Başbakan: "Terörden kurtulacağız"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çözüm Süreci'nin, hiçbir aksaklık olmadan, planladıkları takvim ve planladıkları hedefler doğrultusunda ilerlediğini belirterek, "Türkiye'nin yükselmesinde önemli bir pranga olan terör, hamdolsun gündemimizden çıktı ve çıkıyor" dedi.

Giriş Tarihi 31 Mayıs 2013, 00:00 Güncelleme 01 Haziran 2013, 00:04
Başbakan: Terörden kurtulacağız

İÇİNDEKİLER

"Millete Hizmet Yolunda" programında vatandaşlara seslenen Başbakan Erdoğan, Mayıs ayının yaşanan bazı acı hadiselere rağmen, hizmetler ve elde edilen başarılar noktasında son derece bereketli bir ay olduğunu belirtti.

Mayıs ayında yaşanan gelişmeleri, Türkiye'ye kazandırdıkları hizmet ve eserleri, yaptığı temasları ve Türkiye'ye, bölgeye ve küresel meselelere dair bazı gelişmeleri vatandaşlara aktarmak istediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, 14 Mayıs tarihinin, Türkiye'de çok ayrı bir yeri bulunduğunu, 63 yıl önce, 14 Mayıs 1950'de Türkiye siyasi tarihinde ilk sağlıklı seçimlerin gerçekleştirildiğini ve merhum Adnan Menderes genel başkanlığındaki Demokrat Parti'nin tek başına iktidara geldiğini anımsattı.

Milletin yoğun teveccühüyle iktidara gelen Demokrat Parti'nin, 10 yılı aşkın süre Türkiye'ye hizmet ettiğini ve maalesef 27 Mayıs 1960'taki meş'um müdahale ile iktidardan uzaklaştırıldığı hatırlatan Erdoğan, "Bu ay, yani 2013 yılının 14 Mayıs'ında da, tıpkı 63 yıl önce olduğu gibi, çok büyük bir heyecanı, büyük bir sevinci yaşadık" dedi.

Başbakan Erdoğan, demokrasiye yönelik her müdahalenin ardından, Türkiye ekonomisinin büyük çöküşler yaşadığını, bu çöküşlerin faturasının da her zaman millete yüklendiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "27 Mayıs 1960 müdahalesinin hemen ardından, Türkiye, Uluslararası Para Fonu'ndan ilk borcunu aldı. 1961 yılındaki o ilk borçtan sonra, değişik hükümetler döneminde IMF'den borçlar alındı. Bugüne kadar, IMF ile 19 Stand By anlaşması yapıldı, toplamda 56,5 milyar dolarlık borç ilişkisi kuruldu. Ancak, 28 Şubat müdahalesinin ardından, Türkiye ekonomisi bir kez daha çöküşün eşiğine gelince, Uluslararası Para Fonu'ndan çok büyük miktarlarda borç alındı. 2002 sonunda, biz Hükümeti devraldığımızda, Türkiye'nin IMF'e borcu rekor bir seviyeye ulaşmış, 23,5 milyar dolar seviyesini bulmuştu. Bize devredilen diğer tüm borçlar, diğer tüm yükler gibi, IMF borcunu da kararlı bir şekilde, istikrarlı bir şekilde ödedik. Nihayet, bu ay içinde, 14 Mayıs'ta, IMF'e olan 400 milyon dolarlık son dilim borcu da ödedik ve hamdolsun bu defteri kapattık. 1950 yılından itibaren bir Demokrasi Bayramı olarak gönüllerimizde yer eden 14 Mayıs tarihi, 2013 yılından itibaren de, inşallah, bir Ekonomi Bayramı, yükselen Türkiye'nin tarihi bir dönüm noktası olarak kalplerde, gönüllerde, unutulmaz bir tarih olarak yerini alacaktır."

