Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Domates, karpuz, patates, sarımsak, muz, salatalık, peynir... Hepsi sofralarımızın, öğünlerimizin olmazsa olmazları. Onlar aracılığıyla vücudumuz girecek olan vitaminler, mineraller ve pek çok unsur sağlığımız için çok önemli. Ancak bu besinler kullanım süreleri dolmaya başladıktan ve ya geçtikten sonra küflenmeye başlar, kullanılmaz hale gelir. Kimi zaman bilerek küflü bir besin tüketiriz, kimi zaman da bilmeden. Peki küf yediğimiz ne olur? Tüketeceğimiz besinin küflü kısmını kesip, sağlam tarafını yersek ne olur?

author-1
takvim.com.tr
Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Küfün üzerinde birtakım toksik kimyasallar bulunur ve bu da kusma, bulantı ve ishal gibi şikayetler ile kendini gösteren karaciğer hasarına yol açabilir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Yine de böyle bir durum ile karşı karşıya kalmanız bağışıklık sistemi veya yaşınıza bağlı olarak değişebilir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Küfler arasında en yaygın olarak görülen, toksik etkisi dolayısıyla kansere bile neden olabilen aflatoksindir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Ancak her gıdada bu küf cinsine rastlanmaz. Aflatoksine en çok yer fıstığı ve mısırda rastlanır.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Aslında uzmanlar küfün tek başına o kadar da tehlikeli olmadığını söylüyor.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Yani sizi hasta edebilecek şey, küf ile birlikte oluşan bakterilerdir. Böyle durumlarda da kusma, ishal ve bulantı gibi semptomlar yaşayabilirsiniz.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Ne kadar ağır geçireceğiniz, bakteri türüne ve yediğiniz yiyecek miktarına bağlı olarak değişir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

YA KÜF ALERJİNİZ VARSA...
Yiyeceklerde bulunan bazı küflere alerjik reaksiyonlar gösterenler de vardır. Eğer tespit edilmiş bir küf alerjiniz varsa bu tür yiyeceklerden uzak durun ve yanlışlıkla yemeniz durumunda derhal doktorunuzu arayın.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Kaşıntılı ve sulu gözler, deride kırmızı döküntü, hırıltılı solunum, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı alerjik reaksiyonun belirtileri olabilir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

VÜCUDUMUZUN KOLAY SİNDİREBİLDİĞİ KÜFLER DE VAR
Pek çok ülkede küflü yapıda olan peynirlerin tüketildiğini biliyoruz. Peki, bu küfler vücudumuza zarar verir mi?

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Farklı peynir türlerinde karşılaşılan küf özellikle İtalyanların en meşhur küflü peyniri gorgonzola ve Fransızların küflü peyniri olarak bilinen rokfor gibi peynirlerde güvenli şekilde üretilir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Bu peynirlerin içerisindeki yeşil-mavi küf damarları, peynir hamuruna kültür küfü eklenmesi ile oluşur.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Camembert ve brie peynirlerinde de yüzeyde beyaz küf kullanılır.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Ancak ne yazık ki yine de küf alerjisi olanlar için bunlar iyi bir alternatif değiller.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

KÜFÜ KAZIDIKTAN SONRA YENİLEBİLEN BESİNLER VAR MI?
Hafif yiyecekler, sandviç, sosisli vb. pişmiş kırmızı et ve kanatlı etleri, güveçte pişmiş hububat, kek vb. yiyecekler tüketilmemeli çünkü yüksek nemli olan ortamlar küflerin gelişimi için uygundur. Bu tür yiyeceklerde bakteri gelişimi de görülebilir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Sert peynirlerde küfün olduğu bölge en az 2,5 cm'lik kısmı kesildikten sonra kullanılabilir çünkü küf lifleri sert cisimlerde derinlere ilerleyemez.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Yumuşak peynirler (krem peynir gibi sürülebilir peynirler), kesilmiş, parçalanmış hiçbir türlü peynir tüketilmemeli. Çünkü böyle peynirlerde küf liflerinin derinlere ulaşması kolaydır.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Yoğurt, krema, reçel ve jöleler de tüketilmemeli çünkü nemli gıdalar küflerin gelişimi için uygun ortamlardır.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Sert meyve ve sebzeler de (havuç, lahana vb.) sert peynirlerde olduğu gibi küfün olduğu bölge en az 2,5 cm'lik kısım kesilerek kullanılabilir. Bunun nedeni de yine aynı şekilde küflerin sert maddelerin içine doğru fazla yayılamamasıdır.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Yumuşak meyve ve sebzeler (salatalık, şeftali, domates vb.) tüketilmemeli çünkü küf mantarlarının lifleri içeriye ulaşmış olabilir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Küflenmiş fırın ürünleri de asla yenmemeli. Bu ürünler gözenekli olduğu için küf mantarlarının lifleri iç bölgelere kadar ilerleyebilir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Fıstık ezmesi, bakliyat ve kuru yemiş de küflendiyse tüketmekten kaçınılmalı. Çünkü bu gıdalar koruyucu kullanılmadan işlenmiş olabilir ve bu da küf gelişimi için uygun ortam oluşturur.

