Gijs ve ekibi, göz yüzeyini sürekli nemlendiren "bazal gözyaşı" üzerinde çalışıyor. Dışarıdan bakıldığında berrak görünen bu sıvı, laboratuvar ortamında adeta bir biyolojik arşive dönüşüyor.
Bild'de yer alan habere göre, elde edilen örnekler donduruluyor, işleniyor ve hassas analizlerden geçiriliyor. Böylece gözyaşının içinde elektrolitlerden proteinlere, antikorlardan sinyal moleküllerine kadar çok sayıda bileşen ortaya çıkarılıyor.
Bu analizler sayesinde şimdiye dek Alzheimer, Parkinson, Huntington, SARS ve COVID gibi hastalıklarla ilişkilendirilen çeşitli biyobelirteçler tespit edildi.
Ayrıca glokom, keratokonus ve göz içi iltihaplanmaları gibi pek çok göz hastalığının izleri de bu sıvıda belirgin şekilde görülebiliyor. Hatta beyindeki küçük damar hasarlarına işaret eden göstergeler bile gözyaşı tabakasında bulunabiliyor.
Maastricht'te 30 Proje Aynı Anda Yürütülüyor
Üniversitede gözyaşı üzerine odaklanan yaklaşık 30 farklı çalışma devam ediyor. Bunların en kapsamlısı Alzheimer araştırmaları. Bu projede dört ayrı grup incelendi: sağlıklı bireyler, hafif bellek şikâyeti olanlar, hafif bilişsel bozukluk yaşayanlar ve belirgin demans tanısı almış hastalar.