'Başkanlık için bir şey diyemem!'

Fenerbahçe'nin küme düşürülmesini isteyen Özdemir, bunu neden yazılı olarak istemedikleri sorusuna bakın ne yanıt verdi...

Giriş Tarihi 18 Eylül 2011, 00:00 Güncelleme 18 Eylül 2011, 15:36
’Başkanlık için bir şey diyemem!’

İÇİNDEKİLER

3 Temmuz'dan bugüne oldukça zor günler geçiren Fenerbahçe'nin başkan vekili Nihat Özdemir, yaşadıkları sıkıntıları ve buna dair düşüncelerini Zaman Pazar ile paylaştı. Fenerbahçe'nin küme düşürülmesini isteyen Özdemir, bunu neden yazılı olarak istemedikleri sorusuna "Öyle yapsaydık, kendimizi suçlu ilan ederdik." cevabını veriyor.

Fenerbahçe'de en uzun görev yapan yöneticilerin belki de başında geliyorsunuz...

Aziz başkan 13 yılını tamamladı. Bu süre içinde, bütün yönetim kurullarında değişmeyenlerden biri de bendim. Ondan önce, 2 sene Ali Şen'le çalıştım. Şampiyon olduğumuz 1996'da yönetimdeydim. Sonra ayrıldım. Aziz Yıldırım başkan olunca beni davet etti. Başkan vekili yaptı. Ben de önümüzdeki Mayıs ayında 17 senemi tamamlamış olacağım. 60 senelik ömrümün dörtte biri Fenerbahçe'yle geçmiş.

Bu zor zamanlarda istifa kararı aldınız ve Fenerbahçe taraftarı bu kararı çok eleştirdi. O kararı aldığınız gün cezaevinde Aziz Yıldırım'la görüştünüz. Ne konuştunuz da istifa kararı çıktı o gün?

Arkadaşlarımın bu tutukluluk halleri, manevî olarak bana çok tesir ediyordu. Beni çok üzen konulardan biri de, Şampiyonlar Ligi'nden bizi bir günde devre dışı bırakmaları. Canlı yayında, Sayın Mehmet Ali Aydınlar'la bir tartışma yaşadık. Çok sevdiğim, saydığım bir insandır. Hayatım boyunca tansiyon ilacı kullanmadım, o gece kullandım. Sabahında Ali Koç'la beraber Metris'e gittik. "Ben bu işte dayanamıyorum, bu yükü kaldıramıyorum. Sağlığım bozulacak, Fenerbahçe'ye yarar yerine zararım dokunacak." dedim. Bu işte faydalı olamayacağımı görüp istifa ettim. Dostlarımdan, çok değerli insanlardan, geri dönmem yönünde telkinler gördüm. Yönetim kurulundaki arkadaşlarım da oybirliğiyle istifamı kabul etmedi. Ben de kararımı değiştirdim. Mayıs ayında olağan genel kurula kadar, yeni bir görev yapılandırmasıyla, Fenerbahçe'yi götürmeye çalışacağız.

Yeni görev dağılımında, size yönelik bir talep olursa, Fenerbahçe başkanı olur musunuz?

Mayıs 2012'de görevi bırakacağımı açıkladım. 17 senede çok yoruldum, demiştim. Fakat durum öyle bir hale geldi ki, durum ne gösterecek, bilmiyorum! Günlerin ne getireceğini, adaletin nasıl bir karar vereceğini bilmediğimiz için, şu aşamada konuşmak erken.

25 Eylül gibi bir tarih zikrediliyor ve o tarihte yapılacak toplantıda sizin başkan seçileceğinize dair iddialar var...

Benim ayrılma kararı aldığım dönemde, arkadaşlarımız o tarihte toplanma kararı almışlar. O, olağanüstü genel kurul. Tüzüğümüze göre, olağanüstü genel kurulda gündem maddesi neyse o konuşulur. Tek gündem maddemiz var: Durum değerlendirmesi. Biz kongre üyelerine soracağız: Bundan sonra mayıs ayına kadar nasıl bir yol izlemeliyiz? Başka da bir karar alınamaz.

Aziz Yıldırım, aklanır aklanmaz görevi bırakacağını açıkladı. Peki bu dönemde yeni bir başkan seçilmesini istiyor mu?

Şu anda birçok belirsizlik var. Bunların mart ayı gibi açıklığa kavuşacağını düşünüyorum. Hukukî süreçleri yakından takip ediyoruz ve başımızda Aziz Yıldırım varmış gibi, devam ediyoruz.

O halde, Aziz Yıldırım'ın şu anda bırakmak gibi bir kararı yok.

Öyle olsa, istifa etmiş olur. Bir ay içinde, Fenerbahçe'yi seçimli olağanüstü genel kurula götürmek zorunda kalırız. Fenerbahçe başkan vekili olarak, başkanın tüm yetkileri bende. Yola devam ediyoruz.

Spor mahkemelerine alınırsa, karar 2 yılda çıkar

Mehmet Ali Aydınlar'la televizyondaki tartışmanızda, önemli ifadeleriniz vardı. En büyük eleştiriniz ise 3 Temmuz'dan bu yana Federasyon'un bir strateji belirleyemediğiydi...

Taraflarla ana maddede ayrılıyoruz. O da şu: Türkiye'de açılan davaların yüzde 56'sı, beraatle sonuçlanıyor.

Ya yüzde 44'ün içine girerse?

Ama 56'sı beraat ediyor. 44'ünde yargı bir suça hükmediyor. Biz diyoruz ki, yargı süreci devam etmelidir. Gizlilik devam etmelidir. Ne zamana kadar? İddianame yazılıp, dava açılana kadar. O karar alındı, ortalık duruldu. Madem bu istatistikler ortada, TFF, bizim şike yapıp yapmadığımız kararına varmak için, yargının kararını beklemelidir. Avrupa'da başta Portekiz, birçok ülkede; yargı kararı beklendi. Aksi halde, telafisinin çok zor olacağına, masumiyet karinesine uyulmayacağına inanıyoruz.

İtalya'da Juventus'un küme düşürülmesinde, yargı kararını vermemişti mesela...

Ben, bu konuları iyi bilen insanlardan duyduklarımla konuşuyorum. Kesin yargı kararına kadar kim yargılanırsa yargılansın, masumdur. Kararlar, 3-4 yılı bulabiliyor. 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası 14 Nisan'da yürürlüğe girdi ve orada bir madde var. Diyor ki: HSYK, spor mahkemeleri kurmaya yetkilidir ve hemen de kurmalıdır. Gerçekten de HSYK, temmuz ayında böyle bir karar aldı. Eğer asliye durumundaysa, o şehrin asliye mahkemeleri, ağır cezadaysa, ağır ceza mahkemeleri, spor mahkemeleri olarak görevlendirilmiştir; diye bir karar çıkarttı. Bütün Türkiye'deki il ve ilçe başsavcılıklarına genelgeyi yolladı. Mademki böyle bir yetkilendirme var, diğer davalar gibi değil, 3. Asliye ve 3. Ağır Ceza bir an önce bu davalara bakıp, en fazla 2 yıl içinde kesin yargı kararını verebilir. Buna kimsenin itirazı olamaz. Bir suçumuz varsa, cezasını çekmeye hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.

Hukukta; 'güçlü kanıt' ve 'kanaat' gibi kavramlar da var. Yıldırım örgüt yöneticiliğiyle suçlanıyor. Federasyon'un açıklaması da güçlü kanıtlar olduğu yönünde...

Gazetelerde çıkan, içi tamamlanmayan veya altı doldurulamayan telefon dinlemelerinin dahi Yargıtay'da delil olmayacağını, bununla ilgili verilen kararların Yargıtay'ın içtihadıyla bozulduğunu herkes biliyor. Bugün cezalandırdığınız arkadaşlar, iki sene sonra beraat ederse; nasıl geri döneceğiz? Maddi ve manevi kayıplarımızı nasıl karşılayacağız?

Federasyon, Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne göndermezken; küme düşürmedi! Ki siz, küme düşürülmeyi istediniz. Ancak herkes bunu neden yazılı bir dilekçeyle ifade etmekten kaçındığınızı merak ediyor...

UEFA senden böyle bir karar vermeni istiyorsa, sen dik duramadıysan, sende de bu kanaat varsa, o zaman bizi küme düşürseydin! O da "Bana yazılı müracaat edin." dedi. Ben yazılı olarak müracaat edersem, kendimi suçlu olarak kabul edeceğim! Bu nedenle bunun olmayacağını söyledik.

Orduspor maçında, taraftara 'Dekoder alın' çağrısı yapmanız, çok eleştirildi. Taraftar, yayıncı kuruluşun TFF'ye yaptığı baskı nedeniyle, kulüp istediği halde küme düşürülmediğine inanıyor.

Federasyon kararlarını hangi etkilerle alır almaz, ben karışmam. Taraftara diyorum ki: "Bakın bu maçı taraftarsız oynadık. Bırakın bizi, Kadıköy esnafı da bundan zarar gördü. Manevi tarafı ise oyuncularımız, büyük avantajımız olan taraftar desteğinden mahrum kaldı." Allah'tan 1-0 galip geldik. Taraftarımız; lüzumu yokken, takımını desteklemesi gerekirken, Shakhtar Donetsk maçında kimseye zarar vermeden sahaya indi. Hakem haklı olarak maçı iptal etti ve iki maç ceza aldık. Maçtan sonra, tafartara "Bizi bundan sonra taraftarsız maç istemiyoruz." diye seslendik.

