CANLI ANLATIM | 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel davasında 2. gün! Yetkim yok yalanı tanık ifadesiyle ifşa oldu!

Bolu’da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel faciası hakkında devam eden davanın 2’nci duruşması 2’nci günde de devam ediyor. 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin “Gözlerimin içine bakın. Gözlerimize bakıp anlattığınız La Fontaine masalları bizi kesmez” dedi. Öte yandan otel sahibi Halit Ergül’ün kızı Ceyda Hacıbekiroğlu’nun ‘yetkim yok’ sözlerini yalanlayan Gözde Uludağ, fotoğrafçılık yaptığını ifade ederek “Muhatabım Ceyda Hacıbekiroğlu idi. Tüm işlemleri onunla birlikte yaptık. Onun ‘Benim yetkim yok’ şeklindeki sözleri karşısında sessiz kalmak istemedim ve ifade vermeye geldim” şeklinde konuştu. Davada yaşananları anbean takvim.com.tr'den takip edebilirsiniz...

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
CANLI ANLATIM | 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel davasında 2. gün! Yetkim yok yalanı tanık ifadesiyle ifşa oldu!

Facianın 2'nci duruşması, dün Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda başladı.

Dünkü duruşmada sanıkların bir kısmı dinlenirken, akşam saatlerinde duruşmaya ara verildi.

Bu sabah 09.00'da duruşma yeniden kaldığı yerden görülmeye devam ederken, taraflar geniş güvenlik önlemleri altında salona alındı.

Duruşmada yaşananları anbean takvim.com.tr'den takip edebilirsiniz...

CANLI ANLATIM

4 YAKININI KAYBETTİ, GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

Kardeşi Kıvanç Güngör, kardeşinin eşi Burcu Güngör ile yeğenleri Pelin ve Kerem Güngör’ü kaybeden Gözdem Güngör Derin, duruşmaya verilen arada sanık yakınlarına tepki gösterdi. Gözyaşlarına boğulan Derin, “Kardeşimi kaybettim ama kardeşimi kaybettiğim, onurlu bir şekilde öldüğü için çok üzgünüm. Ama orada sanıkların ablası olmadığım için çok şanslıyım. Oradaki hiçbir sanığın ablası, halası, arkadaşı değilim. 4 kişiyi, hayatımın yarısını kaybettiğim için çok üzgünüm. Ama oradaki hiçbir sanığın en yakını olmadığım için çok mutluyum. Bu kadar güzel insanlardı” ifadelerini kullandı.

Gözdem Güngör Derin’in babası Şaban Filiz ise “Emine Mürtezaoğlu Ergül’ün, bütün Türkiye biliyor bunların sahibi olduğunu, babasından kalma olduğunu biliyor. Kızları da aynı şekilde. Ben de gidiyordum zamanında oraya emirler veriyordu, ‘Şunu yapın, bunu yapın’ diye. Bunlarda ne vicdan var ne utanma. İnsan değil bunlar. İnsan olsalardı ortaya çıkıp derlerdi ‘Biz yaptık’ diye. Ne hakları var torunlarımın hayatlarını sonlandırmaya. Kızım, çocukları daha iyi kaymayı öğrenmeleri için buraya getirdi. Onları problemsiz, topluma iyi bir insan olarak yetiştirmeye çalışıyordu. Bıktık artık yalan dolandan. Bunlarda insaf, merhamet yokmuş demek ki. Adalet arıyoruz” dedi

MÜTALAA EKSİK VERİLDİ

Kartalkaya’da meydana gelen, 78 kişinin öldüğü 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin duruşmaya verilen arada, yangında oğlunu kaybeden Danıştay 9’uncu Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay açıklamalarda bulundu. Gençbay, adil ve tarafsız bir yargılama beklediklerini vurgulayarak, “Kartalkaya faciası dediğimiz, organize kötülük dediğimiz duruşmanın ikinci aşaması, ikinci celsesi dün itibarıyla başladı ve bugün de devam ediyor. Dün de söylediğimiz gibi yargılamadan beklediğimiz adil, tarafsız bir yargılama” dedi.

