'Almanya kendine çeki düzen vermeli'

Çırağan Sarayı'nda İkitelli İstanbul Şehir Hastanesi kredi anlaşması imza töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Alman Ekonomi Bakanı'nın hiçbir mesnede dayanmayan, tamamen dolaylı mesajlarla ülkemize yatırım yapan şirketleri ürkütmeyi, tedirgin etmeyi amaçlayan beyanlarını buradan şiddetle kınıyorum ve bu asla siyasete, siyasette temsil makamında olanlara yakışmaz." dedi.

Giriş Tarihi 21 Temmuz 2017, 00:00 Güncelleme 21 Temmuz 2017, 16:31
’Almanya kendine çeki düzen vermeli’

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda İkitelli İstanbul Şehir Hastanesi kredi anlaşması imza töreninde konuştu.

Reuters'a konuşan bir Alman güvenlik kaynağı, Türkiye'nin, terörü desteklediğinden kuşkulandığı 680'den fazla Alman şirketinin adını Alman makamlarına verdiğini söylemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, asılsız iddiaları sert bir dille yalanlayarak, "Ve ben MİT'i, İçişleri Bakanımı aradım ve kendilerine sordum. Şu ana kadar Alman şirketleriyle ilgili başlattığınız herhangi bir soruşturma var mı diye. Ve dün arkadaşlarımdan aldığım cevap şudur; hiçbir Alman şirketiyle ilgili başlattığımız bir soruşturma, araştırma yoktur. Hepsi yalan." dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

'ALMAN EKONOMİ BAKANININ BEYANLARINI ŞİDDETLE KINIYORUM'
Türkiye dostları sayesinde büyük projeleri gerçekleştirebilme kabiliyetine sahip olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Türk milleti zor zamanlarında yanında olan dostlarını hiçbir zaman unutmayacaktır.

Alman Ekonomi Bakanı'nın hiçbir mesnede dayanmayan, tamamen dolaylı mesajlarla ülkemize yatırım yapan şirketleri ürkütmeyi, tedirgin etmeyi amaçlayan beyanlarını buradan şiddetle kınıyorum ve bu asla siyasete, siyasette temsil makamında olanlara yakışmaz.

'ALMANYA KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELİ'
Terörle, teröre bulaşanlarla siyaseti lütfen birbirine karıştırmayın. Ve ben MİT'i, İçişleri Bakanımı aradım ve kendilerine sordum. Şu ana kadar Alman şirketleriyle ilgili başlattığınız herhangi bir soruşturma var mı diye. Ve dün arkadaşlarımdan aldığım cevap şudur; hiçbir Alman şirketiyle ilgili başlattığımız bir soruşturma, araştırma yoktur. Hepsi yalan.

Alman firmalarını bugüne kadar nasıl güvence altında çalıştırdıysak, bundan sonra da çalıştıracağız. Alman firmaların garantisi biziz. Türkiye'den kaçan teröristleri barındıran Almanya bunun hesabını nasıl verecek. Almanya kendine çekin düzen vermelidir, bizi de asla ürkütemez bu tür açıklamalarla.

Onların yargısı ne kadar bağımsızsa bizim yargımız da o kadar bağımsız. Türkiye bir çadır devleti değildir. Uluslararası şirketlerin kafasını karıştırmaya yönelik açıklamalar bunlar. Alman şirketler en rahat çalıştığımız, özel bir yere sahip. 9 milyar dolara yakın yatırım yapan Alman şirketlerine baskı yapılmak isteniyor. Ülkeler dedikodularla yönetilemez.

SERBEST PİYASA EKONOMİSİNİ ÖĞRENEMEMİŞ BUNLAR
Biz bir çadır devleti değiliz. Esasen Alman kökenli şirketler en rahat çalıştığımız özel bir yere sahip. Böyle bir kara propogandayla ülkemizde 9 milyar dolara yatırım yapan Alman şirketlerine baskı kurulmaya çalışıldığı ortadadır. Alman şirketlerine de ülkemizin kapıları ve milletimizin gönlü sonuna kadar açıktır. Dünyada serbest pazar ekonomisi var. Bunlar demek ki serbest pazar ekonomosini öğrenemişler. Türkiye'nin yabancı şirketlerle ilgili kara liste çalışması olduğunu iddia edenleri ispata davet ediyorum. Herhangi bir mesnede dayanmadan böyle bir iddiayı dile getirmek hiçbir sorumlu siyasetçinin işi olamaz. Alman Dışişleri'nin ülkemizin seyahat için güvenli olmadığı uyarısını son derece yersiz ve kanıtsız olduğunu belirtmek isterim. Ülkeler dedikodularla yönetilemez.

AVRUPA, ABD, RUSYA, KÖRFEZ, UZAKDOĞU'DAN YATIRIMCI SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Hamburg'ta adım atarken adım başı polis vardı. Ama biz Antalya'da bir G-20 zirvesi yaptık, muhteşemdi. Hala konuşuluyor. Demokrasiyi benimsemiş, oturtmuş bir ülkeye kimse bu tür kara lekeleri çalamaz. Yargımızı da gönderdikleri talimatlarla yönlendirmeye kimsenin güçleri yetmez. İlgilileri saygı göstermeye davet ediyorum. Avrupa ve Amerika'nın yanında Körfez, Orta Asya, Rusya, Uzakdoğu ve Güney Asya'dan ülkemizi tercih eden yatırımcıların sayısı her geçen gün artıyor. Körfez'deki dostlarımızın arasında başgösteren kriz bizi gerçekten üzmüştür. En başından beri samimi gayret gösteriyoruz. İhtilafların kalıcı ve kırıcı olmaması için sonuna kadar gayret göstermeye devam edeceğiz.

