Meğer hiçbirimizin bundan haberi yokmuş! Yumurta alırken dikkat, eğer üzerinde 3 rakamı varsa...

Yumurta başta kahvaltı olmak üzere sofralarımızın ve yemeklerimizin vazgeçilmez parçalarından biri. Yumurta, besinler içerisinde en kaliteli proteini bünyesinde bulunduran, A, D, E ve B grubu vitaminler başta olmak üzre birçok faydalı vitamin içeren önemli bir besin kaynağıdır. Yumurtanın saymakla bitmeyen faydaları dışında bilmediğimiz birçok özelliği daha var. Kanserden fazla kiloya birçok probleme çözüm olan yumurtanın tüketimin bazı önemli püf noktaları var. Yumurtanın üzerindeki 0,1,2,3 kodları örneğin. Ne anlama geldiğini biliyor musunuz? İşte sizi şaşırtacak o gerçekler.

Takvim.com.tr

Giriş Tarihi: 30 Temmuz 2020 14:59

Yumurta tüketirken çok işinize yarayacak birkaç püf noktasını sizin için derledik. Şimdiden kolay gelsin…

Yumurta buzdolabında saklanmalıdır. Birçok kişi yumurtayı dolaba koymadan önce dışı kirli olduğu için yıkıyor ama bu çok büyük bir hata. Yıkadığınız takdirde yumurtanın dışındaki bakteriler kabuktaki gözeneklerden içeri girer. Faydadan çok zararı vardır yani…

Yumurtanın tazeliğini test etmenin en kolay yolu bir bardağa su doldurup yumurtayı içine atmaktır. Bardağın dibine batan yumurta taze, suyun üzerinde yüzen yumurta ise bayattır.

Yumurtayı kırdığınızda ufak kabuk parçaları da içine kaçtıysa hiç üzülmeyin. Yumurtanın kabuğunu kaşık gibi kullanarak büyük parçaları toplayabilirsiniz. Ancak yumurtanın dışı kirliyse ve içiyle temas etmesini istemiyorsanız parmağınızı ıslatıp ucuyla yumurta kabuklarını toparlayabilirsiniz.

Haşlanmış yumurtayı kolayı soymanın yollarından biri haşlama suyuna bir tutam karbonat ya da 1 tatlı kaşığı sirke eklemektir. Bir diğer yol ise yumurtanın sivri olmayan ucuna iğneyle bir delik açmaktır. Eğer birden fazla yumurtayı aynı anda soymak isterseniz büyükçe bir kavanozun üçte birine su doldurup yumurtaları içine koymak ve çalkalamak da bir çözüm olabilir. Yumurtalar kabuklarından kolayca ayrılacaktır.

Tencerede haşlayacaksanız 4-5 taneden fazla yumurtayı aynı yere koymaktan kaçının. Eğer daha fazla sayıda yumurta haşlamak istiyorsanız fırından faydalanın. Yumurtaları ıslak bir havlunun üzerinde fırın tepsisine yerleştirin. Düşük sıcaklıkta yarım saat pişirdiğiniz yumurtalarınız tam kıvamında olacak.

Haşlanmış yumurtayı soymak için su dolu bir kavanoza koyup çalkalamanız yeterlidir. Birkaç dakika içinde yumurta kavanozdan fincandan ayrılmış halde çıkar.

Yumurtanın kokusu birçok kişinin şikayet ettiği noktalardan. Sıcak yumurtanın kokusunu artırır. Doğrudan sıcak suda haşlamak yerine soğuk suya koyup yavaş yavaş ısıttığınız yumurta daha az kokar. Aynı şekilde bulaşıklara sinmiş yumurta kokusunu da soğukla yıkayarak çıkarabilirsiniz. Limon ve sirke de hem bulaşıklarınıza hem de bulaşık makinenize sinmiş yumurta kokusunu ortadan kaldırmakta çok işe yarar.

Yumurtalarınızı pişirirken fazla bulaşık çıkmasın istiyorsanız mutfak poşetlerinden faydalanın. Yumurtayı poşete kırıp poşe yumurta için olduğu gibi bırakın ya da diğer malzemelerle karıştırın ve bir omlet harcı hazırlayın. Ağzını bağladığınız poşeti sıcak suya batırdığınızda yumurtanız kolayca pişecek bulaşıkla uğraşmanıza gerek kalmayacak.

Yumurtanın sarısını beyazından ayırmak için bir pet şişeden yardım alabilirsiniz. Şişenin ağzıyla yumurtanın sarısını vakumlayarak kolayca başka bir kaba aktarabilirsiniz.

Yumurta tam bir protein zengini... 100 gram haşlanmış yumurtada tam 13 gram protein bulunuyor. Yumurta ayrıca A ve D vitaminleri, kalsiyum, magnezyum ve demir açısından da önemli bir gıda.

