Hepinizin başına gelmiştir. Eleştirmeyin, siz de baba olunca anlayacaksınız. En ufak bir işi becerememiş veya hassaslıktan hasta düşmüş oğluna der ki: - Sen askerde çok dayak yersin. Evdeki herhangi bir aleti bozmuş, kırmış anne veya çocuğa der ki: - Tabii parasını siz kazanmıyorsunuz. Gecenin geç olmayan bir saatinde bilgisayar başındayken der ki: - Bak saat kaç oldu hala yatmıyorsun.
Sabah okula gitmeyeceksin herhalde. Her konuda, her koşulda, alakalı veya alakasız cümle başına ya da sonuna şu cümleyi ekler: - Yahu o ne bilir. Bir şey isteme anında birkaç kelime dökülür ağzından:
- Baba ya şu telefon işini ne yapacağız? - Düşünürüz.. - Ama baba. - Bakarız. Herhangi bir şey istenmişse ve çocuk tarafından hemen yapılmamışssa der ki: - Bi dediğimi de anında yap. Başarısızlıklarınla ilgili konuşma yapılacaksa konunun başında katiyen şu cümle ile giriş yapar: - Ben senin yaşındayken... Eğer dışarıdan geç gelmişsen, kendini bu işe katar: - Nerdesin ulan eşşoğlueşşek. Herhangi bir konuda fikir verirken, damardan girmeyi de bilir: - Sen şimdi bizi beğenmiyorsun ama, sen bebekken seni yedirmeden yemek yemezdim ben. Eve geldiğinde evin güç dengesi kumanda ile belli olur: - Kumandayı ver. Sizi eleştirdiği anda sizin cevap vermeniz anında der ki: - Sus bana cevap verme. - Ama baba. - Cevap verme demedim mi? Sizin ona yüksek sesle bir şeyi anlatmaya başladığınızda şöyle der: - Şşştt! Küçük harfle konuş. Tartışma anında işin içinden çıkamayacağını anladığında gücün gösterir: - Ben babayım, ben ne dersem o olur. Bir şeyi beğenmediğinizde tepkisi şöyledir: - Eşek hoşaftan ne anlar. (Hala çözülmeyen bir konudur, bazıları hoş laf diye söyler.) Başarısızlıkla sonuçlanan bir deneyiminizden hiç kaçırmaz yapıştırır: - Ben demiştim. Sizin için endişelendiğinde şöyle der: - Sana değil, çevreye güvenmiyorum. Sizi sıktığı anda der ki:
- Off baba yaaa. - Babaya of denmez, çarpılırsın.
Çok konuşan
Küçük Ayşe okulda çok fazla konuşuyormuş. Bu durumdan şikayetçi olan öğretmeni bütün her şeyi denemiş, bir türlü çözüm bulamamış. Son olarak Ayşe'nin babasına bir mektup göndermiş. Mektupta özetle şöyle yazmaktadır: - Sn. Veli, kızınız derste çok fazla konuşuyor, lütfen bu duruma bir çare bulunuz. Baba mektubu okuyunca dayanamaz ve o da bir mektup yazıp öğretmene gönderir: - Konuşmak nasıl olurmuş, siz bir de bunun annesinden görün. :)
Ters yol
Kız kalp ameliyatı olmak zorundadır. Sevgilisine uzun uzun sarılır. Zor bir vedadan sonra kız ameliyata girer. Ameliyattan çıkıp kendine gelir gelmez ilk aklına gelen yine sevgilisi olmuştur.
Sevgilisini orada göremeyince babasına sorar: - Sevgilim nerede baba? Babası cevap verir: - Sana o kalbi kim verdi sanıyorsun? Kız bunu duyar duymaz hüngür hüngür ağlamaya başlar.
Baba araya girer: - Şaka kız şaka. Hemen Türk filmine bağlama kendini.
Tuvalete gitti, gelir şimdi :)