CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun kamu bankaları zararı iddialarına Hazine'den açıklama
Hazine ve Maliye Bakanlığı CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun kamu bankaları iddiaları için açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından yapılan açıklamada “Çiftçiler ile esnaf ve sanatkarlara sağlanan Hazine faiz/kar payı destekli krediler kaynaklı kamu bankalarının zarara uğratıldığına yönelik haberler gerçeği yansıtmamaktadır”denildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada ayrıca "Çiftçilerimiz ile esnaf ve sanatkârlarımız kamu bankalarımız aracılığıyla Hazine faiz/kâr payı destekli kredilerden yararlanmaktadır. Söz konusu kredilerin faiz/kâr payi yükünün belirli bir kısmı Bakanlığımızca karşılanmaktadır. Bakanlığımızca karşılanan tutarlar bu amaçla önceden bütçede ayrılan ödenekten ilgili kamu bankasına ödenmektedir." ifadelerine yer verildi.
SGK borçları ortaya çıkan CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, skandalı örtbas etmek için kamu bankalarının zarar ettiğini iddia etti. İmamoğlu, Halkbank ve Ziraat Bankası'nı işaret ederk "İki kamu bankası 6 ayda 42 milyar TL zarar etti" dedi.
İmamoğlu'nun hemen ardından aynı yalanı eski ortağı İYİ Parti de devam ettirdi. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin dün düzenlenen grup toplantısında kamu bankalarının zarar ettiğini iddia ederek "Diğer kamu kurum ve kuruluşları da farklı değil. Sosyal Güvenlik Kurumu'nda, Ziraat Bankası'nda, Halk Bankası'nda, Botaş'ta sürekli görev zararı düzenlemesi yapılıyor. Örneğin Ziraat Bankası'na 2024 yılının ilk 10 ayında bütçeden ödenen rakam 65 Milyara yaklaştı. Bu, bankanın son 15 yılındaki toplam görev zararından daha fazla! Şimdi size sorarım; özel bir işletmeyi sürekli zarar ettiren, iflasa sürükleyen bir idareci, o makamda oturabilir mi? Mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan açıklama geldi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
5 Aralık 2024 Çiftçiler ile esnaf ve sanatkârlara sağlanan Hazine faiz/kâr payı destekli krediler kaynaklı kamu bankalarının zarara uğratıldığına yönelik kamuoyunda yer alan iddialara karşı doğru bilgilendirme yapılması zaruri görülmüştür.
Çiftçilerimiz ile esnaf ve sanatkârlarımız kamu bankalarımız aracılığıyla Hazine faiz/kâr payı destekli kredilerden yararlanmaktadır. Söz konusu kredilerin faiz/kâr payi yükünün belirli bir kısmı Bakanlığımızca karşılanmaktadır. Bakanlığımızca karşılanan tutarlar bu amaçla önceden bütçede ayrılan ödenekten ilgili kamu bankasına ödenmektedir.
Takvim Foto Arşiv
2001 krizinden sonra bütçe disiplininin sağlanması ve kamu bankalarında görev zararlarının tekrar yaşanmaması amacıyla alınan tedbirler kapsamında; 25/11/2000 tarihinde yayımlanan 4603 sayılı Kanun ile bütçede ödenek bulunmaksızın kamu bankalarımıza bir görev verilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu çerçevede, Bakanlığımızın mevcut uygulaması kapsamında kamu bankalarının herhangi bir zarara uğraması söz konusu değildir.
2001 yılı öncesindeki uygulamalardan 233 sayılı KHK'nin 35 inci maddesinde yer alan "görev zararı" ifadesi, 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı KHK ile "görevlendirme" olarak değiştirilmiştir. Kamuoyuna açıklanan resmi raporlarda da bütçeden yapılan söz konusu ödemeler "görevlendirme gideri" olarak yer almaktadır. Görevlendirmelere ilişkin yapılan ödemeler Bakanlığımız tarafından yayımlanan raporlarda şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
Takvim Foto Arşiv
Hazine faiz/kâr payı destekli kredi uygulaması çiftçiler için 2004 yılında, esnaf ve sanatkârlar için 2002 yılında başlamıştır.
2024 yılı Ekim ayı itibarıyla 1,1 milyon çiftçi ve 804 bin esnaf ve sanatkâr bu imkândan faydalanmıştır.
Çiftçilerin kullandığı kredilerin faiz/kâr payı yükünün yaklaşık yüzde 70'i, esnaf ve sanatkârlar için ise yüzde 50'si Bakanlığımız tarafından karşılanmaktadır.