Yumurta aynı zamanda önemli bir selenyum kaynağı, hatta piyasada selenyum açısından zenginleştirilmiş yumurtalar da bulmak mümkün. Haşlanmış yumurtanın 1 tanesi 20 mikrogram selenyum içeriyor ama haşlanmış yumurta sevmiyorsanız üzülmeyin. Başka şekilde pişmiş yumurtalar da deneyebilirsiniz.

Rafadan yumurta 3, katı yumurta ise 15 dakika haşlanır. Ancak bu süreyi uzatırsanız yumurtanız yeşermeye başlar. Bu da vitamin ve minerallerini kaybettiği anlamına gelir.

Mükemmel bir sahanda yumurta için önce tavayı ısıtın. Ardından tavaya biraz sıvı yağ ekleyip kızdırın ve yumurtayı kırın. Beyazı henüz pişmemişken karabiber ve tuz ekleyip 2 dakika boyunca dokunmadan pişmesini bekleyin. Kenarları kızarmaya başladığında servise hazırdır. Bir spatulayla tavadan alıp tabağa koyabilirsiniz.

Mükemmel bir çırpılmış yumurta için bir nem kaynağına ihtiyacınız var. Bu süt ya da krema olabilir. Ayrıca yumurtanızı iyice sertleşene kadar pişirmeyin. Pişmeye çok az kala ocaktan alın. Çünkü yumurta kendi sıcağıyla bir süre daha pişmeye devam edecektir.

Mükemmel bir omlet için öncelikle içine eklediğiniz diğer malzemeleri pişirip yumurtayı sonradan ekleyin. Böylece omletinizin sulanmasını ve kıvamını kaybetmesini önlemiş olursunuz.

Yumurtanızın nereden geldiğine önem veriyorsanız, üzerinde basılmış olan kod numaralarının anlamını bilmelisiniz. Kod 0 ile başlıyorsa organik, 1 ile başlıyorsa free range yani serbest dolaşan, 2 ile başlıyorsa kümeste kafessiz yetiştirilen, 3 ile başlıyorsa kümeste kafeste yetiştirilen tavuk anlamına gelir.

ÇÖP DİYE YUMURTA KABUKLARINI ATIYORUZ AMA ATMAYIN, MEĞER...

Uzmanlar, yumurta kabuğunun faydalarını ve nasıl tüketilmesi gerektiğini anlattılar. Güçlü kemik oluşumu için kalsiyumun yanı sıra D vitamini, K vitamini.

Folik asit - B vitaminleri, potasyum, magnezyum, fosfor, omega 3 yağ asiti, protein ve egzersiz de kemik gelişimi için gereklidir. Kemiklerin yapısında bulunan kalsiyumun bilinen en iyi kaynakları süt ve süt ürünleridir.

Yetişkin bireylerde günlük kalsiyum ihtiyacı 1000 mg kadardır. Besinlerimiz ile aldığımız kalsiyumun ancak %30-40'ı emilebilmektedir.

Günlük 3-4 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketimi kalsiyum ihtiyacımızı karşılamaktadır. Yumurta kabuğunda 27 besin öğesi bulunuyor

Yumurta kabuğunun yaklaşık %90-95' i kalsiyum olup besinlerle alınan kalsiyuma göre vücutta sindirimi ve emilimi çok daha fazladır. Yumurta kabuğunda ayrıca magnezyum, bor, bakır, demir, manganez, molibden, kükürt, silikon, çinko vb. 27 besin öğesi bulunmaktadır.

Bu bileşim insan kemik ve diş yapısı bileşimine çok benzemektedir. Yumurta kabuğu kalsiyumu ve D3 vitamini takviyesiyle yapılan çalışmalarda kemik yoğunluğu ölçümlerinde artışlar gözlemlenmiştir.

Bu nedenle de osteoporoz (kemik erimesi hastalığı ) riskini azaltmaya yardımcı, iyi bir kalsiyum kaynağı olarak güvenli bir şekilde günlük beslenmeye eklenebilir. Nasıl tüketilmeli?

Kuş (tavuk) doğru beslenmezse ihtiyacımız olan besin öğelerini yumurta kabuğundan alamayız. Bu yüzden serbest gezinen kuşların veya sertifikalı organik her türlü yumurta kabuğu (tavuk, kaz, ördek) kullanılmalıdır.

Salmonella bakterisi riski için iyi kaynatılmış olan yumurta kabuğu, kurutulup blenderla toz haline getirildikten sonra tüketilebilir. Elde ettiğiniz yumurta kabuğu tozunu saklamak isterseniz serin ve kuru bir yerde, cam bir kavanozda muhafaza edebilirsiniz.

Orta boy yumurta kabuğundan yaklaşık 1 çay kaşığı yumurta tozu elde edilebilir. Bu da yaklaşık 800 mg kalsiyum içermekte olup yetişkin bir birey için besinlerden alınan kalsiyumun miktarına göre ilave olarak kullanılabilir.

