Hüseyin Çelik'ten hacklenme açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Jandarma Genel Komutanlığı'nın sitesi hacklenmemiştir. Bu bir hacklenme değil, sızdırmadır. İlgili amirine bu bilgileri bildirmekle yükümlü olan birinin yaptığı bir iştir" dedi.

Giriş Tarihi 23 Mayıs 2013, 00:00 Güncelleme 23 Mayıs 2013, 20:44
Hüseyin Çelik’ten hacklenme açıklaması

İÇİNDEKİLER

PTT Ahlatlıbel Tesislerinde medya kuruluşlarının haber müdürleriyle bir araya gelen Çelik, gündeme dair soruları yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Reyhanlı ziyaretinin bu hafta sonu gerçekleşeceğini bildiren Çelik, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'daki ön görülen programlarına başka bakanları göndererek, kendisinin Reyhanlı ziyaretini gerçekleştireceğini söyledi.

Erdoğan'ın Reyhanlı'daki saldırıda hayatını kaybeden vatandaşların yakınların taziye ziyaretinde bulunacağını, yaralılarla görüşeceğini ve bölgede incelemeler yapacağını anlatan Çelik, Başbakan Erdoğan'a başta İçişleri Bakanı Muammer Güler, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin olmak üzere bazı bakanların da eşlik edeceğini kaydetti.

Muhalefet partilerinin Reyhanlı saldırısını istismar ettiğini, Başbakan Erdoğan'ın saldırının hemen ardından bölgeye gitmemesini eleştirdiğini hatırlatan Çelik, "Sayın Başbakanın hemen Reyhanlı'ya gitmesi halinde rehabilitasyon çalışmalarının zor olacağı izah edildiği için gitmesi gecikti. Sayın Başbakan'ın Van depreminin hemen akşamında, sabaha kadar enkazın üzerinde enkaz kaldırma çalışmalarını izlediğini herkes biliyor. Sayın Başbakanı başka şeylerle itham edebilirsiniz, ama halkının yanında olma, yüreğine dokunma konusunda hiçbir itham edemezsiniz, haksızlık yapılmasın" dedi.

Çelik, Reyhanlı saldırısına ilişkin sanal ortamda bir grubun yayınladığı bilgi ve belgelerin de Jandarma Genel Komutanlığı'nın internet sitesinin hacklenerek elde edildiği iddialarının doğru olmadığını belirterek, "Hacklenme meselesi doğru bir mesele değil, Jandarma Genel Komutanlığı'nın sitesi hacklenmemiştir. Bir ilimizdeki jandarma eri, cep telefonuyla o ile ulaşmış bazı belgelerin fotoğrafını çekerek bu dediğimiz kimselere servis etmiştir. O kişi şu anda gözaltına alınmıştır. Bir hacklenme söz konusu değildir, oradan hareketle bazı basın yayın organları birçok şeyi birbirine karıştırmıştır. Başka bir terör örgütüne yönelik istihbaratı bu mesele ile ilişkilendirmişler, işin aslı, astarı budur. Bu bir hacklenme değil, sızdırmadır. İlgili amirine bu bilgileri bildirmekle yükümlü olan birinin yaptığı bir iştir" diye konuştu.

Reyhanlı'da yaraların sarılmaya başlandığını, hayatın normale dönmesi için vatandaşlara mallarının tazmini için hükümetin üzerine düşeni yaptığını ve yapmaya devam edeceğini ifade eden Çelik, Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla devlet denetim organlarının da olaya ilişkin istihbarat kopukluğu, güvenlik zaafiyeti gibi konularda araştırma yaptığını anımsattı. Çelik, "Derinlemesine araştırma yapılıyor, araştırmanın sonucuna göre de ihmal, eksik, kusur varsa bununla ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilecek, sorumlu olanlarla ilgili gerekenler yapılacaktır. Hukuk devletinde 51 canı kaybetmişsiniz, elbette bunun gereği neyse yapmak zorundasınız" değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, istihbarata yönelik belgeleri sızdıran erin gözaltına alındığını vurgulayarak, İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin açıklama yapacağını söyledi.
Hüseyin Çelik, şöyle konuştu: "ABD'de dahil, dünyanın en geniş ağı olan örgüt CIA'dır. Buna rağmen ABD'de de birçok insanın canını alan terör saldırıları olabiliyor. Bugüne kadar bizim bildiğimiz, basına yansımayan onlarca bombalı eylem yapmak üzere hazırlık içinde olan grup yakalanmıştır, intihar eylemcisi yakalanmış etkisiz hale getirilmiştir ama bunlar çoğu zaman basına da verilmemiş, kamuoyu ile paylaşılmamıştır. İstihbaratla terör saldırılarını sıfıra indirmiş bir ülke yoktur. Ben, mazeret üretmek için bunları söylemiyorum. Reyhanlı'daki saldırı Cumhuriyet döneminin en büyük saldırısıdır belki, ama tek başına istihbaratla yüzde 100 saldırıları önleme diye bir şey yoktur. Her hadiseden, musibetten ders çıkartmalıyız. Emniyetin, jandarmanın, devletin diğer kurumlarının bundan ders çıkarması lazım."

