Davutoğlu'ndan önemli açıklamalar

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.

Giriş Tarihi 05 Nisan 2016, 00:00 Güncelleme 05 Nisan 2016, 14:10
Davutoğlu’ndan önemli açıklamalar

İÇİNDEKİLER

Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti haftalık grup toplantısında partililere seslendi. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü açıklamasındaki "terör örgütü ile müzakere de yok görüşme de" cümlesine bugün grup toplantısında vurgu yaptı. Davutoğlu "Terörle mücadeleden geri dönüş yoktur ve asla geri dönüş olmayacaktır" dedi.

Davutoğlu'nun konuşmasının satırbaşları:

SALİHA TEYZE EŞİNDEN KALAN TESBİHİ BİZE EMANET ETTİ
Geçen hafta Diyarbakır'daydık. Cuma namazını Ulu Camii'nde kıldık. Diyarbekirli kardeşlerimiz o kadar büyük bir hasretle, muhabbetle bizi karşıladılar ki. Daha önce hiçbir duyuru olmaksızın meydan hınçahınç dolmuştu ve miting yapmak zorunda kaldık. 80 yaşını aşmış ve ayyıldızlı bayrağa sarılmış haliyle Saliha Teyze bizi karşıladı. Şunu söyledi: Bu tesbih bana eşimden yadigâr, siz bize sahip çıktınız. Bundan sonra Diyarbekir gibi bu tesbip size emanettir... Her bir Diyarbekirliye, ülkemizin her bir vatandaşına sahip çıkacağız. Saliha Teyze'nin bu emanetine sahip çıkacağız.

ONLAR NE YAPARSA YAPSIN KORKMADIK, KORKMAYACAĞIZ
Teröre karşı dimdik duruş sergileyen vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Eylem için sokağa çağrılara itibar etmeyen vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Terör örgütüne asla geçit vermeyen Diyarbekirli kardeşlerime teşekkür ediyorum. Biz gitmeden önce günlerce bizi protesto etmek için Diyarbekirlileri kepenk kapatmaya çağırdılar. Diyarbekirliler ise 'Başbakan Ankara'dan geliyor, bağrımızı açıyoruz, gönlümüzü açıyoruz' diyelerek onların provokasyonuna geçit vermedi. 8 canımızı hain bir terör saldırısında kaybettik. Zannettiler ki biz korkarız, Diyarbakır programımızı erteleriz. Diyarbekir meydanında da söyledim; onlar ne yaparsa yapsınlar, biz asla korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız.

DİYARBAKIR KIYAMETE KADAR BU AZİZ VATANIN AYRILMAZ PARÇASIDIR
Canlı bombalar bizi birbirimizden koparamazlar. Adaletle, refahla birbirimizin hayat hakkına sahip çıkarak hep birlikte yaşayacağız. Ayırımcılar kendilerine yer bulamayacaklar. Hukuk, demokrasi ve kardeşliğimiz adına mücadelemizi sürdüreceğiz. Ebediyyen bir ve beraber olacağız. Biz teröre karşı da, tahribata karşı da vatandaşımızın yanındayız. Vatandaşımızın sıkıntıların giderilmesi, yaraların sarılması için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Medeniyetimizin mürşit şehri Diyarbakır'ı onlara teslim etmedik, etmeyeceğiz. Sur bizim yüreğimizdir. Diyarbekir'e havadan geldiğinizde Diyarbakır surları bir yürek gibi inşa edilmiştir. Sur bizim yüreğimizdir. Sur, Diyarbakır kıyamete kadar bu aziz vatanın ayrılmaz parçasıdır.

KALKAN HER UÇAK DIŞ TÜRKLERE, DIŞ KÜRTLERE SELAM GÖTÜRECEK
Ölseydim de Fatih Paşa Camii'ni böyle görmeseydim diyen yaşlı teyzeyi de Diyarbakır'da buldum, elini öptüm ve 'Merak etme aynısını yapacağız' dedim. Terör örgütünün tahrip ettiği şehirleri, ruhunu, ahengini, tarihini, kimliğini koruyarak yeniden ihya edeceğiz. Önümüzdeki günlerde Diyarbakır Havalimanı'ndan hem Erbil'e hem de Ercan havaalanına sefer başlattık. 10 Nisan tarihinde başlayacak bu sefer Diyarbakır Havaalanı'na uluslararası nitelik kazandıracak. Diyarbakır'dan Erbil'e, Ercan'a uçan her uçak dış Türkler'e, dış Kürtler'e buradan selamlar götürecek.

