Harvard Üniversitesi eğitimli, ünlü gastroenterolog Dr. Saurabh Sethi, milyonlarca takipçisine yaptığı şok edici açıklamayla ezberleri bozdu.
Sabah uyanır uyanmaz ilk iş olarak çay bardağına uzanmak, ne yazık ki en yaygın ve en riskli alışkanlıklardan biri. Dr. Sethi, aç karnına tüketilen çayın içerisindeki iki ana bileşenin altını çiziyor: Kafein ve Tanenler.
Mide Zarına Yıkım: Bu bileşenler, boş mideyle temas ettiğinde mide zarını tahriş ederek bulantıya, mide yanmasına ve özellikle reflüsü olan kişilerde şiddetli rahatsızlığa yol açabiliyor.
Demir Emilimine Darbe: Özellikle demir eksikliği anemisi (kansızlık) sorunu yaşayanlar için aç karnına çay tüketimi, tanenlerin demir emilimini büyük ölçüde engellemesi nedeniyle mevcut durumu daha da kötüleştiriyor.
Gizli Dehidrasyon (Su Kaybı): Çayın doğal bir idrar söktürücü (diüretik) etkisi vardır. Aç karnına alındığında bu etki artar ve vücudun su dengesini bozarak gizli dehidrasyona neden olabilir.
Geleneksel Türk çayı, soğuk buzlu çaylar (Iced Tea) veya popülerleşen sütlü çaylar fark etmeksizin, içine eklenen şeker miktarı Dr. Sethi'nin dikkat çektiği en önemli ikinci tehlike.
Gizli Şeker Bombası: Uzman doktor, bu içeceklerin bir porsiyonunda kolayca 30 ila 40 gram arasında şeker bulunabileceğini belirtiyor. Bu miktar, günlük limitlerin çok üzerindedir.
Karaciğerin Sessiz Düşmanı: Yüksek ve sık şeker tüketimi sadece diyabet riskini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda modern çağın yaygın hastalığı olan alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (NAFLD) riskini de dramatik şekilde yükseltiyor. Bu durum, karaciğer sağlığının sinsi bir şekilde bozulmasına yol açar.
Son yılların popüler "mucize" detoks veya zayıflama çayları, vaat ettikleri hızlı kilo kaybının aksine, sağlığa büyük zararlar verebiliyor.
Müshil Bağımlılığı ve Bağırsak Hasarı: Dr. Sethi, bu çayların "zayıflatıcı" etkisinin genellikle içlerindeki güçlü müshil (laksatif) bileşenlerden kaynaklandığını ifşa etti.
Dehidrasyon ve Daha Ciddi Sorunlar: Aşırı tüketim, vücutta ciddi su ve elektrolit kaybına (dehidrasyon) yol açar. En önemlisi, bağırsakların doğal çalışma ritmini bozarak uzun vadede bağırsak hasarı oluşturabilir ve sindirim sistemi sağlığını kalıcı olarak tehlikeye atabilir.
Yeşil çay, antioksidan zenginliği sayesinde genellikle sağlıklı bir seçenek olarak kabul edilir. Ancak Harvardlı doktor, bu konuda bile bir "sınır" olduğunu vurguluyor.
Karaciğer Toksisitesi Riski: Dr. Sethi, özellikle yüksek konsantrasyonlu yeşil çay ekstrelerinin aşırı dozda tüketilmesinin, nadir de olsa karaciğer toksisitesine yol açtığı vakaların bilimsel literatürde bulunduğuna dikkat çekiyor. Ne kadar sağlıklı olursa olsun, her şeyin fazlasının zarar olduğu gerçeği, yeşil çay için de geçerli.