Sınav dönemi yaklaşırken, öğrenciler ve yakınları, "Sınavda hangi dualar okunur?" sorusuna yanıt arıyor. Zihin açıklığı, dikkat toplama ve başarılı sonuçlar için okunabilecek dualar, hem öğrenciler hem de aileleri tarafından sıkça araştırılıyor. Peki, sınava girmeden önce hangi dualar okunmalı? Sınav esnasında başarı için hangi ayet ve sureler hangisi? İşte sınavdan önce okunabilecek duaların Arapça okunuşları ve Türkçe anlamları…
Yoğun bir hazırlık sürecinin ardından sınav gününe yaklaşan öğrenciler, başarıya ulaşmak için yalnızca ders çalışmakla kalmıyor, aynı zamanda manevi desteğe de yöneliyor. Sınav öncesinde stres ve kaygıyı hafifletmek isteyen adaylar, ellerini dua için semaya kaldırıyor. Onları bu süreçte yalnız bırakmayan aileleri de dualarla destek oluyor. Özellikle Kalem Suresi başta olmak üzere, sınav öncesi ve sınav anında okunabilecek pek çok dua araştırılıyor. Peki Kalem suresi Türkçe okunuşu nedir? İşte sınava girmeden ve girerken okunacak dualar.
SINAVDA BAŞARI İÇİN DUALAR
Sınav dönemlerinde öğrenciler yalnızca akademik olarak değil, manevi olarak da destek arayışına giriyor. Yoğun emek ve çalışmanın ardından, sınav öncesinde okunan dualar hem zihni sakinleştiriyor hem de özgüveni artırıyor. İslam inancında, özellikle stres ve kaygıyı hafifletmek için okunan sınav duaları, gönüllere huzur verirken başarı yolunda moral kaynağı oluyor. İşte sınavlarda sıkça okunan etkili dualar ve anlamları:
1. Rabbi Yessir Duası
Okunuşu: "Rabbi yessir ve la tu'assir, Rabbi temmim bi'l hayr."
Anlamı: "Rabbim! İşimi kolaylaştır, zorlaştırma. Rabbim! İşimi hayırla sonuçlandır."
2. Başarı ve Huzur İçin Kapsamlı Dua
"Allah'ım! Bu yola senin ilminle çıktım. Sınavımı bana kolaylaştır. Unutkanlıktan, heyecandan beni koru. Öğrendiklerimi hatırlamayı, bilgimle doğru kararlar vermeyi nasip et. Rızana uygun şekilde başarılı olmayı nasip eyle. Özgüvenimi artır, hatalardan uzak tut. Zorlandığım anlarda bana yardım et. Senin rızanı kazanmayı ve hayırlı sonuçlara ulaşmayı nasip et. Âmin."
3. Doğru Giriş ve Çıkış Duası (İsra Suresi, 80. Ayet)
Okunuşu: "Ve kul Rabbi edhılnî mudhale sıdkın ve ahricnî muhrace sıdkın vec'al lî min ledunke sultânen nasîrâ(n)."
Anlamı: "Rabbim! Beni doğru bir girişle girdir ve doğru bir çıkışla çıkar. Katından bana yardımcı bir güç ver."
4. Fetih Suresi – 1. Ayet
Okunuşu: "İnna fetahna leke fethan mubina."
Anlamı: "Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik."
Kalem Suresi, sınav öncesinde manevi destek arayan öğrencilerin sıklıkla başvurduğu sureler arasında bulunur. Sınava girmeden önce okunması tavsiye edilen dualardan biri olan bu sure, kişinin iç huzurunu artırabilir, zihnini berraklaştırabilir. İşte sınavdan önce okunabilecek Kalem Suresi'nin Arapça okunuşu ⤵
Nun velkalemi ve ma yesturune.
Ma ente binı'meti rabbike bimecnunin.
Ve inne leke leecren ğayre memnunin.
Ve inneke le'ala hulukın 'azıymin.
Fesetubsıru ve yubsırune.
Bieyyikumulmeftunu.
İnne rabbeke huve a'lemu bimen dalle'an sebiylihi ve huve a'lemu bilmuhtediyne.
Fela tutı'ılmukezzibiyne
Veddu lev tudhinu feyudhinune.
Ve la tutı' kulle hallafin mehiyni.
Hemmazin meşşain binemiymin.
Menna'ın lilhayri mu'tedin esiymin.
'utullin ba'de zalike zeniymen.
En kane za malin ve beniyne.
İza tutla 'aleyhi ayatuna kale esatıyrulevveliyne.
Senesimuhu 'alelhurtumi.
İnna belevnahum kema belevna ashabelcenneti iz aksemu leyasri munneha musbihıyne.
Ve la yestesnune.
Fetafe 'aleyha taifun min rabbike ve hum naimune.
Feasbehat kessariymi.
Fetenadev musbihıyne.
Eniğdu 'ala harsikum in kuntum sarimiyne.
Fentaleku ve hum yetehafetune.
En la yedhulennehelyevme 'aleykum miskiynun.