Kalsiyumun fazla alınması kas kramplarına sebep olabilir. Bu yüzden dikkatli kullanılmalı ve mutlaka potasyum kaynağı muz gibi besinlerin tüketimi de ihmal edilmemelidir.

KÜFE DİKKAT!

Küfün üzerinde birtakım toksik kimyasallar bulunur ve bu da kusma, bulantı ve ishal gibi şikayetler ile kendini gösteren karaciğer hasarına yol açabilir.

Yine de böyle bir durum ile karşı karşıya kalmanız bağışıklık sistemi veya yaşınıza bağlı olarak değişebilir.

Küfler arasında en yaygın olarak görülen, toksik etkisi dolayısıyla kansere bile neden olabilen aflatoksindir.

Ancak her gıdada bu küf cinsine rastlanmaz. Aflatoksine en çok yer fıstığı ve mısırda rastlanır.

Aslında uzmanlar küfün tek başına o kadar da tehlikeli olmadığını söylüyor.

Yani sizi hasta edebilecek şey, küf ile birlikte oluşan bakterilerdir. Böyle durumlarda da kusma, ishal ve bulantı gibi semptomlar yaşayabilirsiniz.

Ne kadar ağır geçireceğiniz, bakteri türüne ve yediğiniz yiyecek miktarına bağlı olarak değişir.

YA KÜF ALERJİNİZ VARSA...
Yiyeceklerde bulunan bazı küflere alerjik reaksiyonlar gösterenler de vardır. Eğer tespit edilmiş bir küf alerjiniz varsa bu tür yiyeceklerden uzak durun ve yanlışlıkla yemeniz durumunda derhal doktorunuzu arayın.

Kaşıntılı ve sulu gözler, deride kırmızı döküntü, hırıltılı solunum, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı alerjik reaksiyonun belirtileri olabilir.

VÜCUDUMUZUN KOLAY SİNDİREBİLDİĞİ KÜFLER DE VAR
Pek çok ülkede küflü yapıda olan peynirlerin tüketildiğini biliyoruz. Peki, bu küfler vücudumuza zarar verir mi?

Farklı peynir türlerinde karşılaşılan küf özellikle İtalyanların en meşhur küflü peyniri gorgonzola ve Fransızların küflü peyniri olarak bilinen rokfor gibi peynirlerde güvenli şekilde üretilir.

Bu peynirlerin içerisindeki yeşil-mavi küf damarları, peynir hamuruna kültür küfü eklenmesi ile oluşur.

Camembert ve brie peynirlerinde de yüzeyde beyaz küf kullanılır.

Ancak ne yazık ki yine de küf alerjisi olanlar için bunlar iyi bir alternatif değiller.

KÜFÜ KAZIDIKTAN SONRA YENİLEBİLEN BESİNLER VAR MI?
Hafif yiyecekler, sandviç, sosisli vb. pişmiş kırmızı et ve kanatlı etleri, güveçte pişmiş hububat, kek vb. yiyecekler tüketilmemeli çünkü yüksek nemli olan ortamlar küflerin gelişimi için uygundur. Bu tür yiyeceklerde bakteri gelişimi de görülebilir.

Sert peynirlerde küfün olduğu bölge en az 2,5 cm'lik kısmı kesildikten sonra kullanılabilir çünkü küf lifleri sert cisimlerde derinlere ilerleyemez.

Yumuşak peynirler (krem peynir gibi sürülebilir peynirler), kesilmiş, parçalanmış hiçbir türlü peynir tüketilmemeli. Çünkü böyle peynirlerde küf liflerinin derinlere ulaşması kolaydır.

Yoğurt, krema, reçel ve jöleler de tüketilmemeli çünkü nemli gıdalar küflerin gelişimi için uygun ortamlardır.

Sert meyve ve sebzeler de (havuç, lahana vb.) sert peynirlerde olduğu gibi küfün olduğu bölge en az 2,5 cm'lik kısım kesilerek kullanılabilir. Bunun nedeni de yine aynı şekilde küflerin sert maddelerin içine doğru fazla yayılamamasıdır.

Yumuşak meyve ve sebzeler (salatalık, şeftali, domates vb.) tüketilmemeli çünkü küf mantarlarının lifleri içeriye ulaşmış olabilir.

Küflenmiş fırın ürünleri de asla yenmemeli. Bu ürünler gözenekli olduğu için küf mantarlarının lifleri iç bölgelere kadar ilerleyebilir.

Fıstık ezmesi, bakliyat ve kuru yemiş de küflendiyse tüketmekten kaçınılmalı. Çünkü bu gıdalar koruyucu kullanılmadan işlenmiş olabilir ve bu da küf gelişimi için uygun ortam oluşturur.

Kaynak: Milliyet