Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları;
Eğitimde altyapıyı güçlendirdik çok önemli mesafeler katettik. Eğitim ve kültürde istediğimiz ilerlemeyi gösteremedik.
BÜROKRATİK OLİGARŞİYE ÜLKEYİ TESLİM EDEMEYİZ
Geçmişten aldığımız dersler ışığından gelecek yılların eğitim ve kültür alanında bir seferberlik anlayışıyla geliştirmeliyiz. STK'ların da gelişerek eğitime katkıda bulunmaları gerekir. STK'ların girmediği alan kalmamalı. Bu gençlik her alanda yerini almalı. Bürokratik oligarşiye bu ülkeyi bırakamayız, teslim edemeyiz.
Türkiye'de geçtiğimiz 13 yılda her alanda tarihi bir dönüşüme, tarihi bir değişime hep birlikte şahit olduk. Altyapıda, sağlıkta, sosyal yardımlarda, sanayide, ticarette, turizmde ve daha pek çok alanda ülke olarak çok önemli mesafeler katettik. Ancak bu süreçte iki alanda, eğitimde ve kültürde arzu ettiğimiz, hayal ettiğimiz, hedeflediğimiz ilerlemeyi kaydedemediğimizi üzüntüyle ifade etmek istiyorum.
PARALEL DEVLET ORTAYA ÇIKTI
Malum, işte bir Paralel Devlet Yapılanması STK olarak ortaya çıktı, bakın ülkemiz nereye doğru gidiyordu, nasıl bir mücadeleyle karşı karşıya kaldık. Öyleyse bu alanda çok ciddi bir adımın atılması gerekiyor. İnşallah 2019 yılına kadar olan dönemde bu konuda gerekli adımlar atılır diye bekliyorum. Türkiye'nin 2023'te diğer alanlarla birlikte eğitim ve kültürde de hedeflerine ulaşacağına inanıyorum. Bunun için sizlerden çok daha fazla gayret, çok daha fazla mesai bekliyorum gençler.
TÜRKİYE KAPISINI AÇTI
Yanı başımız ateş çemberi olmuş durumda. Ne zaman ki mülteciler kapılarına dayandı hapsi o zaman tutuştu. Ama Türkiye olaya öyle bakmadı, kapısın açtı, 2 milyon 200 bin Suriyeli mülteciyi misafir etti.
Bir yandan Rusya ve Esed rejimi, diğer yandan PKK, PYD ve DAEŞ terör unsurları mazlum insanları öldürüyor tarihi mekanlara saldırıyor. Karanlık yapılar bölgedeki gizli hesapların birer truva atına dönüştü. DAEŞ'i, PKK'yı, YPG'yi ortaya çıkaran da besleyip büyüten de rejimin ta kendisidir.Kimse kimseyi kandırmasın, DAİŞ, PYD, YPG bu tür örgütler Suriye'deki küresel güç mücadelesinin sadece bir aracıdır. Bizdeki PKK ile bunlar aynıdır. Hiçbir farkı yoktur.
İran mezhepçilik gayesiyle Esed'in arkasında durmasaydı belki bugün Suriye diye bir meseleyi konuşuyor olmayacaktık.
DAEŞ gibi İslam adı altında faaliyet gösteren terör odaklarının önüne geçmezsek bu zulmü engelleyemeyiz. Müslümanlar bu zilleti daha fazla taşıyamaz. Hep birlikte İslam coğrafyasında bu bilincin uyanması için çalışmalıyız.
