Küçük yaşlarınızdan itibaren hayatınız büyük bir mücadele içinde geçmiş. Şimdi ise Türkiye'nin alanında en başarılı isimlerinden birisiniz. O zorlu günlerinize baktığınızda neler hissediyorsunuz?
Kendimi çok şanlı hissediyorum, Allah'ıma şükürler olsun. Aynı zamanda seçilmiş olduğumu da düşünüyorum. Kaderci bir yapım vardır ve çok inançlı bir insanım. Allah tarafından bazı insanlar bu dünyaya görevli olarak gelmiş, ben de bunlardan biriyim. İnsanlara yardım ediyorum, veren el oluyorum. Yardım deyince Türkiye'de ilk akla gelen isimlerden biriyim. Bu yüzden de şimdi geldiğim noktaya beni Yaradan'ın getirdiğine inanıyorum.
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre; yıllardır adınız, Türkiye'nin en güvenilir isimler listesinde hep üst sırada. Bu size büyük sorumluluk da yüklüyor, öyle değil mi?
Tabii, çok büyük sorumluluk, çok büyük yük. Her markanın yanında duramazsın. Sana güvenen insanlara mahcup olmamak için senin de inandığın markanın ya da insanların yanında durman gerekiyor. Ben buna dikkat ettiğime inanıyorum ki, insanlar beni bu kadar seviyor ve güveniyor. 26 yıldır ekranlarda olan tek televizyoncuyum, bu önemli bir gösterge zaten.
KILIÇDAROĞLU SANATÇI DÜŞMANI
Sanat camiasındaki pek çok isim 'Sanatçıdan dost olmaz' diye açıklamalarda bulunur...
Ben bu düşünceye inanmak istemiyorum. 2018'i barış yılı ilan ettim. 'Herkesle kucaklaşalım, kenetlenelim ve kimse küs kalmasın' dedim.
Lerzan Mutlu ile de barıştınız... Barıştık, aramız çok iyi, sürekli konuşuyoruz da. Özel kuaförümü bile Lerzan'a gönderiyorum.
Kariyerinizde dönüm noktası olarak gördüğünüz bir an veya dönem var mı?
Televizyonculuğa başlamış olmam. Baktım gazinolar bitiyor, ben de televizyona yöneldim; çok akıllıca bir karar almışım.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte Zeytin Dalı Operasyonu'na destek vermek için askerlerimizi ziyaret ettiniz. Neler hissettiniz ziyaret esnasında?
Terörün temizlenmesinde bu operasyonun büyük önemi var. Vatanımızı, canını ortaya koyarak koruyan Mehmetçiğimizi ziyaret ettiğim için çok mutlu oldum. Cumhurbaşkanımız, sanatçılarımızı askerlerimizin yanına götürdü. Vatani görev yapan askerlerimizin yanına giderek onlarla sohbet ettik ve moral verdik. Bizi gördükleri için çok mutlu oldular. Fotoğraflarımızı çekip aileleriyle paylaştılar. Biz askerlerimizi mutlu etmek adına bu ziyareti gerçekleştirdik. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Bu ziyaret sonrası çok bozulduğum iki isim oldu: Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener. Meral Akşener'in "İktidar olduğumuzda bu sanatçılara selam vermeyeceğiz" sözünü asla unutmayacağım. İkincisi de Kılıçdaroğlu'nun bize hakaret etmesi. Kılıçdaroğlu, sanatçı düşmanı. Kendisi hangi organizasyona bizi davet etmiş de katılmamışız? Cumhurbaşkanımız, her zaman sanata ve sanatçıya destek veren bir lider. Kılıçdaroğlu'nun bize yönelik yaptığı açıklama büyük gaftır. O bizi tanımıyorsa, biz onu hiç tanımıyoruz. Şimdi kendisi de gidiyor Hatay'a, keşke daha önce gitseydi. Neden bize yönelik böyle bir açıklama yapıyor biliyor musunuz? Cumhurbaşkanımız ondan önce davrandı ve bizleri götürdü diye. Kusura bakma Kılıçdaroğlu, daha önce düşünecektin! O bize daha önce deseydi gidelim diye, giderdik onunla. Cumhurbaşkanımız da destek olurdu, onun gibi çirkin davranmazdı. Bu nedenle Kılıçdaroğlu'nu affetmeyeceğim. Cumhurbaşkanımız, tüm sanatçıların ne kadar değerli olduğunun farkında; kimseyi ayırt etmiyor. Bizlere, Mehmetçiğe moral ziyaretinde bulunma imkanı verdiği için hem Cumhurbaşkanımıza, hem de Genelkurmay Başkanımız'a çok teşekkür ederim. Sayın Cumhurbaşkanımızı ve eşi Sayın Emine Erdoğan'ı çok seviyor ve saygı duyuyorum.
