Afrin’e girdik giriyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Artık an meselesi, Afrin’e girdik, giriyoruz. Fetih yakın, müjde yakın. Efendilerine yalvarsalar da, Batı başkentlerini ağlama duvarına çevirseler de inlerine gireceğiz

Giriş Tarihi 18 Mart 2018, 00:00 Güncelleme 18 Mart 2018, 03:55
Afrin’e girdik giriyoruz

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AK Parti'nin Mardin ve Diyarbakır'da düzenlenen 6. Olağan Kongrelerine katıldı. Erdoğan iki ildeki kongrelerde ve vatandaşlara yaptığı konuşmalarda şunları söyledi:

Artık an meselesi, Afrin'e girdik, giriyoruz. Sizlere her an bu müjdeyi verebiliriz. Fetih yakın, müjde yakın.

Suriye'nin topraklarında bizim gözümüz yok. Böyle bir derdimiz yok. Ama bir terör koridoru ki oradan devamlı taciz ediliyoruz. Artık bıktık. Sabır, sabır, sabır, "Yetti artık" dedik, "Öyleyse gireceğiz" dedik. Bize dost görünenler "Girmeyin" dedi. Girmedik ne oldu? Durdurdunuz mu? Yok. Roketlerle devamlı tacizler, 100'ü aşkın vatandaşımız şehit oldu. Dedik artık durmayacağız. Ya Allah bismillah yürüdük.

Neler yapmışlar, ne tüneller açmışlar. Batılı dostlarımızın onlara verdiği desteklerle bu tünelleri açtılar. Bu tünellerde kamyon gidebiliyor. Silah depolama yerlerini gördünüz. Her türlü silah var. Bize dost görünenlerin onlara verdiği silahlar. "Nedir bunlar?" diye sorduğumuzda, yalan bunlarda su gibi. Bizi aldatamazsınız. Yalanlarınız ortada. Bize dürüst olana can kurban, ama bize dürüst olmayan kusura bakmasın. Paraları bol olduğu için 5 bin TIR silah, 2 bin kargo uçağıyla silah gönderiyor. Hepsinin yerleri belli. Teröristler kaçıyor, biz topluyoruz.



HEDEF PARÇALAMAK
Bugün Afrin'e, Menbiç'e ve bölücü örgütün işgali altındaki diğer bölgelere baktığımızda Kobani olaylarıyla, çukur eylemleriyle ne yapılmak istendiğinin çok daha iyi farkına varıyoruz. Şayet sizlerin desteğiyle o oyunu bozmasaydık ülkemizin nasıl karanlık bir gelecekle karşı karşıya kalacağını bugün çok daha iyi anlıyoruz. Meselenin siyasetle, demokrasiyle, hak ve özgürlük talepleriyle alakasının olmadığı, tek hedefin vatanımızı parçalamak olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bölücü örgütün coğrafyamızı kan gölüne çevirmek isteyenlerin maşası olduğu daha iyi anlaşılıyor.

Bu örgüt camileri kurşunlayacak, mushafın içine bomba düzeneği yerleştirecek kadar İslam düşmanı. Bu örgüt masum sivilleri canlı kalkan olarak kullanacak kadar gözü dönmüş. Sivilleri, ana kucağındaki bebekleri dahi katledecek kadar vahşi. Ne Kürt ne Arap kardeşlerimin ne de diğer halkların bunların gözünde hiçbir kıymet-i harbiyesi yok.



Bölücü örgütün dağ ve şehir kadrosuna akan kaynaklar artık Mardinli vatandaşlarımıza hizmet olarak kullanılıyor. Ne şehirlerimiz ne vatandaşlarımız arasında ayrım yaptık. Hiç kimseyi dili, etnik kimliği, inancı veya dış görünüşüyle ötekileştirmedik, hor hakir görmedik.

Denizi olmadığı halde her gün insanların boğulduğu Diyarbakır artık geride kaldı. Bundan sonra her kim eline silahı alıp vatandaşlarımızın hakkına, hukukuna el uzatmaya, milletimizin birliğini, beraberliğini, devletimizin bekasını tehdit etmeye kalkarsa işte askerimiz, polisimiz hazırda bekliyor. Adı ister PKK, ister FETÖ, ister DEAŞ, ister YPG olsun, bizim için fark etmez. İstiklalimizi ve istikbalimizi tehdit eden hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacak, hemen başını ezeceğiz.

O çukurlar, mukurlar hepsi tarih oldu. Artık oyun bozuldu. Hamdolsun Mehmetlerimiz oyunu bozdu. PKK'nın gençlerinin elinde silah var, bizim gençlerimizin elinde bilgisayar var. Fark bu.

BATI BAŞKENTLERİNİ AĞLAMA DUVARINA ÇEVİRDİLER



Biz bu katil sürülerinin niçin ülkemize musallat edildiğini, hangi ülkelerin bunlara kol kanat gerdiğini, kimlerin silah ve mühimmata boğduğunu çok iyi biliyoruz. Efendilerine yalvarsalar da yakarsalar da, Batı başkentlerini ağlama duvarlarına çevirseler de bunları inlerine girmeyi sürdüreceğiz. Devletimiz hem sırtını emperyalistlere dayayan kiralık katillere, hem de o kiralık katil sürüsüne sırtını dayayan sözde siyasetçilere hak ettiği dersi vermiştir.

