NATO üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları Antalya'da! Bakan Fidan 3'lü zirveyi açıkladı: YPG atması gereken adımları atmıyor
Türkiye diplomasinin merkez üssü haline gelmiş durumda. İstanbul'daki Rusya - Ukrayna müzakereleri gündemdeki yerini alırken, NATO üyesi 32 ülkenin dışişleri bakanları, NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'nın ikinci gününde Antalya'da bir araya geldi. ABD ve Suriye dışişleri bakanları ile bir araya geleceklerini bildiren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan terör örgütü YPG'nin anlaşmayı yerine getirmediğini bildirdi. Bakan Fidan, "Burada bir beyan var ama bu sözlerin biz yerine getirilmesini bekliyoruz. Oradaki 8 maddelik anlaşmada atılması gereken adımlar var." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, tüm kavgaları, savaşları ve terör belasını bitirmek için kolları sıvadı. Dünyanın yeni rotası Türkiye'de çizilmeye başlandı.
3 ŞEHİR 3 KRİTİK ZİRVE
Bu kapsamda Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Zelenskiy'i kabul etti. İstanbu'da ise Rusya ve Ukrayna heyeti barış masasına oturacak. Antalya ise NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na ev sahipliği yapıyor.
NATO üyesi 32 ülkenin dışişleri bakanları, NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'nın (NATO iFMM) ikinci gününde Antalya'da bir araya geldi.
Takvim.com.tr zirveden önemli detayları canlı olarak aktarıyor.
CANLI ANLATIM
YPG SÖZÜNÜ YERİNE GETİRMEDİ
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, NATO ittifakının en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye'nin, askeri yetenekleri ve savunma sanayi altyapısıyla Avrupa güvenlik mimarisinde son derece önemli rol oynamaya devam edeceğini bildirdi.
Fidan, Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından basın toplantısı düzenledi.
Antalya'daki görüşmelerin NATO'nun Avrupa-Atlantik güvenlik mimarisindeki başat rolünü de teyit ettiğini dile getiren Fidan, Avrupa'nın güvenliğinin NATO'dan ayrı düşünülemeyeceğini belirtti.
Bakan Fidan, "NATO ittifakının en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye, askeri yetenekleri ve savunma sanayi altyapısıyla Avrupa güvenlik mimarisinde son derece önemli bir rol oynamaya devam edecektir" ifadesini kullanarak, bu mimarinin mevcut şartlar ışığında yeniden şekillendiğini söyledi.
"Böylesi bir dönemde beklentimiz, güvenlik alanındaki tüm adımların gereksiz tekrara, ayrışmaya ve NATO'dan kopuşa izin verilmeden atılmasıdır" diyen Fidan, bu hususları toplantılar ve ikili görüşmelerde gündeme getirdiklerini kaydetti.
Görüşmelerde karşı karşıya olunan tehdit ve fırsatları etraflıca ele alma imkanları olduğunu belirten Fidan, çağın gerçeklerine ve ittifakın geleceğine dair görüşleri samimi bir ortamda dostlarla paylaştıklarını ifade etti.
Fidan, ihtiyaç duydukları savunma yeteneklerini temin etme hususunda güçlü bir irade ortaya koyulduğunu aktararak, özellikle Avrupalı müttefiklerin bu yönde ilave sorumluluk üstlenmesi ve Transatlantik külfet paylaşımının daha adil hale getirilmesi konusunda tam bir mutabakat oluştuğunu söyledi.
Daha önemlisi, NATO'nun bugüne kadarki en güçlü yeteneği olan birlik ve dayanışma ruhunun sürdürülmesi hususunda kuvvetli bir kararlılık gösterildiğini vurgulayan Fidan, bu kararlılığın somut adımlara dönüşmesi için çabaların sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi.
Fidan, Avrupa Birliği'nin (AB) de son dönemde savunma sanayi alanında birtakım girişimleri duyurduğunu kaydederek, bu girişimlerin ancak NATO'nun tüm üyelerine açık olduğu takdirde amacına hizmet edeceğine işaret etti.
"BEKLENTİMİZ SAVUNMA SANAYİ İŞBİRLİĞİNİN KISITLAMA OLMADAN YÜRÜTÜLMESİ"
Türkiye'nin AB'den beklentilerine ilişkin Fidan, "Bu noktada AB üyesi müttefiklerden beklentimiz, savunma sanayi işbirliği planlarının tüm müttefikler arasında kısıtlama olmaksızın yürütülmesi ve yapılan çalışmaların NATO'yu tamamlayıcı bir nitelik taşıması. AB'nin bu gayretleri ancak Türkiye gibi AB üyesi olmayan Avrupalı müttefiklerin süreçlere tam katılımıyla arzu edilen başarıya ulaşabilir." diye konuştu.
Fidan, toplantıda gündemde küresel ve bölgesel meselelerin de olduğuna dikkati çekerek, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı bitirmeye dönük çabaların yoğunlaştığını ve Türkiye'nin her iki ülkeyle de güçlü ikili ilişkileri bulunduğunu belirtti.
Türkiye'nin, Ukrayna'nın bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklediğini vurgulayan Fidan, "Biz savaşın başından bu yana adil ve kalıcı barışa ancak müzakere yoluyla ulaşılabileceğini savunduk. 2022'de olduğu gibi doğrudan müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettik." ifadelerini kullandı.
Fidan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin Ankara'da Başkan Recep Tayyip Erdoğan'la görüştüğünü ve Rusya'dan teknik bir heyetin de İstanbul'da bulunduğunu, ABD'den bir heyetin de İstanbul'da olduğunu ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun da Antalya'daki toplantıya katıldığını anlattı.

"RUSYA VE UKRAYNA'NIN ZİYARETLERİ BARIŞ İÇİN GEREKLİ İRADENİN ORTAYA ÇIKTIĞINI GÖSTERİYOR"
Basın toplantısının ardından Rubio ile görüşeceğini kaydeden Fidan, "Başlı başına bu ziyaretler dahi barış için gerekli iradenin nihayet ortaya çıkmakta olduğunu göstermekte. Tarafların pozisyonları arasında uyum sağlandığı ve güven tesis edildiği takdirde barış yoluna çok önemli bir adım atılmış olacak. Ben umutlu olmamız için yeterince sebebimizin bulunduğuna inanıyorum şahsen. İnşallah, adil ve kalıcı bir barışa ulaşılacaktır." şeklinde konuştu.
Fidan, bugün mevkidaşlarıyla Suriye'deki yeni döneme ilişkin de görüş alışverişinde bulunduklarını belirterek, Suriye'nin istikrarının ve güvenliğinin sağlanmasının öncelik teşkil ettiği konusunda mutabık olduklarının altını çizdi.
