Korucular, PKK'nın kendisini meşrulaştırma amacıyla strateji değişikliğine gittiğini belirtirken, öldürdükleri insanların ailelerine giderek, "özür mekanizmasını" devreye soktuklarını kaydetti. Ahmet Türk'ün'de aralarında bulunduğu bazı vekil ve bölgenin ileri gelenlerinin, korucu ailelerinin de bulunduğu acılı ailelere özür ziyaretinde bulunduklarını belirten korucular, şöyle konuştu:
'Bu bir hataydı'
"Örgüt strateji değiştirdi. Önceden herkesi hedef alıyorlardı şimdi silahlı güçleri alıyorlar. Şimdi korucularla iyi ilişkiler geliştirmek istiyorlar. 2010'da koruculara yönelik saldırıların ardından şehit olan arkadaşlarımızın ailelerinin de aralarında bulunduğu ailelere bölgenin ileri gelenleri ziyarette bulundu. O dönem Ahmet Türk'ün de aralarında bulunduğu bu heyet aile bireyleri PKK tarafından öldürülen ailelere gidip 'Bu bir hataydı. Özür diliyoruz. Örgüt sizi önemsiyor. Sizlere zarar vermek istemiyor. Barışmak istiyor. Yapılan yanlıştı. O yanlış saldırıyı yapanlar örgütten atıldılar. Bağları kalmadı. Dolayısıyla arada barış sağlayalım' dedi. Biz de 'Razı gelmiyoruz, yapılanı hata görmüyoruz, canımız gitti. Örgütten atıldığını söylediğiniz kişiler hâlâ örgüt için çalışıyor. Kimin yaptığını biliyoruz, dediğiniz doğru değil. Söylediklerini kabul etmiyoruz. Biz de Kürdüz ama devletten Kürt olduğumuz için hiçbir ayrımcılık görmedik' dedik. Ama şu an örgüt bölgede önemli isimleri gönderip özür dileyerek halkla arasını iyileştirmek istiyor.
'Paniğe kapıldılar'
Kırsala ve KCK'ya yönelik gerçekleştirilen operasyonlar, halkla ilişkilerini iyileştirmek isteyen PKK'yı paniğe sevk etti. KCK operasyonlarından sonra 6 aydır rahat ettik. Ciddi operasyonlar yapıldığı için artık PKK baskı yapamıyor. Halkta devlete karşı güven oluşunca ihbar ediyor. Devletin güçlü olduğunu halk hissettti. Son 6 ayda PKK'nın da biteceğini hisseti. Onun için daha korkukuz davranıyor."
'Silah bizde kalsın'
PKK'nın da hedefi haline geldiklerini belirten korucular, "Büyük acılar çektik, çekiyoruz. Şehit ve Gaziler Derneği kurduk. Devlet her türlü desteği veriyor ama sıkıntılarımız çok" diyerek bazı isteklerde bulundular. Korucular, PKK'nın yandaş toplamak için daha fazla imkan sağladığını, dağa çıkardıklarına maaş verdiklerini ve ailelerine baktıklarını dile getirdi. Kendilerinin ise köylerinden ayrılmak durumunda kaldıklarını, çiftçilik yapamadıkları ve hayvanlarını kaybettikleri için geçim sıkıntısı içinde olduklarını vurgulayan korucular, tek gelirlerinin 750 TL'lik maaşları olduğunu kaydetti. Maaşlarının artırılmasını isteyen korucular, verilen silahların emekli olduktan sonra da kendilerinde kalması yönünde talepte bulundu.
'Ailemi korumak için'
BDP'li Ertuğrul Kürkçü'nün, "Neden korucu oldunuz? Kendiniz mi isteniz?" sorusuna korucular, "PKK hayvanlarımızı çalıyordu. Bazen bir anda gelip 800 koyunumuzu alıp gidiyorlardı. Çocuklarımızı kaçırıp dağa çıkarıyorlardı. Biz de devletten koruma istedik. Bize 'Size görev verelim, siz hem kendinizi koruyun hem de bizim PKK ile mücadelimize yardım edin' dediler. Biz de kabul ettik. Sonra PKK bize düşman oldu" yanıtını verdi. Bir korucu ise, "O zamanlar 12 yaşını geçen çocukları dağlara götürüyorlardı. Ben gitmemek için karakolda yatıyordum. Sene 1995 yılları. Düşünün artık niye olduk?" diye konuştu. Genç bir korucu da babasının PKK'lılar tarafından gözünün önünde sırtından vurulduğunu belirterek, "Ben ailemi, malımı canımı korumak için korucu oldum" dedi.
'Herkes işine bakıyor'
Korucular, "Bölgede halk ya korucu ya PKK'lı mıdır?" sorusuna, "Hepsi korucu veya PKK'lı demek mümkün değil. Ama kimse ben 'PKK'lı değilim' diye açıktan diyemiyor" diye yanıtladı. Ertuğrul Kürkçü'nün, "JİTEM var mı? Karşılaştınız mı?" sorusu üzerine korucular, "Yok biz karşılaşmadık. Var mı yok mu bilmiyoruz" dedi. Korucular, PKK yandaşı aşiretleri devlet yanlısı olmaları için ikna girişiminde bulunup bulunmadıklarına yönelik sorulara ise, "Onlarla kavgamız da yok ikna çabamız da yok. Herkes kendi işine bakıyor" karşılığını verdi. Korucular, operasyonlarda neden ilk önce kendilerinin bölgeye intikal ettirildiği yönündeki sorular üzerine de, "Bölgeyi çok iyi tanıdığımız için" dedi.
