Buradaki konuşmasında, milletin AK Parti'ye olan desteğinin artarak devam ettiğini, son anketlerin de bunu teyit ettiğini belirten Arınç, Türk sanayisinin gelişim aşamaları hakkında değerlendirme yaptı.
Türkiye'nin, tükettiğini üretemeyen, sanayinin gelişemediği, 1 milyon dolar borca sevindiği bir ortamdan, IMF'ye olan borçlarını bitirerek üstüne 5 milyar dolar borç verdiği bir ortama geldiğini kaydeden Arınç, krize rağmen Türkiye'nin büyüme hızını koruyarak, ihracatını artırmaya devam ettiğini anlattı.
Arınç, 2001 krizinde batan bankaların milletin sırtına 40 milyar lira yük bıraktığını, bu bankaların batmamış olması durumunda bu miktarın ülkeye büyük katkısının bulunacağını dile getiren Arınç, hükümetin 'Cumhuriyet döneminin en büyük projesi' olarak nitelediği KÖYDES kapsamında, bu miktarın onda biriyle 30 binden fazla köyün yolunu ve içme suyunu yaptığını söyledi.
'Bazen düşünüyorum da şimdi 3 aylığına kaybolsak, 'hükümetten gittik' desek, inanın ne hükümet olacak parti var ne de gelecek hükümet 1 ay bile maaş ödeyemez' diyen Arınç, hükümetin her yere para bulabildiğini, üstüne fakir ülkelere her yıl 1 milyar dolar yardım yaptığını söyledi.
'İSTİKRAR, EKMEK, SU KADAR BİZİM İHTİYACIMIZ
Arınç, siyasi istikrar ile ekonomik istikrarın 'siyam ikizi' olduğunu, birbirinden ayrılamayacağını, Avrupa'daki ekonomik kriz sonrası yaşanan hükümet değişikleri ve siyasi çalkantıların da bunu bir kez daha gösterdiğini belirterek, sadece AK Parti açısından değil, iktidara tek başına bir partinin gelmesinin istikrarın devamı açısından önemli olduğunu kaydetti.
'İstikrar ekmek, su kadar bizim ihtiyacımız, bundan vazgeçemeyiz' diyen Arınç, Türkiye'nin 11 yıllık ekonomik ve siyasi istikrarla güçlü bir konuma ulaştığına dikkati çekti.
Arnıç, 'O kadar güçlüsünüz ki, tarihinde hiç özür dileme kaydı olmayan İsrail bile özür diliyor. Hem inancında hem devlet olma vasfında özür dileme diye bir şey yok. 3 sene sonra geldiğimiz nokta haklı olduğumuz noktadır' diye konuştu.
Çözüm süreciyle ilgili de değerlendirme yapan Arınç, içinde kan ve gözyaşı bulunan, netameli bir iş olan terör sorunundan herkes kaçarken, hükümetin 'bu iş artık bitmeli' diyerek yola çıktığını ifade etti.
'SÜRECE DESTEK ORANI YÜZDE 58'
Arınç, 'Akıllı olmanın yolu işin sonunu görmektir' diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Bu iş nasıl çözülür? Denenmedik bir şey kalmamış, bir de bunu deneyelim. Bunu denersek terör duracaksa, silahları bırakacaklarsa ve terk edip gideceklerse kazançlı çıkmaz mıyız? Elbette çıkarız. 3 aydan beri karakol basılmıyor, mayın patlamıyor, acı bir haber almıyorsak bu güzel bir şey değil mi, bunun kalıcı olmasını kim istemez? Hepimiz isteriz ama birileri rahatsız olabilir çünkü 'bunlar olmalı ki ben de konuşacak bir şey bulayım' diyebilir. Bunlar çok az. 75 milyon insanımızın büyük bir aşkla bu terörün sona ermesi gerektiğini düşündüğüne inanıyorum. Yaptığımız iş budur. Bize güvenin.
Ya en sonunda başarısızlık olursa ne olacak; bu günlere dönmüş olacağız, çok fazla bir kaybımız olmayacak ama bir de tutarsa, yaptığımız işten başarılı sonuçlar alırsak ne olacak, kaymaklı baklava olacak. Bundan daha güzeli olur mu? Kaybedeceğimiz bir şey yok ama kazanacağımız çok şey olabilir. O yüzden ağızlarını doldura doldura hakaret savuran, onu bunu tehdit etmeye kalkanları 'Allah ıslah etsin' diyelim. Yıllardır Türkiye'nin sorumluluğunu almış ama hiçbir şey başaramamış insanların bugün bizlere gönderdikleri hakaretlere, biz de onları Allah'a havale ederek cevap vermiş olalım.'
Arınç, yapılan son anketlerde sürece destek oranının yüzde 58 olduğunu belirterek, bunun 'muhteşem bir destek' olduğunu söyledi.
Sürecin bu aşamasında dahi bölgedeki yatırımların canlandığına dikkati çeken Arınç, çözümün sağlanması halinde 'Türkiye'nin uçacağını' kaydetti.