Başbakan Erdoğan, Mayıs ayında ekonomiye ilişkin başka güzel gelişmeler olduğunu anlatarak, gösterge faizlerinin Mayıs ayı içinde tarihinin en düşük seviyesine gerilediğini, 2002 yılında yüzde 63 seviyesinde olan gösterge faizinin Mayıs ayı içinde yüzde 4,67 seviyesini görerek, bu noktada tarihi bir rekor kaydettiğini söyledi.

İktidara geldiklerinde 27,5 milyar dolar olan Merkez Bankası döviz rezervinin, Mayıs ayı içinde 135 milyar dolar seviyesine ulaşarak bu alanda rekor kırıldığını bildiren Başbakan Erdoğan, Borsa İstanbul'un da Mayıs ayı içinde 90 bin seviyesini aşarak, kendi alanında bir rekor sahibi olduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Türkiye, her alanda olduğu gibi, ekonomide de çok güvenli, çok istikrarlı bir seyir izliyor. Dünyadaki genel gidişin tersine, Türkiye, önüne gerçekçi hedefler koyuyor, çalışıyor, üretiyor, kazanıyor ve bu gerçekçi hedeflere tek tek ulaşıyor. İnanın, tüm dünya, Türkiye ekonomisindeki bu güvenli büyümeyi hayranlıkla ve takdirle izliyor. Nitekim Mayıs ayı içinde, 3 farklı kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye'nin notunu yükseltti" diye konuştu.

Gittiği her ülkede, katıldığı her toplantıda, görüştüğü her liderin, Türkiye'den, Türkiye ekonomisinden övgüyle söz ettiğini ve bunu nasıl başardıklarını sorduğunu, tavsiyelerini almak istediklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Biz de, sıkı sıkıya bağlı kaldığımız mali disiplini, barışçıl dış politikamızı, içerde artan kardeşlik ve dayanışmamızı onlara anlatıyor; kendilerine her seviyede tavsiye ve önerilerimizi iletiyoruz" ifadelerini kullandı.

Konuşmasında ekonomiyi yakından ilgilendiren çözüm sürecine de vurgu yapmak istediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Çözüm süreci, hiçbir aksaklık olmadan, planladığımız takvim ve planladığımız hedefler doğrultusunda ilerliyor. Akil İnsanlar Heyeti adını verdiğimiz heyet, 7 coğrafi bölgemizde, 81 vilayetimizde çok güzel, çok başarılı çalışmalar yaptılar. Küçük çaplı, lokal, örgütlü bazı kışkırtma ve eylemlere rağmen, Akil İnsanlar heyet olarak gittikleri her yerde heyecanla, umutla karşılandılar. Heyet, 2 aylık çalışma sonunda raporunu hazırlayacak ve bunu görüşeceğiz. Bu raporun ardından da, çözüm sürecini destekleyecek, perçinleyecek, huzuru kalıcı hale getirecek yeni yol haritamızı belirleyeceğiz. Süreç, şu anda bile kendisini çok bariz şekilde hissettirmeye başladı. Allah'a hamdolsun, bölücü terörle ilgili acılar yaşamıyor, acı haberler almıyoruz. Vatandaşlarımız boşalmış köylerimize geri dönüyor. Yıllardır gidilemeyen dağlarda vatandaşlarımız artık piknik yapıyor. Batı ile doğu, kuzey ile güney daha bir muhabbetle kucaklaşıyor. 2013 baharının bahar gibi yaşanması, bu baharın kalıcı olması için herkes, gücü ve imkanı ölçüsünde sürece destek veriyor.
Bu arada, işadamlarımız, iş örgütlerimiz de bölgeye gidiyor, yeni yatırım imkanlarını, yeni girişimlerini korkusuzca, tedirgin olmadan, şüphe duymadan araştırıyorlar. Yani Türkiye'de hamdolsun yeni, umut dolu, heyecan dolu bir sürecin kapıları ardına kadar aralandı. Türkiye'nin büyümesinde önemli bir engel olan, Türkiye'nin yükselmesinde önemli bir pranga olan terör, hamdolsun gündemimizden çıktı ve çıkıyor. İnşallah, terörsüz bir ortamda, şiddetin olmadığı bir ortamda, sorunlarımızı daha sağlıklı, daha samimi şekilde konuşacak, ortak çözümler üreteceğiz. Yine böyle bir ortamda, enerjimizi, kaynaklarımızı terörle mücadeleye değil, artık Türkiye'nin kalkınmasına, büyümesine sarf edeceğiz. Bu güzel sürecin, bu güzel gelişmelerin, bir yol kazasına uğramadan, bir engele takılmadan ilerlemesi için tam bir hassasiyet içindeyiz. Dikkatli, temkinli, ama kararlı şekilde yolumuzda ilerliyoruz. 30 yıldır özlemi duyulan baharı doya doya yaşamak, gelecek nesillere kalıcı bir bahar bırakmak için hedefe artık her zamankinden daha fazla yakınız."

