Savcı örgüt tezini çürüttü

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner 17 Aralık operasyonuyla ilgili polisin yazdığı fezlekedeki örgüt iddialarını çürüttü: Sanıklar arasında hiyerarşik yapı ve bir ortaklık yok

Giriş Tarihi 19 Mart 2014, 00:00 Güncelleme 19 Mart 2014, 16:55
Savcı örgüt tezini çürüttü

İÇİNDEKİLER

17 Aralık operasyonunun ilk iddianamesini hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner, paralel yapıya yakın polisler tarafından hazırlanan fezlekede yer alan örgüt iddialarını birer birer çürüttü. 17 Aralık soruşturması kapsamında 100 kişi hakkında verilen takipsizlik kararının gerekçeleri belli oldu. Gerekçede, paralel yapıya yakın polis görevlilerince hazırlanan fezlekede örgüt kurmakla suçlanan şüphelilerin böyle bir oluşum içerisine girdiklerine dair delil olmadığı belirtildi. Yargıtay kararlarını emsal göstererek örgüt kavramını tanımlayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner, sanıkların süreklilik gösterecek bir şekilde planlı bir ortaklık ve paylaşım anlayışıyla suç işlemek için bir araya gelmeleri gerektiğini belirterek 17 Aralık fezlekesindeki şüphelilerin bu tanıma uymadığına işaret etti.

ÖRGÜTSEL HİYERARŞİ YOK
Örgütlerde devamlılığın esas olduğuna ve hiyerarşik bir yapı bulunması gerektiğine değinilen gerekçede, Yargıtay'ın suçun varlığını kabul etmek için sanıkların önceden anlaşarak organize olmalarını, aralarında iş bölümü ve hiyerarşik bir yapı içerisinde süreklilik gösterecek bir şekilde planlı bir ortaklık ve paylaşım anlayışıyla amaç suçları işlemek için bir araya gelmelerini aradığı kaydedildi. Belirli bir cürüm için birkaç kişinin bir araya gelmesinin ayrı bir cürüm olduğu belirtilen gerekçede, birçok kişi şu ya da bu cürmü değil de, birçok cürümleri işlemek için teşkilatlanırsa o zaman örgütün oluşacağı kaydedildi. Bunun dışındaki bir araya gelişleri örgüt kabul etmenin, bu yöndeki yasanın ihlali olacağı kaydedildi.

PLANLI ORTAKLIK GÖRÜNMÜYOR
Türk Ceza Yasası'nda yer alan suçlardan birinin yalnız bir defa işlenmesi için bir araya gelmenin cürüm işlemek için teşekkül oluşturma suçunu oluşturmayacağı kaydedilen gerekçede, kişilerin düşünce ve eylemlerinde süreklilik bulunmadığı, suç işlemek için düzenli ve planlı ortaklık, yönetim, dayanışma, disiplin gibi öğelerle bir araya gelmedikleri takdirde cürüm işlemek için teşekkül oluşturma suçunun oluşmayacağı belirtildi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20 Ekim 2009 tarihli kararına atıfta bulunulan gerekçede, söz konusu kararda sanıklar arasında hiyerarşi temeline dayanan sürekli bir birleşmenin bulunduğuna dair her türlü kuşkuyu bertaraf edecek nitelik ve yeterlilikte delillerin mevcut olması gerektiğine işaret edildiği belirtildi. Soruşturma konusu olayda bazı kişilerin Anıtlar Kurulu'nda bazı işleri takip edip menfaat sağladıkları tespit edilse de bu eylemleri gerçekleştirme aşamasında gösterilen faaliyetin örgütlü bir faaliyet ve oluşturdukları ilişkilerin suç işlemek için kurulmuş bir örgütün faaliyetleri olarak değerlendirilmesini düşündürecek nitelikte olmadığı örgütün unsurlarının hiçbirisinin olayda bulunmadığı kaydedildi.

BAŞKAN DEMİR AKSİNE UYARMIŞ
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir hakkında verilen takipsizlik kararının gerekçeleri de belli oldu. Sirkeci'de yapılmak istenen bir otel ile ilgili soruşturulan Başkan Demir'in kendi görev bölgesindeki bir proje ile ilgilenmesinin normal olduğu kaydedilen gerekçede, böyle bir tesise ruhsat vermeyi istiyor dahi olabilecekleri, bu yöndeki bir niyetin veya kararın şehircilik politikası bakımından tartışılır olabilme ihtimali olsa da suç olarak değerlendirilemeyeceği kaydedildi. Fatih Belediyesi'nin Marmaray'ı etkileyebilme ihtimali konuşulan fakat daha sonradan bu ihtimalin olmadığı yönünde rapor verilen yapıya verdiği izin ya da ruhsat olmadığı kaydedilerek, "Fatih Belediyesi'nin bu yere inşaat ruhsatı vermeye hazırlandığını iddia etmek mümkün değil" denildi. Gerekçede, Başkan Demir'in Anıtlar Kurulu Başkanı Oğuz Ceylan'ı parasal işlerden uzak durması için uyardığı bir telefon görüşmesine de yer verildi. Başkan Demir'in bırakın rüşvet almayı Ceylan'ı uyararak diğer kamu görevlilerinin menfaat temini şüphesi uyandıracak ilişkilerden uzak durması konusunda ikaz ettiği kaydedildi. Ayrıca Mustafa Demir'in düzenli olarak mal beyanında bulunduğu, mal bildirimi yasasına aykırılık teşkil edecek bir durumun olmadığı ve menfaat temin ettiği ile ilgili delil bulunamadığı kaydedildi.

Kaynak: Sabah