Kurtulmuş'tan güvenlik paketi açıklaması

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Türkiye ateş çemberine yakınlaşmış bir yer oldu. Bu anlamda Türkiye sınırlarının dışındaki olayların son olaylarda da gördüğümüz gibi kendisini de yakından ilgilendirdiği bir ülke haline geldi. Bugün düne göre çok daha hassas bir noktadayız. Düne göre çok daha dikkatli olmak durumundayız dedi.

Giriş Tarihi 14 Ekim 2014, 00:00 Güncelleme 14 Ekim 2014, 12:16
Kurtulmuş’tan güvenlik paketi açıklaması

İÇİNDEKİLER

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Parlamentosu Alman-Türk Parlamenterler Grubu'nun KRV Eyaleti Meclisi Başkanı Carina Gödecke başkanlığındaki 11 üye milletvekilini kabulü öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Son Bakanlar Kurulu'nda gündemde olan polis ve jandarmanın yetkisinin artırılması konusunda ne gibi somut adımlar atılacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Dün çok detaylı bir şekilde ele aldığımız konu uzunca bir süredir üzerinde düşünülen, Türkiye'de yeni bir güvenlik reformuna ihtiyaç olduğu konusuydu. Bununla ilgili çok detaylı konuşmalar, tartışmalar yapıldı. Önce bunun ana fikrini söylemek isterim; Türkiye hiçbir zaman şimdiye kadar son 12 yılda atmış olduğu demokratikleşme adımlarından geri adım atmayacaktır. Alınacak tedbirler hiçbir şekilde Türkiye'yi bu demokratik yapısından daha geriye götürmeyecek, tam tersine daha ileriye götürecek olan bir anlayış içerisinde yapılacaktır. Öte tarafta ise bu demokratikleşme adımlarının, özellikle çözüm süreci sırasında ortaya konulan bu perspektifin hiçbir şekilde değiştirilmemesi ama buna rağmen son 3-4 günde maalesef Türkiye'nin bazı şehirlerinde ortaya çıkan vandalizmi, sokak eylemlerini, terörün şehre inmiş olmasını önleyecek bir takım caydırıcı tedbirlerin de alınması diye konuştu.

"Demokrasi ve güvenlik arasında mutlaka bir dengeyi kurmak mecburiyetindeyiz diyen Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Hem şehirlerimizin güvenliğini sağlamak ama bunu yaparken de asla bu anlamda şehirlerde yaşayan sıradan vatandaşımızı, bu olaylarla hiç ilgisi olmayan vatandaşımızı kanaati ne olursa olsun, siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbir şekilde rahatsız etmemek görüşünden hareket eden bir takım tedbirler gündeme gelecek. Bunlar dünkü tartışmalardan sonra olgunlaştırılacak. Bu aşamada şöyle yapılacak böyle yapılacak demeyi bu aşamada çok uygun görmüyorum. Türkiye hem demokratikleşme iradesinden hem kim ne yaparsa yapsın, hangi provokasyonu ortaya koyarsa koysun, şehirleri ne kadar karıştırmaya çalışırsa çalışsın çözüm sürecini demokratik bir yolla bitirme iradesinden, sonlandırma iradesinden asla vazgeçmeyecek. Biz hem bu iç güvenlik reformuyla ilgili yaklaşımlarımızla, hem çözüm süreciyle ilgili yaklaşımlarımızda bizim bir numaralı muhatabımız halkımızın kendisidir. Türkiye'deki 77 milyon yurttaşımızdır. Bu çerçevede paket olgunlaşıp ortaya çıktığında göreceksiniz hem Türkiye bu anlamda bir daha hiçbir şekilde böylesine bir takım vandalizmin, terörün, sokakları karıştırmaların, şehirleri yakmaların olduğu eylemlerle karşı karşıya kalmamasını isteriz. Türkiye'de gerçekten bu sürecin başarıyla sonlandırılmasını, çözüm sürecinin başarıyla sonlandırılmasını isteriz. Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu durum çok açık görmemiz gerekir ki düne görü çok daha hassastır, çok daha zordur. Türkiye çözüm sürecine başlarken bundan iki sene evvel daha rahat bir ortamdaydı. Hep şunu söylüyorduk, Türkiye ateş çemberine dönmüş olan Ortadoğu'da yangın yerinin uzağında olan bir ülkeydi. Türkiye demokratik bir model olarak bütün bölge ülkelerine ciddi bir şekilde örneklik teşkil ediyordu. Maalesef Arap Baharının ikinci raundu diyebileceğimiz, ilk raundunda Arap Bahar'ında halkların istedikleri sonuç ortaya çıkar gibi oldu ama Arap Baharı'nın ikinci raundundan itibaren Ortadoğu arkasından Kuzey Afrika ve arkasından en sonunda Doğu Avrupa'da Ukrayna kriziyle yaşanan gelişmeler Türkiye'nin etrafındaki ateş çemberini Türkiye'ye artık çok yakınlaştırdı. Özellikle Kobani'deki çatışmalar bunun sadece bir sonucudur. Bu sonuç dolayısıyla Türkiye ateş çemberine yakınlaşmış bir yer oldu. Bu anlamda Türkiye sınırlarının dışındaki olayların son olaylarda da gördüğümüz gibi kendisini de yakından ilgilendirdiği bir ülke haline geldi. Bugün düne göre çok daha hassas bir noktadayız. Düne göre çok daha dikkatli olmak durumundayız. Milli birliğimizi, bütünlüğümüzü koruyacağız. Türkiye'de sokakların şehir eşkıyalarının elinde bir oyuncak haline gelmesine engel olacağız. Türkiye'de hiçbir şekilde kardeş kanının dökülmesine müsaade etmeyeceğiz. Bütün bunları yaparken de demokratik vizyondan, çözüm iradesinden de asla vazgeçmeyeceğiz. Dünkü Bakanlar Kurulu'ndaki toplantının özeti bu. İçişleri Bakanlığımız bunları olgunlaştırdıktan sonra TBMM'ye gönderilecek ve gerekli yasalar çıkacaktır.