Milletten aldığı yetkiyi istismar edenlere, vatandaşlarımızın kendilerine sunduğu imkanları Kandil'deki çapulculara peşkeş çekenlere de kesinlikle müsamaha göstermeyiz. Kandil'in Meclis'teki uzantısı gibi hareket edenler, terör örgütünün siyasi uzantısı gibi muamele görürler.

Siz sadece ülkemde, değil Avrupa'da dünyanın değişik yerlerinde bile bayrağımıza saldırıyorsunuz. Kongrenizde İstiklal Marşımıza tahammül edemiyorsunuz. Bir bayrak dahi asamıyorsunuz. Bu ülkeyi temsil edemezsiniz. Burası Türkiye Cumhuriyeti, PKK terör örgütünün egemenliği altında değil.

Bundan sonra bunlara biraz esneyelim, mesneyelim yok. Vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Ümmeti parçaladılar, böldüler. FETÖ'süyle, PKK'sıyla böldüler. Artık bunlara yüz vermeyeceğiz.

ÜÇ BİN İŞ YERİ, BİN 500 EVİN TEMELİ ATILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröre örgütü tarafından zarar görmesinin ardından Sur'da yenilenen 3 bin adet iş yerinin açılışını ve bin 500 adet geleneksel Diyarbakır evinin temel atma törenini gerçekleştirdi. Yaklaşık 600 milyon lira bedelle yapılan yatırımla ilgili konuşan Erdoğan,
"Diyarbakırniye turist almasın? Ama şimdi turisti de gelecek buraya. Terör bittiği zaman buraya turisti de gelir. Ülkemizin değişik yerlerinden vatandaşlarım da gelir. Dolayısıyla buradaki ekonomi çok çok hareketli hale gelir. Bunlar sadece yıkmayı, öldürmeyi, zulmetmeyi bilir. Bir yerde huzur yoksa devlet ne kadarimkan sağlarsa sağlasın oraya yatırımcı gelmez. Diyarbakır başta olmak üzere bölgemizde yıllardıryaşanan yatırım sorununun, işsizlik sıkıntısının tek sebebi terör" dedi.


AYRILIK GAYRILIK OLMADAN CUMHUR İTTİFAKI
"Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkesiyle, Gürcüsüyle, Romanıyla 81 milyon tek millet. Bundan daha güzel ne olabilir. Biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevmedik mi? Bitti. Öyleyse yok Türkmüş, yok Kürtmüş, yok Lazmış, yok Arapmış, böyle ayrım yok bizde. Yaradılanı Yaradan'dan ötürü seveceğiz. Artık aramıza fitne, fesat sokmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. İnşallah Mart 2019 yerel seçimlerinde de bunu ispatlayacağız, Kasım 2019'da cumhur Parlamento ve Başkanlık seçimini yapıyor, orada da ispat edeceğiz. Şimdi bir ittifak kurduk, biliyorsunuz. Bu ittifakla bunu ispat edeceğiz. Bu cumhurun ittifakı olacak. Ayrılık gayrılık olmadan, cumhurun ittifakı...

ŞEHİT KAYMAKAM SAFİTÜRK'Ü UNUTMADI
1,5 yıl önce Mardin'in Derik ilçesinde görev yaparken bölücü örgüt mensupları tarafından kalleşçe şehit edilen Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk'ü bir kez daha rahmetle yad ediyorum. İlçemize atandığı ilk günden şehit olduğu ana kadar Muhammed Fatih evladımız Mardin için, Derikli kardeşlerimin huzuru, esenliği, refahı için gece gündüz demeden çalışmış fedakar bir vatan evladıydı. Gelin ruhuna ve tüm şehitlerimize birer Fatiha okuyalım."

DİYARBAKIR İLE ETLE TIRNAK GİBİYİZ



Diyarbakır'ı bölemediler, parçalayamadılar. Diyarbakır'la aramızdaki kardeşlik hukuku öyle düne, önceki güne dayanmaz. Muhabbetimiz öyle buzdan heykel gibi güneşi görünce eriyen türden değil. Biz Diyarbakır'la etle tırnak gibiyiz.

Rizeli Tayyip Erdoğan da Allah'ın bir kuludur, Diyarbakırlı Mehmet, Bekir, Baran, Hatice, Zeynep, Hazal da Allah'ın bir kuludur. Şayet illa bir üstünlük sebebi arayacaksak bakacağımız tek yer takva olacaktır. Hal böyleyken birilerinin illa kökeninden veya meşrebinden dolayı birtakım ayrıcalıklar, ilave haklar istemesini mahşeri vicdana kabul ettirmek mümkün değil. Ülkemizde sadece Kürt olduğu için baskı gören, haksızlığa uğrayan kim varsa Tayyip Erdoğan birlikte mücadele ederim. Sırf inancından dolayı ayrımcılığa maruz kalan varsa onun da yanında olurum.

AK Parti'yi kurarken "OHAL'i kaldırın başka bir şey istemeyiz" dendi. Sakın ha o dönemin OHAL'ini bugünküyle karıştırmayın. Bugün OHAL yetkilerinin yüzde 5'i bile kullanılmıyor. Hak ve özgürlükler noktasında en küçük kısıtlama söz konusu değil. O dönemdeki OHAL vatandaşlarımızın başının üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyordu.