Kulağa imkansız gibi gelse de, Shahroo Izadi'nin geliştirdiği ve tıp dünyasında yankı uyandıran bu yöntem, kilo vermenin önündeki en büyük engelin "irade" değil, beynimizin kimyası olduğunu ortaya koyuyor. İşte iğnesiz, ilaçsız ve diyetsiz zayıflamanın bilimsel arka planı.
Diyet Bağımlılığı: Uyuşturucudan Farkı Yok
Davranışsal Değişim Uzmanı ve Psikolog Shahroo Izadi, kariyerine bağımlılık alanında çalışarak başladı. İlk hastası olan bir eroin bağımlısını dinlerken, hayatını değiştirecek o gerçeği fark etti. Hasta, madde karşısında ne kadar güçsüz hissettiğini anlatırken, Izadi kendi yeme alışkanlıklarıyla yüzleşti. Kendisi uyuşturucu bağımlısı değildi ancak "diyet yapmaya" bağımlıydı.
Izadi, ergenlik yıllarından itibaren her türlü diyeti denemiş, lahana çorbasından sadece et yemeğe kadar her yolu test etmişti. Ancak her diyet girişimi, tıpkı bir bağımlının döngüsü gibi, daha büyük bir yeme kriziyle sonuçlanıyordu. Kısıtlayıcı diyetlerin verdiği "kontrol hissi" aslında geçici bir hazdı ve bunu kaçınılmaz olarak büyük bir tıkınırcasına yeme nöbeti takip ediyordu.
Beyniniz Sizi Nasıl Sabote Ediyor?
Izadi'nin araştırmalarına ve kendi deneyimlerine göre, diyet endüstrisi aslında başarısız olmanız üzerine kurulu. Çünkü biyolojik ve psikolojik mekanizmalar, katı diyetlere karşı vücudu korumaya alıyor. İşte diyet yaparken beyninizde gerçekleşen o kimyasal süreçler:
Kıtlık Modu: Vücudunuz "diyet" kavramını bilmez. Kalori kısıtlamasını "kıtlık" ve "açlık tehlikesi" olarak algılar. Bu nedenle metabolizmayı yavaşlatır ve enerji harcamasını kısar.
Hormonal Savaş: Diyet yaptığınızda tokluk hissi veren hormonlar (leptin gibi) azalır, iştahı artıran hormonlar ise tavan yapar. Melbourne Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, diyet bittikten bir yıl sonra bile bu hormonların hala açlık sinyali gönderdiğini kanıtladı.
Ödül Merkezi: Columbia Üniversitesi'nin MRI taramalarıyla yaptığı çalışmaya göre, kilo verdikten sonra beynin ödül merkezleri yiyeceklere karşı aşırı duyarlı hale geliyor. Normal bir insan için sıradan olan bir yiyecek, diyet yapmış birinin beyninde "karşı konulamaz bir ödül" olarak algılanıyor.
Başarısızlığın Biyokimyası
Diyet yaparken yaşanan stres, vücutta kortizol hormonunu artırıyor. Yasaklı yiyeceklere duyulan özlem arttıkça, irade tükeniyor. Diyet bozulduğunda ise beyin dopamin ve serotonin (mutluluk hormonları) salgılıyor. Ancak bu rahatlamayı hemen ardından gelen yoğun bir suçluluk duygusu ve utanç takip ediyor. Kişi bu utançtan kurtulmak için tekrar diyete başlıyor ve kısır döngü (bağımlılık) pekişiyor.