Bunlardan en önemlisi de Aziz Yıldırım'ın Ergenekon'la bağlantısının olduğuydu. Takvim Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergün Diler'in dün kaleme aldığı köşe yazısında, Yıldırım'ın Ergenekon'la olan bağlantısına dair ifadeler var. İfadeler elbette Ergün Diler'e ait değil. Diler, bir dostuyla konuştuğu samimi bir görüşmeyi bugünkü köşesine taşıdı. Buradaki ifadelere göre, Aziz Yıldırım'ı yakan bir 'astsubay'dan başkası değilmiş. Nasıl oluyor demeyin!
Ergün Diler, bugünkü köşe yazısında ise Aziz Yıldırım ve Yıldırım'ın vefat eden dayısı Faruk Yalçın'ın Rusya bağlantısından yola çıkarak NATO ihalelerindeki gücüne vurgu yaptı. Diler, dünkü yazısını bir adım daha ileri götürerek şike operasyonunun perde arkasında nelerin yattığını okuyucusuyla paylaştı.
İşte Diler'in bugünkü köşe yazısından ilgili bölüm:
Fenerbahçe, şike, Aziz Yıldırım, veto, iade, 138 yıl, iddianame, Ergenekon...
NELER OLACAĞINI çok yakın bir dostumla konuştuk.
Konuştuk dediğime bakmayın bir soru sormam yetti de arttı bile... Ortaya ilginç olduğunu düşündüğüm bir TELERÖPORTAJ çıktı...
* Şike davası nasıl biter?
Bunu şu an kimse bilemez.
Mahkeme "iddianameyi kabul etmiyorum" dediğinde konuşulacak bir şey kalmaz.
* Bir dakika! Böyle bir ihtimal var mı?
Neden olmasın. Sonuçta VAR OLDUĞU söylenen ÇETE, şike çetesi... Yasa değiştirilirse, ceza da değiştiriliyor demektir. Beklemek lazım.
* Aziz Yıldırım için istenen cezalar ve iddia edilen suçlar ne anlama geliyor?
Burada en önemli konu GİZLİ TANIK meselesi... Aziz Yıldırım ve ailesi yıllarca NATO ihale işlerini yaptılar. Normalde 5 liralık iş, adı NATO olunca 35 liraya yükselir. Yani kazancı çok iyi bir iştir. Zaten Yıldırım ailesi de varlıklı bir ailedir.
Bir dönem Ergenekon'dan alınıp serbest bırakılan bir ASTSUBAY vardı. Ben bu adamı tanırdım.
Yanıma gelip giderdi. Daha sonra öğretim üyesi olup bazı üniversitelerde ders verdi. Bu ASTSUBAY değişik ilişkileri kullanan bir isimdi.
Ergenekon adına Yıldırım'dan PARA istediğini defalarca bana anlattı. Falan paşa adına, filan paşa adına gidip maddi destek istediğini biliyorum.
* Aziz Bey Ergenekon'a para mı verdi yani?
Adamın demesine göre verdi. Ee, isteyenler de rütbeli olunca iş başka bir hal alıyor tabii...
* Peki bu astsubaya ne oldu?
Birşey olmadı. Ama bu adam bence Aziz Başkanı yakan isim.
* Neden, nasıl?
Bu adamın eli kolu çok uzundu. Akıllıydı.
Bence GİZLİ TANIK O...
* Yani Başkanı yakan adam
Evet... Eğer Ergenekon diyorsanız ortaya belge koymalısınız. Çünkü GİZLİ TANIKLIĞIN şartları bellidir. Bunlar LAFLA olmaz...
DİLER'İN BUGÜNKÜ YAZISI:
NATO kafa NATO Mermer
Şike dosyası Türkiye'nin gündemini sarsmaya devam edecek. Gelecekte neler olacağından çok bu noktaya nasıl gelindiğine KAFA YORMAYA devam edelim.
Günlük yaşadığımız ve ARŞİV çalışması yapmadığımız için önümüze dikilen sorunların arkasındaki gerçek nedenleri bir türlü göremiyoruz. Susurluk, faili meçhul, Ergenekon, batık bankalar ve darbeler gibi derin kırılma yaratan konuları bile GÜNLÜK ele aldık. Arka plana bakıp KUKLACIYI hiç merak etmedik. Bize verilenle yetindiğimiz için AFGAN PAPAĞANINA döndük...