Abdurrahman Gençbay, bakanlık yetkililerinin yargılamaya dahil edilmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

“İtfaiye görevlisi İrfan Acar, Kartalkaya’daki otel faciasından önce talep üzerine orada bir denetim yapıyor. Denetimde 9 husustan 8’inde eksiklik tespit ediyor. Bu eksikliklerin giderilmesi durumunda bu facia ortaya çıkmayacaktı. Aynı gün, İrfan Acar’ın o denetime gittiği gün otelde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da denetimini yapmışlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kontrollerinde buldukları hiçbir eksiklik yok. Şimdi haklı olarak diyor ki; benim müvekkilim bulmuş olduğu eksiklikten dolayı burada yargılanıyor. Ancak hiçbir eksiklik bulmayan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda kontrolü yapanlar burada yargılanmıyor. Bu bir adaletsizlik. Dolayısıyla burada bir an önce yapılması gereken sorumluluk mevkinde olan, bu organize kötülüğün ortaya çıktığı oteli denetlemekle görevli Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sorumluluk mevkinde olan kişilerinin buraya gelerek bu yargılamaya dahil edilmesidir. Baktığımız zaman gelinen noktada Kültür ve Turizm Bakanlığı, bütün kamuoyu tepkisinden sonra herhalde 3 kişiye soruşturma izni veriyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da adeta aklımızla dalga geçer gibi bir yıl önce görevden alınmış bir grup başkanına soruşturma izni veriyor. Şimdi bu yargıyla alay etmek, yargıyla dalga geçmektir. Eğer yargıya olan güvenin tekrar geri gelmesini, toplumda yer edinmesini, toplum beklentilerini karşılayacak seviyeye gelmesini bekliyorsak, yapılması gereken bütün suçluların adalet önüne getirilmesidir.”Duruşmadan bir hafta önce esas hakkındaki mütalaanın sunulmasının eksik olduğunu dile getiren Gençbay, “İşte bu noktada bütün gözler, içeride de defaatle, bütün sanık müdafilerinden tutun müşteki avukatlarımıza kadar hepsinin dile getirdiği, Danıştay 1’inci Dairesi’nde olan soruşturma izni vermeme kararına yapılan itirazdır. Evet, artık bıçak kemiğe dayandı. Artık Danıştayımız 1’inci Dairesi’nin bu soruşturma izni verme ya da vermeme kararları. Çünkü önünde 2-3 tane dosya var. Bu kararlar önündedir, dosyalar tekemmül etmiştir. Artık bir an önce dairemizin burayla ilgili kararını verip soruşturma izni verme ya da vermeme kararlarını tamamlayıp yargının önünü açmasını bekliyoruz. Bunun yapılması durumunda yargılama eksik olmaktan çıkacak, tam bir yargılama haline dönüşecek ve o takdirde verilecek karar da vicdanlarda yerini bulacaktır. Şu an itibarıyla baktığımız zaman mütalaa dahi işlenmiştir. Ancak gelinen noktada hem bir kısım delillerin daha değerlendirilmemiş olması hem de aslında bu organize kötülüğün denetimini yapmamak suretiyle kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verme sürecinin tamamlanıp bunlar hakkında iddianamenin hazırlanıp bu dosyayla birleştirilmesinin sağlanmamış olması nedeniyle buradaki eksiklik, mütalaanın da eksik ve erken verilmiş olması sonucunu doğuruyor. O nedenle bizim Danıştayımızın 1’inci Dairesi’nin bir an önce soruşturma izinleriyle ilgili, itiraz üzerine önüne gelen dosyada kararını vererek yargılamanın önünü açmasını; bu organize kötülüğü yapanların, yapanlara yardım edenlerin, suçlu kim varsa hepsinin adalet önünde hesap vermesini bekliyoruz. İçerideki müştekilerimizin de acılı ailelerimizin de 78 canımızın da beklentisi budur” diye konuştu.

ARA VERİLDİ

Ceyda Hacıbekiroğlu ise Gözde Uludağ ile fotoğraf için anlaştığını kabul ederek, otelin güzel fotoğraflarının çekilmesi için anlaşma yaptıklarını söyledi. Hacıbekiroğlu’nun bu sözleri üzerine ayağa kalkan mağdur yakınları, “Pis katiller, yaşamadıklarını yaşamadan ölmeyeceksiniz. Katiller” diye bağırdı. Polis ekipleri mağdur yakınlarını güçlükle sakinleştirdi.

Gerginliğin ardından duruşmaya ara verildi.

'YETKİM YOK' YALANI ÇÜRÜDÜ

Mahkemede tanık olarak ifade veren Gözde Uludağ, fotoğrafçı olduğunu ve sözleşmeyi Ceyda Hacıbekiroğlu ile yaptığını belirterek, “Muhatabım Ceyda Hacıbekiroğlu idi. Tüm işlemleri onunla birlikte yaptık. Onun ‘Benim yetkim yok’ şeklindeki sözleri karşısında sessiz kalmak istemedim ve ifade vermeye geldim” dedi.

TÜM DELİLLER TOPLANSIN

Geçen hafta açıklanan mütalaa için aceleci davranıldığını belirten Gültekin, şöyle devam etti:

“İkinci duruşmadan bir hafta önce mütalaa sunmak nedir? Bu hız ne? Daha savcılık delil topluyor. Biz derli toplu bir yargılama istiyoruz. 78 canımız cayır cayır yandı. Dava ile ilgili acelemiz yok. Örnek olacak bir karar istiyoruz. Bizim infialimiz yatışmadı. Otel müdürünün bilinçli taksirle yargılanması nedir? Zeki, evlatlarımızı arasaydı böyle olmayacaktı. Zeki, en ağır cezayı alması gerekenlerden biridir. Biz size, heyetinize güveniyoruz. Tüm deliller toplansın. Sanık ve müşteki avukatlarının istediği tüm deliller toplansın” 

8 YAKININI KAYBEDEN AVUKAT: GÖZLERİMİN İÇİNE BAKIN

Yangında ailesinden 8 kişiyi kaybeden avukat Yüksel Gültekin, mahkemede sanıklara tepki göstererek, “Gözlerimin içine bakın. Gözlerimize bakıp anlattığınız La Fontaine masalları bizi kesmez. Mücadelemiz ömür boyu sürecek, katil sürüsü. Aile, muhteris cadı filmlerindeki gibi muhteris bir aile. Bu nasıl bir aile? Emine Mürtezaoğlu Ergül’ün patron olduğunu herkes bilir ama savcılık bilmiyor. Bilinçli taksirle yargılanması akıl alır gibi değil. Biz mahkemeden adalet istiyoruz. Vicdansızlar, ben çocuklarımın, torunlarımın mezarlarını her gün iki kez ziyaret ediyorum. Verilebilecek en ağır cezanın verilmesini istiyorum. Belediye yetkilisi İrfan Acar, muhasebe müdürü ile 11 kez görüşme yapıyorsun. Sedat Gülener’in, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın halasının oğlu olduğunu burada öğrendim. Bu adam belediye otobüslerinde kahyaydı. Tanju Özcan bu adamı belediyeye alıp 5 müdürlüğü bağlıyor. Çapın yetmez, liyakatin yetmez. Okuma yazma bilmeyen adamsın sen. İtfaiye müdürü de ‘Babaannemin cenazesindeydim rapor tarihinde’ diyor. İl Özel İdare ile ilgili durum zaten içler acısı. Biz kesinlikle organize şekilde olası kastla yargılanmalarını istiyoruz” dedi.

İLK DURUŞMA 10 GÜN SÜRDÜ

Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda 7 Temmuz'da başlayan ve 10 gün süren ilk duruşmada sanıkların tamamı ve müştekiler ile tanıklar dinlendi. Açıklanan ara kararda; tutuklu sanıklardan otelin kahvaltı aşçısının yardımcısı Faysal Yaver'in yurt dışı çıkış yasağıyla tahliyesine karar verildi. Otelde denetim yapan tutuksuz sanık itfaiye eri İrfan Acar'ın da tutuklanmasına hükmedildi. Tutuksuz yargılanan ve otele 70 metrekarelik kafe açan Mudurnu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Polat, Mudurnu A.Ş. yetkilisi İsmail Karagöz, resepsiyon personeli Yiğithan Burak Çetin ve FQC Denetleme Firması sahibi Ali Ağaoğlu için uygulanan ev hapsi tedbirinin devamı kararlaştırıldı. Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

32 SANIK YARGILANIYOR

İddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.