TÜRKİYE DÜN NASIL DOĞRU YAPTIYSA BUGÜN DE DOĞRU YAPIYOR
Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanlığı döneminde büyük siyasi riskler üstlenerek çözüm sürecini başlattı. Siyasi gövdesini bu işin arkasına koymaktan çekinmeyeceğini söyledi. Ne Cumhurbaşkanımız ne de AK Parti bu hayati meselede bir adım dahi geri adım atmadı. Çözüm sürecini yönetme görevini de kongremizde deklare ettim. Güçlü bir devletin yapması gerekenleri yaptık. Biz demokratik adımlarla huzur ortamı sağlamaya çalışırken PKK terör örgütü barikatlar kurarak, hain suikastler gerçekleştirerek yeni bir süreç başlattı. Biz de devletin olmanın gereği olarak yapılması gerekeni yaptık ve bölücü terör örgütüne karşı tarihin en büyük operasyonunu başlattık. Türkiye dün çözüm siyasetinde nasıl bir doğru bir siyaset izlediyse bugün de yürüttüğü mücadelede doğru bir siyaset yürütmektedir. Terörle mücadeleden geri dönüş yoktur ve asla geri dönüş olmayacaktır.

BAKANLAR KURULU TOPLANTISINI URFA'DA YAPACAĞIZ
Bütün provokasyon çağrılarına rağmen Diyarbakırlı vatandaşlarımız PKK'yı sükutu hayale uğrattı. Biz Diyarbakır'ı bağrımıza bastık, Diyarbakır bizi bağrına bastı. Rahatsız oldular, onları rahatsız etmeye devam edeceğiz. Bundan sonra da ülkemizin birliğini, beraberliğini haykırmaya devam edeceğiz. İnşallah 11 Nisan'da Şanlıurfa'dayız. Bakanlar Kurulu toplantısını orada yapacağız. Şanlıurfa'nın şeref madalyasını takdim edeceğiz.

KİMSE BİZDEN TERÖR ÖRGÜTÜNÜ MUHATAP ALACAĞIMIZI BEKLEMESİN
Ülkemiz ve milletimiz silah doğrultanlara gereken cevabı verdi ve vermeye devam edecek. Bizden kimse silahlı terör örgütünü mahutap alacağımızı kimse beklemesin. Bizim tek muhatabımız vardır o da milletimizdir, milletimizin her türlü ferdidir. Terör örgütü ancak güvenlik güçlerimizin muhatabı olabilir. Hükümetimiz bu mücadele diğer siyasi partilerden desteği görmemiştir. Biz bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da terör mağdurları vatandaşlarımızın yaralarını sarıyor, tahrip olan şehirleri imar ediyoruz. Son günlerde şahsım ve hükümetimizin terörle mücadele kararlılığını diline dolama cesaretini gösteren bazı çevreler türedi. Bazı kaos ve fitne tacirleri harekete geçti.

BENİM ÇELİK YELEĞİM MİLLETİMİZE DUYDUĞUM MUHABBETTİR
Kürt kardeşlerimizle kucaklaşmamızdan rahatsız oldular. 7 yürekparemizi elimizden alan bir saldırı gerçekleştirdiler. Diyarbakır'a gitmekten vazgeçeceğimizi düşündüler. Vazgeçmek bir yana oraya giden bakan sayısını 9'a çıkardık. Koruma görevlilerimiz çelik yelek giyme teklifinde bulunduklarında şunu söyledim 'Benim çelik yeleğim milletimize duyduğumuz muhabbettir' dedim. Diyarbakırlı bizi yüreğine bastığında yüreğimizin sesini duymalıydı, çelik yeleği değil. Onlar bilsin ki biz 23 Temmuz'da güvenlik güçlerimize Kandil'i ve tüm inleri bombalama kararı verirken geçici olarak görevi almış olan bir Başbakandım.