Hüseyin Çelik, 2014 yılında yerel, genel seçimler ve yeni anayasa için halk oylaması yapılması ihtimaline ilişkin soru üzerine de mahalli seçimlerin öne alınması için daha önce AK Parti'nin teşebbüste bulunduğunu ancak bunun Meclis'ten geçmediğini, bu yüzden yerel seçimlerin tarihinin anayasal olarak değiştirilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Çelik, "30 Mart 2014'te mahalli seçimler zamanında yapılacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de tereddüt yok, temmuz sonu, ağustos başında seçim söz konusu. Üçüncü sandık referandumla ilgili olabilir, ille de olacak diye bir cümle kullanmadık. Kış aylarında referandum yapılması zor olacağına göre, en müsait olarak 2014 sonbaharı görünüyor. Bu ilgili kurullarımızda konuşulmuş, karara bağlanmış tarih değil" dedi.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmalarına devam ettiğini, bu yasama yılının sonuna kadar da devam edeceğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Bizim birinci tercihimiz, esas arzumuz, TBMM'de grubu bulunan 4 siyasi partinin, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu anayasayı yapmasıdır. Bunu çok istememiz Meclis'in gerçekleriyle örtüşmüyor, Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmalarının da iyi gittiğini söyleyemem, muhalefet sürekli bahane üretiyor. CHP'liler geçen cuma, pazartesi gelmediler, salı günü sadece Mahmut Türmen bey geldi, çarşamba günü gelmediler. Gecikme için öne sürdükleri mazeret 'AK Parti başkanlık sistemini getirdi, bununla ilgili konulardan dolayı tıkanma yaşanıyor'. İster demokratik parlamenter sistem, ister başkanlık sistemi hangisi olursa olsun hazırlanacak anayasanın yüzde 80'i yürütmenin dışındaki konulardır, başkanlık sistemi yürütmeyle ilgilidir, yasamayla ilgili olarak görüşülmekte olan maddelerin yüzde 90'ı başkanlık sisteminde de parlamenter sistemde de aynıdır, yargıyı ilgilendiren maddeler de başkanlık sistemi de olsa değişmez, parlamenter sistem de olsa değişmez. Eğer muhalefet yeni bir anayasanın hazırlanması konusunda diğer meselelerde uzlaşacaksa, biz de böyle bir izlenim doğarsa, biz başkanlık sistemi meselesini yok sayarız."

Başkanlık sistemini olmazsa olmaz olarak ileri sürmediklerini ifade eden Çelik, "Biz, başkanlık sistemini Türkiye'de bir daha koalisyon dönemlerine dönülmesin diye, istikrar açısından istiyoruz. Güçler ayrılığı prensibinin başkanlık sisteminde, parlamenter sistemden çok daha iyi yürüdüğüne dair dünyada genel bir kanaat var. BM üyesi 96 ülkede başkanlık sistemi var, durup dururken Türkiye'nin gündemine getirdiğimiz bir mesele değil. Bu meseleyi tartışmanın tam da sırası, başkanlık sistemini Türkiye'de yeni bir anayasa hazırlanırken gündeme getirmeyeceğiz de orman kanunu görüşülürken mi, borçlar kanunu görüşülürken mi tartışacağız" diye konuştu.

Çelik, muhalefet partilerinin zamana oynadığını, yeni anayasa konusunu sürüncemeye sokmak için gayret gösterdiğini iddia ederek, "Türkiye yeni bir anayasa hazırlarsa burada esas parsayı AK Parti, iktidar toplayacak, bu iktidarın sevap hanesine yazılmasın diye uğraşıyorlar. AK Parti bundan kazançlı çıkmasın hesabı yapıldığı için muhalefet buna karşı çıkıyor, meseleyi ciddiye almıyor" dedi.

Her seçimin zamanında yapılması gerektiğini vurgulayan Çelik, erken seçimlerin TBMM'nin tıkanması, sorunlara çözüm üretememesi durumunda yapılabileceğini, ancak şu anda Türkiye'de saat gibi işleyen bir iktidar bulunduğu için erken seçime ihtiyaç bulunmadığını söyledi.

Çelik, "İki seçimi birleştirmeye gerek görmüyoruz. Kanunlar muhalefetin engellemelerine rağmen geçiyor, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu uluslararası anlaşmalar Meclis'te görüşülüyor. CHP aslında kendince manevra yaparak 'ey ahali, biz seçime hazırız' demek istiyor. Siz bugüne kadar seçime hazır değiliz diyen parti gördünüz mü?" dedi.