Söz konusu hedefe ulaşılmamasının ortaya küresel düzeyde sorunlar çıkartacağını aktaran Fidan, şöyle devam etti:
"Bu nedenle Suriye'nin karşı karşıya olduğu sorunları aşması ve ülkenin yeniden imarı için ortak bir çaba sergilenmesi gerekmektedir. Biz Türkiye olarak Suriye'nin uluslararası topluma daha fazla entegre olması için çalışmaya devam ediyoruz. Geldiğimiz aşamada bu çalışmaların sonuç vermekte olduğunu görmekten memnuniyet duymaktayız."
"RİYAD'DAKİ TOPLANTI SURİYE'YE YAPTIRIMLARIN KALDIRILMASI İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM"
Dün Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın bir araya geldiğini ve toplantıya Başkan Erdoğan'ın da çevrim içi katıldığını hatırlatan Fidan, "Bu toplantı, Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması yönünde atılmış önemli bir adımdır." dedi.
Fidan, bugün, ABD Dışişleri Bakanı Rubio ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile üçlü bir toplantı yapacaklarını ve gündemdeki konuları daha detaylı bir biçimde ele alma imkanı bulacakları bilgisini verdi.
İsrail'in hiçbir geçerli mazerete dayanmayan saldırılarının Suriye'nin istikrarına ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:
"Suriye'nin istikrarsızlığa sürüklenmesi kimsenin faydasına değildir. Dürziler dahil Suriye'nin tüm bileşenlerinin esenlik ve güvenliği merkezi hükümetin sorumluluğundadır. Şam yönetimi de görevi üstlendiği ilk günden itibaren kapsayıcılık konusunda titiz davranmaktadır. Aynı şekilde Suriye, DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadele konusunda kararlı bir tutum sergilemektedir. Uluslararası toplum bu yaklaşımı desteklemelidir. Biz bazı bölge ülkeleriyle beraber Suriye'nin DEAŞ'la mücadele kapasitesini güçlendirmek için gerekli adımları atmaya başladık."
Fidan, Antalya'daki ikili görüşmelerde Gazze'deki durumu da ele aldıklarını aktararak, Gazze'de ateşkesin sağlanmasının ve insani yardımların kesintisiz girişinin her zamankinden daha önemli hale geldiğinin altını çizdi.
Ateşkese bölgedeki gerginliğin azaltılması ve diplomatik girişimlerin önünün açılması için de ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Fidan, "Hamas'ın ABD vatandaşı rehine Idan Alexander'ı serbest bırakması önemli bir adımı teşkil etmektedir. Türkiye olarak bölgesel barış ve istikrarın tesisi için ateşkese yönelik tüm çabaları desteklemeye devam edeceğiz. Ateşkesin ardından Gazze'nin yeniden imarı ve iki devletli çözümün tesisi için de üzerimize düşeni yapmaya hazırız." diye konuştu.
TÜRKİYE, NADİR BİR DİPLOMASİ YOĞUNLUĞUNUN MERKEZİNDE
Fidan, son günlerde Türkiye'nin merkezinde yer aldığı nadir rastlanan bir diplomasi yoğunluğuna tanıklık edildiğine dikkati çekerek, NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın bu trafiğin en önemli unsurlarından birini oluşturduğunu kaydetti.
Türkiye'nin bu toplantıya ev sahipliği yaparak NATO'ya ve Avrupa Atlantik güvenliğine atfettiği önemi bir kez daha gösterdiğini belirten Fidan, gelecek yıl NATO Liderler Zirvesi'nin de Türkiye'de yapılacağını söyledi.
Fidan, Türkiye'nin NATO'daki sorumluluklarını yerine getirmeye ve ittifakın güçlendirilmesine katkı sağlamaya devam edeceğini vurgulayarak, aynı zamanda hem bölgesel hem de küresel barışın tesisi için çabalarını sürdüreceğini ifade etti.
İSTANBUL BARIŞ MÜZAKERELERİ
Fidan, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Rusya ile Ukrayna arasında İstanbul'da yapılması hedeflenen İstanbul barış müzakerelerine ilişkin soruya Fidan, "Her iki taraf da prensipte ateşkes fikrine razı olduklarını açıklamış durumda. Ama her iki tarafın da ateşkes için bazı farklı düşünceleri var. Ukrayna tarafı, şartsız koşulsuz bir ateşkesin hemen başlamasına tarafken, Rusya tarafının anladığımız kadarıyla öncelikle bazı modalitelerin anlaşılması ve mutabık kalınması yönünde bir tutumu var." ifadelerini kullandı.
Fidan, tarafların bu tutumları uzaktan ortaya koyduğunu belirterek, tam da bu nedenle tarafların bir araya gelerek müzakere etmesi ve uzlaşması gerektiğini söyledi.
Tarafların, ABD'nin ortaya koyduğu politik tercihle, görüşlerini bir noktaya doğru evirdiğini dile getiren Fidan, "Bence bizim bu sürece devam etmemiz lazım. Amacımız barışa ulaşmak olduğu sürece her iki tarafın da belli tavizler vererek ortak barışı tesis etme yolunda adım atmasını sağlamamız lazım." şeklinde konuştu.
Fidan, uzlaşma sağlanması için arabuluculara büyük iş düştüğünü, Türkiye'nin her türlü desteği vermeye devam edeceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bugün Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ağırladığını anımsatan Fidan, Rus heyeti ile bir kısım Amerikalı heyetin İstanbul'a geldiğine işaret etti.
Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun yanı sıra Avrupalı dışişleri bakanlarının toplantı için Antalya'ya geldiğin hatırlatarak, Ukrayna'da ateşkesin sağlanması için Ankara, İstanbul ve Antalya'da çok yoğun bir diplomasi trafiği yaşandığına dikkati çekti.
SURİYE'DEKİ YPG VARLIĞI
Suriye yönetimi ile SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG arasındaki anlaşmaya ilişkin bir soruyu cevaplayan Fidan, "Biz daha önce de YPG ile Şam yönetimi arasında varılan mutabakatın maddelerine baktığımızda, prensipte olumlu karşıladığımızı ifade etmiştik." dedi.
Fidan, verilen sözlerin yerine getirilmesini beklediklerini dile getirerek, şunları söyledi:
"Anlaşmaya baktığınız zaman, orada birtakım atılması gereken pratik adımlar var. Bu pratik adımların atılması neticesinde şunu görecektik biz hep beraber: YPG'nin askeri yapılanmasının çözülmesi ve Suriye'deki yeni oluşan milli orduya her şeyin entegre edilmesi, sınırların Suriye milli ordusu tarafından korunmaya başlanması ve tabii ki Suriye'de yaşayan Kürt kardeşlerimizin diğer etnik gruplara olduğu gibi - azınlık olsun çoğunluk olsun fark etmiyor - anayasal eşit vatandaşlık prensibinde bütün haklardan yararlanması; kimliklerini, kültürlerini ifade etmede bir sorun olmaması. Bu, yeni Suriye'nin ortaya koyacağı bir vizyon ve açılım olacaktı."
