Ashab-ı Kehf kelime anlamı itibarıyla "mağara arkadaşları" veya "mağara halkı" olarak tanımlanır. Bu kıssa genç müminlerin inançları nedeniyle zulme uğrayarak bir mağaraya sığınmalarını ve Allah tarafından korundukları bir mucize yaşamalarını anlatır. Peki bu mucize nedir? İşte konuya ilişkin diğer önemli detaylar...
Ashab-ı Kehf nedir?
Roma döneminde putperestliğin egemen olduğu bir ortamda yaşayan bu gençler tek tanrı inancını benimsemiş ve putlara tapmayı reddetmişlerdir. Bu tutumları Roma askerî valisinin dikkatini çekmiş ve ölüm cezasına çarptırılmalarına neden olmuştur. Gençler zulümden kaçmak için bir mağaraya sığınmış ve burada Allah tarafından korundukları uzun bir uykuya dalmışlardır. Bu kıssada gençlerin dirilişi güçlü inançlarının ve yaratıcının koruyuculuğunun bir sembolü olarak öne çıkmaktadır.
Ashab-ı Kehf kimlerdir, isimleri nedir?
Ashab-ı Kehf'in tam olarak kaç kişi olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte genellikle yedi kişi oldukları kabul edilir. Bu gençlerin isimleri farklı kaynaklarda farklılık göstermektedir; ancak en yaygın olanları Yemliha, Mekselina, Mesina, Mernuş, Debernuş, Sezanuş ve Kafetatayyuş olarak bilinir. Yanlarında bulunan köpekleri Kıtmir bu hikayede koruyucu bir figür olarak yer almaktadır. Bu isimler kıssanın farklı din ve inançlar arasında nasıl aktarıldığını da göstermektedir.
Rivayet ne anlatır?
Roma döneminin putperestliği ve gençlerin bu duruma karşı duruşu Ashab-ı Kehf hikayesinin temelini oluşturur. Gençler zulme uğramaktan kaçmak için mağaraya sığınmış ve burada uzun yıllar Allah'ın korumasında kalmışlardır. Mağarada geçirdikleri süre Kur'an'da 309 yıl olarak belirtilmiştir. Uyanıp dışarı çıktıklarında her şeyin değiştiğini fark etmişlerdir; Roma'nın putperest yapısı yerini tek tanrı inancına bırakmıştır.
Bir genç mağaradan çıkarak yiyecek almak için şehre gittiğinde parası ve kıyafetleriyle halkın dikkatini çeker. Eski parayı kullandığı için herkes şaşkına döner ve bu durum onları hükümdarın huzuruna çıkarır. Ancak gençler bir süre sonra kaybolurlar. Bu olay halk arasında büyük bir etki yaratmış ve putlara tapmaktan vazgeçilip tek tanrı inancı pekişmiştir. Bugün bu kıssanın geçtiği yerin Mersin Tarsus'ta olduğu düşünülmekte ve her yıl binlerce insan tarafından ziyaret edilmektedir.
Kur'an-ı Kerim'de nasıl geçer?
Kehf Suresi, 17. ayet:
(Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser-geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi saptırırsa onun için asla doğru-yolu gösterici bir veli bulamazsın.
Kehf Suresi, 25. ayet:
Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.
Kehf Suresi, 26. ayet:
De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O'nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz."