"Yeni anayasa vesayetçi anlayışı tasfiye edecek"

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, yeni anayasa değişikliğine ilişkin, "Bunun özü, esası Türkiye'deki 27 Mayıs 1960 darbesiyle beraber kurulmuş olan vesayetçi anlayışı bütünüyle anayasal zeminde geri dönülmez şekilde tasfiye etmek, ortadan kaldırmak." dedi.

Giriş Tarihi 17 Şubat 2017, 00:00 Güncelleme 17 Şubat 2017, 19:27
Yeni anayasa vesayetçi anlayışı tasfiye edecek

İÇİNDEKİLER

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, yeni anayasa değişikliğine ilişkin, "Bunun özü, esası Türkiye'deki 27 Mayıs 1960 darbesiyle beraber kurulmuş olan vesayetçi anlayışı bütünüyle anayasal zeminde geri dönülmez şekilde tasfiye etmek, ortadan kaldırmak." dedi.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Adalet Topluluğunun Gemlik ilçesindeki Asım Kocabıyık Kültür Merkezinde düzenlediği "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" konulu konferansa katılan Şentop, mevcut anayasada 1982'den bugüne kadar 18 değişiklik yapıldığını hatırlattı.

Yapılacak değişikliğin bugüne kadar yapılanlardan daha önemli olduğunu belirten Şentop, şu andaki mevcut parlamenter sistemde milletin meclisi seçtiğini, hükümetin de meclisin içinden çıktığını aktardı.

Temel olarak parlamenter ve başkanlık olmak üzere iki sistemin olduğunu ifade eden Şentop, "Bir de ikisinin arasında bazen parlamentere bazen de başkanlığa yaklaşan yarı başkanlık dediğimiz sistemler var. Parlamenter sistemde tek seçim vardır. Meclis seçilir, hükümet bu meclisin içinden çıkar. Başkanlık sisteminde ise iki seçim vardır. Birincisinde parlamento seçilir diğerinde de hükümet doğrudan seçilir ve hükümet parlamentonun içinden çıkmaz. Parlamento da hükümeti görevden alamaz, düşüremez." dedi.

Şentop, AK Parti olarak milletin doğrudan seçeceği hükümet sistemini esas alan değişiklik önerisiyle milletin karşısına çıktıklarını vurgulayarak, "Bunun özü, esası Türkiye'deki 27 Mayıs 1960 darbesiyle beraber kurulmuş olan vesayetçi anlayışı bütünüyle anayasal zeminde geri dönülmez şekilde tasfiye etmek, ortadan kaldırmak. Türkiye 1970'li ve 1990'lı yıllarda istikrarsız dönemler yaşadı. AK Parti ile 14 yıldır istikrar var. Bu istikrar Recep Tayyip Erdoğan gibi bir güçlü siyasi liderin ve AK Parti gibi güçlü, çalışkan teşkilatlı siyasi partinin varlığıyla gerçekleşen bir istikrardır. Sistemin kendisi üretmiyor bu istikrarı. Eğer bir ülkede güçlü bir siyasi lider ve parti varsa hükümet sistemi çok fark etmez. Parlamenter, başkanlık veya yarı başkanlık sistemi de olsa o ülkede istikrar olur ama güçlü bir siyasi lider ve parti yoksa o zaman parlamenter sistemden istikrar çıkmıyor. Türkiye bunları çok vahim olarak yaşadı." diye konuştu.

"BU MODELDE İSTİKRARI SİSTEMİN KENDİSİ ÜRETİYOR"
Şentop, 1995 yılındaki seçimlerin ardından 1999 seçimlerine kadar 4 hükümetin kurulduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Bakanlar oturduğu koltuğu ısıtmadan bırakıp ayrılmak zorunda kaldılar. Böyle bir durumda hiçbir kalıcı eser ve iş yapabilme imkanı olmadı. Bu istikrarsızlık meselesi sadece Türkiye için geçerli değil. Parlamenter sistemin olduğu ülkelerde çok nadir istisnaların dışında genellikle bir seçim dönemi görev yapan hükümet üretebilmek kolay değil. Bizim önerdiğimiz sistemde millet doğrudan hükümeti birinci turda olmazsa ikinci turda seçeceği için seçim sonrasında hükümet belli ve bu hükümet bir sonraki seçime kadar yani 5 yıl boyunca görev yapacak. Dolayısıyla istikrarı sistemin kendisi üretiyor bu önerdiğimiz modelde. Güçlü siyasi lider olmasa da sistem ülkeyi yönetecek bir lider üretiyor. O nedenle bu sistem istikrarı garantiye alan bir sistemdir."

Şentop, konuşmasının ardından UÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin ve katılımcıların sorularını cevaplandırdı.