MAALESEF HALA İNŞASINA BAŞLAYAMADIĞIMIZ HASTANELER VAR
Siyasi sorunlar gelip geçicidir, ekonomik ilişkiler uzun vadeli ve kalıcıdır. Körfez ülkesindeki kardeşlerimziden yatırımlarını uzun vadeli olarak kullanmalarını bekliyoruz. Bölgedeki krizin tamamen ortadan kalkmasıyla inşallah bu konuşmalara bir daha gerek kalmayacağına inanıyorum. Şehir hastaneleri benim özellikle Başbakan olduğum andan itibaren hayalim olan projeydi. Şehir hastaneleri her ilde yapmayı planladığımız hastaneler zinciri değildir. Birinci derecede sadece büyükşehirlerimizi hedef alan hastaneler zinciridir. Şu anda 2017 yılındayız. Hala inşaasına başlayamadıklarımız var. Tüm gayretime rağmen böyle bir gecikmeden dolayı fevkalade müteessirim. Buradaki kayıp şahsımın değil ve ülkemin kaybıdır.

KONFORLU PIRIL PIRIL HASTANELER DÖNEMİNE GELDİK
Bazı ülkeler hala sağlık reformu tartışmalarıyla meşgul olduğu bir dönemde biz reformu çoktan tamamladık. Sağlık konusu eğitim, emniyet ve adaletle birlikte öncelik verdiğimiz dört alandan biridir. Artık tıp fakültelerinin adedi ve sağlık bilimleri üniversitelerini de Türkiye'de yaygınlaştırmaya başladık. Yetişecek doktor, hemşire, diş hekimi, eczacı vs. aklınıza ne gelirse bütün bunlarla beraber artık fiziki mekanlarda da sıkıntıları minimize edeceğiz. Sağlık konusundaki gelişmelerin en büyük şahidi milletimizin ta kendisidir. Hijyenik koşulların olmadığı dönemlerden şimdi artık pırıl pırıl hastanelere geldik. Ben hastanelerde sabah erkenden anacağımın beni kaldırıp gönderip numara aldığımız günleri hatırlarım.

O RÖNTGEN İÇİN GÜN ALDIĞIMIZ GÜNLER GERİDE KALDI
Röntgen için gün aldığımız, numara aldığımız dönemler geride kaldı. Bu hastaneleri hizmete açtığımız yerlerdeki vatandaşlarımızın düşüncelerini, duygularını söze dökmek gerçekten zor. Buraların paralı olduğunu zanneden hala vatandaşlarımızın olduğunu biliyorum.

MADEM ÖYLE BİZ DE KENDİ BANKALARIMIZA ÇAĞRI YAPTIK
Türkiye kimi zaman kendi bankalarını kimi zaman yurtdışındaki ülkelerin finans projelerini alarak sıkıntılarını aşmaya başarmıştır. Birinci Havalimanıyla alakalı uluslararası bankalar ve finans sektörü girmedi, çekildiler. Ve ben değerli bankalarımıza başta devlet bankaları olmak üzere kendilerine bu konuda tavsiyelerimi yaptım. Sağolsun 5 bankanın kurduğu konsorsiyumla süreç başladı, ondan sonra da uluslararası finans sektörü bizi de alır mısınız demeye başladı. Şu anda da onlara ihtiyaç kalmadan süratle iş yürüyor. Savunma sanayi gibi stratejik alanlarda yüksek teknolojiye dayalı her konuda bu işbirliği bizim için daha önemlidir. Teknoloji transferi bir yere kadar işimizi görür. Aslolan bunu araştırma, geliştirme, ürüne dönüştürmedir. Bunun için dostlarımızın desteğine, katkısına ihtiyacımız var.

TÜRKİYE ARTIK BU! HİÇBİR ZAMAN ŞEHİTLERİMİZİN KANI YERDE KALMAYACAK
Türkiye AB'ye almayanların şartları uygun olmayan nice ülkeyi buyur ettiklerini gördükten sonra artık bunların hiçbirine şaşırmıyorum. Kendi elleriyle kendi inanırlılığını yok edenlerle artık bizim işimiz yok. Genç yaştaki Necmettin Yılmaz öğretmenimizi şehit eden terör örgütlerine karşı güvenlik güçlerimiz 10 gün içerisinde hepsini buldu ve gereğini yaparak onları etkisiz hale getirdi. Türkiye artık bu. Hiçbir zaman şehitlerimzin kanı yerde kalmayacak.

TÜRKİYE'YE YATIRIM YAPAN HERKES KAZANACAKTIR
Geçtiğimiz yıl Avrupa'ya göre oldukça iyi dünyaya göre takdire şayan büyüme başarısını elde ettik. Bu yıl da yüzde 5'lik büyüme oranıyla pekçoklarını şaşırtan bir tablo ortaya koyduk. İnşallah ikinci çeyrek daha iyi olacak. Türkiye artık aydınlığa doğru yol almaya başlamıştır. İhracatta, üretimde, ekonominin her alanında güzel haberler gelmeye devam ediyor. Borsadaki sıçrama birçoklarını şaşırtmaya devam ediyor. Türkiye'ye yatırım yapan herkes kazanacaktır.