKIRIYORUM"
Ne ben, ne ailem ne de çalışma arkadaşlarımın en ufak bir hatası yok. Çok çalışmak var, bunu da şeref ve gururla yaptım. Ben adil bir hukuka inanıyorum, hayatında karakol yüzü görmemiş olan oğlum şu an tutuklu. Er ya da geç tüm gerçekler ortaya çıkacaktır. Bana düşmanlık yapanlara buradan haykırıyorum. Allah'ın izniyle her şey gün yüzüne çıkacak. Olay tamamen Türkiye hükümetine yöneliktir, gelmiş geçmiş en iyi Başbakan'a yapılan operasyondur. 56 yaşındayım, hayatımın 46 yılını çalışarak gelmişim, yoksulluğu gördüm, zenginliği de gördüm Allah'a şükür. Biz ilk darbe DP'ye yapılan ihtilal zamanında vurulmuştu. Aile olarak siyasete girmedik uzun zaman. 6.5 yıldır milletvekili maaşıma elimi hiç sürmedim, her ay bu maaşla 100 çocuğumuz bununla bursa alıyor. Ben de Kızılay bursuyla okumuş, üniversitedeki kredilerle okulu bitirmiş birisiyim.
'FAİZ LOBİSİNİN AYAĞINA BASTIK'
Şunu net ifade etmek istiyorum, bana değer verenlere, aileme yüz kızartacak hiçbir şey yapmadım. Ülkemiz üzerinde oynanan bu çirkin tezgahın ülkemiz ekonomisine, birlik beraberliğine verilen zarardan endişe duyuyorum. Biz faiz lobisinin ayağına bastık. Hayatımız yettiği sürece faiz lobisinin ayağına değil damarına basmaya devam edeceğiz. Bu noktada maalesef dış güçler etkili olur. Amaç 4.61 düşmüş faizleri, hükümetlerimiz öncesinde olduğu gibi yükseltmektir. Maalesef bugün faizler yüzde 10'lara dayandı.
"ÇALIŞMA ARKADAŞLARIMA TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Herkes yaptığının hesabını mutlaka verecektir. Sizlerle burada 4.5 yıldır beraber çalıştım, 6 yıl boyunca bakanlık yapmış biriyim. Devletimin ve Başbakanımın bana vermiş olduğu görevi namusum ve şerefimle yaptım. Danışmanlarıma, çaycılarıma varana kadar, iş dünyası ile rekorlar yazdık. Göreve geldiğimde ihracat 102 milyar dolardı. Şimdi 152 milyar dolara çıkardık. Hizmet ihracatı 33.2 milyar dolar, 43.2 milyar dolara çıktı. 241 gümrük bölgesine ihracat yapıyoruz. Mikronezya ve Naura'ya ihracat yapmıyorduk, oraya da yaptık Allah'a şükür. Türk malının girmediği yer kalmadı. Teşkilatlarımızı güçlendirdik. 2009'da 97 merkezde toplamda 115 ticari müşavir merkezimiz vardı. Bugün 154 merkezde 250 ticaret müşaviri çalışıyor. Cumhuriyet tarihinde gelmiş geçmiş en güçlü teşvik sistemini getirdik.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı da yaptım ama bu bakanlık başka. Hepsiyle gurur duyuyor, onlarla iftihar ediyorum. Türk ekonomisinin başarısında bu arkadaşlarımın imzası vardır.
Tüm milletvekillerine, bilhassa benim canım ciğerim olan Mersin milletvekillerine teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü en fazla ihmal ettiğim aileme yapmak isterim.
6 buçuk yıllık bakanlık sürecimde en az 2 buçuk yıllık sürecinde kimsenin gitmediği yerlerde iş adamlarıyla beraber geçirdim. İhmal ettiğim ailemin hakkımı helal etmesini istiyorum. Çocuğumu, eşimi, ailemi ihmal ettim. 24 saatin 19 saatini çalışarak geçirdim. Hepsinden önemlisi Mehmet Büyükekşi kardeşim ve tüm İhracatçı Birlik başkanlarına, MÜSİAD'a, TÜSİAD'a teşekkürlerimi sunarım. Bundan sonra yoğunluğumuz Mersin'de olacak.
'KEŞKE BU HANÇERİ BAŞKALARI VURMUŞ OLSAYDI'
İçişleri Bakanlığı devir teslim töreninde Muammer Güler görevini Efkan Âlâ'ya devretti.
17 Aralık operasyonuna ilişkin konuşan Güler, 'Hukukun her zaman egemen olmasını bekliyorum. Keşke bu hançeri başkaları vurmuş olsaydı. Onlara hakkımı helal etmiyorum' dedi.
Törende ilk konuşmayı yapan Güler'in açıklamaları şöyle...
"Dönem içerisinde çözüm sürecinin bütün bu yaşanan olaylar içerisinde çok değerli bir anlamı vardır. Bunlar çözüm sürecine yönelik gerçekleştirildi. Çözüm sürecinin ısrarla sürdürülmesi, ülkede huzur için ve anaların gözyaşlarının akmaması için gereklidir. Seçim süreci vardır önümüzde, yeni bakan bununla ilgili önemli işler yapacaktır. 17 Aralık'ta görevden affımı istemiştim, Başbakanımız gereken yapılacaktır demiştim, bugün de yazı olarak affımı istedim.