SANATÇILAR HEDEF GÖSTERİLDİ
Muhalefetin sanatçılara yönelik yaptığı açıklamalar sizi nasıl etkiledi?
Hem Akşener, hem de Kılıçdaroğlu; biz sanatçıları hedef gösterdi. Ne Kılıçdaroğlu'nu, ne de Akşener'i; bize ve Cumhurbaşkanımız'a yaptığı hakaretlerden dolayı asla affetmiyorum. Bu kadar güzel bir ziyaretten siyaset yapmaları çok çirkindi. Kılıçdaroğlu'nun sanatçılara yönelik yaptığı açıklama çok büyük bir hata. Bu açıklamayla hem kendisine, hem de partisine çok büyük zarar verdi. Meral Akşener, bir kadın olarak çok büyük bir hata ve gaf yaptı. Ziyarete giden sanatçılara selam vermeyecekmiş; vermezsen verme. Bizim Akşener'in selamına ihtiyacımız yok. Sizin bize her zaman ihtiyacınız var ama, biz sanatçıyız. Sosyal medyada da çok çirkin ithamlar yapılıyor. Cumhurbaşkanımızın resepsiyonuna katılıyorum mesela, 'yalaka' diye yazıyorlar. Cumhurbaşkanımızın doğum gününü kutladım, resim ve bir mesaj paylaştım geçtiğimiz günlerde; 'Bana yalaka diyecekler şimdi ama doğum gününüz kutlu olsun' diye. Sosyal medyada linç kampanyası başlattılar bana. Ben de en sonunda yorumlara kapattım hesabımı. Kim ne derse desin; Cumhurbaşkanımızı çok seviyor ve ona saygı duyuyorum. Allah onu nazarlardan esirgesin, uzun ömürler nasip etsin. Birisi için dersin ya, Allah onu ailesine bağışlasın diye. Cumhurbaşkanımızın da ailesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Allah onu Türkiye Cumhuriyeti'ne bağışlasın. Erdoğan, Türkiye için büyük bir şans. Ülkemizin daha iyi noktaya gelmesi için çok çalışıyor.
KURAL VE CEMCİR , FİLMLERİNDE KEŞKE BENİ OYNATSA
Şarkıcı ve televizyoncu kimliğinizin yanı sıra oyuncusunuz da. Sizi ne zaman beyazperdedegöreceğiz bir daha?
Oyunculuk yapmayı düşünmüyorum ama arkadaşlarım konuk oyuncu olarak yer almamı isterlersegidiyorum. En son Şafak Sezer'in filmde yer almıştım böyle. Ahmet Kural ve Murat Cemcir, 'Ailecek Şaşkınız'da benim şarkımı kullandılar ama keşke filmlerinde beni de oynatsalardı. İkisini de çok seviyorum. Bir dahaki filmlerinde yer almak isterim.
AK PARTİ KADININ VE SANATIN YANINDA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı lider olarak nasıl buluyorsunuz?
Geçen gün bir konuşmasına rastladım ve bayıldım. "Kasımpaşa'da Roman kardeşlerimizle birliktebüyüdük. İnsan ayırt etmem" dedi. Bakın; herkesin kalbine, yüreğine dokunan bir liderimiz var. Ülkemiz için güzel şeyler yapmak isteyen lider kimse, biz onun yanında oluruz ve olacağız. Çiller'i de gördüm, Özal'ı da gördüm, Mesut Yılmaz'ı da gördüm. Ben onların da davetlerine katılmış bir sanatçıyım. Mesela geçtiğimiz günlerde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenenTürkiye'ye Enerji Veren Kadınlar Ödül Töreni'ne katıldım. Törene, Enerji Bakanımız Berat Albayrak'ın konuşması damga vurdu. Sosyal medyada öyle bir algı yaratılmak isteniyor ki, sanki AK Parti sanat düşmanı, kadın düşmanı. Bu kesinlikle çok yanlış. Lütfen herkes Sayın Albayrak'ın törende yaptığı konuşmaya baksın. Ben konuşmasını ayakta alkışladım. Sayın Emine Erdoğan'ın konuşmasını da ayakta alkışladım. Kadının, dünyadaki ve Türkiye'deki gücünün ne kadar önemli olduğunu anlattılar. Bir kadın olarak hem Albayrak'ın ve Sayın Emine Erdoğan'ın konuşmasından hem gurur duydum, hem de duygulandım açıkçası.
MÜGE ANLI'NIN BAŞARISINI TAKDİR EDİYORUM
Televizyonda sizin program yaptığınız saat diliminde rekabet ortamı çok arttı. Bu rekabetlenasıl baş ediyorsunuz?
Aslında rekabet olarak görmüyorum. Esra Erol, en iyi arkadaşlarımdan biri. Müge Anlı'nın da başarısını takdir ediyorum ve ayakta alkışlıyorum.
Hiç kıskanmıyor musunuz?
Hayatta kıskanmam, onlar da bunu bilirler. Ben neyi kıskanırım bilirmisin? Çok iyi şarkı birine gitmiş mesela, 'Ben bunu daha önce niye yakalayamadım?' diye kıskanırım, yani güzel şarkıyı kıskanırım. Başarıyı asla kıskanmam, bunu Esra da bilir.
TELEVİZYONDAN DOLAYI SAHNEYİ GERİ PLANA ATTIM
Şarkıcı kimliğinizin, televizyoncu kimliğinize göre daha geride kaldığını düşünüyormusunuz?
Evet, bunu bütün sanatçı arkadaşlarım da söylüyor. Ama biliyorsun artık Günay'da çalışmalarımbaşladı. Konserlere ağırlık veriyorum. 26 yıllık televizyonculuk kariyerimden dolayı şarkıcı kimliğimi geri plana attım. Çıkacak gazino kalmamıştı, albüm satışları eskisi gibi değildi. Ama şimdi ötelediğim sanatçı kimliğimi yeniden ön plana çıkaracağım. Sürprizler var bu sene. Yeni bir albüm çalışmam olacak mesela. Ayrıca müzik programı da yapmayı planlıyorum.
GECEKONDUDA ŞİDDETİN ORTASINDA BÜYÜDÜM
26 yıldır ekranlarda olmak büyük başarı. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
26 yıldır ekranlarda olmak bir tek bana nasip oldu. Kendim gibiyim, dürüstüm, hata yaptıysam bunu kabul ediyorum ve özür diliyorum. Geldiğim yeri hiçbir zaman inkar etmedim. Ben gecekonduda,şiddetin ortasında büyüdüm. Alkolik bir babanın çocuklarına ve eşine şiddet uyguladığı bir ailenin evladıyım. Bunu halkımızdan da saklamadım. Hiçbir zaman 'Ben yok şuradan, yok buradan geldim' demedim.
