Teorik olarak okyanusları kaynatma ve şehirleri küle çevirme potansiyeli taşıyan "Güneş Silahı", 1929'da uzay öncüsü Hermann Oberth'in barışçıl amaçlı uzay istasyonu fikrinden esinlenerek bir kitle imha silahına dönüştürüldü. Dünya'dan 8.100 km yükseklikte konumlandırılması planlanan ve 3,5 mil karelik alana sahip devasa bir reflektörden oluşan bu proje, dönemin roket teknolojisi ve mühendislik bilgisi için aşılmaz bir hayaldi. Ancak projenin analizi, modern uzay tabanlı güneş enerjisi (SBSP) sistemlerinin kökenine ışık tutuyor ve Nazi bilim insanlarının ABD'ye kaçırılmasıyla sonuçlanan "Ataç Operasyonu"ndaki pazarlık kozu rolünü ortaya çıkarıyor.
1944 yılına gelindiğinde, Mihver Devletleri'nin İkinci Dünya Savaşı'nı kaybetmekte olduğu açıkça görülüyordu. Doğu ve Batı cephelerinde geri çekilen Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler, askeri gücü yeniden dengeleyecek ve Müttefiklerin ilerleyişini durduracak "Wunderwaffe" adı verilen süper silahlara takıntılı hale gelmişti. Bu projeler arasında V-2 füzeleri gibi gerçeğe dönüşenler olsa da, pek çoğu sadece çizim tahtasında kaldı. Bu hayali silahların en fantastik olanı, Sonnengewehr (Güneş Silahı) idi.
Güneş Silahı, teorik bir yörünge silahı olarak tasarlandı. Fikir, güneşin sınırsız enerjisini uzayda yakalamak ve bu enerjiyi odaklanmış, ölümcül bir ışın halinde Dünya üzerindeki hedeflere yönlendirmekti. Nazi propaganda aygıtının iddialarına göre, bu ışın tek bir şehir merkezini dakikalar içinde buharlaştırabilir veya hatta okyanusun belirli bölgelerini kaynatabilirdi.
Güneş Silahı fikrinin kökeni, Nazi ideolojisinden değil, uzay araştırmalarının öncüsü, Romanya doğumlu Alman fizikçi Hermann Oberth'ten geliyordu. Oberth, 1929 yılında yayımlanan "Uzay Uçuşunun Yolları" (Wege Zur Raumschiffahrt) adlı kitabında, barışçıl amaçlar için kullanılabilecek bir uzay istasyonu konsepti önermişti.
Oberth'in vizyonu, 100 metre genişliğinde içbükey bir aynaya sahip bir yörünge istasyonuydu. Bu ayna, güneş ışığını Dünya'ya odaklayarak buhar türbinleri aracılığıyla elektrik üretebilir veya meteorolojik gözlemlere yardımcı olabilirdi. Bu, bilimsel merak ve iyimserlik üzerine kurulu, geleceğe dönük bir tasarımdı. Savaşın gidişatı değişince, Oberth'in barışçıl fikri, Hillersleben topçu deneme sahasında çalışan Nazi bilim insanları tarafından ele alındı ve bir kitle imha silahına dönüştürüldü. Günümüzde Sonnengewehr olarak bilinen bu Nazi uyarlaması, Dünya'dan yaklaşık 8.100 kilometre yükseklikte konuşlandırılacak devasa bir platform olarak yeniden tasarlandı.
Nazi Güneş Silahı'nın kalbinde, tahmini olarak 3,5 mil karelik (yaklaşık 9 kilometrekare) bir alanı kaplayacak, metalik sodyumdan yapılmış devasa bir yörünge reflektörü yatıyordu. Metalik sodyum, hafifliği ve yüksek yansıtıcılık özelliği nedeniyle seçilmişti. Bu reflektörün görevi, güneş ışığını yakalayıp, tıpkı efsanevi Yunan mucidi Arşimet'in Siraküza kuşatması sırasında Roma gemilerini yakmak için kullandığı iddia edilen "ısı ışını" gibi, Dünya'daki hedeflenen bir bölgeye yoğun bir ısı ışını halinde yönlendirmekti.