OHAL SIKIYÖNETİM DEĞİL: OHAL ile ifade özgülüğüyle ilgili kısıtlama söz konusu değil. Mevcut kanunlar içinde yargılamalar çok uzun zaman alacağı için yapıldı. Asıl kalkış noktası budur. Fransa'da ve diğer ülkelerde olduğu gibi bu OHAL'de kısıtlı ve sınırlıdır. Biz zaten bu darbeyi durdururken, sıkıyönetimden kurtarmak için çalıştık. Sıkıyönetimle OHAL'i karıştırmamak lazım. Süresinin uzatma veya kısaltama için birşey söylemek için erken, bu konuda yetki Meclis'indir.
OHAL'DEN DARBECİLER KORKSUN: Çıkarılacak yetkiler Meclis çerçevesinde yapılacak. Milletin OHAL'den korkmasına gerek yok. Korkması gerekenler bu darbeye kalkışanlar, bu işin içinde bir şekilde bulunanlardır. 15 Temmuz gecesi ve ertesi gün sabaha kadar ne yaşandığını unutmayacağız. Milletimiz karanlık geceyi aydınlık bir sabaha çevirdi. Birçok dostumuzu kaybettik. Asker kıyafetindeki teröristlerin birinci hedefi Erdoğan'ı öldürmekti. Oraya görevlendirdiklerine bakıldığı zaman direk öldürmek için gittikleri anlaşılıyor. Orada yaptıkları bunu çok açık bir şekilde gösteriyor. Hamdolsun arkadaşlarımız gerekli tedbiri aldı.
MEHDİYE AHDİMİZ VAR' DİYEREK ATEŞ AÇTILAR: Recep Tayyip Erdoğan'dan duydukları bir nefret de var. 'Mehdiye ahdimiz var' diye insanların üzerine ateş açtılar, milletin üzerine tanklar sürdüler, havadan bombaladılar. Bu sapkın anlayışla PKK'ya yapmadıklarını millete, masum insanlara yaptılar. 17/25 Aralık'tan beri tavsiye edilmeye başladılar. Oradan kalan bir kuyruk acıları var.
1 HAFTA 10 GÜN İÇİNDE İADE EDİLECEKLER: (Yunanistan'daki kaçaklar) Onlar 2 ayrı mahkeme kararıyla tutuklandılar. Yunan mahkemesi gözaltı süresi bittiği için 2 aylık bir hapis cezası verdi. Dışişleri ve Adalet Bakanlığıyla görüştüm. 15 günlük takribi bir süre var 2 ay beklenmeyecek. 1 hafta 10 gün içinde iadeleri bekleniyor.
KÜLLİYE'YE HAVADAN VE KARADAN GİRMEYE ÇALIŞIYORLAR: Artık tutuklanmaya başladıkları günün sabahında beceremedikleri ortaya çıkıyor. Ama sabah Millet Camisi'ni bombalayarak orada 1-2 şehit veriyoruz. Allah rahmet eylesin. Darbeciler, 1 nolu kapıdan tankla girmeye çalışıyorlar, mukavemet edince gidiyorlar. Oradan giremiyorlar. 4 kamyonla 4 manga asker geliyor. Karadan teslim alacaklar herhalde hedefleri o. O askerlerin bir kısmını derdest ediyorlar. Karadan tanla yapamadıklarını havadan yapmaya çalışıyorlar.
ABD TERÖR BAŞINI SORUN OLMAKTAN ÇIKARMALI: Gülen'in terör zanlısı olarak iadesi 1-1,5 yıldır konuştuğumuz mesele yeni değil. Bir davada şüpheli sıfatıyla aranıyorsa bu iadesi için yeterlidir. Bu işi bilen hukuk mantığıyla bakan kişiler yazdılar. Bu darbeyi bunların yaptığı açık bir şekilde ortada. Genelkurmay Başkanı'nın yaverinin ifadeleriyle ortada. Gülen'in kendisi bile ne diyor? 'Tabi ki bizi seven birileri de içinde yapmış olabilir.' Diyor. Verilecek ifadelere kılıf hazırlıyor. ABD bu terör başını iki ülke arasındaki ilişkilerde sorun olmaktan çıkarmalıdır. ABD'nin bundan sonra yapacağı taleplere biz de böyle bakarız.
BUNU YAPMAK DARBECİLERİ AKLAMAKTIR: Yabancı basın atılan adımlarla ilgili Erdoğan bunu fırsat gibi, muhalefeti susturmak için, başkanlığı ilan etmek için kullandı gibi abuk sabuk iddialarda bulunuyorlar. 'Acaba bu darbe senaryo muydu?' Diyorlar. Buna inanmak, '11 Eylül'ü ABD yaptı' demek gibi saçma bir şeydir. Bunu kimler gündeme getiriyor bakmak lazım. Bunu yapmak darbecileri aklamaktır.
TURKUVAZ GRUBU'NA TEŞEKKÜR: Bu darbeler ülkeyi hep geriye götürmüştür. Darbe girişiminin farkı, bu milletin asalet ve cesaret göstererek karşı koymasıdır. Bunun diğerlerine kıyasla çok daha rahat telafi edileceğine inanıyorum. Yaraları sarma konusunda çok daha kısa sürede mesafe alacağımızı düşünüyorum. Burada çok büyük dersler vardır bunlar alınacaktır. Muhalefetiyle iktidarıyla birlik beraberlik görüntüsü var. Ama mesela muhalefetin gösterdiği tavır takdire şayandır. Medyamızın sergilediği tutum bütün dünyaya örnek olmuştur. Turkuvaz Grubu da vatanperver bir şekilde cansiperhane bir şekilde sabahlara kadar uyumadan risk alarak gösterdiği tutum nedeniyle teşekkür ediyorum. Habercisinden yönetmenine, ışıkçısından kameramanına kadar teşekkür ediyorum.
