Necip Fazıl Kısakürek

Şair Necip Fazıl Kısakürek 27 yıl önce hayata veda etti. İlk şiirlerini henüz 18'indeyken yayımlayan Necip Fazıl'ın yazın serüveni 60 yıl kadar sürdü. 'Şiirim, türlü tecelli yoluyla Allah'tan gelir ve bütün perdeleri devirerek Allah'a yol açmaya doğru gider. Şiirde baş unsur, fikirle hissin ara çizgileri üzerinde duygulaşmış düşüncelerdir.' Şiir poetikasını böyle açıklayan Necip Fazıl, ilk şiirlerini henüz 18 yaşında, Yakup Kadri aracılığıyla 1923 tarihli Yeni Mecmua'da yayımlar. Daha sonra yazdıklarıyla bu şiirler toplamı 1925'te Örümcek Ağı adı altında kitaplaşacaktır. 60 yıl kadar sürecek şiir serüveninin ilk konağıdır bu kitap. 1928'de ikinci şiir kitabı Kaldırımlar çıkar. 1924-1928 yılları arasında Milli Mecmua'da yayımladığı 13 şiirin de yer aldığı Kaldırımlar, Necip Fazıl'a ilk ününü getirecektir. Üçüncü kitabı Ben ve Ötesi, 1932'ye kadar yazdıklarının toplamıdır. Ben ve Ötesi'nden sonra, 23 yıl şiir kitabı yayımlamaz. 14 Mart-29 Ağustos 1936'da Ankara'da (son sayısı İstanbul'da) yayımlanan ve 'sanat, fikir, aksiyon' dergisi olarak nitelediği Ağaç'ı 17 sayı çıkaracaktır. METAFİZİK DÜNYA GÖRÜŞÜ Eski kuşağa cephe alır. Umudunu genç kuşağa bağlamıştır artık. Bundan sonra da Necip Fazıl'ın şiiri, zaten başından beri alttan alta var olan metafizik bir dünya görüşünün sınırları içinde yaşamını sürdürür. Bunun sonuçları da 1955 yılında, yine eski kitaplarından seçmeler ve yeni örneklerin yer aldığı Sonsuzluk Kervanı'nda somutlaşır. Şiirde yapmak istediğini, 'formu form içinde aşmak' olarak nitelemiştir. Oysa şiirinin asıl çekici yanı, biçim oyunlarından çok, -çünkü belli biçimsel kalıplar kullanmıştır- içeriği ve söyleyiş biçimindedir. Buna, tasavvuftan beslenen, mistisizm zenginliği içinde, bireyin tutkuya varan duyarlığını işlemesi diyebiliriz. Ölüm korkusu, belirgin bir düşünce olarak açığa vurur şiirlerinde. Kuşkusuz, Kaldırımlar, Otel Odaları, Tabut, Çile gibi şiirlerinin bugün de okunan, sevilen şiirler olarak kalmasının nedeni de bu olsa gerektir. 1905'te İstanbul'da dünyaya gelmişti, 25 Mayıs 1983'te fani varlığını ebediyete bağışladı.