Değerli arkadaşlarım, çok kısa şekilde son yaşanan olayla ilgili görüşlerimi de bu vesileyle söylemek isterim. Özellikle soruşturmanın niteliğiyle, işleme konuluş tarzıyla, bir siyasi mühendislik projesi olması, adli işlemden önce bir şantaj operasyonu olması sebebiyle görüşlerimi belirtmiştim. Ancak hiçbir gayrimeşru faaliyet içinde olmam, 41 yıllık hayatımda da olmadım. Temsilcisi olmaktan onur duyduğum Mardinlilere, aileme, arkadaşlarıma, bütün bu olanların incelenmesi için söz veriyorum. Beklediğimiz tek şey kanuna, hukuka uygun, kanuni delillerle yapılmış tuzaklanmamış dosyaları bekliyorum. Soruşturmaya hiçbir dahlimiz olmamıştır. Ancak kamuoyu bu operasyonun hangi amacı gerçekleştirmek için kullanıldığını da yakından bilmektedir. Elbette devletteki hizmette devamlılık esastır. Ben hukukun her zaman egemen olmasını ve herkesin de buna uymasını özellikle bekliyorum. Beni bu göreve layık gören sayın Başbakanımıza, sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum, Mardinlilere, arkadaşlarıma, valilerimize, bütün çalışma arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
"ONLARA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM"
Son sözüm şudur, keşke bu operasyonla bizleri bu temsile, daha önce de ifade ettim, bu yanlış hareket başka yerden gelseydi, bu hançeri başkaları vursaydı. Onlara hakkımı helal etmediğimi söylüyorum ama fedakar çalışanlarımıza da haklarını helal etmelerini söylüyorum. İnşallah Türkiye bir daha bu sıkıntı yaşanmayacaktır. Eğer bir kahır çekilecekse onu çekmeye hazırız."
Muammer Güler'in açıklamalarının ardından sözü yeni İçişleri Bakanı Efkan Âlâ aldı. Ala şunları söyledi:
"Türkiye son 11 yıl içerisinde bölgesinde başka ülkelerin gıpta ettiği bir ekonomik sosyal politik gelişme göstermektedir. Bu coğrafyada bu gelişmeler istikrarlı olunca, çeşitli odakların saldırısı da beklenmedik değildir. Biz Sayın Başbakan'ın liderliğinde kadro olarak elimizden geleni yapıyoruz.
SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ
Türkiye'nin kalkınması ve gelişmesi için elimizden geleni yapacağız. Kalkınmaların çoğaldığı dönemlerin hemen ardından siyasi istikrara yönelik saldırıların gelmesi normal. Bizim üzüldüğümüz şey milletimize ödettirilen gereksiz maliyetlerdir. Yoksa Türkiye hak ettiği tarihine yakışır bir ivmeyi yakalamıştır. Sorunlarımı yok mu olur çözeceğiz, O irademiz de var. Devam edeceğiz. Biz sorunsuz bir Türkiye vaat etmedik ama sorunlarını çözebilen bir yönetim vat ettik.
Sayın Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza ve milletimize karşı mahcup olmamayı diliyorum yüce Allah'ımızdan. Ümit ediyorum ki arzu ettiğimizden daha kısa sürüde Türkiye gelişmesini devam ettirecektir."
FIKRA İLE VEDA ETTİ
Egemen Bağış, Avrupa Birliği Bakanlığı görevini Mevlüt Çavuşoğlu'na devir teslim töreninde anlattığı fıkra ile gülüşmelere neden oldu. Bağış, "Alnım ak başım dik görevimden ayrılıyorum" dedi.
AB Bakanlığı'ndaki devir teslim töreninde eski AB Bakanı Egemen Bağış açıklamalarda bulundu. İşte Bağış'ın açıklamalarından satır başları:
Mevlüt beyin seçilmiş olması TC.'nin en büyük diplomatik başarısıdır. Kendi iline şehrine önemli katkılarda bulunmuş çok önemli bir siyasetçidir. Arkadaşlığımız ise Ak Parti'nin kurulduğu gün başlamıştır. Örnek bir yol arkadaşlığı sürdürdük. Bu da böyle sürecektir kimsenin şüphesi olmasın.
Şahsi ikbali uğruna milletin değerini göz ardı edenler bunu anlayamaz. Adımız şakacıya çıkmış ya fıkra anlatmadan olmaz.
Bağış, "Temel bir gün bir uçağa binmiş ancak kendi yerine değil bir başkasının yerine oturmuş. Az sonra koltuğun asıl sahibi gelmiş. Beyfendi orası benim yerim kalkar mısınız demiş ancak Temel yerinden kalkmamış ve olay pilota kadar gitmiş. Temel ise daha sonra kalkıp pilotun koltuğuna oturmuş. Ne yaptılarsa kaldıramamışlar. Pilot bir süre sonra Temel'in kulağına eğilerek bir şeyler söylemiş. Temel hemen kalkıp arkadaki yerine geçmiş. Herkes şaşırmış ve pilota sormuşlar 'ne dediniz de ikan ettiniz?' Pilot da 'bu koltuk Trabzon'a gitmez dedim. O da hemen arkaya yerine geçti" diyerek göndermede bulundu.
AK Parti çok büyük bir ailedir. Bu ailenin içine fitne sokmak isteyenler oldu yine de olacaktır.
Bağış, 'Çavuşoğlu'na üç hediyem var. Rozetim, çiçeği vermek için kızım geldi. Ve bir de kalem' diyerek konuşmasını tamamladı.