Fidan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile bu konuda görüştüklerini belirterek, "Şu ana kadar YPG tarafından atılan bir adım olmadığını görüyoruz. Bu adımların da hayata geçmesini açıkçası bekliyoruz." diye konuştu.
Suriye'deki istikrarın hayata geçmesi için kuşatıcı bir hükümet modeli ve tek bir silahlı meşru gücün ülkede bulunması gerektiğini vurgulayan Fidan, ülkedeki bütün vatandaşların can, mal ve kimlik güvenliğinin garanti altına alması gerektiğini kaydetti.
ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma kararının ardından başka adımların atılıp atılmayacağının sorulması üzerine Fidan, Türkiye’nin Suriye konusunda uzun zamandır ortaya koyduğu diplomatik çabaları hatırlattı.
Bakan Fidan, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve geldiği günden itibaren Suriye'deki normalleşmenin sağlanması için ABD yaptırımlarının kaldırılması konusunu gündeme getirdiğini belirterek, "Bu konuda iki lider arasında var olan güvene dayalı, önceden başlamış olan ilişki etkisini gösterdi." dedi.
Dün Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın bir araya geldiğini hatırlatan Fidan, bunun önemli bir adım olduğunu, ancak bundan sonrasını da getirmek gerektiğini vurguladı.
Yaptırımlar dışında da Suriye'de yapılması gereken birçok şey olduğunu kaydeden Fidan, ABD’nin Suriye’deki askeri varlığına ilişkin, “Biz olaya şöyle bakıyoruz. Yani Amerikan askerlerini bölgeye getiren şartlar neyse, o şartların aslında ortadan kaldırılmasıyla Amerika’nın da bölgeden problemsiz bir şekilde ayrılması mümkün olabilir. O şartlar, DAEŞ'le mücadele şartları, istikrarla ilgili konular bence yeterince güvence görüldüğü zaman orada bir problem olacağını düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Trump ve Pentagon'un yeni yönetiminin bu konudaki niyetlerini beyan ettiklerini kaydeden Fidan, "Burada biz bölgesel sahiplenme prensibiyle hem DEAŞ’la mücadele olsun, hem terörün diğer formlarıyla mücadele, hem sınır güvenliği, hem bölge ülkelerine zarar vermeme prensibini hayata geçirmek, tüm bunları içine alan bir güvenlik anlayışı ve pratiğiyle yolumuza devam ediyoruz. Bunu da yakından takip edeceğiz." diye konuştu.
Fidan, Estonya ile Rusya arasında Baltık Denizi'nde yaşanan gerilime ilişkin soruya, Estonya hava sahasının ihlali hususunun toplantıda gündeme getirildiğini ve tartışıldığını, bu konuda NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin de basın toplantısında açıklamada bulunduğunu aktardı.
"GAZZE'DEKİ SOYKIRIMIN DURDURULMASI İÇİN ULUSLARARASI KAMUOYU, TRUMP'IN ADIM ATMASINI BEKLİYOR"
Gazze'deki duruma ve ateşkes çabalarına ilişkin Fidan, şu şekilde konuştu:
"Şu andaki devam eden insani dramın, bütün insanlığın gözünün önünde devam eden soykırımın durdurulması konusunda (ABD Başkanı Donald) Trump'ın adım atmasını bekleyen büyük bir uluslararası kamuoyu var. Burada özellikle beklenti, Trump'ın İsrail'e baskı yaparak Gazze'ye yönelik insan yardımların önünün açılması. Savaşın katlettiği hayatlar var, fakat özellikle bu insani yardımlar engellendiği için ortaya çıkan açlıktan, yetersiz beslenmekten, ilaçsızlıktan ve diğer nedenlerden artık ölümlerin giderek arttığını görüyoruz. Tabii, bu insanlık tarihi için kapkara bir leke olarak maalesef kalacak, bu hepimizin vicdanına yapışmış bir leke. Bütün insanlık olarak var gücümüzle bu lekeden kurtulmamız gerekiyor."
Fidan, Gazze'deki insani durumun çözülmesi için ortaya konan çalışmaların hepsinin çok kıymetli olduğunu, özellikle Gazze'deki insani dramın sona ermesi ve Filistin'de iki devletli çözümün hayata geçmesi için tüm güçleriyle çalışmaları gerektiğini söyledi.
Bunun bölgenin güvenliği için gerekli olduğunu vurgulayan Fidan, "Bu bölgedeki İsrail devleti için de gerekli, Filistin devleti için de gerekli, yaşayan bütün nüfuslar ve küresel güvenlik için gerekli. Bu kadar gerekli olan bir şeyi bütün dünyanın anlayıp ama kimsenin hayata geçiremiyor oluşu da işte her zaman ifade ettiğimiz gibi, uluslararası sistemdeki kriz ve tıkanmayla ilgili bir konu." ifadelerini kullandı.
AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİNE YÖNELİK TARTIŞMALAR
ABD Başkanı Donald Trump'ın politikaları ve Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa güvenlik mimarisine etkisine ilişkin Fidan, bu konuda çok heyecanlı tartışmaların devam ettiğini ve özellikle Atlantik'in iki tarafında çok yoğun tartışmalar olduğunu söyledi.
Fidan, NATO'nun resmi ya da gayriresmi toplantılarının ve ikili görüşmelerinin de önemli bir gündem maddesini de bu konunun oluşturduğunu belirterek, Trump'ın özellikle ABD'nin Avrupa güvenlik mimarisinden belli bir noktada çekileceğini açıklamasının ve Avrupalıların kendi kendine yeterli hale gelmesi gerektiğine ve özellikle savunma yükünün eşit paylaşımı gibi konulara yönelik getirdiği politika önerilerinin belli miktarda kabul gördüğünü dile getirdi.
Avrupa devletlerinin aldıkları kararla artık özellikle savunma sanayinde ABD'ye olan bağımlılığı azaltmak için belli bir program başlattığını kaydeden Fidan, bunun birkaç ayağı bulunduğunu; özellikle finansal ayağının çözümü için Almanya'da anayasal değişiklik dahil, hem Avrupa Birliği kurumları nezdinde yapılan mevzuat ve politika değişiklikleri hem de ilgili ülkelerdeki finansal politikalarda özellikle bütçedeki borçlanma limitlerinin kaldırılması gibi adımlar olduğunu anlattı.
Fidan, savunma sanayinde belli kapasiteleri hemen oluşturmak, inşa etmek ve hayata geçirmenin çok kolay bir husus olmadığına dikkati çekerek, Avrupa güvenliğinde savunma sanayi ve savunma yapısıyla ilgili yapılan tartışmalarda Türkiye'nin durduğu yeri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da defaatle ifade ettiğini hatırlattı.