O GÜNLERDE ARKAMDA SADECE MİLLETİM VE AK PARTİ VARDI
Meclise çoğunluğa sahip olmayan bir hükümetin başındaydım. 7 Haziran akşamı baykuşlar 'AK Parti çoğunluğa sahip olmadı' diye bulundukları yerden öterken. Biz AK Parti'nin demokrasi balkonundan 'Bir an bile bu ülkeyi sahipsiz, iktidarsız bırakmayız' dedik. 23 Temmuz'da operasyon talimatlarını verdim. 28 Ağustos kritik bir gündü. Anayasa'nın zorunlu olarak gördüğü 63. hükümeti kurmuştuk. Bu kez de 28 Ağustos'ta aynı gün 7.8.9.Kolordulara 'Doğu ve Güneydoğu'daki dağları temizleyeceksiniz' dediğimde muhalefet tarafından yalnız bırakılmıştım. Arkamda sadece ve sadece millet ve AK Parti vardı.

CASUSLUK YAPANLAR BU MİLLETE HESAP VEREMEZ
14 Aralık Cizre, Silopi, Sur operasyonlarında hükümeti yeni kurmuş bir Başbakan olarak tereddüt göstermedik. Bizim milletimizle kucaklaşmamızdan, güvenlik güçlerinin destansı kahramanlıktan duyulan hasedin ürünü küçük hesapları görüyorum. Biz bu milletin huzur ve emniyeti için dört bir tarafa koştururken Ankara'dan çıkamayanlar, terör örgütlerine casusluk yapanlar bu millete hesap veremez.

KARDEŞLİĞİMİZ MİLLETİMİZE GAZABIMIZ TERÖRİSTLEREDİR
Biz her türlü ırkçılığı, faşizmi ayaklarımzın altına aldık. Kardeşliğimiz milletimize gazabımız ise teröre ve teröristleredir. Bir yandan terörle mücadeleyi sonuna kadar sürdürecek bir yandan da birliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirmek için her türlü adımı atacağız. AK Parti iktidara olduğu sürece terör baronları, hain çeteler, fitne odakları bu ülkede asla barınamayacaklardır. Suikast yapanlar, bomba patlatanlar kaybedecek, huzur ve kardeşlik kazanacaklardır.

PARALEL YAPIYLA TERÖR ÖRGÜTÜ ARASINDA HİÇBİR FARK YOK
Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD seyahati ideolojik olarak birbirlerine düşman görünen ama aynı yerden yönetilen piyon örgütlerinin maskesi düşürmüştür. PKK'lı, ASALA'lı, ulusalcı bazı hainlerin yüzünü ortaya koydu. Terör paçavrası altında eylem yapan paralel çete üyesinin fotoğrafı ihanetin fotoğrafıdır. Birileri paralel yapı gerçeğinin üstünü örtmeye çalışsa da biz ısrarla bu yapının üstüne gittik. Geçtiğimiz hafta paralel mücadelede önemli bir adım attık. Bize göre terör örgütüyle paralel yapılanma arasında bir fark yoktur.

EGE DENİZİ'NİN GÖÇMEN MEZARLIĞI OLMASI ENGELLENECEK
Dün Yunan adalarına geçen 202 kişiyi geri aldık. 199 kişi geri kabul anlaşması yapan ülkelere gönderildi. 2 Suriyeliye karşılık kamplarımızda yaşayan 78 mülteci kardeşimizi de Almanya'ya Avrupa'ya gönderdik. Uygulama sayesinde ülkelerindeki savaştan, çatışmadan kaçan kişilerin Ege denizinde boğulmalarının önüne geçilecek. Yasa dışı göçle mücadelenin caydırıcılığı artacak, yasal göç teşvik edilecek. Avrupa finansman paketi üzerinden Kilis'te okul ve hastanelerin açılışını 16 Nisan'da başta Merkel olmak üzere Almanyalı bakanlarla birlikte gerçekleştireceğiz. Suriye krizi çözülmediği müddetçe göç dalgaları devam edecektir.

KİMSE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN ONURUYLA OYNAYAMAZ
Herkes eleştirilebilir. Ama kişisel, ideolojik tatmin ve rayting uğruna kimsenin onuruyla ve hele hele Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu bir makamında duran sayın Cumhurbaşkanımızın onuruyla oynayamaz, oynatmayız. Cumhurbaşkanlığı makamı bütün bir milletimizin onur makamıdır. 2 gün önce sayın Merkel'le yaptığım telefon görüşmesinde Almanya'daki bazı yayınların altını çizdim ve kabul edilemezliğini söyledim. Alman Sözcü dün 'Basın özgürlüğü sınırsız değildir' diyerek önemli bir vurgu yaptı. Buradan sayın Merkel'e yaptığı açıklama dolayısıyla teşekkür etmek istiyorum.