57. Alay'ın hikayesi, vatan uğruna gözünü kırpmadan şehit düşen askerlerin fedakarlığı ile yazıldı. Peki, 57. Alay Şehitliği nerede, alayın komutanı kimdi ve bu destansı emir hangi şartlarda verildi? İşte Çanakkale Savaşı'nda 57. Alay'ın önemi!
57. Alay Şehitliği hikayesi nedir?
Fransa ve İngiltere, Çanakkale Boğazı'nı geçip İstanbul'u işgal ederek Osmanlı Devleti'ni savaş dışı bırakmayı hedefliyordu. Ancak denizden yapılan saldırılarda umduklarını bulamayan itilaf devletleri, bu kez farklı bir plan devreye soktu: Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yapacak, boğaz kıyılarındaki Osmanlı savunmasını aşarak iç bölgelere sarkacaklardı. Osmanlı ordusu ise çıkarma yerinin Saroz Körfezi olacağını düşünerek hazırlıklarını merkezde yapma eğilimindeydi.
Fakat Bigalı köyünde yedek birlik olarak konuşlandırılan 19. Tümen'in komutanı Yarbay Mustafa Kemal, bu görüşe katılmıyor düşmanın Arıburnu'ndan çıkacağını öngörüyordu. Ona göre çıkarma kıyıda karşılanmalı, düşman karaya tam yerleşmeden püskürtülmeliydi. 25 Nisan 1915 gecesi, top ve gemi sesleri Bigalı'da yankılanmaya başlayınca Mustafa Kemal'in öngörüsü doğru çıktı. Derhal harekete geçen komutan, sadece bir taburla değil, tüm sorumluluğu üstlenerek 57. Alay'ın tamamına harekat emri verdi.
Sabah saatlerinde Conkbayırı'na ulaşan Mustafa Kemal, kıyıdaki savunmayı aşan düşmanın 261 Rakımlı Tepe'ye kadar ilerlediğini gördü. Türk askerleri geri çekiliyordu. Bu kritik anda kaçan askerleri durdurdu ve tarihe geçen konuşmasını yaptı:
"Niçin kaçıyorsunuz?"
"Efendim, düşman…"
"Nerede düşman?"
"İşte…"
Düşman, Türk askerinden bile daha yakındı. Cephanesi kalmamış erlere, "Cephanemiz yoksa süngümüz var!" diyerek süngü taktırdı ve askerleri yere yatırdı. Bu beklenmedik manevra düşmanı da duraksattı. Tam bu esnada, arkasından gelen 57. Alay yetişti. O an, savaşın kader anıydı. Mustafa Kemal, askerlerine şu emri verdi:
"Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!"
"Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimizi başka birlikler ve komutanlar alacaktır."
Bu emrin ardından, kahraman 57. Alay düşmana karşı büyük bir özveriyle savaştı. Kurban Bayramı'nın ilk günü olan 25 Nisan 1915'te, kendisinden 4-5 kat büyük bir güce karşı Conkbayırı savunuldu. Alayın üçte ikisi şehit düştü. Komutanları Binbaşı Hüseyin Avni Bey de o gün hayatını kaybetti. Sabah olduğunda, düşman 261 Rakımlı Tepe'den temizlenmiş, Türk ordusu hayati bir zafer kazanmıştı.