"TÜRKİYE, İŞBİRLİĞİNE VE KARŞILIKLI ALIŞVERİŞE HAZIR"
Türkiye'nin savunma sanayisinin ilerlemiş durumda olduğunu vurgulayan Fidan, "Tabii ki entegre bir işbirliğine, karşılıklı alışverişe hazır olduğumuzu müteaddit defalar ifade ettik. Bu nedenle Avrupa Birliği, Avrupa Birliği üyesi olmayan Türkiye gibi aday ülkeleri de içine alan, aday olmayan hatta İngiltere ve Norveç gibi adaylık statüsü olmayan ülkeleri de kapsayacak bir işbirliği sistemi geliştirmek durumunda; ki özellikle savunma sanayinde tabanı ne kadar genişletirseniz istifade edeceğiniz alan o kadar artar." diye konuştu.
Fidan, Türkiye'nin yapacağı katkılar göz önüne alındığında her türlü girişimi yapmaya devam etmeleri gerektiğini kaydederek, "İkincisi de özellikle kuvvet yapılanmalarıyla alakalı şu anda NATO'nun varlığı devam ediyor. Amerika buradan ayrıldığına ve çekildiğine ilişkin bir deklarasyonda bulunmamıştır. Yakın gelecekte de bunu yapacağına ilişkin bir şey söylemiyor. Dolayısıyla şu anda bu tartışma biraz da teorik yürüyen bir tartışma. Savunma sanayi gibi pratik bir konu değil." ifadelerini kullandı.
Gerek savunma sanayisinde gerek kuvvet yapılanmasında Avrupa güvenliğinin özellikle birbirinin devamı olan bir coğrafya olduğuna işaret eden Fidan, coğrafi olarak Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğunu söyledi.
"AVRUPA'NIN KENDİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPMASI TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK"
Fidan, İngiltere'nin de Avrupa'nın denizde uzantısı olan bir parçası olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"En batısında İngiltere, en doğusunda Türkiye'nin olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz. İngiltere ve Türkiye, Avrupa Birliği'nin üyesi değil ama Avrupa coğrafyasını birer mensubu. Bu coğrafyanın kendi güvenliğini sağlamak için uygun bir işbirliği modeli geliştirmesi bir tercih değil, bir zorunluluk. Bu iki türden önemli. Güvenlik, işbirliği geliştirdiğiniz zaman, iyi bir sistemi oturttuğunuz zaman sadece birbirinize destek çıkmakla kalmıyorsunuz. Birbiriniz için de tehdit oluşturmadığınızı resmi olarak deklare etmiş buluyorsunuz. Bu karşılıklı dayanışma ve güven ticarette, sosyal etkileşimde, siyasette, sanatta, bilimde, teknolojide her alanda meyvesini verir."
Türkiye'nin yıllardır hem AB perspektifinin hem de NATO'daki rolünün lehine olacak şekilde neşvünema bulmasının stratejik politik öncelikleri arasında yer aldığının altını çizen Fidan, "Biz eksik gördüğümüz, lehimize olmayan, bizi dezavantajlı duruma düşüren pozisyonları kabul etmiyoruz. Buna yönelik itirazlarımızı dile getiriyoruz. Bunu uygun ortamlarda, uygun yöntemlerle tartışıyoruz. Tartışmaya da devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
RUTTE: TÜRKİYE ETKİLEYİCİ BİR SAVUNMA SANAYİ TABANINA SAHİP
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rutte, Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın bitiminde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ekibine, Antalya'daki "mükemmel" misafirperverliği için teşekkür eden Rutte, toplantıda, 24-25 Haziran'da Hollanda'da düzenlenecek Lahey zirvesinin gündemini derinlemesine görüşme fırsatı yakalandığını söyledi.
Rutte, toplantının odak noktasının, savunma harcamalarını artırmak olduğunu vurgulayarak "Bu, önümüzdeki yıllarda İttifak için önemli bir alan olacak. Savunma harcamalarının artırılması, güvenliğimiz için olmazsa olmazdır." değerlendirmesini yaptı.
Mevcut yüzde 2'lik hedefin yeterli olmadığını yineleyen Rutte, "Antalya'daki tartışmalarımız gelecekte 'neye daha fazla ihtiyacımızın olacağı' üzerine yoğunlaştı. Temel askeri gereksinimlerimize daha fazla yatırım yapmamız gerektiğini, altyapı ve dayanıklılık dahil olmak üzere, savunmayla ilgili daha geniş kapsamlı yatırımlara ihtiyacımız olacağını biliyoruz." diye konuştu.
Rutte, Lahey'deki zirve için hazırlanılırken gelecek haftalarda müttefiklerle yakın bir şekilde çalışmaya devam etmeyi dört gözle beklediğini vurgulayarak "Ayrıca savunma sanayimizi güçlendirmenin önemini de tartışıyoruz. Bu, 1 milyar vatandaşı savunma görevimizi yerine getirmeye devam edebilmemiz için ihtiyaç duyduğumuz yeteneklere sahip olduğumuzdan emin olmak için gereklidir. Üretimi artırmak, inovasyonu teşvik etmek ve kurumsal engelleri kaldırmak için elimizden gelen her şeyi yaptığımızdan emin olmaya kararlıyız." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE ETKİLEYİCİ BİR SAVUNMA SANAYİ TABANINA SAHİP"
Savunma sanayisi konusunda Türkiye'nin konumuna değinen Rutte, "Türkiye, etkileyici bir savunma sanayisi tabanına sahip. ABD'yle ve Avrupa'daki tüm endüstriler ve ülkelerle yakın işbirliği içinde çalışıyor." dedi.
Rutte, bir soru üzerine Türkiye'nin NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından İstanbul barış müzakerelerine ev sahipliği yapacak olmasıyla ilgili, "Türkiye'nin bir araya getirme gücü açıkça ortada. Bunu her gün görebiliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bakanların toplantıda Ukrayna'daki savaşla ilgili, ABD Başkanı Donald Trump'ın "mümkün olan en kısa sürede adil ve kalıcı bir şekilde sona erdirme yönündeki çabalarını tam desteklediklerini tekrarladığını da belirten Rutte, şunları kaydetti:
"Bu, hepimizin paylaştığı bir önceliktir. Ukrayna'ya olan uzun vadeli desteğimizi yeniden teyit ettik. Bu, savaşı körüklemekle ilgili değil, Ukrayna'nın bugün ve gelecekte, bir çözüm olsun veya olmasın kendini savunabilmesini sağlamakla ilgilidir. Ukrayna'ya olan desteğimizin kalıcı bir barışı sağlamak için önemli olmaya devam edeceği açıktır."
RUSYA'YA KAMPSAMLI YAPTIRIM SİNYALİ
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ikinci gününde İstanbul barış müzakerelerine ilişkin basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in müzakerelere katılmamasını eleştiren Barrot, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin "sözünü tutarak" müzakereler için Türkiye'ye geldiğini ancak "boş bir sandalye ile karşılaştığını" söyledi.
Barrot, "Tabii ki Vladimir Putin, Türkiye'ye (müzakerelere katılması için) alt düzey bir heyet gönderdi bugün çünkü ABD ve Avrupalıların kendisini barış müzakerelerine başlamaya zorlayacak kapsamlı yaptırımlarından kaçınmak istiyor." ifadelerini kullandı.
İstanbul barış müzakerelerinde Rusya ile Ukrayna teknik heyetleri arasındaki görüşmelerden "koşulsuz ve acil" ateşkes ümit ettiklerini bir kez daha yineleyen Barrot, Fransa'nın savunma harcamalarında artışa gitmesine de değindi.
Barrot bir gazetecinin Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul'un, ABD Başkanı Donald Trump'ın NATO üyelerinin savunma harcamalarını yüzde 5'e çıkarma talebini destekledikleri yönündeki açıklaması hatırlatılarak Fransa'nın bu konudaki pozisyonunu sorması üzerine, "(Fransa) Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ittifak ülkelerinin ve özellikle Avrupa ülkelerinin güvenliğini sağlamak adına (savunma) kapasitesi boşluklarını finanse edecek yüzde 3 ila yüzde 3,5 hedefinin doğru hedef olduğunu zaten ifade etti. Tehdit düzeyi arttığı için daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz." dedi.
ABD'nin "Avrupa güvenliğinin sorumluluğunun bir kısmını Avrupalılara devretmek istediğini" dile getirdiğini aktaran Barrot, "Bu bizim NATO'daki vizyonumuzu, kapasitemizi geliştirmek istediğimiz için memnuniyetle karşıladığımız bir şey." diye konuştu.
Barrot, Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelere ilişkin ise Almanya, İngiltere ve Fransa dahil Ukrayna'ya destek veren "Gönüllüler Koalisyonu"nun talep ettiği şeyin açık ve 30 günlük ateşkes, bu teklifi kabul etme sırasının ise Rusya'da olduğunu kaydetti.
Fransa Dışişleri Bakanı Barrot, müzakerelerden sonuç alınamaması halinde Rusya'ya uygulanması planlanan yaptırımlara da değindi.
Bugüne kadar Rusya'ya uygulanan yaptırımların bu ülkeye maliyetinin 400 milyar avro civarında olduğuna işaret eden Barrot, "Rusya barış emaresi" göstermediği için yaptırımları "daha öteye" taşımak istediklerini söyledi. Barrot, Rusya'ya caydırıcı yeni yaptırım paketinin petrol ve finans kuruluşlarını kapsayacağını dile getirdi.
Gazze'deki durumu da ele alan Barrot, Gazze'ye insani yardımların engelsiz ve geniş çaplı ulaştırılması çağrısını yineledi. Öte yandan, İsrail hükümetinin, Gazze'de işgalde ve daha fazla askeri eylemde bulunacağına ilişkin açıklamalarını kınadıklarını vurgulayan Barrot, Filistin meselesine askeri bir çözüm olmadığının altını çizdi.
ALMANYA'DAN RUSYA'YA ÇAĞRI
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın düzenlediği Antalya'da gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüştüğünü belirterek sadece NATO ile ilgili değil, aynı zamanda dünyadaki siyasi durumu ilgilendiren tüm önemli konularda neredeyse tam bir mutabakat içinde olduklarını tespit ettiklerini söyledi.
Bunun sevindirici olduğunu aktaran Wadephul, "Bu durumda sadece, Rusya Devlet Başkanı Putin'in (elindeki) kartlarını fazla zorladığını anlaması gerekir. Dünya onun müzakere masasına gelme çağrısına cevap vermesini bekliyor." dedi.
Wadephul, Ukrayna'nın müzakereye hazır olmasını memnuniyetle karşıladığını ifade ederek "Ukrayna Devlet Başkanı (Volodimir) Zelenskiy, ülkede (Türkiye'de) ve müzakereye hazır. Boş kalan tek sandalye Rus sandalyesidir." diye konuştu.
Bunun Rusya'nın savaşı sürdürmek istediğini ve şu anda ciddi müzakereler istemediğini gösterdiğini savunan Wadephul, bunun sonuçları olacağını ve Avrupalıların ek yaptırımlar uygulama konusunda kararlı olduklarını yineledi.
Wadephul, Amerikalıların da bunu düşündüğünü varsaydığını dile getirerek "Bu nedenle müzakere masasına oturmak için hiçbir zaman geç değildir. Bugünkü acil çağrı, Rusya'nın durumu yeniden gözden geçirmesi ve ABD Başkanı'nın müzakerelere hemen başlanması yönündeki girişimini olumlu bir şekilde ele almasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
TRUMP'IN SAVUNMA HARCAMALARININ YÜZDE 5'E ÇIKARILMASI TALEBİ
Almanya Dışişleri Bakanı Wadephul, ABD Başkanı Donald Trump'ın NATO üyelerinin savunma harcamalarını yüzde 5'e çıkarma talebine ilişkin de bu konunun bugün bir kez daha istişare edileceğini vurgulayarak "Ancak sonucu görmeliyiz ve sonuç gerçekten de Başkan Trump'ın istediği ve gerekli gördüğü yüzde 5'tir ve biz de onu bu konuda takip ediyoruz." ifadesini kullandı.
Almanya'nın NATO'nun güçlendirilmesi konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Wadephul, gerekli savunma harcamalarını da artırabilme imkanına sahip olmak için ülkesinde anayasanın değiştirildiğini belirtti.
Wadephul, Almanya'daki yeni hükümetin, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'yi Hollanda'da yapılacak NATO Zirvesi için yaptığı önerilerde desteklediğini ve Almanya'nın yükümlülüklerini yerine getirmeye hazır olduğunu kaydetti.
TEXAS'TAN ANKARA'YA GÜVENLİK AĞI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul Barış Müzakereleri'ne ilişkin "İstanbul'da yürütülecek görüşmeler, umarım yeni bir sayfa açmamıza yol açacaktır." dedi.
Fidan, NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın açılışında selamlama konuşması yaptı.
NATO'yu ilgilendiren pek çok kriz ve çatışma bulunduğuna işaret eden Fidan, birlik ve dayanışmayı güçlendirmeyi görüşeceklerini paylaştı.
Bakan Fidan, transatlantik güvenliği açısından külfet paylaşımının gündemlerinde yer aldığını aktararak, "Bu bağlamda Sayın Genel Sekreter'in (Mark Rutte) vizyonunu paylaşıyoruz. İttifak çapında Texas'tan Ankara'ya uzanan bir güvenlik ağı oluşturmamız gerekiyor." diye konuştu.

Avrupa'nın güvenlik mimarisini güçlendirmek üzere tedbirleri konuşacaklarını dile getiren Fidan, Ukrayna'ya kalıcı ve adil barışın getirilmesinin de gündemde olacağını vurguladı.
Fidan, "Türkiye, her zaman barışa ulaşabilmek için diplomatik yolu savunmuştur. 3 yıllık ızdırabın ardından bir fırsat penceresi açıldığını görüyoruz. İstanbul'da yürütülecek olan görüşmeler, umarım ki yeni bir sayfa açmamıza yol açacaktır." ifadelerini kullandı.
Toplantıda sürece nasıl destek vereceklerini konuşacaklarını paylaşan Fidan, Avrupa-Atlantik güvenliğini 360 derecelik güvenlik yaklaşımıyla ele alacaklarını söyledi.
TERÖRLE MÜCADELEDE SOMUT DAYANIŞMA VURGUSU
Terörizmin tüm müttefiklerin güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ettiğini vurgulayan Bakan Fidan, "Ayrıca bu belaya karşı dayanışmamızı somut adımlarla nasıl en iyi şekilde güçlendirebileceğimizi de tartışacağız." dedi.
Fidan, "Avrupa-Atlantik güvenliği ve savunmasının omurgası olan NATO, müttefikler arasında tüm güvenlik meselelerinde istişare, koordinasyon ve eylemde bulunmak için temel transatlantik forum olmaya devam edecektir." ifadelerini kullandı.
Bugünkü toplantının ve gelecek ay Lahey'de yapılacak NATO Zirvesi'nin, İttifak'ın bu temel karakterini daha da pekiştireceğini belirten Fidan, "Türkiye olarak, bugünkü toplantının yanı sıra, 2026 yılında bir sonraki zirveye de ev sahipliği yapacak olmamız, İttifak'a ve temsil ettiği değerlere olan sarsılmaz bağlılığımızı ortaya koymaktadır." değerlendirmesini yaptı.
Konuk bakanlara bu toplantı için Antalya'ya bir kez daha "hoş geldiniz" diyen Fidan, Genel Sekreter Rutte’nin "yetenekli liderliği ve moderatörlüğü altında" tartışmaları sabırsızlıkla beklediklerini kaydetti.
AİLE FOTOĞRAFI ÇEKİLDİ
Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı kapsamında aile fotoğrafı çekimi gerçekleşti.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın mevkidaşı bakanlarla ayaküstü sohbet ettti.
UKRAYNA VE FRANSA TOPLANTI GERÇEKLEŞTİRDİ
Gayriresmi Toplantısı öncesinde Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile toplantı düzenledi.
RUBİO'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMA
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin "(ABD Başkanı Donald Trump) Savaşların sona ermesini istiyor. Rusya ve Ukrayna ile bunu umuyor. Bu konuda önümüzdeki günlerde ne olacağını göreceğiz ancak ilerleme görmek istiyoruz." dedi.
Rubio, Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ikinci gününe başlarken basın mensuplarına konuştu.
Bugünkü toplantının önemli olduğuna işaret eden Rubio, NATO'da "hiçbir zayıf halka olmaması" için çalışmaya devam edeceklerine dikkati çekti. Rubio, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın akıllardaki en büyük mesele olduğunu söyledi.
"ABD Başkanı, savaşın sona ermesini istediğini açıkça belirtti." diye konuşan Rubio, Trump'ın savaşın sona ermesini ve kalıcı barışı sağlayacak her türlü mekanizmaya hazır olduğunu bildirdi.
Rubio, NATO'nun amacının savaşları önlemek olduğunu dile getirerek, "(Trump) Savaşların sona ermesini istiyor ve Rusya ve Ukrayna ile bunu umuyor. Bu konuda önümüzdeki günlerde ne olacağını göreceğiz ancak ilerleme görmek istiyoruz." şeklinde konuştu.
Rusya ve Ukrayna konusunda "askeri bir çözüm olmadığını, diplomatik çözüm gerektiğini" vurgulayan Rubio, şöyle devam etti:
"(Trump) Savaşlar, terörizm gibi ve bunlardan kaynaklanan istikrarsızlığa karşı çıkıyor. Bu nedenle Suriye konusunda böyle bir karar aldı ve oradaki yetkililerin, bu fırsatı ülkeyi yeniden inşa etmek ve bir istikrarsızlık kaynağı olmaktan çıkarıp istikrar kaynağı haline getirmek için kullanacaklarını umuyoruz."
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın müzakereler aracılığıyla sona ermesi ve gelecekte savaşların önlenmesi için atılacak adımları bulabilmeyi temenni ettiklerini anlatan Rubio, "Umarım yakında burada bir gelişme kaydedilir." ifadesini kullandı.
RUTTE'DEN SAVUNMA SANAYİSİ DEĞERLENDİRMELERİ
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de Rubio, Trump ve ekibinin çalışmalarını takdir ettiğini belirterek, ABD yönetiminin özellikle son haftalarda Orta Doğu üzerine yoğunlaştığını, gerçekten ilerleme kaydettiğini ve ABD'nin liderliğini gösterdiğini aktardı.
Sadece ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin "çözümsüzlük" durumunu ortadan kaldırdığı Ukrayna'da değil, Orta Doğu ve dünyadaki birçok konuda kolektif olarak istikrarın sağlandığından emin olmaları gerektiğini vurgulayan Rutte, bunun için ABD'nin liderliğine ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Rutte, bugünkü toplantının çerçevesinin Lahey'deki zirve olacağının ve ilk olarak savunma harcamalarını Kanada ve Avrupa'da yükseltmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Ülkelerin bu konuda kararlı olduklarına ancak detayların görüşülmesi gerektiğine dikkati çeken Rutte, şunları kaydetti:
"Bu çok önemli çünkü devam eden Rus tehdidi var. Çin, ordusunu şu an muazzam şekilde geliştiriyor. Terör tehdidi hala devam ediyor. Savunma sanayini de geliştirmemiz gerekiyor çünkü sadece bütçe ile henüz o noktada değiliz. NATO topraklarına olabilecek herhangi bir tehditle mücadele edebileceğimizden emin olmak için savunma sanayi üretimine ihtiyacımız var."
Rutte, toplantıda Ukrayna'da kalıcı barışı nasıl sağlayabileceklerini de görüşeceklerini sözlerine ekledi.
BAKAN FİDAN AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ikinci gününde basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Fidan, "Türkiye olarak, özellikle bu çok önemli ve özel zamanda, bu önemli toplantıyı yapmaktan büyük bir ayrıcalık duyuyoruz." ifadesini kullandı.
Avrupa-Atlantik bölgesinde birçok önemli gelişmenin yaşandığına işaret eden Fidan, NATO ortakları olarak savunma işbirliğini ve Ukrayna'da barışın sağlanması konularını ele alacaklarını aktardı.
Fidan, Hollanda'nın Lahey kentinde haziranda düzenlenecek NATO Zirvesi'nin hazırlıklarını da yapacaklarını dile getirdi.
"TÜRKİYE BÜYÜK ROL OYNUYOR"
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ikinci gününe başlarken basın mensuplarına konuştu.
Türkiye'ye toplantıya ev sahipliği için teşekkür eden Rutte, haziranda yapılacak NATO Zirvesi, "Rusya tehdidi", "Çin ordusunun inşası" ve terörizm gibi birçok konuyu ele alacaklarını belirtti.
Rutte, NATO'nun kendini koruması için yeterli parayı harcaması ve gerekli savunma sanayisi üretimini yapması konularında görüşmeler yapacaklarını aktararak Rusya'dan daha iyi konumda olmaları gerektiğini söyledi.
NATO Genel Sekreteri, Ukrayna'daki savaşı sonlandırarak kalıcı barışı sağlamak için neler yapabileceklerini istişare edeceklerini kaydetti.
Rutte, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Hollanda'nın Lahey kentinde haziranda yapılacak NATO Zirvesi öncesinde birçok ülkenin yüzde 2'lik savunma harcaması sınırına ulaşacağını düşündüğünü dile getiren Rutte, 8 NATO üyesinin henüz bu sınıra gelmediğini ifade etti.
Rutte, NATO Zirvesi'ne İttifak dışındaki partnerlerin katılması konusunda henüz bir duyuru yapılmadığını söyledi.
Savunma harcamaları konusunda çok daha fazlasının yapılması gerektiğinin altını çizen Rutte, bu konuda ABD gibi ülkelerin beklenti içinde olduğunu dile getirdi.
Rutte, "Ukrayna'nın ateşkes ve acil müzakerelere hazır olduğu çok net. Bu, kesinlikle açık. Top artık açıkça Rus sahasında. Ne yaptıklarını, neden burada olduklarını veya olmadıklarını açıklamalılar." diye konuştu.
Ukrayna ile Rusya arasındaki iletişim kopukluğunu ABD Başkanı Donald Trump'ın onardığını kaydeden Rutte, "(İstanbul'da yapılacak Rusya-Ukrayna müzakereleri) Türkiye burada büyük bir rol oynuyor çünkü Türkiye, tüm ilgili ortaklarla iyi ilişkilere sahip." ifadesini kullandı.
Rutte, Türkiye'nin müzakereler için ciddi bir ortam olarak görüldüğünü vurgulayarak Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın müzakereleri olumlu sonuçlandırabileceğini vurguladı.
Almanya'nın Eurofighter savaş uçağı satışlarıyla ilgili soruyu yanıtlayan Rutte, NATO üyelerinin birbirlerine silah satışına kısıtlama getirmemesi gerektiğini belirtti.
Rutte, Türkiye'nin savunma sanayisinin "oldukça etkileyici" olduğunu vurgulayarak Türk şirketlerinin Avrupa, ABD ve Kanada'daki şirketlerle yaptığı işbirliklerine işaret etti.
DİPLOMASİNİN KALBİ TÜRKİYE'DE ATIYOR
Letonya, Estonya, Kuzey Makedonya, Çekya ve Polonya Dışişleri Bakanları, Antalya'daki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ikinci gününe başlarken basın mensuplarına konuştu.
Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Braze, İstanbul barış müzakerelerine dair beklentisinin yüksek olmadığını belirterek, "Rus tarafında barışa dair işaretler görmüyoruz." dedi.
Bu konulara dair görüşmelerin iyi bir gelişme olduğunu kaydeden Braze, herhangi bir karar alınıp alınamayacağının müzakereler sonrasında görüleceğini aktardı.
Braze, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya ile Ukrayna arasındaki ateşkes isteğini desteklediklerini söyleyerek, "Ama aynı zamanda gerçekçi de olmalıyız. Rusya'nın barışa itilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Avrupa savunma harcamalarının artırılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Braze, "Rusya, sadece Ukrayna yüzünden bir tehdit değil." görüşünü paylaştı.
Braze, Letonya'nın bu yılki savunma harcamalarının yüzde 4'e ulaştığını, ülkenin bu oranı gelecek yıl yüzde 5'e yükseltmeyi planladığını da vurguladı.
SAVUNMA HARCAMALARINDA ARTIŞ
Estonya Dışişleri Bakanı Margus Tsahkna, ülkesinin 2026'da savunma harcamalarını yüzde 5,4'e yükseltmeye karar verdiklerini ifade etti.
Kuzey Makedonya Dışişleri Bakanı Timcho Mucunski, Hollanda'nın Lahey kentinde haziranda düzenlenecek NATO Zirvesi'nde örgütü mevcut jeopolitik zorlukların gereksinimlerine uyarlamanın önemine dikkati çekeceğini, sanayi yatırımları ve savunma bütçelerinin artırılması konularının konuşulacağını dile getirdi.
Çekya Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky ise ülkesinin gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) en az yüzde 3'ünü savunmaya ayırdığına işaret ederek, "barış istiyorsa (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in İstanbul barış müzakerelerine gelmesi gerektiğini vurguladı.
İSTANBUL BARIŞ MÜZAKERELERİ
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Putin'in İstanbul barış müzakerelerine kişisel olarak katılmamasını eleştirerek, kendisinin "zaman kazanmaya" çalıştığını savundu.
Sikorski, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin müzakereler için İstanbul'a gelmesini Kiev'in barışa hazır olduğu şeklinde değerlendirdi.
"Putin, hala Ukrayna'nın tamamına sahip olmak istiyor ve bunu başarabileceğini düşünüyor." ifadesini kullanan Sikorski, barışın tesis edilmesi için Putin'e baskı yapılması gerektiğini savundu.
Sikorski, Gayriresmi Toplantı hakkında Türkiye'ye bu misafirperverliğinden ötürü teşekkür etti.
SİDE'DE AKŞAM YEMEĞİ DÜZENLENDİ
Bakan Fidan, NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı için Antalya'da bulunan mevkidaşları onuruna Side Arkeolojik Alanı'nda düzenlenen akşam yemeğinde açılış konuşması yaptı.
NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı vesilesiyle kendilerini burada ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren Fidan, katılımları nedeniyle konuklarına teşekkür etti.
Fidan, bugün düzenlenecek toplantıda, gelecek ay gerçekleştirilecek Lahey Zirvesi öncesinde yoğun müzakereler yapacaklarını belirterek, bu akşamki yemeğin daha rahat bir atmosferde gayriresmi bir fikir alışverişinde bulunma fırsatı vermesini istediğini söyledi.
Bakan Fidan, bunun için Side Antik Kenti'nden daha iyi bir yer olmadığını belirterek, katılımcıların manzaranın tadını çıkarmasını umduğunu dile getirdi.
İnsanlığın, Side şehrinin kurulduğu Milattan Önce 7. yüzyıldan bu yana uzun bir yol katettiğini anlatan Fidan, "Ancak ortak değerlerle bağlı olanların kolektif gücü ve işbirliği yoluyla evrensel barış kuralı, o zamanlar olduğu gibi bugün de geçerliliğini korumaktadır." ifadelerini kullandı.
Fidan, aslında "insanlık tarihinin en başarılı ittifakı olan NATO'nun, bu ilkenin canlı bir örneği" olduğunu belirterek, "İttifakımızın gücü yalnızca kolektif olarak sahip olduğumuz askeri kümeden gelmiyor, daha da önemlisi, ortak değerler, ilkeler ve fikirler topluluğunu temsil etmemizden kaynaklanıyor." değerlendirmesini yaptı.
Bu nedenle yarınki toplantının özellikle önemli ve zamanlı olduğuna inandığını dile getiren Fidan, "Çünkü ittifakımızın savunduğu barış ve istikrarın en temel değerleri, Ukrayna ve Gazze gibi yerlerde benzeri görülmemiş bir şekilde tehdit altında. Bu, hibrit zorlukların yanı sıra terörizmin demokrasilerimiz için ciddi tehlikeler oluşturduğu bir zamanda gerçekleşiyor. Bu zorluklarla başa çıkmada en güçlü varlığımız birlik ve beraberliğimiz olmaya devam ediyor." diye konuştu.
Fidan, farklılıklara rağmen, nihai hedefler ve bağlılık konusunda birlik olmanın önemine işaret ederek, "Aynı zamanda siyasi irademizi, isteklerimizi ve taahhütlerimizi destekleyecek gerekli kabiliyetlerle birleştirmemiz gerektiğini de unutmayalım. Ancak bunu etkili, adil ve kapsayıcı bir şekilde yapmamız gerekiyor." dedi.
Bakan Fidan, konuşması sırasında NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'ye hitaben, "Bu arada bütün bunları okuyarak şu an sizin işinizi yapıyorum." diyerek şakalaştı.
Bazı konuların bu kritik zamanlarda her zamankinden daha önemli hale geldiğine dikkati çeken Fidan, şöyle devam etti:
"Bunlar, ittifakımız içerisinde adil transatlantik yük paylaşımı, müttefikler arasında sınırsız savunma sanayi işbirliği ve inovasyon yoluyla gelecekteki ortak savunmamıza yatırım yapmak. Şüphesiz bu konulardan bazıları, acil sorumlulukların olduğu bir dünyada hükümetlerimizin zor ve cesur kararlar almasını gerektiriyor. Dahası, birçok müttefik ülkede güvenlik hafife alınıyor ve güvenliğin değişen zorlu gerekliliklerine göre hareket etme konusunda isteksizlik yaşanıyor."
Bakan Fidan, "herkesi bekleyen tehditlerin büyüklüğünü, endişe verici olmayan ama çok açık bir dille anlatmalarının kendilerine düştüğünü" belirterek, "Bunu yaparken bir yandan da bu zorlukların üstesinden gelmek için gerekenleri anlatmalı ve halkımıza bu süreçte yalnız olmadığımızı, zira müttefiklerimizin bu çabada birbirlerine destek olmaya devam ettiklerini temin etmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Fidan, yemeğe katılan bakanlara teşekkür ederek, "Side'nin simge yapılarının gölgeleri altında, barış ve güvenlik içinde birlikte inşa etmemiz gereken ortak özelliği görebileceğimizi umuyorum. Ayrıca Türk mutfağı ve müziğinin de yarınki görüşmeler için zihnimizi boşaltmaya yardımcı olacağını umuyorum." dedi.
YUSUF DİKEÇ'TEN PAYLAŞIM
NATO, Türkiye'nin ev sahipliğinde Antalya'da düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı sebebiyle milli sporcu Yusuf Dikeç'in Türkiye'yi tanıttığı bir videoyu paylaştı. NATO'dan yapılan açıklamada, "Olimpiyat gümüş madalyası sahibi ve Türkiye'nin en ünlü atıcısı Yusuf Dikeç bize NATO Dışişleri Bakanlarının bugün ve yarın toplanacağı Antalya'yı gezdiriyor" denildi.
TÜRKİYE'NİN EV SAHİPLİĞİNDE KRİTİK ZİRVE
Türkiye, NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'na ev sahipliği yapıyor.
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Antalya'da düzenlenen toplantı, Türkiye'nin NATO ve Avrupa-Atlantik güvenliğine atfettiği önemi ortaya koyuyor.
Mayıs 2015'te Müttefik Dışişleri Bakanlarını Antalya'da ağırlayan Türkiye, gelecek sene NATO Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak.
Toplantı, 24-25 Haziran'da Lahey'de tertiplenecek NATO Zirvesi'nin hazırlıklarının etraflıca ele alınacak olması bakımından da özel önem arz ediyor.
Toplantıda, Avrupa güvenliğinin bugünü ve bilhassa geleceği, öncelikli başlıklar arasında olacak. Bu kapsamda, transatlantik külfet paylaşımı, savunma harcamalarının artırılması ve Avrupalı müttefiklerin kıtanın güvenliğinde daha fazla rol üstlenmesi hususları ele alınacak.
Türkiye'nin Avrupa'nın güvenliğine ne kadar önemli ve kritik katkılar sağladığının aşikar olduğunun altını çizen Dışişleri Bakanlığı kaynakları, "Türkiye, güçlü ordusu, modern askeri yetenekleri ve dinamik savunma sanayiiyle de Avrupa güvenlik mimarisinin temel bir sütunudur. Türkiye'nin savunma harcamaları, NATO'nun yüzde 2 kriterinin üzerindedir. İttifak'ın harekat ve misyonlarına da önemli personel ve yetenek katkılarımız sürmektedir." ifadelerini kullandı.
Kaynaklar, kapasite ve irade sahibi bir müttefik olarak Türkiye'nin Avrupa güvenliğinin geleceğine ilişkin muhtelif gayretlerde daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu vurgulayarak, "Toplantıda bizim için öncelikli alanlardan biri de İttifak'a mücavir bölgeler ile Orta Doğu'da barış ve istikrarın tesis edilmesi ve hakim kılınması olacak. İttifak'a böylesine önemli katkılar sağlayan Türkiye, NATO'ya yönelik ana tehditlerden olan terörizmle mücadelede müttefikler arasında samimi ve hakiki bir dayanışma sergilenmesini talep etmektedir. Tabiatıyla bu haklı talebimizi toplantı vesilesiyle kayda geçireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Müttefikler arasındaki savunma sanayii işbirliği ve ticaretine yönelik engellemelerin tamamen "amasız ve fakatsız" en kısa sürede kaldırılması talebinin Türk tarafı tarafından kuvvetli biçimde dile getirileceğini paylaşan kaynaklar, "Bu toplantının ve haziran ayındaki Lahey Zirvesi'nin müttefikler arasındaki birlik ve dayanışmanın güçlendirilmesine hizmet edeceğine inanıyoruz." ifadesine yer verdi.