Hayatını anlatan filmi nedeniyle, tüm Türkiye trajik hayat öyküsüyle, arabeskin fenomen isimlerinden Bergen'i konuşuyor. Kendisiyle aynı dönemde arabeske damga vuran güçlü kadın seslerden Tüdanya'nın hayatı da en az Bergen kadar acı dolu, filmlere, kitaplara konu olacak cinsten. Sahne ismi Tüdanya olan Hatice Karlı 80'lerde Seni Sevmeyen Ölsün şarkısı ve albümüyle fırtınalar estirmişti. Yine vaktiyle 2 milyon 750 bin kaset satışıyla rekor kıran, 80'lerin arabesk fenomeni Tüdanya "Benim hayatımdan 50 film çıkar" diyor.
Tüdanya aynı zamanda Bergen'in yakın arkadaşlarından. Talihsizliklerle dolu hayatı acılarla örülmüş. Yakın dönemde gırtlak kanseri olan Tüdanya'nın ses telleri alındı ve sesini kaybetti. Yani delicesine aşık olduğu şarkıcılığa veda etti. Artık konuşamıyor ve şarkı söyleyemiyor.
Tüdanya kendi tabiriyle, doğup büyüdüğü kültürden, hayattan bir türlü kopamayıp şöhrete alışamayanlardan. Hayatı biraz Külkedisi masalı hattında seyretmiş, biraz da Yeşilçam filmlerinden aşina olduğumuz melodramlar gibi... Bergamalı yoksul bir ailenin dokuz çocuğunun dört numarası. Baba ayakkabı boyacısı. Anne ise Bergama'da üç gün süren kına gecelerinde darbuka ve def çalan bir müzisyen. "Yani annemin karnında başladım müziğe. Ekmek bile özendiğimiz bir şeydi, lükstü" diyor Tüdanya çocukluğunda yaşadığı yoksulluğu anlatırken: "14 yaşında beni, benden 15 yaş büyük bir adamla evlendirdiler. Zaten babam alkolikti, bizi döverdi. Babam gibi bir adam çıktı karşıma. Evine bakmadı. İlk çocuğum, bakımsızlıktan, açlıktan öldü. Ardından iki çocuk daha oldu. Eşim bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Sonra tekrar baba ocağına döndüm."
Baba ocağına dönüyor ama iki çocukla bu kez yoksulluk daha beter vuruyor. Evlere temizliğe gitmeye başlıyor. Ama ruhunda hep müzik var. Başa dönersek, daha küçük yaşlarda annesiyle gittiği kına gecelerinin sesine doyum olmayan solisti kendisi. Üstelik tesisatsız, mikrofonsuz ortalığı inletiyor güçlü ve hüzünlü sesiyle.
"Bu müzik tutkusu acaba bana bir çıkış kapısı olabilir mi" diye düşünüyor ara ara. Bir gün temizliğe gittiği İzmir Pırlanta Pavyon'un sahibi tıpkı Yeşilçam filmlerindeki gibi, çalışırken şarkı söylediğini duyuyor. "Sesin güzel kızım, sende yıldız kumaşı var" diyor patron Cengiz Özşeker. Bu arada Pırlanta Pavyon, Kibariye ve Bergen gibi yine aynı dönemde parlayan arabesk yıldızlarını piyasaya kazandıran mekan: "Sonra patron Yeni Asır gazetesinde 'Tüdanya geliyor' diye koca koca ilanlar vermeye başladı. Ben bu arada ayağımda yırtık terlik, pavyona temizliğe gidip geliyorum. Patrona 'Reklama harcadığını paralardan biraz da bana verseniz olmaz mı?' dedim. Evde çocuklara ne yemek pişireceğimi düşünüyorum her gece. 'Biraz sabret kızım, sen çok para kazanacaksın' dedi."