Kaynak: Milliyet

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) açıkladığı bir rapora göre, dünyada üretilen yiyeceklerin yaklaşık yüzde 14'ü daha tüketiciye bile ulaşamadan çöpe atılıyor. Özellikle Orta ve Güney Asya ile Kuzey Amerika ve Avrupa gıda israfında en önde gidiyor. 5 Haziran Çevre Günü de sürekli artan gıda israfına dikkat çekmek için en doğru zamanlardan biri.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Gıda israfını önlemek için sebzeleri ve meyveleri doğru koşullarda saklamanın yanı sıra yapabileceğiniz bir şey de atığı azaltmak. Bunun en önemli yolu da sebze ve meyveleri soyarken fazla derine girmemek ve hatta kabuklarını da değerlendirmekten geçiyor. Hangi kabuk ne işe yarar diye merak edenler için de ufak bir araştırma yaptık. İşte tüm bilmeniz gerekenler…

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Marketten ya da pazardan alıp evinize getirdiğiniz taze ürünler kısa süre içinde bozuluyorsa bunun en önemli sebebi saklama koşulları. Örneğin sebzelerle meyveleri buzdolabında aynı çekmeceye ya da rafa yerleştirmek büyük bir hata. Çünkü birçok meyve etilen gazı salgılıyor ve gaz da sebzeler üzerinde olgunlaşma hormonu etkisi yaratarak tazeliklerini daha kısa sürede yitirmelerine neden oluyor.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Özellikle sebzelerin nefes almaya ihtiyaçları var. O nedenle içine sebze koyduğunuz plastik torbalarda delikler açmalı ya da sebzeleri file torbalarda saklamalısınız. Hepsini dar bir alanda sıkışık bir biçimde saklamak da sebzelerin hızlı bozulmasına yol açıyor.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Son olarak sebzeleri ve meyveleri yıkayıp saklamak çok büyük bir hata. Uzmanlar bu ürünleri yiyeceğiniz zamana kadar yıkamamanız gerektiğini vurguluyor. Çünkü nem bakteri üremesini hızlandırıyor. Peki saklarken en fazla hata yapılan ürünler neler? İşte cevabı…

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

KURU SOĞAN
Temiz bir kadın çorabı bulun. Soğanları çorabın bacaklarına tane tane doldurun. Her bir soğanın arasına düğümler atın ve oda sıcaklığında bir yere asın. Eğer bu görüntüden hoşlanmıyorsanız soğanlarınızı tezgahın üzerinde ağzı açık bir kapta da saklayabilirsiniz. Ancak ne yaparsanız yapın soğanlarınızı patateslerden uzak tutun ve buzdolabına koymayın. Nem ve soğuk hava soğanların yumuşamasına neden olur. Karanlık bir yerde saklamak da soğanın acılaşmasını önler.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

SARIMSAK
Sarımsağı hava sirkülasyonunu sağlamak için ağzı açık bir kapta oda sıcaklığında saklamalısınız. Hemen kullanmayacaksanız sarımsağın dişlerini baştan ayırıp kabuğun dışında bırakmayın. Soğanla birlikte saklamanızda ise bir sakınca yoktur.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

PATATES
Patateslerinizi karanlık ve serin bir yerde saklayın ama buzdolabına koymayın. Soğuk ve nemli ortamlarda patatesin içindeki nişasta şekere dönüşür. Bu da lezzetini ve yapısını etkiler. Patateslerinizi kağıt torbalar içinde kiler gibi serince bir yerde saklayabilirsiniz. Etilen gazı salgılayan soğan ya da elma gibi meyvelerle patatesleri yan yana getirmek ise filizlenmeye neden olur.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

