Bilal Erdoğan'dan dikkat çeken açıklamalar: Yerli ve milli yeni bir aydın sınıfına ihtiyacımız var
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan Genç-Memur-Sen'in Türk Dünyası Akademisi Ödül Töreni'nde konuştu. Bilal Erdoğan konuşmasında "Toplumun saygı duyduğu, sözüne itibar ettiği ama aynı zamanda yerli ve milli olan yeni bir aydın sınıfının yükselmesine çok ciddi ihtiyacımız var" dedi.
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, "Asıl mesele, kimliğimizin, kültürümüzün ihya edilerek yeni nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılmasını başarmak." dedi.
Genç Memur-Sen tarafından hayata geçirilen ve gençlerin Türk dünyasına ilişkin tarihsel, siyasal, kültürel ve jeopolitik farkındalıklarını artırmayı hedefleyen "Türk Dünyası Akademisi Ödül Töreni" Memur-Sen Genel Merkezi'nde düzenlendi.
Programda konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Erdoğan, Memur-Sen'in potansiyelinin çok yüksek, Genç Memur-Sen'in de cazibesinin ortada olduğunu söyledi.
Gençlerle ilgili yaptıkları araştırma sonuçlarına değinen Erdoğan, "15-30 yaş gençlerin yüzde 40'ı memur olmak istiyor. Ciddi bir oran." dedi.
Türkiye Gençlik STK'ları Platformu (TGSP) bünyesinde yürüttükleri çalışmaları anlatan Erdoğan, bu oluşumun yol gösteren, bir araya getiren, normal şartlarda birbirini tanımayan gençlik kesimlerinin, sivil toplum gruplarının birbirini tanımasını sağlayan bir çalışma olduğunu bildirdi.
Türkiye'de yaklaşık 15 yıldır sivil toplum, eğitim ve gençlik alanlarında çalışmalar yaptığını ifade eden Erdoğan, "Asıl mesele, kimliğimizin, kültürümüzün ihya edilerek yeni nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılmasını başarmak." diye konuştu.
Foto: AA
"TOPRAKLARIMIZ İŞGAL EDİLMEDEN AYDINLARIMIZIN KAFALARININ İÇİ İŞGAL EDİLMİŞTİ"
Necmeddin Bilal Erdoğan, Batılılaşma konusuna da değinerek, "Topraklarımız işgal edilmeden önce aydınlarımızın, entelektüel sınıflarımızın adeta kafalarının içi işgal edilmişti. Dolayısıyla Batı karşısında aşağılık kompleksiyle 'Biz yapamayız. Biz artık yenildik. Biz kaybettik. Bu medeniyet yarışında bizim artık yerimiz olamaz. Ancak biz Batı'ya benzeyerek bu yerlere gelebiliriz...' Şimdi söyleyince ne kadar absürt geliyor, değil mi? Benzeyerek nereye geliyorsun? Bir şeyin bir de özü var. Yani sadece dıştan benzeyerek o gelişmişliğe erişemeyeceğimizi şu anda çok net anlıyoruz. Kıyafet itibarıyla da göreceğiniz gibi bu kıyafeti giydin diye teknolojide gelişemiyorsun, ilerleyemiyorsun." ifadelerini kullandı.