HSYK seçimleriyle ilgili soruya ise Kurtulmuş, "Türkiye HSYK seçimleri sonucunda bir derin nefes almıştır. Türkiye'de maalesef halkın vermediği yetkiyi kullanmak isteyen sadece yargıyı değil, aynı zamanda Türkiye'deki bütün siyasal kurumları ve kuruluşları etkisi altına almak isteyen daha açık söylemek gerekirse ben devleti yöneteceğim iradesiyle maalesef devletin içerisinde örgütlenen bir paralel yapının varlığını uzunca bir süredir dile getiriyoruz. Bunun özellikle demokratik meşruiyetin ortadan kaldırılması bakımından ne kadar tehlikeli olduğunu, dünyanın hiçbir demokratik devletinde hiçbir hükümetinde kendisine paralel bir yapının kendi demokratik meşruiyetinden kaynaklanan hakları kullanmasına müsaade etmeyeceğini söylüyorduk. Hele hele yargı gibi tamamen bağımsız ve tarafsız olması gereken her türlü politik etkinin, her türlü grupların etkisinden uzak kalması gereken bir alanın gurubun hem de yargı dışarısında örgütlü bir grubun etkisi altında kalmasının Türkiye için vahim sonuçlar doğuracağını ifade ediyorduk. Çok şükür adli yargı başta olmak üzere, yargı mensuplarımız bu konuda hassasiyet göstermiştir ve HSYK seçimleriyle birlikte bu korkular şimdilik bertaraf edilmiştir. Asıl olan yargı madem bağımsızsa bu yargı bağımsızlığını sağlayacak şekilde herkesin tarafsız olması. Bu yargı bürokrasini örgütleyen kurumların HSYK'nın bununda mümkün olduğu kadar çok millet iradesiyle irtibatlı bir hale getirilmesidir. Ben seçimlerin Türkiye'deki adalet sistemi için hayır olacağını düşünüyorum. Oy vermiş olan bütün yargıçları oylarından dolayı tebrik ediyorum. Ümit ediyorum Türkiye'de bir daha yargı üzerinde bu tür tartışmaların yaşandığı bir dönemi idrak etmeyiz yanıtını verdi.
Almanya'dan gelen yaklaşık 15 parlamento üyesini misafir edeceklerini de hatırlatan Kurtulmuş, onlarla Türkiye'nin Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nde varolan 520 bin Türkiyeli soydaşlarla ilgili sorunları ve sıkıntıları müzakere edeceklerini ifade etti. Görüntü alınmasının ardından görüşme basına kapalı olarak gerçekleşti.