Trump’tan Gazze’de soykırım tehdidi! Filistinliler ilan etti: Öfke Cuması

YENİDEN İMAR FİLİSTİNLİLER YERİNDEN EDİLMEDEN YAPILMALI

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ABD Başkanı Donald Trump'ın açıklamalarının aksine Gazze Şeridi'nin yeniden imarının Filistinliler yerinden edilmeden yapılması gerektiğini belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Sisi'nin Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile telefonda görüştüğü bildirildi.

Görüşmede, İsrail saldırıları nedeniyle ağır yıkımın oluştuğu Gazze'nin yeniden imarı ve Tel Aviv ile Hamas arasındaki ateşkesin gündeme geldiği ifade edildi.

Sisi ile Frederiksen'in İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin tüm aşamalarının uygulanması ve bölgeye insani yardımların girişinin kolaylaştırılması gerektiğini dile getirdiği kaydedildi.

İki liderin, ABD Başkanı Trump'ın açıklamalarının aksine Gazze'nin yeniden imarının bölgede yaşayan Filistinlilerin yerinden edilmeden yapılması gerektiğini belirttiği aktarıldı.

Açıklamada ayrıca, Sisi'nin bölgede kalıcı barışın yolunun 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasından geçtiğine vurgu yaptığı belirtildi.

ABD Başkanı, İsrail saldırıları nedeniyle ağır yıkımın oluştuğu Gazze'nin yeniden imarını içeren ve Filistinlilerin zorla yerinden edilerek Mısır ve Ürdün gibi bölge ülkelere gönderilmesine ilişkin bir plan paylaşmıştı.

Trump, Gazze'yi devralma planında zorla yerinden edilen Filistinlilere geri dönüş hakkı tanınmayacağını söylemişti.

ÇİN: GAZZE FİLİSTİNLİLERE AİTTİR

Çin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "devralma" ve burada yaşayan Filistinlileri, Mısır ve Ürdün gibi komşu ülkelere yerleştirme planına karşıtlığını yineleyerek, Gazze'nin Filistinlilere ait ve Filistin topraklarının ayrılmaz parçası olduğunu bildirdi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, Pekin'de düzenlenen olağan basın toplantısında Gazze'deki durum ve Trump'ın Filistin halkını yerinden etme tasarısına dair değerlendirmede bulundu.

Çin'in Filistin halkının meşru ulusal haklarını kazanmasını desteklediğini vurgulayan Sözcü Guo, "Gazze, Filistinlilere aittir ve Filistin topraklarının ayrılmaz parçasıdır. Filistin halkının zorla yerinden edilmesine karşıyız." ifadelerini kullandı.

Guo, "Filistin'i Filistinlilerin yönetmesi" ilkesinin Gazze'de savaş sonrası yapılanmanın temeli olması gerektiğine inandıklarının altını çizerek, mevcut koşullarda uluslararası toplumun özellikle de büyük ülkelerin ateşkes anlaşmasının uygulanmasında yapıcı rol oynaması ve insani yardım ile yeniden inşayı teşvik etmesi gerektiğine işaret etti.

HAMAS'TAN AÇIKLAMA

Hamas tarafından yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Filistin halkının Gazze’den sürgün edilmesini öngören ve yeniden inşa bahanesiyle dile getirdiği söylemler kesin bir dille reddedildi. Açıklamada, Trump’ın bu sözleri, "Filistin davasını sona erdirmeyi ve Filistinlilerin temel ulusal haklarını yok saymayı amaçlayan ırkçı ve etnik temizlik çağrısı" olarak nitelendirildi.

"Filistin halkını Gazze’den çıkarmaya yönelik hiçbir plan başarıya ulaşamayacaktır." ifadesine yer verilen açıklamada, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi yönündeki girişimlerin, Filistin halkının yanı sıra Arap ve İslam dünyasının ortak direnişiyle karşı karşıya kalacağı vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, "Gazze’deki halkımız, bombardıman ve saldırılara karşı direnmeye devam etmiş ve kendi topraklarında kalma kararlılığını sürdürmüştür. Zorla yerinden edilme ve göç ettirme girişimlerinin tamamı başarısız olmaya mahkûmdur." denildi. Gazze halkının zorla göç ettirilmesine ilişkin olarak, "İsrail, askeri saldırılar ve katliamlarla başaramadığı şeyi, Filistinlileri yerinden etmeye yönelik planlarla da başaramayacaktır." ifadeleri kullanıldı.

Hamas’ın, İsrail ile varılan ateşkes anlaşmasına bağlı olduğu belirtilen açıklamada, "İsrail, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemekte ve bölgedeki gerginliğin asıl nedeni olmaktadır. Yaşanabilecek her türlü krizin ve gecikmenin sorumluluğu tamamen İsrail’e aittir." ifadelerine yer verildi.

NETZARİM KORİDORU'NDA SİYONİST YIKIM

İsrail güçleri pazar günü Gazze'nin kuzeyini Şeridin geri kalanından ayıran askerileştirilmiş bölge Netzarim Koridoru'ndan çekildi. İsrail saldırılarından önce ve geçen ayın sonlarına ait uydu görüntüleri bölgedeki yıkımı ortaya çıkardı.

AMERİKAN-SİYONİST PLANINA KARŞI ÖFKE CUMASI

Yurtdışındaki Filistinliler Halk Kongresi, 14 Şubat Cuma gününü, Filistin davasını ortadan kaldırmayı ve Gazze Şeridi’ni ele geçirmeyi hedefleyen "Amerikan-Siyonist planına" karşı küresel bir tepki günü olarak ilan etmeye çağırdı.

Kongre Sözcüsü Ziyad el-Alul yaptığı açıklamada, "14 Şubat Cuma, Gazze'yi ağır saldırılarla yıprattıktan sonra etnik temizlik yaparak kontrol altına almayı amaçlayan Amerikan-Siyonist planına karşı küresel bir öfke ve halk ayaklanması günü olmalıdır." ifadelerini kullandı.

Alul, "ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail’in işlediği suçları meşrulaştıran ve Filistinlilerin topraklarından zorla çıkarılmasını savunan açıklamaları yalnızca anlık söylemler değil, aynı zamanda Washington’un İsrail ve sömürgeci politikalarına verdiği sürekli desteğin bir göstergesidir. Bu durum, dünyanın dört bir yanındaki özgür insanların bu adaletsiz politikaları reddetmesini ve karşı durmasını gerektirmektedir." ifadelerin kullandı.

Filistin davası için büyük bedeller ödeyen Gazze’nin, İsrail’in ve onun destekçilerinin kolayca elde edebileceği bir hedef olmadığını vurgulayan Alul, Filistin halkının bu girişimlere karşı sessiz kalmayacağını belirtti. Aynı zamanda, her türlü meşru yöntemle mücadele etmenin, Filistin’in Filistin halkına ait olduğunu savunmanın ve zorla yerinden etme ile gasp girişimlerini başarısızlığa uğratmanın herkesin sorumluluğu olduğunu ifade etti.

Son olarak, tüm Filistin halkını ve dünya genelindeki özgür ve dayanışma içinde olan bireyleri, cuma günü bu planlara karşı net bir duruş sergileyen protesto yürüyüşlerine ve gösterilere katılmaya davet etti.

İSRAİL'DEN ÇELİŞKİLERLE DOLU AÇIKLAMA

İsrail yönetimi, önceki açıklamalarının aksine Hamas'ın elindeki "tüm esirlerin" cumartesi serbest bırakılmasını isterken, bu yeni açıklama kafaları karıştırdı.

Tel Aviv yönetiminden esir takası kapsamında cumartesi serbest bırakılmasını istediği esir sayısına ilişkin kafa karıştıran açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Başbakanlık Basın Ofisinden adı açıklanmayan üst düzey yetkiliye dayandırılan yazılı açıklamada, "Başbakan Binyamin Netanyahu ve kabine, rehinelerin serbest bırakılması konusunda ABD Başkanı Donald Trump'ın mesajına bağlı kalıyor." ifadesine yer verildi.

Açıklamada, Hamas'ın elindeki "tüm esirlerin" cumartesi serbest bırakılmasının istendiği kaydedildi.

Ancak açıklamada, tüm esirlerden kastın cumartesi serbest bırakılması planlanan 3 esir mi, ateşkesin ilk aşamasındakiler mi yoksa Hamas'ın elindeki İsraillilerin tamamının mı kastedildiğine ilişkin değerlendirme yapılmadı.