Başbakan Erdoğan, Mayıs ayında Türkiye'yi ve geleceği ilgilendiren çok önemli yatırımların anlaşmalarını yaptıklarını, temellerini attıklarını anlatarak, 3 Mayıs'ta, Türkiye'ye gelen Japonya Başbakanı ile birlikte, Sinop'ta nükleer santral kurulmasına ilişkin imzalanan anlaşmaları teati ettiklerini, Sinop'ta kurulacak, en modern güvenlik önlemlerine sahip nükleer santral ile Türkiye'nin enerji ihtiyacına yeni bir kaynak kazandırmış olacaklarını söyledi.
İstanbul'a inşa edilecek, dünyanın en büyük havalimanlarından birinin ihalesinin gerçekleştirildiğini, böylece tarihimizin bu en büyük hacimdeki ihalesiyle İstanbul'a 3'üncü havalimanı kazandırma sürecinin başladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, 29 Mayıs'ta, İstanbul'un Fethinin 560'ıncı yıldönümünde de İstanbul'a yapılacak 3'üncü Köprü'nün temellerini attıklarını kaydetti. Erdoğan, bu büyük heyecanı Garipçe Köyü'nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve İstanbullu vatandaşların katılımıyla, köprünün inşa edileceği yerde yaşadıklarını belirtti.

"Yavuz Sultan Selim'in adını taşıyacak olan bu yeni köprü inşallah, milletimizin ve ülkemizin gurur tablosu olacak, yıldız gibi parlayacak" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Proje tamamlandığında; dünya çapında bir rekora da imza atmış olacağız. Zira, 3'üncü Boğaz Köprüsü, 59 metrelik genişliğiyle dünyada ilklerin sahibi bir köprü olacak. 1.408 metrelik ana açıklığıyla üzerinde raylı sistem olan dünyanın en uzun köprüsü, işte bu köprü olacak. 320 metreyi aşan yüksekliğiyle de, dünyanın en yüksek kulesine sahip asma köprüsü yine bu köprü olacak. Burada şu hususu özellikle belirtmek isterim; İstanbul'a yaptığımız yatırımlar, sadece İstanbul'u değil, tüm Türkiye'yi, hatta tüm dünyayı ilgilendiren yatırımlardır. Zira İstanbul, nüfusuyla, Türkiye'nin özetidir. İstanbul, konumuyla, kıtaların kesişme noktasıdır. Dolayısıyla, gerek havalimanını, gerek köprüyü, İstanbul kadar, İstanbullu kardeşlerimiz kadar, tüm Türkiye'ye, geniş coğrafyamıza hizmet veren yatırımlar olarak görüyoruz. Yine Mayıs ayı içinde, İstanbul'da açılışını yaptığımız Vialand, sadece İstanbul'un değil, Türkiye'nin gururu bir park oldu. 29 Mayıs'ta açılışını yaptığımız Ok Meydanı Vakıf ve Spor Tesisleri de aynı şekilde Türkiye'nin gururu olacak yatırımlar listesinde yerini aldı. Kanal İstanbul gibi, İstanbul İzmir Otoyolu gibi, Demokrasi ve Özgürlükler Adası projeleri gibi projelerimizle, hem İstanbul'u, hem Türkiye'yi gururlandırmaya inşallah devam edeceğiz."