HAVUÇ
Öncelikle varsa yeşil saplarını kesin. Bu kısımlar nemi çeker ve havuçların hemen yumuşamasına neden olur. Tepesi kesilmiş ama soyulmamış havuçlar, kilitli bir buzdolabı poşeti içinde buzdolabının sebze gözünde iki hafta kadar dayanabilir. Küçük parçalara bölünmüş havuçları ise ağzı sıkıca kapatılmış su dolu bir kapta saklarsanız daha uzun süre dayanırlar. Suyu sık sık değiştirmeyi ise unutmayın.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

SALATALIK
Salatalıklar soğuktan nefret ederler. 10 derecenin altındaki sıcaklıklarda hızla bozulmaya başlarlar. Eğer salatalıkları buzdolabına koymanız gerekiyorsa bu sürenin üç günü geçmemesine çalışın. Salatalık da etilen gazına hassas bir sebze; o nedenle muzlardan, kavunlardan ve domateslerden uzak kalmalarını sağlayın.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

DOMATES
Domatesin türü, kabuğunun inceliği gibi faktörler saklama koşullarını değiştirebiliyor ancak genellemek gerekirse, olgun domatesleri birkaç gün buzdolabında tutmak lezzetlerinin bozulmasına neden olmadığı gibi raf ömürlerini de uzatıyor. Eğer domates aldığınız zaman yeterince olgun değilse, olgunlaşana kadar tezgahın üzerinde bekletin. Ardından bir tabağın içine kök kısımları alta gelecek şekilde yerleştirin ve bu vaziyette buzdolabına koyun. Kökünün altta kalması bu bölgenin nemlenmesini geciktirip çürümesini önlüyor. Doğranmış domatesleri ise hava almayan kapalı bir kapta saklamak en iyisi. Böylece ortamdaki diğer kokuları çekmiyorlar. Domatesleri servis etmeden önce oda sıcaklığına gelmelerini beklemek de doğru bir hareket.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

MUZ
Muzları hevenk halinde değil de tek tek sakladığınızda ömürlerini uzatmak için bir adım atmış oluyorsunuz. Ancak burada önemli olan her bir muzun kökünü streç filmle sarmak. Böylece etilen gazı çıkışını önleyip olgunlaşmayı yavaşlatabilirsiniz. Muzunuz yeterince olgunlaşınca buzdolabına kaldırabilirsiniz. Soğuk hava daha fazla olgunlaşmayı önleyecektir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

BRÜKSEL LAHANASI
Brüksel lahanası tanelerini dalından koparmadan saklarsanız daha uzun süre dayanırlar. Hatta mümkünse bu dalı buya batırın ve lahanaları üzerinden sadece ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda koparın. Eğer dalından kopmuş vaziyette aldıysanız o zaman yıkayıp kesmeden ağzı açık bir kilitli poşete yerleştirin ve sebze çekmecesine koyun. Pişirmeden önce dış yaprakları ayıklayın. Unutmayın Brüksel lahanası bekledikçe lezzeti yoğunlaşır.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

KEREVİZ SAPI
Kereviz sapının tazeliğini koruması için alüminyum folyoya sıkıca sarılarak saklanması gerekiyor. Böylece ürettiği etilen gazının çıkışına engel olmak mümkün. Her kullanımdan sonra paketi yeniden iyice kapatmayı unutmayın. Ayıklanmış kereviz saplarını ise havuçta olduğu gibi suya gömüp saklamalısınız.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

KUŞKONMAZ
Kuşkonmaz için farklı saklama yöntemleri söz konusu ama en iyisi kökünden 1 santimetre kadarını kesip sapları az miktarda suya bir buket gibi dikmek, üzerini de gevşek bir naylon torbayla kapatmak. Bu vaziyette buzdolabına konan kuşkonmaz dört gün kadar taze kalabiliyor. Ancak tüketmeden önce kökleri yeniden biraz kesmenizde fayda var.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

ELMA
Elma oda sıcaklığında saklanabilir ancak ömrü uzun olsun istiyorsanız buzdolabında sebzelik çekmecesini kullanmalısınız. Bu sayede elmanın olgunlaşma süresini uzatabilir ve elmalarınızı birkaç hafta boyunca lezzet ve afiyetle yiyebilirsiniz.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

Gelelim kabuklara… İşte çöpe attığınız o kabukların faydaları ve kullanım alanları…

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

PORTAKAL VE LİMON KABUKLARI
Limonu salataya sıkıp kabuğunu çöpe atıyorsunuz değil mi? Yapmayın! Onun yerine narenciye kabuklarını rendeleyip kekten çaya, salatadan yulaf lapasına birçok tarifte lezzet verici olarak kullanabilirsiniz. Çünkü limonun kabuğu aslında meyvesinden daha besleyici. İki kaşık rendelenmiş limon kabuğunda meyvesinden 5 kat fazla C vitamini ayrıca birçok faydalı mineral bulunuyor.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