Netanyahu, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, Trump'ın aksine "tüm esirler" yerine "esirlerimiz" diyerek Hamas'ın salıvermesini istedikleri İsraillilerin sayısına ilişkin kapıyı açık bırakmıştı. İsrail Başabakanı, "Eğer Hamas esirlerimizi cumartesi öğleye kadar serbest bırakmazsa, ateşkes sona erecek ve İsrail şiddetli saldırılarına yeniden başlayacak ve Hamas sonunda yenilene kadar devam edecek." ifadelerini kullanmıştı.

Başbakanlıktan yapılan bir önceki yazılı açıklamada ise İsrail yönetiminin ilk aşama kapsamında serbest bırakılması planlanan Hamas'ın elindeki 9 sağ esirin "gelecek günlerde" salıverilmesini istediği belirtilmişti.

ABD Başkanı Trump, Gazze'deki tüm esirlerin cumartesi günü öğle vaktine kadar serbest bırakılmaması halinde ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini söyleyerek, "Sonra kıyamet kopsun" ifadesini kullanmıştı.

TARİH VERİLDİ: İİT OLAĞANÜSTÜ GÜNDEMLE TOPLANACAK

Mısır, ABD'nin Gazze'deki Filistinlileri zorla yerinden etme planına karşı İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) olağanüstü toplanması konusunda prensipte anlaşıldığını duyurdu.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, son günlerde Suudi Arabistan, Pakistan, İran ve Ürdün'ün de aralarında bulunduğu İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye bazı ülkelerin dışişleri bakanlarıyla gerçekleştirdiği görüşmelerde Filistin meselesi düzeyindeki gelişmeleri ele aldı.

Gerçekleştirilen temaslarda, 27 Şubat'ta Kahire'de yapılması planlanan acil Arap zirvesinin ardından İİT'nın bakanlar düzeyinde olağanüstü toplanması konusunda prensipte anlaşıldığı belirtildi.

Toplantının, Arap ve Müslüman ülkelerin Filistin meselesindeki tutumunun değişmezleri ile Filistin halkının başta kendi kaderini tayin ve kendi topraklarında yaşama olmak üzere devredilemez haklarına bağlılığının teyit edilmesini amaçlıyor.

Açıklamada, İİT olağanüstü toplantısının tarihine ilişkin bilgi verilmedi.

Mısır, Filistin meselesindeki son gelişmeleri ele almak amacıyla 27 Şubat'ta düzenlenecek acil bir Arap zirvesine ev sahipliği yapacağını duyurmuştu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi de 9 Şubat'ta İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde ABD yönetiminin Gazze'deki Filistinlileri zorla yerinden etme planına karşı acil toplantı çağrısında bulunmuştu.

TRUMP'TAN BİR SKANDAL DAHA: GAZZE'DE SATIN ALINACAK BİR ŞEY YOK

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'da ağırladığı Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşmesinden önce Oval Ofis'te basın mensuplarına Gazze'yi değerlendirdi.

Gazze'deki Filistinlilerin Mısır ve Ürdün gibi komşu ülkelere gönderilmesine yönelik planını hatırlatan Trump, Gazze'nin yaşanabilir bir alan olmadığını ve yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirtti.

ABD'nin Gazze'yi satın alıp almayacağına ilişkin değerlendirmeler yapan Trump, "Orada satın alınacak bir şey yok. Orayı devralacağız ve elimizde tutacağız. Eninde sonunda Orta Doğu'daki insanlar için pek çok iş imkanı yaratacak bu projeyi hayata geçireceğiz. Burası bence bir elmas olabilir." ifadelerini kullandı.

Trump, ABD'nin Gazze'yi ne şekilde elinde tutacağına yönelik soruya ise "ABD'nin yetkisi altında olacak." diye yanıt verdi.

KRAL ABDULLAH TEMKİNLİ KONUŞTU

Öte yandan Ürdün Kralı Abdullah, Trump'ın Gazze açıklamaları karşısında temkinli ifadeler kullanırken net değerlendirmeler yapmaktan kaçındı.

Kral Abdullah, aralarında Suudi Arabistan ve Mısır'ın da olduğu Arap ülkelerinin Filistinliler konusunda herkesin yararına olan bir planın nasıl hayata geçirilebileceği konusunda görüşmeler yaptıklarını ve bu görüşmeleri beklemeleri gerektiğini belirtti.

Kral Abdullah, "Mısırlıların görüşlerini ortaya koymalarını bekleyelim." değerlendirmesini yaptı.