Başbakan Erdoğan, Mayıs ayında yurt içi ve yurt dışında yabancı devlet adamlarıyla yoğun temaslar gerçekleştirdiklerine, dış politikada önemli adımlar attıklarına dikkati çekerek, "Özellikle bölgemizde bulunan sorunlarla ilgili olarak, bölgemizden ve bölge dışından pek çok misafiri ağırladık, önemli konularla ilgili verimli görüş alışverişlerinde bulunduk" dedi.

Erdoğan, 14-21 Mayıs tarihleri arasında yaptığı Amerika Birleşik Devletleri temasları üzerinde özellikle durmak istediğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"ABD Başkanı Sayın Obama'nın davetlisi olarak gerçekleştirdiğimiz bu resmi ziyaretin, son derece başarılı, son derece verimli geçtiğini öncelikle belirtmek istiyorum. Washington'da, Sayın Obama ile 16 Mayıs'ta, gün boyunca yaptığımız görüşmelerde, Türkiye-ABD ilişkilerini, iki ülkenin ortak gündeminde yer alan güncel meseleleri, bölgesel ve küresel konuları etraflıca değerlendirdik. Gerek Türkiye-ABD ilişkilerini, gerekse bölgesel küresel konuları etraflıca ele aldık. Kendisiyle, Suriye başta olmak üzere Ortadoğu'daki sorunlar, Irak, Ortadoğu barış süreci, Kıbrıs, Somali dahil Afrika'daki meseleler, terörle mücadele, küresel ekonomik sorunlar hakkında görüş teatisi ve karşılıklı istişare imkanı bulduk.

Aynı gün içinde, ABD Başkan Yardımcısı Sayın Biden ve Dışişleri Bakanı Sayın Keri ile de bir araya geldik. Washington'da, Temsilciler Meclisi Başkanı Sayın Boehmer ile de bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye ve ABD den iş adamlarının katıldıkları bir etkinlikte, iş dünyası temsilcileriyle buluştuk ve yatırım imkanlarını değerlendirdik. Tabi bu arada iş adamları sektörel bazda birbirleriyle kapsamlı görüşmeler yaptılar. ABD'nin San Francisco kentinde ise Silikon Vadisi'nde Microsoft, Apple ve Google dan oluşan üç kuruluşu ziyaret etmemin yanı sıra, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Türk ve İslam toplumlarının temsilcileriyle bir araya gelme imkanı bulduk."

ABD ziyaretinin ekonomik açıdan olduğu kadar, diplomatik ve bölgesel meseleler açısından da son derece verimli geçtiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Gerek ekonomik anlamda, gerek bölgesel ve küresel barışın tesisi noktasında, Amerika Birleşik Devletleri ile koordinasyon halinde çalışmaya devam ediyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Washington'da merkeze yakın Maryland'da 60 dönümlük bir arazi üzerindeki kültür ve medeniyet sitesinin de temel atma merasimiyle yükselmeye devam ettiğini bildirdi.

"İMAM HATİPLERİN KAPISINA KİLİT VURULDU"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat sürecinde Türkiye genelinde imam hatiplerin kapısına kilit vurulmasının en önemli sebeplerinden birinin Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi olduğunu belirterek, "Kartal Anadolu İmam Hatip'in, diğer imam hatip okullarının muhteşem başarısı, birilerini o zaman çok ama çok ciddi şekilde tedirgin ediyor" dedi.

Başbakan Erdoğan, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin mezuniyet törenine katıldı. Cezaevinden, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerine yazdığı mektupla ilgili hazırlanan videonun gösterilmesi nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın duygulandığı gözlendi.

