Son dakika: Bakan Akar'dan ABD’ye Güvenli Bölge uyarısı: Oyalama olursa bu iş biter

Son dakika haberine göre Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile Güvenli Bölge'nin tesisine yönelik çalışmalara ilişkin telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede Bakan Akar, ABD'li mevkidaşı Esper'e Güvenli Bölge konusunda oyalama veya geciktirme olması durumunda çalışmaların biteceği bilgisi aktarıldı. Öte yandan Türkiye'nin ABD'den beklentisinin silah ve mühimmat başta olmak üzere terör örgütü PKK / PYD/ YPG'ye desteğini tamamen sonlandırması olduğu bildirildi.

Giriş Tarihi 03 Ekim 2019, 22:56 Güncelleme 03 Ekim 2019, 23:56
Son dakika: Bakan Akar’dan ABD’ye Güvenli Bölge uyarısı: Oyalama olursa bu iş biter

İÇİNDEKİLER

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile Suriye'de Güvenli Bölge'nin tesisine yönelik çalışmalara ilişkin telefon görüşmesi yaptı.

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Bakan Akar tarafından Fırat Kalkanı Harekatında 3 binden fazla DEAŞ'lıyı etkisiz hale getiren Türkiye'nin güneyinde bir terör koridoru kurulmasına izin verilmeyeceği vurgulandı.

Akar'ın görüşmede Esper'e, "Fırat'ın doğusunda takriben 30 kilometrelik derinlikte, sınır boyunca ağır silahlardan ve teröristlerden arındırılmış Güvenli Bölge / Barış Koridoru kurulması ve oyalama, geciktirme olursa bu çalışmaların biteceği ve Türkiye'nin bunda son derece kararlı olduğu" mesajı verildiğine işaret edildi.

Türkiye'nin ABD'den beklentisinin, "Silah ve mühimmat başta olmak üzere terör örgütü PKK/PYD/YPG'ye desteğini tamamen sonlandırması" olduğuna değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Türkiye'nin sadece kendi ülkesi ve milletinin güvenliğini değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar ve Yezidiler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenliğini istediği belirtilmiştir. Nihai hedefimizin Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ/PKK/PYD/YPG ile her türlü terörist varlığını sonlandırmak, burada bir barış koridoru tesis ederek ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin kendi topraklarına, evlerine dönmelerini sağlamak olduğu hususları dile getirilmiştir. Görüşmelere devam etmemizin, sorunu stratejik ortaklık, NATO'da müttefiklik ruhuna uygun barışçıl yöntemlerle çözmek istememizin bir zafiyet, gerektiğinde planlarımızın hazır olduğunu söylemenin de bir tehdit olarak algılanmaması gerektiği ifade edilmiştir."