Bakanlığın sosyal medya açıklaması (X)
2024 yılında sağlanacak faiz/kâr payı desteğinin çiftçilerimiz için 87,1 milyar TL'ye, esnaf ve sanatkârlar için ise 37,7 milyar TL'ye ulaşması öngörülmektedir.
Çiftçilerimiz ile esnaf ve sanatkârlarımızın uygun koşullu finansmana ulaşması için desteğimiz devam edecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu da Dervişoğlu'nun asılsız iddiasına tepki gösterdi. Müderrisoğlu, "Kamu bankalarını yıpratmanın dayanılmaz hafifliği" başlıklı yazısında kamu bankalarının esnaf ve çiftçiye verdikleri destekleri sayarak "Bu, bir tercih ve öncelik meselesi olup yapılan iş doğrudur. Hâl böyle iken İmamoğlu ve Dervişoğlu'nun ya çiftçiye ve esnafa sübvansiyonlu kredi verilmemesi gerektiğini söylemeleri (!) ya da meselenin özünü öğrenip ezbere siyasetten vazgeçmeleri gerekir." dedi.
Müderrisoğlu'nun yazısından ilgili bölüm şöyle:
Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (Ekrem İmamoğlu) topa girdi. Belediyelerin SGK borçları ve icra işlemlerine tepkisini dile getirirken SGK ile başladı, kamu bankalarına dair afaki iddialarla bitirdi. Ardından İP Genel Başkanı (Müsavat Dervişoğlu) aynı kulvarda boy gösterdi. Genel ekonomi eleştirisi yaparken, kamu bankalarının zarar ettiğini ileri sürdü.
Bakınız... Eğer ortada kötü niyet yoksa ciddi bilgi eksikliği var!
Her şeyden önce kamu bankalarından beklenen görev, yüksek kâr açıklamaları değildir. Onlardan istenen... En düşük kâr marjıyla ama en verimli şekilde çalışmaları, hükümetin ekonomi programını da gözeterek öncelikli alanları en düşük maliyetle fonlamaları, gerekirse finans sektöründe anlık regülasyon rolünü üstlenmeleridir! Nitekim özel sektörün veya sermayesinde yabancı payı bulunan bankaların kredi musluklarını açmadığı zamanlarda kamu bankalarının, ülkenin geleceğini ilgilendiren projelerin finansmanı için elini taşın altına soktuğu da bilinen bir gerçektir.
Türkiye, 2001 yılındaki krizden alınan derslerle kamu bankalarını yeniden yapılandırırken şeffaf bir sistem kurdu. 1990'lı yılların koalisyon hükümetleri, çiftçi ve esnafı düşük faizle kredilendirmesi için kamu bankalarını görevlendirir, bu bankalar zarar eder ama zararları karşılanmadığı için piyasadan yüksek faizle borçlanmak zorunda bırakılırdı. Ki Şubat 2001'de kamu bankaları, günlük piyasa işlemlerinde yükümlülüklerini yerine getirememiş ve kırmızı bakiye vermişti. O günlerden bugünlere çok değişti. Şimdi Ziraat Bankası ve Halkbank'a tarım sektörünü, KOBİ'leri, genç girişimcileri piyasa şartlarına oranla daha düşük faizle kredilendirmeleri görevi veriliyor. Cari faizle sübvansiyonlu kredi faizi arasındaki fark "görev gideri" olarak Hazine bütçesinde gösteriliyor ve iki bankaya ödeniyor.
Özetle..
Bu, bir tercih ve öncelik meselesi olup yapılan iş doğrudur. Hâl böyle iken İmamoğlu ve Dervişoğlu'nun ya çiftçiye ve esnafa sübvansiyonlu kredi verilmemesi gerektiğini söylemeleri (!) ya da meselenin özünü öğrenip ezbere siyasetten vazgeçmeleri gerekir.
Unutmadan... Dün Halkbank'ın İstanbul'da GençİZ Zirvesi vardı. 1.000 parlak genç bakanlarla, Türkiye'nin küresel markalarının üst yöneticileri ile buluştu. Gençlere ilham vermek ve projelerini desteklemek amacıyla düzenlenen bu zirvenin Anadolu'daki önemli üretim merkezlerine de yayılması çok faydalı olur. "Gençler ülkeden umudunu kesti, yurtdışına kaçıyorlar" diye karamsarlık aşılayanlara, Anadolu'dan yükselecek gençlik ateşi çok iyi bir cevap teşkil eder!
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