Duruşmada söz alan, sanıklar Kablan ve Güray'ın avukatı Cengiz Kesici, müvekkillerinin sorumluluğunun yangından önce yani 25 Kasım 2010'da sona erdiğini söyleyerek, "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararlarına bir aykırılık yoktur. Bu nedenle müvekkillerime sorumluluk atfedilemez. Beraatlerini talep ediyorum" dedi.
Sanıklar Zafer Ateş, İhsan ve Hüseyin Kaboğlu ile Hüseyin Doğan'ın avukatı Rüştü Köprülü de konuyla ilgili 4 kez bilirkişi raporu alındığını ve ilk
verilen itfaiye raporu ile teftiş kurulu raporunda yangının elektrik kontağından çıkmış olabileceğinin belirtildiğini ifade ederek, "Yangının neden çıktığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmamıştır. Bu nedenle müvekkillerimin ayrı ayrı beraatini talep ediyorum" diye konuştu.
TCDD avukatı Süleyman Güldüren, sanıkların cezalandırılmasını talep etti.
Son sözleri sorulan sanıklar Zafer Ateş, İhsan ve Hüseyin Kaboğlu da beraatlerini istedi.
Hakim Nuh Hüseyin Köse, çatıda izolasyon çalışmasını yapan işçiler Zafer Ateş ve Hüseyin Doğan ile izolasyon çalışmasını yürüten şirket sahibi
Hüseyin Kaboğlu'nun, "taksirle yangına neden olmak sureti ile genel güvenliğin taksir ve tehlikeye sokulması" suçunu işledikleri gerekçesiyle TCK'nın 171. maddesi uyarınca 1'er yıl hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
Sanıkların, duruşmadaki iyi halleri ve sabıkasız oluşlarını dikkate alan hakim Köse, cezalarını 10'ar ay hapse çevirdi.
Hakim Köse, "suçun tarihi bir binaya karşı ciddi bir ihmal sonucu işlenmiş olması" nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına gerek
olmadığını bildirdi.
Köse, TCDD'ye bağlı kontrol mühendisi Ayşe Kablan, kontrol Amiri Suavi Güray ile izolasyon çalışmasını yürüten diğer şirket sahibi İhsan Kaboğlu'nun, üzerlerine atılı suçlamayla ilgili kusurları bulunmadığı gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlerine hükmetti.