Modernitenin sadece görüntüsünün alınmaya çalışıldığı bir dönemin yaşandığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
Fotoğraf: AA
"YERLİ VE MİLLİ BİR AYDIN SINIFININ YÜKSELMESİNE İHTİYACIMIZ VAR"
"Düşünün ki 1699'a kadar pek savaş kaybetmemiş bir millet. 'Biz savaşı nasıl kaybettik?' sorgulamaları içerisinde Batı'nın ilerlemesini tam analiz edememe, belki onun gerisinde kalmanın verdiği şey ve tabii ki Batı'nın yaşadığı demografik patlama... Merhum iktisat tarihçisi Mehmet Genç Hocamızın çalışmalarında görüyoruz. Osmanlı'nın yüzlerce yıl ekonomik büyüklüğü hiç değişmemiş. Ne demek bu? Nüfus da değişmemiş demek. Yani üretim aynı, satış aynı, dağıtım aynı, hasıla aynı. Öbür tarafta Rusya'nın, Avrupa'nın nüfusunun kaç kat büyüdüğüne bakıyorsunuz. İşte Prof. Dr. Erhan Afyoncu çok net söylüyor, 'Osmanlı'nın çöküşünün merkezinde demografik çöküş vardı' diyor. O demografik çöküşün bizi bu Batılılaşma hezeyanlarına sürüklediğini, bizim aslında kimliksizleşmemize yol açtığını, ciddi bir kültürel yozlaşmanın bütün toplumda egemen olduğunu görüyoruz. Geldiğimiz noktada hamdolsun, o aydın sınıf tasfiye oldu, oluyor. Orada bir transformasyon, geçiş dönemini yaşıyoruz. Ama yeni bir aydın sınıfımız henüz ortaya çıkmış değil. Toplumun saygı duyduğu, sözüne itibar ettiği ama aynı zamanda yerli ve milli olan yeni bir aydın sınıfının yükselmesine de çok ciddi ihtiyacımız var."
"BATI MEDENİYETİ SÖMÜRGECİ DAVRANDI"
Türk medeniyetinde merhamet ve saygının yerine ilişkin cirit ve güreş spor dalları üzerinden örnekler veren Erdoğan, bu türde örneklerin Batı'da görülemeyeceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
Batı'nın sporlarında şike, doping, bahis konuşuluyor. Öyle bir bahis ki yüzlerce milyar dolarlık. Dünyada yasa dışı bahisle bütün kara para, suçun beslendiğini biliyoruz. Biliyoruz, konuşuyoruz, bir türlü bununla mücadeleyi kazanamıyoruz. Çünkü Batı medeniyetinin özü, tamam gelişme var, teknolojik ilerleme var, vesaire ama bu ilerlemeyi neye borçlu? Büyük oranda sömürgeciliğe borçlu. Büyük oranda kan, gözyaşı, ter üzerine inşa edilmiş bir medeniyet. Bunun da hayrını göremiyor tabii ki.
Batı medeniyetinin, sömürge ülkelerin insanlarına değer vermemesine karşın Anadolu medeniyetinin temelinde insanı yücelten bir inancın olduğuna işaret eden Erdoğan, "Onun için biz, ne denli kültürümüzle yeniden buluşabilirsek, kimliğimizi yeniden özgüvenle kuşanabilirsek o zaman dünyanın geri kalanıyla özgüvenle irtibat kurabiliriz." dedi.
"BEN ÇOCUKKEN 'TÜRK DÜNYASIYLA YENİDEN BULUŞACAĞIZ' DERDİK"
Türk dünyası ülkelerinin, 1991'de SSCB'nin dağılmasıyla birlikte bağımsızlıklarını kazandığını anımsatan Erdoğan, "1991 yılında Türkiye, 200 milyar dolarlık ekonomisi, 55-60 milyon nüfusu olan bir ülkeydi. O zaman hayaller çok büyüktü. Ben çocuktum, 10 yaşındaydım, hatırlıyorum, 'Türk dünyasıyla yeniden buluşacağız. Türk dünyasıyla büyük bir bütün olacağız. Bu bize barış getirecek, huzur getirecek, refah getirecek, güçleneceğiz hep birlikte' dedik. Ama aşağı yukarı 10 yılımızı boş geçirdik diyebiliriz. Çünkü ülkenin imkanları kısıtlıydı. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye artık o güne nazaran 8 kat büyük ekonomisi olan, dünyanın satın alma gücüne göre 11. sıradaki büyük ekonomisi, 1,6 trilyon dolarlık ülkeyiz. Ona göre sözümüzün tesiri var. Ona göre yapmak istediklerimizi yapabilecek gücümüz var. Onun için şimdi Türk Devletleri Teşkilatı kurulduğu zaman, TİKA'nın bugün artık çok farklı boyutlarda işler yaptığını, YTB'nin artık çok daha sofistike hizmetler geliştirebildiğini görebiliyoruz." diye konuştu.