Konuşmasına duygulu bir ses tonuyla, "Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla. Şair değilim. Biraz şiir okumasını bilirim veya ben öyle tahmin ediyorum. Onun için kendisiyle tanış olduğum üstat ile başlayacağım. Rahmetle yad ediyorum. Allah rahmet etsin" diyerek başlayan Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in "Kırılır da bir gün bütün dişliler" dizesiyle başlayan "Şarkımız" isimli şiirini okudu.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Taş bağırda ilerledik. Sular dizde ilerledik. Karda, yağmurda, çamurda, borada ve fırtınada ilerledik. Yumruklarımızı sıktık, dişlerimizi sıktık, 'Ya sabır' dedik, 'tahammül' dedik, 'tevekkül' dedik. Nice anneler tanıdım, bu okulun, bu okulların kapılarında kızlarını beklediler. Kızlarını coplardan korumak için beklediler ama 'Ya sabır' dediler. Kendimize her zaman şunu söyledik: 'Men sabera, zafera' Sabreden, zafere ulaşır. Kendimize her zaman şunu telkin ettik: 'La tahzen! İnnallahe meana'. Hüzünlenme! Allah Bizimledir. En zor zamanlarda, Üstad'ın şu dizelerini mırıl mırıl mırıldandık: 'Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir' İşte bugün, burada, bir kez daha, o sabrın, o kutlu direnişin, o tahammülün ve tevekkülün bereketini yaşıyoruz. Bugün burada, bir kez daha, inancın, itaatin, ibadetin, umudun ve aklı selimin neticelerini yaşıyoruz. Bize bugünleri yaşatan Rabbime hamdediyorum. Yeise düşmediğimiz, umutsuzluk batağına saplanmadığımız, meşruiyet dairesinden çıkmadan kararlı bir mücadele verdiğimiz için bugün bizi, işte bu anlamlı mezuniyet nimetiyle kucaklaştıran Rabbime sonsuz şükrediyorum."

Bugün mezun olan gençleri tebrik ettiğini ve başarılar dilediğini kaydeden Erdoğan, "Gelecekleri aydınlık olsun. Rabbim gönüllerindekini kendilerine lütfetsin. Bu genç kardeşlerimin anne babalarını, velilerini, genç kardeşlerimin en iyi eğitimi alması için ömrünü vakfedenleri, imam hatip sevdalılarını selamlıyor, hepsine saygılarımı sunuyorum" dedi.

"Burada, dilimin ucuna gelen ama bugüne kadar sabırla tuttuğum, söylemeyi sabırla ertelediğim bir tespitimi de sizlerle paylaşmak istiyorum" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "28 Şubat sürecinde, Türkiye genelinde imam hatiplerin kapısına kilit vurulmasının en önemli sebeplerinden biri, anneler babalar, gençler inanın, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesidir. 1994... Öğrenci Yerleştirme Sınavı'nda, milletvekili arkadaşım Feyzullah Kıyıklık'ın evladı Mustafa Önder Kıyıklık kardeşim, fen-matematik alanında tüm soruları doğru cevaplıyor ve Türkiye birincisi oluyor. 'Tesadüf' diyorlar, çamur atıyorlar, iftira atıyor, itham ediyorlar ama 1995'te, bu kez, Selçuk Şimşek yavrumuz sosyal bilimlerde Türkiye birincisi, Türkçe–sosyalde ise Türkiye ikincisi oluyor. 1996'da, bu kez Selim Tuzci kardeşimiz, evladımız Türkiye birincisi oluyor. 1997'de, Mehmet Sarımermer kardeşim Türkiye dördüncüsü oluyor. İşte, Kartal Anadolu İmam Hatip'in, diğer imam hatip okullarının bu muhteşem başarısı, birilerini o zaman çok ama çok ciddi şekilde tedirgin ediyor."

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onlar, bu okullardan sadece imam, müezzin yetişsin istiyorlar. Onlar, bu okullardan sadece gassal, cenaze yıkayıcısı yetişsin istiyorlar. Çünkü aynı şeyi bize söylüyorlardı. 'Başka iş mi yok, cenaze mi yıkayacaksın?', böyle diyorlardı. Onlar, kapıcının çocuğu kapıcı, işçinin çocuğu işçi, yoksulun çocuğu yoksul kalsın istiyorlardı. Milli değerleri, manevi değerleri öğrenmiş, özümsemiş, teoriyle pratiği, fikirle aksiyonu birleştirmiş, dürüst, vatansever çocukların yetişmesi işlerine gelmiyordu. Yoksulun çocuğunun kaymakam, vali, milletvekili, bakan, başbakan olması işlerine gelmiyordu. Hem Kur'an bilen, hem Peygamberine hürmet gösteren, Peygamberini tanıyan, hem tarihini, hem medeniyetini tanıyan çocukların, bilimde, sanatta, siyasette, idarede bir yerlere gelmelerini hazmedemiyorlar. Bugün de aynı. Bugün de hazmedemiyorlar. İşte, Kartal Anadolu İmam Hatip'in, diğer imam hatip okullarının bu başarısını görüyor, çarkın bozulacağından, kurdukları sistemin çökeceğinden, sırça saraylarının başlarına yıkılacağından korkuyor, gidiyor, 28 Şubat'ta imam hatip okullarının kapısına kilit vuruyorlar. Binaların kapısına kilit vurursunuz ama gönüllere, kalplere, yüreklere kilit vuramazsınız."

"HEVESLERİ KURSAKLARINDA KALACAK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizi şiddete, bizi teröre sevk etmeye çalışanların, bizden elimize silah almamızı umanların ve bekleyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktık dedi.

Erdoğan, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, milletin sevdası, sabrı, sağduyusunun, imam hatip liselerinin kapılarına vurulan tüm o kilitleri paramparça ettiğini söyledi.

"Muhtar bile olamaz denilenlerin şu anda milletvekili, bakan, başbakan olarak ülkeyi yönettiklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem de hamdolsun çok iyi, çok başarılı yönetiyorlar. Ama 'muhtar bile olamaz' diyenler şu anda yargının karşısında yaptıkları hukuksuzlukların hesabını veriyorlar. Yapay kudretleriyle, sanal iktidarlarıyla yeri göğü güya inletenleri bugün hiç kimse ama hiç kimse hatırlamıyor. Ama imam hatipler, getirdiğimiz az önce de söyledim 444 kod numarası, burada bakayım bilenler var mı? 444'ü bilenler şöyle ellerini kaldırsınlar. Allah Allah, niye böyle az, demek ki bu kod numarasını daha tanıtamadık. 4 artı 4 artı 4… Artık kod numarası bu. Bu düzenlemeyle dün olduğu gibi bugün de öğrenci yetiştirmeye, Türkiye'nin seçkin okulları olmaya inşallah devam edecekler. Göreceksiniz bu yıl üniversitelere girişte farklı ilk adım atılıyor. Fakat inşallah şöyle bir 5 sene sonra, şöyle bir 8 sene sonra bu akış çok daha farklı olacak, çok daha zengin olacak, çok daha güçlü olacak.

Başbakan Erdoğan, gençlere anne ve babaların çok önemli bir farkı hatırlatmalarını ve bunu her zaman hatırlarında tutmalarını rica ederek, şunları kaydetti: "Türkiye'de birçok farklı kesim on yıllar boyunca çok büyük eziyetler yaşadı, bazı kesimler dışlandı, bazıları horlandı, ötelendi… Etnik kökenler, inançlar, mezhepler aşağılandı, milli manevi değerler tahkir edildi. Çok daha ötesine geçildi, belli kesimlere hapishanelerde çok ağır işkenceler yapıldı. Faili meçhullerle, provokasyonlarla hep bazı kesimler tehdit edildi, tedib edilmek istendi. Birileri yanlıştan yola çıkıp yanlışa başvurdular, şiddetin, zulmün mağduru olanlar maalesef şiddet uygulamaya, zulmetmeye başladılar. Dikkat edin aynı süreçlerden bizler geçtik. Dışlanmayı, horlanmayı, aşağılanmayı bizler de yaşadık. Hapishaneleri, işkenceleri, zulmü, eziyeti iliklerimize kadar bizler de yaşadık, az veya çok ama hiçbir zaman yanlıştan yanlış çıkarmadık. Hiçbir zaman şiddete karşı şiddet yoluna tevessül etmedik. Hiçbir zaman hukuksuzluğa hukuksuzlukla, şiddete terörle karşılık vermedik. Çünkü biz davamızın haklılığına yürekten inanıyoruz. Biz milletin evlatları olarak milletin bizimle birlikte olduğuna yürekten inandık. En önemlisi de biz hak bildiğimiz yolda sıratımustakim bildiğimiz yolda Allah'ın bizimle birlikte olduğuna kalpten iman ettik. Bizi şiddete, bizi teröre sevk etmeye çalışanların, bizden elimize silah almamızı umanların ve bekleyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktık.

