Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Daha şurada 19. asrın başlarında 5 milyon kilometrekare bir alana sahiptik. Bu kadar kısa zamanda 780 bin kilometrekareye düştük. Kimse bunun hesabını sormuyor. 'Nasıl oldu da buraya geldik?' demiyor. Bundan sonrası bizim için çok hassas. Çok dikkatli olmaya mecburuz." dedi. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı iş birliğiyle, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortaklığında Ayasofya Müzesi'nde düzenlenen "Yeditepe Bienali"nde konuşan Erdoğan, Türkiye'nin medeniyetlerin kavşağında yer almış bir ülke olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
BUNDAN SONRASI BİZİM İÇİN ÇOK HASSAS
"Ne mutlu bize... Biz burada aslında vere vere, eriye eriye buraya geldik. İşte şöyle gidelim asırlar gerisine, 18 milyon kilometrekareden buralara geldik. Yani 780 bin kilometrekareye geldik. Daha şurada 19. asrın başlarında 5 milyon kilometrekare bir alana sahiptik. Bu kadar kısa zamanda 780 bin kilometrekareye düştük. Kimse bunun hesabını sormuyor. 'Nasıl oldu da buraya geldik?' demiyor. Bundan sonrası bizim için çok hassas. Çok dikkatli olmaya mecburuz."
"TOPKAPI'DAKİ ÇEŞİTLİLİĞİ HİÇBİR YERDE BULAMAZSINIZ"
İstanbul'un yanı sıra Hatay'dan Kayseri'ye, Ürgüp'ten Hasankeyf'e, Efes'ten Hattuşaş'a kadar Türkiye'nin dört bir tarafında medeniyetlere beşiklik yapmış yerlerin bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Topkapı'daki eserlerin bir benzerini, kapasite ve çeşitlilik itibariyle dünyada hiçbir yerde, hiçbir müzede bulamazsınız. Ancak millet olarak diğer pek çok konuda olduğu gibi burada da elimizdeki hazinenin kıymetini bilmiyoruz.
'Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler.' Böyle bir durumumuz var. Ne kendimize ne de yurt dışına bu güzellikleri layıkıyla tanıtabiliyoruz. Adeta müflis tüccar gibiyiz. Tabii burada temel sıkıntının bir dönem ülkemize hakim olan zihniyet olduğunun farkındayız. Türkiye uzun yıllar sanat, kültür ve tarih deyince sadece belli bir dönemi, belli bir kalıbı esas alan kısır ve dar bir bakış açısının esiri olmuştur. Bizans'tan çok Bizansçı, Batı'dan ziyade Batıcı ama her halükarda milletin değerleriyle kavgalı bu zihniyet, ecdadın bize bıraktığı mirasın kıymetini de ne yazık ki bilememiştir. Tarihi camilerin bir kısmı müzeye, aynen burası gibi, bir kısmı depoya, maalesef bir kısmı da ahıra çevrilmiştir." şeklinde konuştu.
SADECE SURİÇİ'NDE 300'Ü AŞKIN MESCİT YOK EDİLMİŞTİR
Sadece Suriçi'nde tek parti döneminde 300'ü aşkın mescidin yok edildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:"Suriçi derken Fatih'i kastediyorum, merkezi kastediyorum. Biz bunları şimdi yeni yeni çıkartıp ihya etmenin, inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Çoğu zaman ihmalkarlıktan dolayı bu mescitler, camiler yıkılmış, içindeki yüzlerce nadide eser talan edilmiştir. Dönemin CHP'si, asırlık kültür hazinemizi kendi ifadeleriyle bir gerilik numunesi olarak kabul etmiştir. Ecdat mirasının kati bir tasfiyeye tabi tutulması gerektiğini yine bizzat kendileri ifade etmiştir. Ne yazık ki bu sakat anlayıştan İslam sanat eserleri de nasibini almıştır. Kur'an-ı Kerim eğitiminin dahi ancak gizli saklı yapılabildiği o günlerde hat, ebru, tezyin, tezhip gibi İslam sanatları da yok sayılmıştır.