Foto: AA
"TÜRK DÜNYASINI UFKUNUZ İÇERİSİNDE ÇOK YAKIN OLARAK DÜŞÜNÜN"
Necmeddin Bilal Erdoğan, Türkiye Yüzyılı hedefinde gençlere üzerlerine düşen sorumlulukları hatırlatarak "Sizlerden beklentim, talebim, Türk dünyasını ufkunuz içerisinde çok yakın olarak düşünün. Yani kariyerim nerede olacak benim? İstanbul'da mı olacak, Ankara'da mı olacak değil. Kazakistan'da mı olacak, Azerbaycan'da mı olacak? Acaba ben Özbekistan'da ne yaparım? Balkanlar'da neler potansiyel olarak benim kariyerimle ilgili mümkün olabilir? Böyle düşünmeye ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.
Türk dünyasıyla iletişimi zorlaştıran unsurların da ortadan kalkması gerektiğine işaret eden Erdoğan, alfabe birliğiyle belli mesafe alındığını ancak diğer Türk lehçelerinin birbirini daha iyi anlamasına yönelik eğitim faaliyetlerini güçlendirmek gerektiğinin altını çizdi.
Türk dünyası ülkeleriyle ilişkileri güçlendirmeye ihtiyaç olduğunu belirten Erdoğan, bunun, Türkiye'nin gücünden kaynaklanan Türk dünyasına karşı bir sorumluluğu olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı hedefinin, bir "Kızılelma" olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Üstün dirayetiyle, liderliğiyle Cumhurbaşkanımız, 'Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında, 21. yüzyıl dünyasına damga vuracak bir Türkiye inşa edelim.' diyor. Bunu inşa edecek, başaracak olan elbette ki sizlersiniz. Cumhurbaşkanımız bizim yolumuzu adeta açtı. Bunun mümkün olabileceğini bizlere gösterdi. Şimdi biz de bunu başarmak için çok çalışmak zorundayız. Çok çalışmanın kolay alternatifi yok. Çok çalışmak bizim yegane çıkar yolumuz."
Foto: AA
"ÜCRET MÜCADELESİNİ DE BARINDIRAN HİZMET SENDİKACILIĞI YAPIYORUZ"
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise Genç Memur-Sen'in geniş bir yelpazeye sahip olduğunu belirterek, yürüttüğü çalışmaları anlattı.
Genç Memur-Sen'in emek mücadelesinde lider kadro yetiştirmeye yönelik bir teşkilat olduğunu ifade eden Yalçın, Memur-Sen çatısı altındaki çalışmalarda gençlerle birlikte hareket ettiklerini söyledi.
Yalçın, emek mücadelesinin sadece ücret mücadelesi olmadığını, ücret mücadelesini de içerisinde barındıran bir hizmet sendikacılığı yaptıklarını belirterek bundan sonra da bu yolculuğa devam edeceklerini bildirdi.
Çalışmalarında kendilerine destek olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığına, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansına, üniversitelere, sendika ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür eden Yalçın, gençlik çalışmalarının birbirinden esinlenebileceği ve iyi örnekleri çoğaltabileceği fuar alanı olarak Türkiye Gençlik STK'ları Platformunu (TGSP) oluşturan Bilal Erdoğan'a da teşekkürlerini iletti.
Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyanın zor günlerden geçtiğini ifade ederek Gazze'de yaşanan insanlık dramına karşı hep teyakkuz halinde olduklarını söyleyen Yalçın, Milli İrade Platformu tarafından Filistin'deki katliama "dur" demek için 1 Ocak'ta Galata Köprüsü'nde düzenlenecek eyleme herkesi davet etti.
Konuşmaların ardından hak kazananlara ödülleri takdim edildi.
Ahmet Yesevi Üniversitesi Sanat Topluluğunun müzik dinletisiyle başlayan programa, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Abdullah Eren, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Vekili Abdulhadi Turus, Genç Memur-Sen Başkanı Mesut Emre Balcı ve çok sayıda davetli katıldı.