Taraftarın tepkisi beni korkuttu

Taraftarın bu tepkisi sizi korkuttu mu? Zira Fenerbahçe'nin durumu nedeniyle, diğer takımların taraftarlarıyla bu sezon ciddi gerginlikler yaşayacağı yönünde karamsar beklentiler var.


Korkuttu tabii! Korkutmaz mı? Bizi kolay bir sezon beklemiyor. Bütün mesele, karşı tarafın yapacağı şeyler değil. Federasyon'un bu konuda ciddi kararları var. Bizim taraftarımızın da akıllı davranması gerekiyor. Rakip taraftara cevap vermemesi gerekiyor. Bunu başarabilirsek, bu sezonu sıkıntısız geçeriz. Şampiyon olmuş 5 takım haricinde, 13 Anadolu takımı var. Bu takımların tek geliri, yayıncı kuruluştan gelecek paradır. Kulüpler Birliği toplantısında, kulüp başkanlarıyla konuşuyoruz. Gerçekten çok zor durumdalar. Liglerin 5 Ağustos yerine, 9 Eylül'de başlaması başta biz, bütün kulüpleri madden büyük sıkıntıya soktu. Bugün sıkıntıda olmayan bir Anadolu takımı yok. Hepsi Lig TV'den gelecek paraya bakıyorlar.

Fenebahçe'nin kümede kalmasını bu nedenle mi istiyorlar?

Ben o konulara girmem! Ama genel tabloya baktığımızda, dört büyüklerin bütçelerinde önemli bir pay, yayın gelirleridir. Yayıncı kuruluş büyük bir gelir kaybına uğruyorsa, hepimizi sıkıntıya gireriz. Bu sıkıntı, Milli Takım'a kadar gider. Lig TV yöneticilerinin anlattığına göre de, en çok decoder iptali, Fenerbahçe taraftarından gelmiş. Ben orada, Türk sporu ve 18 takım için, Fenerbahçe için o açıklamayı yaptım. Bu, Fenebahçe yönetiminin fikridir.

Ünal Aysal'a 'yanlış yapıyorsun' dedim

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'ı arayarak, 'Bizi UEFA'ya siz şikâyet ettiniz.' dediniz mi?


Ne benim, ne de yönetici arkadaşlarımın 'Bizi UEFA'ya Galatasaray şikâyet etti.' diye bir açıklaması olmadı. Ünal Bey'le bir iki telefon konuşması yaptım tabii, açıklamalarıyla ilgili. Söylediklerinin yanlış olduğunu, gözden geçirmesi gerektiğini söyledim.

Play-off sistemine yönelik düşünceleriniz neler?

Kararı, Federasyon getirdi. Lig TV destekledi. Tartışmak için çok fazla zamanımız yoktu ve bu kararı destekledik. Ligin marka değerinin artması için 'Bu sene bunu deneyelim.' dediler. Biz kapalı toplantıda da, içeride de 'Evet' dedik. Bazılarının yaptığı gibi; içeride başka, dışarıda başka konuşmadık!

Yakında yönetici bulamayacağız

Federasyon Başkanı Aydınlar, hâlâ en büyük hayalinin Fenerbahçe başkanı olmak olduğunu söylüyor. Bu yaşananlardan sonra hâlâ böyle bir şansı var mı?

Türkiye'de bir ay sonrasını bile konuşmak doğru değil! Her şey çok çabuk değişiyor. 2 Temmuz ve 3 Temmuz'u düşünün... Bir gecede Türkiye'de her şey değişti!

Aydınlar'ın yönetim kurulu başkanı olduğu Acıbadem'in sponsorluğunu bitirdiniz. Federasyon'la yaşadıklarınız nedeniyle mi bu kararı aldınız?

Arkadaşlar böyle bir karar verdiler. Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum. Çünkü voleybolda, Fenerbahçe'nin bugüne gelmesinde büyük katkıları oldu. Teşekkür ederek, ayrıldık.

Siz de Yıldırım Demirören gibi, Şiddet Yasası'nda şikeyle ilgili maddelerin çok ağır olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle. Türkiye'de en büyük suçu işleyin, bu yasada öngörülen cezayı almazsınız! Çok ağır! Taraftarın yönetilmesi konusunda, saha içinde ve saha dışında, yöneticilerin sorumlu olacağı yönünde maddeler var ki, bu halde çalışacak yönetici bulamayız!

Spor Bakanı Suat Kılıç, yasanın hiçbir şekilde değiştirilmeyeceğini söyledi...

Bakan dedi ki: 'Kamuoyundan gelen seslere göre hareket edeceğiz.' CHP ve MHP'nin tutumlarına göre karar verebilirler, diye tahmin ediyorum.