Türk pop müziğinin sevilen isimlerinden Demet Sağıroğlu, müzik kariyerinde şanslı bulduğu anları ve sahnede edindiği deneyimleri anlattı. Erzurum'dan İstanbul'a uzanan hikayesinde, konservatuvar yıllarından Eurovision sürecine, Kayahan ile yollarının kesişmesinden Kınalı Bebek albümüne kadar pek çok anıya değinen Sağıroğlu, yeni projeler üzerinde çalıştığını da açıkladı.
Ünlü sanatçı, aynı zamanda sanatın diğer disiplinleriyle de ilgilendiğini belirterek resim, seramik ve heykel çalışmalarından söz etti. İşte Demet Sağıroğlu'nun AA muhabirine verdiği o röportaj...
Başlangıçta aileniz izin vermese de müzikle temas ettiniz. Bu anlamda müzikal yolculuğunuzun başlangıcını merak ediyoruz.
"Ailemin işi sebebiyle Erzurum'da doğdum. Babam Erzincanlı, annem ise İzmirli. 2 yaşından 4,5 yaşına kadar İzmir'de büyüdüm. Sonra Ankara. Çocukken benim en güzel vakit geçirme olayım şarkı söylemekti. 2 yaşımda doğum günüme şarkılar söyleyerek girmişim. Sonra mahallede konserler vermeye başladım. 'Şeker Kız Candy', 'Heidi' gibi çizgi filmlerin müziklerin ezberleyip, okula gider söylerdim. Eurovision benim için çok önemliydi. Oradaki bütün şarkıları ezberlerdim. Sonra konservatuvara gitmek istedim. Babam, 'Müzik olmaz. Önce bir mühendis, doktor ol.' derdi. Bana hep önce mimar, sonra şarkıcı olmuş diye Erol Evgin'i örnek verirdi"
Konservatuvar süreciniz nasıl oldu?
"17 yaşındayken gizlice Hacettepe Devlet Konservatuvarı sınavına girdim, kazandım. 'Ailenden izin kağıdı getirmen lazım.' dediler. 'Ne olur 18'ime birkaç ay kaldı' desem de kabul etmediler. O yüzden ilk sene konservatuvar kaldı, ertesi yıl tekrar sınava girdim. Bilkent Üniversitesini kazandım. Babam 'Artık 18 oldun. Ne yapıyorsan yap.' dedi. Grafik Bölümünü tercih ettim. Sonra aynı üniversitenin bölüm başkanı çağırdı, sınavda birinci olduğumu ve burs kazandığımı söyledi. Böylelikle opera ve şan bölümüne başladım. Biraz havai bir kişi olduğum için 2 yıl sonra bursum geri alındı. Ben de açıkta kalmak istemiyordum. İstanbul Teknik Üniversitesinde Türk Sanat Müziği Bölümü'nde bir kişilik kontenjan açığı çıktı. Anneannemin öğrettiği Mümkün mü Unutmak Güzelim Neydi O Akşam parçasıyla İTÜ'yü kazandım ve İstanbul hayatım başladı"
Kayahan ile yolunuzun kesişmesi nasıl oldu?
"Okuldayken Kayahan abiyle tanıştım. 'Eurovision Şarkı Yarışması'na birlikte katılalım.' dedi. 'Tamam.' dedim ve okuldan izin istedim. Okul yönetimi izin vermedi. 'Sen geleceğin Muazzez Abacı'sı, Emel Sayın'ı olacaksın. Biz de Eurovision'a giden popçu oluyor.' dediler ve gidişim de o gidiş oldu"