"HER ZAMAN MEŞRUİYET DAİRESİ İÇİNDE OLDUK"
Başbakan Erdoğan, her zaman meşruiyet dairesi içinde olduklarını belirterek, her zaman hukuk dairesi içinde olduklarını ve her zaman sabırdan, aklı selimden yana olduklarını ifade etti.

İşte bu sabırlarında zaferi elde edenlerin de kendileri olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Fikrimize inandık. Milletimize güvendik. İnancımızı, imanımızı en güçlü şekilde muhafaza ettik. Sabrın sonunda selamete eriştik. Kartal Anadolu İmam Hatip Okulu'nun sevgili mezunları, şunu bir an olsun aklınızdan çıkarmamanızı sizlerden özellikle rica ediyorum. Türkiye'deki her okulda bu aziz milletin vergileri, göz nuru var. Türkiye'deki her öğrencinin üzerinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Ama imam hatip öğrencilerinin üzerinde milletin hakkı çok ama çok daha büyüktür. Millet yememiş, içmemiş, imam hatiplere göndermiştir. Hatırlıyorum öğrenciliğimde tarlasından topladığı patatesini bizim okullarımıza gönderen Anadolu'nun çiftçisini hatırlıyorum Anadolu'nun çiftçisi pirincini, bulgurunu bizlere gönderirlerdi ve oralardan hazırlanan yemeklerle biz yemeğimizi yerdik. Nice hayırsever bütün malını mülkünü imam hatip okullarının inşasına ve yaşatılmasına vakfetmiştir. Nice imam hatip sevdalısı tüm ömrünü imam hatip öğrencilerinin şartlarını iyileştirmeye adamıştır. İşte onun için sizin üzerinizde milletin büyük hakkı var.

"BENİM DE AĞLADIĞIM GECELER OLDU"
Kartal Anadolu İmam Hatip mezunlarının Beykoz'daki ilk binayı ve orada nasıl okuduklarını kendisine anlattıklarını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İki katlı derme çatma bir bina düşünün ki, binanın çatısı yok. Yatakhanede çocukların üzerine yağmur yağıyor. Sabah namazına kalktıklarında yorganlarını, battaniyelerini yağmurdan sırılsıklam ıslanmış buluyorlar. Ranzadan yere indiklerinde zeminin suyla kaplı olduğuna, suyun bileklerine kadar yükseldiğine şahit oluyorlar. Anadolu'nun en ücra köylerinden, ta Avrupa'dan, Almanya'dan çocuk yaşta ailelerini bırakıp gelen o çocuklar, her sabah yoksulluğun içinde uyanıyorlardı. Her akşam sessiz sessiz ağlayarak uykuya dalıyorlardı. Ama şunu da söyleyeyim, benim de ağladığım geceler oldu. Çünkü ilkokulu bitirdim hemen imam hatibe gittim ama bizim sınıflarımızda evli ağabeylerimiz, arkadaşlarımız vardı, öyle okuduk. Bizler üç kişilik odalarda değil koğuşlarda okuduk. Bizim koğuşlarımız o zamanlar 40-50-60… Öyle bizim banyomuz, tuvaletimiz falan hak getire, bazen su akmaz, ondan sonra kalkar Paşa Hamamına giderdik ta Çarşamba'da, bunları yaşadık.

Erdoğan, Türkiye'den, dünyadan hiç tanımadıkları insanların giymeyip, giyecek alıp imam hatip öğrencilerine gönderdiklerini belirterek, "Adı sanı bilinmeyen nice hayırsever yemiyor, çocuklarına yedirmiyor, gıda alıp buradaki öğrencilere gönderiyordu. İşte Kartal Anadolu İmam Hatip'le diğer imam hatip okulları da böyle bir yoksulluğun, çaresizliğin içinden bugünlere ulaştı. İşte onun için siz üzerinizdeki bu hakkın her zaman şuurunda olacaksınız diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, imam hatip mezunlarından milletin fedakarlıklarını hiçbir zaman unutmamalarını isteyerek, öğrencilere şöyle seslendi: "İmam Hatip okullarının ne zor şartlarda kurulduğunu, ne zor şartlarda bugünlere ulaştığını bilecek, bunun sorumluluğuyla hareket edecek ve geleceğe böyle ilerleyeceksiniz. Siz dürüstlükte örnek olacaksınız. Siz, bunun yanında cesur olacaksınız. Siz omurgalı olacaksınız. Hani Akif diyor ya,
'Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.. İşte siz Asım'ın neslisiniz. Sizler, hakkı söylemekten, hakkı savunmaktan, her zaman hakkın yanında saf tutmaktan asla taviz vermeyecek, asla vazgeçmeyeceksiniz. İmam hatipli şuurundan, imam hatipli sorumluluğundan sapmayacak, Allah'ın izniyle, on yıllardır bu kurumlara emek verenlerin ruhunu incitmeden yürüyeceksiniz. Bugün, sizden önce mezun olanlar, ağabeyleriniz, siyasette, bürokraside nasıl milletin emanetine sahip çıkıyor, milletin emanetini gözü gibi koruyorsa; onlar nasıl sizleri mahcup etmiyorsa, sizler de onları, yani bizleri, yani milleti inşallah mahcup etmeyeceksiniz.

"SİZLERE SONSUZ DERECEDE GÜVENİYORUZ"
Başbakan Erdoğan, öğrencilere inandıklarını ve sonsuz derecede güvendiklerini ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı: "Biz, sizlerin hizmetkarı olarak çalışıyoruz. Tıpkı bugün olduğu gibi, yarın da sizlerin, sizin kardeşlerinizin Türkiye'ye yön vereceğine, bölge barışı için, huzur için, kardeşlik için mücadele vereceğine gönülden iman ediyoruz. Sizleri, sizleri yetiştiren anne babalarınızı, velilerinizi, öğretmen ve idarecilerinizi şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Başta merhum Tevfik İleri, merhum Celalettin Ökten hocamız olmak üzere, imam hatiplerin kuruluşunda ve yaşatılmasında emeği geçen, ahirete irtihal etmiş olan tüm hayırseverleri, öğretmen ve idarecileri rahmetle, minnetle yadediyorum. Allah, yolunuzu açık etsin diyorum.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, aralarında kardeşi Mustafa Erdoğan'ın oğlu Usame Erdoğan'ın da bulunduğu dereceye giren 3 öğrenciye hediyelerini verdi.

NOTLAR
Başbakan Erdoğan, Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi mezuniyet törenine, eşi Emine Erdoğan ve bu okuldan mezun olan oğlu Bilal Erdoğan ile katıldı.

Törende, Pinarhisar Cezaevi'nde bulunduğu için 1999'da oğlu Bilal Erdoğan'ın mezuniyet törenine katılamayan Erdoğan'ın, öğrencilere hitaben yazdığı mektup okundu.

Daha sonra konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Başbakan Erdoğan'ın duygulandığı görüldü.

Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Mitat Tekçam, konuşmasının sonunda Başbakan Erdoğan'a bu mektubun çerçevelenmiş halini hediye etti.