Ve ğadev 'ala hardin kadiriyne.
Felemma reevha kalu inna ledallune.
Bel nahnu mahrumune.
Kale evsetuhum elem ekul lekum levha tusebbihune.
Kalu subhane rabbina inna kunna zalimiyne.
Feakbele ba'duhum 'ala ba'dın yetelavemune.
Kalu ya veylena inna kunna tağıyne.
'asa rabbuna en yubdilena hayren minha inna ila rabbina rağıbune.
Kezalikel'azabu ve le'azabul'ahıreti ekberu lev kanu ya'lemune.
İnne lilmuttekıyne 'ınde rabbihim cennatin ne'ıymi.
Efenec'alulmuslimiyne kelmucrimiyne.
Ma lekum keyfe tahkumune.
Emlekum kitabun fiyhi tedrusune.
İnne lekum fiyhu lema tehayyerune.
Em lekum eymanun 'aleyna baliğatun ila yevmilkıyameti inne lekum lema tahkumune.
Selhum eyyuhum bizalike ze'ıymun.
Emlehum şureka'u felye'tu bişurekaihim in kanu sadikıyne.
Yevme yukşefu 'an sakın ve yud'avne ilessucudi fela yestetıy'une.
Haşi'aten ebsaruhum terhekuhum zillefun ve kad kanu yud'avne ilessucudi ve lum salimune.
Fezerniy ve men yukezzibu bihazelhadiysi senestedricuhum min haysu la ya'lemune.
Ve umliy lehum inne keydiy metiynun.
Em tes'eluhum ecren fehum min mağremin muskalune.
Em 'ındehumulğaybu fehum yektubune.
Fasbir lihukmi rabbike ve la tekun kesahıbilhuti iz nada ve huve mekzumun.
Levla en tedarekehu nı'metun min rabbihi lenubize bil'arai ve huve mezmumun.
Fectebahu rabbuhu fece'alehu minessalihıyne.
Ve in yekadulleziyne keferu leyuzlikuneke biebsarihim lemma semi'uzzikre ve yekulune innehu lemecnunun.
Ve ma huve illa zikrun lil'alemiyne.
KALEM SURESİ TÜRKÇE ANLAMI
1. Nûn. Kaleme ve (kalem tutanların) yazdıklarına andolsun ki,
Sen -Rabbinin nimeti sayesinde- mecnun değilsin.
Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.
(Sen de) göreceksin, onlar da görecekler,
Hanginizde delilik olduğunu yakında .
Doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi en iyi bilendir, hidayete erenleri de en iyi bilen O'dur
O halde, (hakikati) yalan sayanlara boyun eğme!
Onlar isterler ki, sen yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.
Şunların hiçbirine itâat etme :yemin edip duran,aşağılık,
(Herkesi) kötüleğen,söz götürüp getiren,
Hayra engel olan, mütecâviz ve saldırgan günahkar,
Kaba ve kötülükle damgalı,
Mal ve oğullar sahibi olmuş diye (böyle yolunu şaşırmış)
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, "Öncekilerin masalları!" der.
Biz yakında onun burnuna damga vuracağız (kibirini kırıp rezil edeceğiz).
Biz, vaktiyle "bahçe sahipleri" ne belâ verdiğimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi.
Onlar istisna da etmiyorlardı.
Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katından (gönderilen) kuşatıcı bir âfet (ateş) bahçeyi sarıverdi de,
Bahçe kapkara kesildi.
Sabah olurken birbirlerine seslendiler.
"Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin!" diye.
Derken yürüyorlardı; fısıldaşıyorlardı.
"Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın"diye.
(Evet yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.
Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.
Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!
İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size "Rabbinizi tesbih etsenize" dememiş miydim?
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.
Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.
(Nihayet) şöyle dediler: Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz.
Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz (artık) Rabbimizi(O'nun hoşnutluğunu) arzuluyoruz.
İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!
Şu da muhakkak ki, takvâ sahipleri için Rableri katında nimetleri bol cennetler vardır.
Öyle ya, (Allah'a) teslimiyet gösterenleri, (o) günahkârlar gibi tutar mıyız hiç?
Size ne oluyor? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?
Yoksa size ait bir kitap var da, (bu bâtıl inanışları) onda mı okuyorsunuz?
Onda, beğendiğiniz her şey sizin için mutlaka vardır (diye mi yazılı)?
Yoksa, "Ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
Sor onlara: Bu iddiayı onların hangisi savunacak?
Yoksa ortakları mı var onların? Sözlerinde doğru iseler, hadi getirsinler ortaklarını!
O gün incikten açılır ve secdeye davet edilirler; fakat güç getiremezler.
Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).
(Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim fendim çok sağlamdır!
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Yahut gaybın bilgisi onların nezdinde de, onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?
Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti.
Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu sâlihlerden kıldı.
O inkâr edenler Zikr'i (Kur'an'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hâla da (kin ve hasetlerinden:) "Hiç şüphe yok o bir delidir" derler.
Oysa o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttü.