Oyların dağılımı (MİT Akademi ekran görüntüsü)
Bu durum, geleneksel merkez partilerin mevcut siyasi paradigmayı gözden geçirmelerini ve değişen dinamiklere uygun yeni politikalar üretmelerini zorunlu kılmaktadır. Aksi takdirde AFD, bir sonraki seçimde yalnızca güçlü bir muhalefet partisi olmakla kalmayıp koalisyon hesaplarının da merkezinde yer alabilir. Genel itibarıyla 2025 seçim sonuçları; Almanya'da sağ partilerin güçlendiğini, merkez solun zayıfladığını ve liberal siyasetin ağır bir darbe aldığını ortaya koymaktadır.
SİYASİ VE TOPLUMSAL ÇATLAKLAR DERİNLEŞİYOR
Seçim sonuçları, Almanya'nın Batı ve Doğu ekseninde siyasi ve toplumsal olarak bölünmüş bir yapıya sahip olduğunu da gözler önüne sermektedir. Ülkenin 3 Ekim 1990'daki birleşmesi öncesinde Batı ve Doğu Almanya olarak ayrılan bölgeleri, seçim haritasına da yansımaktadır. Batı Almanya sınırları içindeki şehirlerde CDU/CSU büyük oranda başarılı olurken, eski Doğu Almanya bölgesinde AfD'nin oy oranlarının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum, Almanya'nın siyasi ve toplumsal bütünleşme sürecinin henüz tamamlanmadığını ve bölgesel ayrışmanın sürdüğünü göstermektedir.
Almanya - ABD Ticareti (MİT Akademi raporu ekran görüntüsü)
AB'NİN GELECEĞİNDE ALMANYA'NIN ROLÜ
Almanya'yı dış politika açısından da oldukça zorlu bir süreç beklemektedir. ABD'de Donald Trump'ın yeniden seçilmesi, Berlin-Washington hattında gerilimi artırma potansiyeli taşırken, NATO içindeki yük paylaşımı tartışmaları da Almanya'nın stratejik kararlarını etkileyecektir. Öte yandan Almanya'nın Avrupa Birliği içindeki yönlendirici rolü, AB'nin genişleme ve derinleşme süreçleri açısından kritik bir unsur olmaya devam etmektedir. Tüm bu gelişmeler, Almanya'nın yeni siyasi tablosunun sadece ülke içinde değil, Avrupa'daki güç dengeleri üzerinde de belirleyici olacağını göstermektedir.
AB'nin genişleme ve derinleşme politikalarında yaşadığı sorunların aşılması içinse Almanya ve Fransa'nın geçmişte olduğu gibi yeniden birlikte inisiyatif alması gerekmektedir. Zira AB'nin kurulmasına giden süreç, aslında bu iki ülke arasındaki tarihi rekabetin dizginlenmesi üzerine inşa edilmiştir. Sahip oldukları siyasi ve ekonomik güç nedeniyle ilk günden beri AB'yi domine eden Almanya ve Fransa'nın destek vermediği hiçbir proje başarıya ulaşamamıştır. AB'nin genişlemesi ve derinleşmesi konularına farklı önceliklerle yaklaştıkları görülmektedir.
Almanya - Türkiye ticari ilişkiler (MİT Akademi raporu ekran görüntüsü)
ALMANYA'DAKİ TÜRK DİASPORASI
Almanya'daki 23 Şubat 2025 seçimlerinde, 53 Türk kökenli aday partilerin listelerinde yer aldı ve 19'u Federal Meclis'e girmeyi başardı. Bu sonuç, Türk toplumunun siyasi temsilinin az da olsa arttığını gösteriyor. Ancak, sol partilerde daha fazla temsil edilen Türk kökenli siyasetçiler, sağ partilerin göçmen kökenlilere yönelik katılım engellemeye devam ettiğini ortaya koyuyor.
Diğer taraftan, çifte vatandaşlık meselesi seçimlerde önemli bir yer tuttu. Almanya'daki Türk kökenliler, 2024'te yürürlüğe giren yeni Vatandaşlık Yasası ile çifte vatandaşlık hakkını kazanmıştı. SPD, çifte vatandaşlık hakkının geri alınmayacağını vurgularken, CDU/CSU farklı tutumlar sergiledi. CDU/CSU'nun, çifte vatandaşlık konusunda sergilediği tutarsız yaklaşım, özellikle Müslüman kökenli göçmenler arasında güven kaybına yol açtı ve bu kitlenin sol partilere yönelmesine neden oldu. Bu gelişmeler, Türk diasporasının Almanya'daki siyasi arenada daha fazla görünür olacağını ve çifte vatandaşlık hakkının ilerleyen yıllarda daha fazla tartışılacağını gösterdi.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER
Almanya'nın yeni dönemde iş birliğini artırabileceği ülkeler arasında Türkiye gelmektedir. Zira Türkiye, iç siyasette istikrarlı bir yönetime sahip olduğu gibi dünya siyasetinde yaşanan gelişmeleri de farklı boyutlardan okuyabilmekte ve kendini uluslararası sistemin radikal dönüşümlerine hızlı adapte edebilmektedir.
Ancak Ankara'nın Berlin'le ilişkilerinde tehdit olarak algıladığı konularda yeni hükümetin yeni dönemde müspet bir adım atmasına pek ihtimal verilmemektedir. Almanya'nın AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve Türk vatandaşlarına vize serbestisi uygulanması konularında inisiyatif alması, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacaktır.