Davaya bakan Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin talebi üzerine gemi makineleri işletme mühendisliği uzakyol başmühendisi iki uzman ile bir hukukçu tarafından hazırlanan raporda, çok fazla hatanın bir araya gelmesiyle geminin olay gününe kadar batmamasının bir mucize olduğu vurgulandı.
Raporda, "Gemiye gereğinden fazla yükleme yapılmıştır. Batacak olması kaçınılmazdı." ifadelerine yer verilerek, geminin hep bakımsız olduğu kaydedildi.
Geminin yaşına vurgu yapılan raporda, kondisyon açısından hilesiz ve doğru işlemlerden geçirilmeyen geminin ani batmasıyla ölümlere neden olunduğu, birçok ailenin geçim derdine ve babasız evlat yetiştirmesine maruz kaldığı belirtildi.
GÖRMEDİ VEYA GÖRMEK İSTEMEDİ
Hatların merkez noktasının para hırsı olduğu kaydedilen raporda, "Gemi işletmecisinin yanı sıra liman idareleri de olan biteni görmedi veya görmek istemedi." denildi.
Raporda kaptanı olmayan geminin tecrübeli mürettebatın bulunmadığı, yüklemenin yanlış olduğu, kazanın gece herkesin uyuduğu sırada meydana geldiği, bu nedenle de çalışanların fark etmediği vurgulandı.
Raporda, sanıklardan kaptan Refik Telci, geminin ortağı ve şirketin müdürü Cevat Çavuşoğlu ile gemide kilit personel olan ve para karşılığı ehliyetini kullandıran Ali Doğan'ın tam kusurlu bulunduğu görüşüne yer verildi.
Diğer sanıklar Enes Caner, Sabri Yıldırım, Okay Ferhat Uçar ve Yücel İmren'in tali kusurlu bulunduğu raporda, sanık Faik Avcı'nın ise kusursuz olduğu değerlendirildi.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Şile açıklarında 1 Kasım 2017'de "Bilal Bal" isimli kuru yük gemisinin batması sonucu mürettebattan 9 kişinin hayatını kaybettiği belirtilerek, 8 sanığın "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan onbeşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