KARPUZ KABUKLARI VE ÇEKİRDEKLERİ
Yaz aylarının en güzel meyvesi karpuzun kabukları ve çekirdeği de meyvesi kadar değerli. Meyvenin etrafındaki beyaz kalın kısım kan dolaşımınızı hızlandırıp bağışıklık sistemini güçlendiren arginine dönüşen bir aminoasit içeriyor. Ayrıca C ve B6 vitamini deposu. Bu beyaz kısımla reçel yapabileceğiniz gibi meyve salatasına, smoothie'ye, çorbalara ekleyebilir, turşu yapabilirsiniz.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

BROKOLİ KÖKLERİ
Brokolinin kökleri inflamasyonu önleme özelliği olan sulforafan isimli bir antioksidan madde içeriyor. Bu kısımları soyduktan sonra doğrayabilir ya da rendeleyebilir, çorbalara, yemeklere ve bebek mamalarına ekleyebilirsiniz. Tabii çiğ sebze seviyorsanız soyup kıtır kıtır yemek de mümkün.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

ANANAS GÖBEĞİ
Marketten soyulmuş ve göbeği çıkarılmış ananas yerine bütün ananas alıp meyvenizi kendiniz doğrayın. Ortasını da kesinlikle çöpe atmayın. Bromelain deposu olan bu kısmı doğrayıp meyve salatasına ya da smoothie'lere ekleyebilirsiniz. Bu kısmı küp küp doğrayıp dondurabilir, çay yaparken demliğe ya da sürahide suya ekleyebilirsiniz. Küçük küçük doğrayıp zeytinyağında soteleyebilir, yoğurda ekleyip güzel bir meyveli yoğurt yapabilirsiniz.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

HAVUÇ KÖKLERİ
Havuçların köklerini çöpe atmak yerine havucun geri kalan kısımlarını yediğiniz gibi yiyebilirsiniz. Ancak tadı biraz daha buruk olacaktır. Bu nedenle bu kısımları çorbalarda ya da sebze suyu yaparken kullanmak daha mantıklı olabilir.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

SOĞAN KABUKLARI
Soğanın kabuğu tansiyon düşürüp kalp sağlığını destekleyen kuersetin maddesiyle dolu. Kırmızı soğanların kabuklarındaki kuersetin oranı daha da yüksek. Çorba ya da sebze ve et suyu yaparken soğanları tencereye kabuğuyla atıp, piştikten sonra yerken kabuklarını çıkarabilirsiniz.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

KEREVİZ YAPRAKLARI
Kerevizin kökü ve sapları kadar yaprakları da değerli. Magnezyum, kalsiyum ve C vitamini olan bu yaprakları salatalara ekleyebilir, sebze suyu ya da çorba yaparken kullanabilirsiniz. Yemeklerinize hem lezzet hem de sağlık katacaktır.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

KİVİ KABUĞU
Kivinin kabuğu da limon ya da portakalda olduğu gibi meyvesinden daha zengin bir C vitamini ve lif deposudur. Kivi şeftali gibi kabuğuyla yiyebilirsiniz. Ancak biraz dikenli olduğu için hoşunuza gitmezse o zaman smoothie'lere kabuğuyla eklemeyi deneyin.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

PANCAR YAPRAKLARI
Pancarın genelde kökünü yeriz ama yaprakları da A, C ve K vitamini deposudur. Tıpkı ıspanak ya da pazı gibi pişirebilirsiniz. Hafif tatlı lezzetini ve pembemsi rengini çok seveceksiniz.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

MAYDANOZ SAPLARI
Maydanozların sadece yapraklarını kullanıp saplarını atıyor musunuz? Atmayın, bu çok büyük bir hata. Çünkü maydanozun sapları da yaprakları kadar faydalı. Onları da ince ince kıyıp salatalarda ve yemeklerde kullanabilirsiniz.

Uzmanlar özellikle uyarıyor! Küflü diye besinleri çöpe atıyoruz ama atmayın, meğer...

MANTAR KÖKLERİ
Mantarı yemeklerde kullanırken sadece tepelerini değil köklerini de kullanabilirsiniz. Lezzeti de dokusu da mantarın geri kalan kısımlarından farklı olmayacaktır. Özellikle çorba ya da sote gibi mantarı ince kıydığınız tarifler için mantar kökleri çok uygun olabilir.