Erdoğan'dan Avrupa'ya tarihi rest

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-İngiliz Tatlıdil Forumu'nda konuştu. Erdoğan "16 Nisan'dan sonra AB ile müzakere için referandum yapabiliriz" dedi.

Giriş Tarihi 25 Mart 2017, 00:00 Güncelleme 25 Mart 2017, 20:42
Erdoğan’dan Avrupa’ya tarihi rest

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-İngiliz Tatlıdil Forumu'nda konuştu. Erdoğan, "Şimdi benzeri bir Brexit için şu anda 16 Nisan'da bir referandum yapıyoruz, ardından da müzakere için bir referanduma gidebiliriz. Milletimiz ne karar verirse ona uymak zorunda oluruz. 54 Yıldır Türkiye kapıda bekletiliyor." dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından önemli başlıklar şöyle;
Ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar teröristler kendilerini bekleyen acı sondan kaçamayacaklardır. Terör eninde sonunda kaybetmeye mahkumdur. Bu saldırılar bırakın bizleri sindirmeyi terörle mücadeledeki azmimizi daha da bilelemektedir.

Terörle mücadelede Birleşik Krallığı'nın yanındayız, bu kesinlikle bilinmelidir.

YPG ve PYD bizim yanımızda dersek burada bedel ödemeye devam ederiz. Gelin koalisyon güçleri olarak gelin mücadeleyi ortak olarak yürütüp netice alalım.

Biz tüm imkanlarımızla İngiliz dostlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Birleşik Krallık ile stratejik ortaklığımızın benim için ayrı bir önemi bulunuyor. Her ikisinin de temellerini başbakanlığım dönemimde attım. Baktığımızda ne kadar önemli bir karar verdiğimizi görüyorum.

İkili ilişkilerimizin gelişmsinde forumun önemli roller oynayacağına inanıyorum. Bu kritik dönemde Türkiye Birleşik Krallık işbirliğinin her alanda perçinlenmesi gerekiyor.

"BREXİT BENZERİ REFERANDUMA GİDEBİLİRİZ"
Az önce dar kapsamlı görüşmede bir şey söyledim, 'Siz (İngiltere) Brexit'le ilgili bir karar aldınız, yani 16 Nisan'dan sonra farklı şeyler olabilir' diye. Çünkü boşu boşuna buralara gelinmedi. İşte bugün İsviçre Parlamentosunda bakıyorsunuz, ileri derecedeki aşırı terör örgütleri -parlamento, dikkat edin- orada benim resmimi koyuyor, yanında şakağıma silah dayıyor. Böyle bir mantık, böyle bir anlayış olabilir mi? Bu ülke İsviçre. Bunun benzerleri çok. Şimdi benzeri bir 'Brexit' için, biz de şu anda 16 Nisan'da bir referandum yapıyoruz. Arkasından müzakereler için de bir referandum yapma yoluna gidebiliriz ve milletimiz ne karar verirse o karara da uyarız.

Toplumlarımızı etkileyen istikbalimizi tehdit eden bir çok meselede bu tavra şahit oluyoruz. Çevre felaketleri ile ve bunların sebep olduğu kuraklık kıtlık ve açlıkla mücadelede bunu müşahade ediyoruz. Avrupa'nın siyasal hayatı ırkçı ve faşist partilerin oyun alanına dönüşüyor. Kimi yerlerde oy oranları yüzde 15 bile bulmayan bu partiler avrupayı tahakkümü altına alıyor.

"NAZİZİM'İN NASIL KANA BULADIĞININ ŞAHİDİYİZ"
Bu yaklaşımların sonu felakettir. Irkçılıkla demokrasi bağdaşmaz. Popülizm ile gelecek inşa edilmez. Ayrıştırarak toplumsal barış sağlanmaz. Orta ve uzun vadede herkesi yakacak bir yangının fitilini ateşlemiş olursunuz. Bu atmosferi bizler ilk defa da tecrübe etmiyoruz. Bu söylemleri 1930'larda da çok duyduk. Bunu en iyi İngiliz dostlarımız bilir. Nazizm'in dünyayı nasıl kana buladığına sizler bizzat şahit oldunuz.

Böylesine kritik bir dönemde dost müttefik ve stratejik ortak olan Türkiye ve Birleşik Krallığın dayanışmayı her alanda arttırması gerekiyor. Sadece ikili ilişkiler açısından değil istikrar ve refah için birlikte neler yapılabilir bunun yolunu bulmamız gerekiyor. İngiliz dostlarımızın kültürel ve etnik mozaiği korumak için gösterdiği hassasiyeti memnuniyetle karşılıyoruz. Fitne filminin Birleşik Krallığı'nda gösterime girmemesi herkes için örnek olmalıdır. İngiltere 15 Temmuz ihanet gecesi de bizim gibi darbe karşısında dim dik durmuş ve acımızı paylaşmıştır. Acıların tazeliğine birebir şahitlik etti. Bizler tecrübe ile edindiğimiz dostlarımızı ruhumuza çelik halkalarla bağlayan bir milletiz. ülke olarak bu dostluğunuzu asla unutmayacağız. O açıdan bu forumu bir sıçrama tahtasına dönüştürmeliyiz.

İSVİÇRE'DEKİ PANKART
İsviçre'deki parlamento binasının önündeki gösteride Benim fotoğrafım olduğu pankartta şakağıma silah dayamışlar. Böyle bir mantık, böyle bir anlayış olabilir mi?

Bazı Avrupa ülkelerinde bize karşı uygulanan tavır karşısında, sabrın da bir sınırının olduğunun bilinmesi gerekiyor. Dört sandalye uğruna, 400 yıllık ilişkinin gözden çıkarılmasını, her gün ülkemizin, milletimizin, diplomatlarımızın ve bakanlarımızın tahkir edilmesini sineye çekemeyiz. Avrupalı siyasetçilerden bu yanlış tavırlarından bir an önce vazgeçmelerini bekliyoruz