Her şey depremden sonra başladı! Ne dışarı çıkıyor ne yıkanıyor! Telefon bağımlısı Barış Özbay şaşkına çevirdi
Hatay'da yaşayan 23 yaşındaki Barış Özbay, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından hayata küstü, üç yıldır evden çıkmıyor. Üniversite eğitimini yarıda bırakan genç, tüm vaktini telefon ve bilgisayar başında geçiriyor; ne duş alıyor ne de kişisel bakımını yapıyor. "Elimde olsa tuvalete de gitmem" diyen Barış Özbay, tedaviyi reddederken, annesi Semra Özbay oğlunun eski haline dönmesi için yardım çağrısında bulundu.
Hatay'da yaşayan 23 yaşındaki Barış Özbay, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından hayata küstü telefon ve bilgisayar bağımlısı olan genç üç yıldır evden çıkmıyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde evini kaybeden ve Hatay'ın Defne ilçesinde yaşamlarını sürdüren 50 yaşındaki anne Semra Özbay ve 23 yaşındaki oğlu Barış Özbay, depremin ardından hayata birlikte tutundu. Depremde hem evlerini hem yakınlarını kaybeden aile, üç yıldır zorlu bir süreçle mücadele ediyor.
ÜNİVERSİTEYİ BIRAKTI TELEFON VE BİLGİSAYARA BAĞLANDI!
Depremin ardından yaşama hevesini kaybeden ve okuduğu üniversiteyi yarıda bırakarak sürekli bilgisayar ve cep telefonuyla oynamaya başlayan Barış Özbay, sanal dünyaya bağımlı hale geldi. Yaşamak için gerekli ihtiyaçlarını gideren genç adam; ne duş alıyor ne de tırnaklarını kesmek gibi özel gereksinimlerini yerini getiriyor.
EVDEN DIŞARI ADIM ATMADI
Evin dışına 3 yıla yakın süredir tek adım dahi atmayan Barış'ın annesi Semra Özbay, evladı için her gün acı çekiyor. Telefonla ve bilgisayarla oynamaktan boynunu dahi çeviremeyen Barış'ın yeniden hayata tutunması için acılı annesi destek bekliyor.
"ELİMDE OLSA TUVALETE DE GİTMEM"
Gün boyunca evden çıkmadığını sadece yaşamak için gerekli şeyleri yapmak istediğini söyleyen Barış Özbay, süreci atlatmak için tedavi görmek istemediğini belirterek, "Genelde uyanıyorum, tuvaletimi yapıyorum, yemeği yiyorum mecbur olduğum için yoksa onları yapmam. Sonra oturuyorum ve telefonla oynarım. Duvarları izliyorum ve akşam olmasını bekliyorum sonra uyuyorum. Depremden 2 ay önce kendimi eve kapattım. Ondan önce de yavaş yavaş hayata karşı bıkkınlığım başlıyordu. Üniversitede lojistik bölümü okuyordum. Hiçbir şey yapmak istemediğim için banyo da yapmak istemiyorum. Elimde olsa tuvalete de gitmem ve yemek de yemem. Onları mecbur olduğum için yapıyorum. Depremden önce banyo yapıyordum ama şimdi banyo yapmak istemiyorum. Hayalim yok. Hiçbir şey olmasını istemiyorum. Kendileri çabalıyorlar ama ben de düzelmeyi ve yardımı istemiyorum. Ben dışarı çıkıp bir şeyler yapmak istemiyorum. Evde oturacağım. Tırnaklarım daha da uzundu ama zorla kestiler. Kısacası hayat mükemmel değil. İnsanlar hayat inişli çıkışlı güzel derler ya bana göre tam tersi oluyor. Hayatın inişli çıkışlı işleri güzel değil ve istemiyorum" dedi.