Neyse, gelelim Aziz Yıldırım'a... Seveninden çok sevmeyeni var. En büyük düşmanları kendi camiasının içinde.
Bu yüzden gelin, filmin başına gidelim. Belki yönetmenin kim olduğunu daha iyi anlarız...
Faruk Yalçın... Aziz Yıldırım'ın dayısıydı. Onu oğlu gibi severdi. Çok başarılı bir işadamıydı. NATO ihalelerinde şartnamelerin bile nasıl yazılacağını bilirdi.
Basının karşısına neredeyse hiç çıkmazdı. Türkiye'nin en gizli zenginlerinden biriydi.
Fenerbahçe'yi her şeyden üstün tutardı. Şükrü Saracoğlu ismini stada veren de oydu...
Müteahhitlik işine 1963'te başladı. Yıllar sonra TEKFEN Holding'i kuracak olan Nihat Gökyiğit, Feyyaz Berker ve Necati Akçağlılar o zamanlar NATO'da mühendisti.
3 arkadaş, Yalçın'ın desteğiyle şirketi kurdu.
Yalçın'ın ünü sınırları aşmıştı.
Onun bilgisi ve onayı olmadan askeri ihaleleri almak neredeyse imkansızdı.
Birçok sektöre girdi.
Alüminyumdan hazır betona kadar pek çok alanda boy gösterdi. Ancak asıl işlerini hep askerle yaptı.
Türkiye'deki uçak sığınakları, havaalanları, mayın depolama tesisleri, deniz üsleri, büyük askeri limanlar, subay evleri, akaryakıt boru pompadepolama tesisleri, kuvvet santralları, radar sistemleri gibi kritik işlerin hepsinde Yalçın'ın şirketi Makyal'ın imzası vardı. NATO ile çalıştığı için çok zengin oldu. Yaptığı her işten çok kar etti.
KDV'den muaf olduğu için adı gizli zenginler listesine girdi. Öne çıkmak istemiyordu.
Aziz Yıldırım'ı FUTBOL'a o itti... Maddi gücüyle hep Aziz Yıldırım'ın arkasında durdu. Yani NATO'nun zengin ettiği aile Fenerbahçe'nin patronu oldu...
Derken birgün futbolcu olarak bildiğimiz SAFFET Sancaklı AKTÜEL'e konuştu.
Neler söyledi neler: "Aziz Yıldırım ile yıllardır Rusya'daki savunma sanayi işinde ortağız.
Daha önce tank ve helikopter gibi ihaleleri Ali Şen alıyordu.
Biz girince, işi bize verdiler.
Bu işte Rusya adına tek yetkili biziz... Bizim onay vermediğimiz hiç kimse bu işte yol alamaz..."
Sancaklı'nın olay yaratan bu röportajı bir süre sonra Aziz Yıldırım tarafından yalanlandı.
Daha garibi, Yıldırım'ın telaşlı tavrını gören Sancaklı da geri adım atarak "Sadece manevi desteği var.
Parasal birliktelik yok" demek zorunda kaldı...
Yani Aziz Yıldırım, RUSYA ile iş yaptığının bilinmesini istemiyordu. Büyük rahatsızlık duyduğu her halinden belliydi.
Çünkü NATO'nun zengin ettiği bir ailenin RUSYA'nın yanında olması çok anlaşılır değildi. ABD'liler bunu vefasızlık olarak görebilirlerdi.
Belki de gördüler bile!...
Bir yanda ABD ile sıkı sıkıya bağlı Sadettin Saran, bir yanda ABD'nin "diz çöktürdüğü"
Aziz Yıldırım, bir yanda ise ABD'nin Türkiye'de operasyon yapmasını engelleyen YENİ ANKARA... Şimdi şike ve Fenerbahçe Başkanlığı'nın ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlarız belki...
Eğer Yıldırım ceza alacaksa bu YENİ ANKARA istediği için olacak. ABD'nin ŞİKENİN altından çakmasına izin verilmeyecek... "Futbol bir ölüm-kalım meselesi değildir. Ondan çok daha önemlidir."
Bill Shankly - Liverpool eski menajeri...
Haksız mı?
