Adalılar turistleri pek sevmiyor. Çünkü onlar aceleci. Oysa 80 küsur yaşındaki Ikaria sakinleri sürekli "Aceleye gerek yok" diyor.
Ada halkı kendi toprakları dışında yetişen hiçbir gıdayı hayatları boyunca yemiyorlar.
Mevsime göre adada yetişen sebzeleri ve otları bol bol tüketiyorlar.
Adada hayvan üreticisi çok az olduğu için çok az kırmızı et yiyorlar.
Denizden tuttukları balık sofralarından eksik olmuyor.
Zeytin ve zeytinyağı her sofrada mutlaka yer alıyor.
Adadaki huzur ve mutluluğun en büyük nedeni her şeyin çok sakin ve yavaş bir şekilde yapılması.
Adada hiç saat yok. Bu yüzden geç kalmak diye bir kavram da yok.
Adada herkes günde 10 saat uyuyor. Öğlen uykusu geleneği de çok önemli. Her gün öğlen en az bir saat siesta yapılıyor.
Dükkanlar 11'den önce açılmıyor ve insanlar saat 9 sularında uyanıp kahvaltılarını acele etmeden ve ağızlarına attıkları her bir lokmanın tadını çıkartarak yapıyorlar.
İçleri vitamin ve mineral deposu olan otlar, Ikaria'daki insanların daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürmesinin sırlarından biri.
Adada insanlar kemik sorunlarıyla karşılaşmıyor. 90 yaşındakilerin bile gidecekleri yere yürüyor. Adada neredeyse araba yok.
Ikaria'ya Kuşadası üzerinde gemilerle yaklaşık bir saatte gidiliyor.